Beyoğlu - Tan - Dan: Örta boylu, şişmanca, 30 yaşlarındası- dar. Zeklrizi kurnazlık sahasında kullan- mağa alışmış olacaksınız. Alaycı olduğunu zu ve başkalarını tenkidden hoşlandığını- zı da bilirim. Başkaları hokkında tecessiüs şeklinde kallandığınız — dikkatinizi dahâ müsbet sahalarda istimal etmeniz mümkâün ve elbetle daha faydahdır. —i06— Moda « Pasaj: Yaşınızı kaet'i olarak tesbit — edemedim. Fakat berhalde 25-30 — dan daha az bir yaşta değilsiniz. Şişmanlamağa — istidadı. nız fazladır. Yemek meselelerine bulunmuyorsunuz. Daha ileriki senelerde bu hususta dikkatli olmanızı — şimdiden tavsiyaye üzum güörüyorum. Ameli işlere kabiliyeliniz iyidir, Mesainizde dikkalli ve sabırlısınız. Başladığınız işi — bilirmek, sİzin için aynl zamanda bir zevktir. Sizde gördüğüm bir kusur: Rükümlerinirle a- celeci olmanız ve biraz da bedbin! ge te- mayülünüzdür. Hükümlerinizde — uldukça | sert ve eğilib bükülmiyea ölçüler kullan- dığınız vakidir. İmzanızı - okayamadığım için maalesef bundan istifede edemedim. Ba yazdıklarım hakkındaki — mütulcanızla imzantzın sarih şekli ile de tekrar müm esat ediniz. —ldrm Detnirkiliç: Uzaaca baylu, orta bünyede, — sıhhatli bir zatsmnız. Açık kalbli, açık düşünüşlü ——MAA BBT giT yi aa M yi B bir sual ağzımdan, istemeden çıktı: — Kimsiniz?.. Sadece, kocaman ağımı açtı. Bir Bey söylemedi. Güldü. Üzerime iğile - rek: Covapları veren Profesör Sanerk Gratoloji ve Grafometri ÜTÜN — tafsilâtile karakteri- nizi; meziyet ve kusurlarmızı; sizi hayrete düşürecek kadar vazıh ve Barih olarak hususiyetlerinizi; tut- tuğunuz veya düşündüğünüz işte mu- vaffak olup olmıyacağınızı; nihayet Blayt — e— — A A açık ifadeli olmak vasıflarınızdandır. İti- yatlarınıza, alıştığınız şeylere fazla bağlı- sınız. Çalışmaktan — korkmadığınız halde atıştıklarınıza bağlı olmanız yüzünden ye- ni veya berbangi bir zörlük gösterilen hu- suslarda mütereddit ve gevşeksiniz ki hiç şayanı tatsiye değildir. Kendinize Himadı- mız dazladır. — Fikrl — bir tefevvük gibi beden! televvük de istekleriniz arasında- dır. Karar, fiktr ve hükümlerinirde ısrar edersiniz. Asabiyeliniz zamanlarında hid- detiniz pok budut tamımaz. — Hayatta mu- vaffak olmak için esash unsarlara malik olduğunuz için kusur ve eksiklerinizi gi- dermenizi veya tadil etmenizi tavsiye ede- rim, İsterseniz daha etraflı bir tahlil için tekrar müracant edebilirsiniz. Imparatoriçe Öjeninin israfı Imparatoriçe Öjeni çok iyi kalbli bir kadındı. Satıcılar bundan çok istifade & derlerdi. İmparatöriçenin 676e!bisesi, 60 şalı vardı. Her sene en aşağı 136 rop, 20 Bir şehir satılığa çıkarılmış ! İçinizde bir ingiliz şehri satın almak is tiyen var mı? Eğer varsa hiç durmayınız Doret vilâyetinde bir şehir satılığa çıka- Bu şehrin adı, Milton Abas'dır. Yakın da müzayode İle tatılacaktır. Büyülüğü 680 hektardır. . Milton Abas cidden garip bir şehir- İki yüz yıl evvel, bir adamın keyfi ar- zusu üzerine yerini değiştirdi. Bu adam şehrin, bütün evleri, hayvanları, maki- neleri ile beraber başka bit mahalle nak lini istemişti. Bu arzusu yerine — getirildi ve sehir Lörd Miltomun idaresi altında Bulunan bir yere götürüldü. Salisburi şehri de ayni akibete uğra- mıştır. 17 inci yüz yılda, papasın biri, kilisenin yamındaki eski kaleden sinir- lenmiye başlamış, ve günün birinde kili seyi de etrafındaki binaları da başka bir yere nakletmişti. Ahali btma itiraz ve krala müracaat etti. Fakat faydası olmüudı. Papas: — Bu kale asabrmt bözüyor, sinirle- niyorüm, dedi. Burada oturmakta mana pe? Ben kiliseyi İki mil Ötede güzel bir vadiye götüreceğim. Kiliseye merbut o- lanlar gelsin. Olmiyanlar da yerlerinde kalın. Fakat, şimdiden söylüyorum: Hepsini afaror edeceğim... Ve dediğini yaptı. Papasın kraldan na sıl müsazde aldığı malüm değil. Bazıla- rıma göre, gece rüyasında İsayı gördüğü nü, ontın tavsiyesi üzerine şehrin nakline doğru mu?.. vane li S 5İ 44 4 ğ ) - Bi D 3 ' p d KU İ ; l.gı Çl e : Ş $ Raskasın belinde bir kılıç bulundu - Bunu görünçe, nazikâne bir tavırla: — Mösyö, dedi, ben Vikont dö Drue'yum ve burada, seyahate çıkmak mecbüriyetinde olan, Şeverniyi temsil ediyorum. Küçük casus nazikânc bir tavırla ve cür'etle mukabele etti: — Müösyö lö Vikont, ben de Raska- sıma, düşesin serdaşlarından ve sadık a- damlarından biriyim. . — Çok güzel, Şu halde, bir haber ve bir mektup getiriyorsunuz. Lütfen verin. — Şifahit haber getiriyorum. Düşes Biüadan dört fersah mesafededir.. Genç erkek heyecanla sordu: — Nerede?, Raskas ta hep ayni nazikâne tavriyle cevap verdi: — Düşes bunu söylemek müsaadesini vermeği unuttu. , Vikont bu cevabı takdir etmiş görün- dü, ve: —- Pekiâlâ, dostum, dedi.. Şu halde getirdiğiniz haberi söyleyin.. Ve Raskasın büyük bir meharetle ta- kındığı tereddütkâr tavrı görünce ilâve ettiz 4 — Korkmadan, çekinmeden, itimatla k bilirsiniz — Diişes, monsenyör dö Vandom ne rede iltihak edebileceğini soruyor. Blü- aya gelmekten çekiniyor. Genç asilzade öyni heyecanla atıldı; — Söyleyin öna sakın gelmesin.. Çün- kü, kardinalın casuslarından birisinin, şüphesiz, önu gözetlemek için buraya geldiğini haber aldık. — Şüphesiz onu gözetlemek içindir.. Bu sgözlerinizi düşese aynen tekrar ede- ceğime emin olabilirsiniz. — Çok güzel, düşese ayni zamanda şunu da söyleyin ki, dük dö Vandom, 3_ büyük bir sabırsızlıkla Şever- y M a b 4 si A E NMi St şal, 980 çift eldiven, 524 çift ayak kabı | İMOiliz nazirlarının — Sen, dedi, ne tuhaf çocuksun... —| Stn alırdı. aylıkları — Yerdeki tablaya gözüm ilişti. | — İmparatoriçenin tuvalet masralı için | — 1Ingilterede nazırların aylıkları- çok 'Tatlı bir sesle: 860,000 frank tahsisatı vardı. Fakat bu | yüksektir. Başvekil tenede 10000, nazır — Esrar, dodi, ne güzeldir bilsen... | yetişmezdi, borçlanırdı. İmparator, her | lar da 5000 ingiliz lirasş alırlar. Eski Zahir Sıtkı GÜVEMLİ sene kraliçenin borçlarını ödemek için | Başvekillere kaydı hayat çartiyle senede B” Sonu yarın ( 5300000 frank vermeğe mecbur kalırdı. | 2.000 lira verilir, Göre Na * .Mı——————&"; göY Z4 KAHRAMAN KT2 gı surkast teşebbüsünde büyük bir rol ninin şatosunda bekliyor. almıştı. — Şeverninin şatosunda., Çok güzel.. Düşex, yarın orada butunacaktır. Tanrı sizi mubalaza etsin Vikont cenapları! Drwues p — Teşekkür ederim dostum.. Dedi ve Raskasa on altın uzatarak ilâve etti: — Şunu da alın ve düşese deyin ki, Vikont dö Drue, onu görüp, lalıcını o- nun emrine fimade kılmakla cidden bah- tiyar olacaktır . Raskas, altınları memnaniyetle ce- bine yerleştirerek ; — Başüstüne Vikont cenapları .. Bir kaç dakika sonra, Raskas tekrar şatonun yolunu tuttu, oraya tekrar gir- di ve tekrar mevki kumandanma haber gönderdi. Şüphesirz, Raskasın ona gös- termiş olduğu vesika çok mühimdi, çün kü kumandan Raskası kabulde tereddüt etmedi ve mevkij içtimsiyesini kurtar- mak için olacak, sert bir sesle bağırdı: — Gene ne İstiyorsunuz? Maksadınız kulaklarınızı kestirmek midir?. — Kulaklarımı kestirmek mi? — Ku- laklarım çok uzundur monsenyör, boşu boşuna vakit kaybetmiş olursunuz. Pi- rise gidecek başka bir adama daha ihti- yacım var. Kumandan odasının penceresini açtı ve avluda bulunan rabitlerden birisine bağırdı: — Parise gidecek başka bir süvari hazırlayın!. Ve Raskasa dönerek ilâve etti; — Verin mektubanmusu.. Raskas ta: — Mektubu daka şimdi yazacağım, monsenyör., Dedi ve filhakika kumandanın masası başıma oturarak krsa bir mektup yazdı, zarla koydu ve kapadı. Bu mektup an- cök şu kelimeleri ihtiva ediyordu: “ Monsenyör dö Vandom, Şeverni- nin şatosundadır. RASKAS,, KAHRAMAN KIZ Zarfın üzerini yazacağı sırada bir an tereddüt etti. Sonra kararını vererek göyle yazdı: —- “Kardinal sarayı - Mon- senyör kardinal dük dö Rişliyö hazret- lerinc.,, Kumandan tmasatına kurular kalem ve kâğıdını kullanan küçük casusa hay- Tet ve hiddetle Bakmıştı. Fakat hissiya- tını açığa vurmadı ve mırıldandı: — Kardinal, casuslarına bu kadar salâhiyet vermekle cidden saçmalıyor .. Ben de mektup yazacağım, hem de kra- 1a ve ondan — istifamın kabulünü istiye- ceğim.. Bunun üzerine, kumandan, Raskasın kullanmış olduğu kâlemi masanı Üze- rinden kaptı, kırdı ve pencereden dışarı ya fırlattr. Casusun mektubu da, kori- Corda hazır bir variyette bekliyen ada- ma verildi.. Kumandan bağırarak sordu. — Bu kadar mı? —— Evet monsenyör, Tantr sizi rmuha- faza etsinla Kumandan kapıyı açarak bağındı: Cahennemekadar yolun var! Şey- tana gitl. Raskas müstehzi bir tavırla cevap verdi: — Şeytana mr gideyim? Ah Mongen- yör, düşünün ki, şeytanın en büyük düşmamı olan kardinala gidiyorum! Bu sözler ürerine, Raskaş, yerinde hayretinde dona İçalan kumacıdanı yal- nrx brrakarak aşağıya itidi ve atına bi- nerek Blüadan ayrıldı. Roskaş Morşönuar'a geldiği yaman, tanyeri #ğarıyordu. Küçülk casıs bura- da atından İndi ve Tibonun evi önünden geçmemek için kırlardan dolaştı ve ni- hayet av köşkünün önüne gelerek elini iki defa vurdu. Ve; “Şale!" diye ses- Yendi. Senelerdenberi kapalıymış gibi duran pancurlardan biri açıldı. Raskas atınt bir ağaca bağlryor ve heybesinin gözünü araştırryordu. Bir ses sordu: Ş AT J»ş_u. : d B ._ ağ P * OKOMOBİL Saya a '-._'-nî'î:::yu Ş ' | z08 — — — Siz misiniz Tibo baba?, öt Raslças da mırıldanarak cevap verdi” — — Evet, çabuk.. il Marin kapıyı açtı, ayni zamanlda, O7 — * duğu yerde dehçet içinde kaldı, Cü İ zel yüzünün iki karış ötesinde, ölÜM —— saçmağa hazır bir tabancanm ağııli *;, görmüştü.. Hetnen ayni zamanda, RA” — kas göyle dedi: Üi — Bit tek hareket, bi tek söz dertii — ateş ederim? $ Bu tehdit, dehşet içinde titriyen 27 vallı kızr itaate sevketmeğe küfi ti. Casus devam etti; ( | — Kızım, size ve hanmmınıza his 'Öi: fenalık yapmak niyetim yoktur. mll* onu kurtarmağa geliyorum. Bunun w. | kapıyı yavaşça kapoyın, konuşalıme. —— Marin, tabancanın tehdidi al! n_' 7 buna da itaat etti. Bunun üzerine t kas, onu küçük bir odaya doğru ü ledi ve zavallı kızcağız, kendisini “’& koltuğa attı.. 'a Raskast _fjıj — Beni tanryor musunuz?: "('?'İ Diye sordu.. Marin de %.J ; bet cevap verdi. .Bunun üzerine Hi f devam etti; ; —wıı.uıyınıwü*::.-% i dim namma parayla hndn'niîf,- ı mıştım., Sizin satılacak bir kıf Kardisir ğınız anlaşılıyor, Bugün artık eeei | lmm adamı değilim ve hanımınızı nı f mağa geldim., Nerede 02 #'ç Marin, elini tavana doğru MakASÜ — Yukarıda yalnız mıf. Marin yavaşça cevap 4 ç — Bvet! " Bu, onun telâffuz ettiği ilk .Ö.[ di. Bunun için, Raskas, onun Âyt toplandığını ve neredeyse tekfâf ı-i' racağını zannetti. Bunun ÜZETT — rinin Üzerine otıldı. gl Krsa bir mücadele neticesindtr Üra lazın ağzı bir eşarpla ti Ş v |