4 Meseleler Büyük sanayiim İZ IŞÇİ Buhranına maruzdur Bu derdi, fabrika civarla- rında taraf edebiliriz BİR müddettenberi gazetelerde bir işçi buhranımndan bahsolu- nuyor. Ciddi meselelerde mutad ol - duğu veçhile bu iş filhakika henüz bir dedikodu şeklinden çıkarılmış ve et- rafiyle tetkik edilmiş değildir. Fakat icablar hükmünü yürütmekte ve hâdi- seler normal sıralariyle biribirini ta - kip etmektedirler. Bu icapları ve bu teselsülü takip ederek bir.tedbir al - mayı düşünen resmi makamlar mev- cut olabilir. Bu, her şeyi, bilhassa iç- timaf mahiyette olan her şeyi hükü- metten beklemek hususundaki itiya - dımıza bağışlanarak, kâfi de görüle- bilir. Fakat ne o tetkik ve ne bu te - vekkül, memleket ihtiyaçlarmın tehvi- ni ve meselenin iyi bir tarzda İntacı için kâfi hassaları ihtiva etmemekte- dir. ** Amele buhranı, yeni kurulmaya baş lanan ve işletmeye açılmalarının üze - rinden yıllar geçmesine rağmen he - Düz ekonomik hayatlarının emekleme devresinde bulunan büyük fabrikala - ormızın ilk nefes alış safhalarında kendini göstermişti. Bu, faaliyet art « tıkça ve fabrikalar çoğaldıkça daha bariz bir şekil aldı. Tedbir almmazsa, yakm bir zamanda, büsbütün açık bir tarzda alınlarımıza çarpacaktır. Amele buhranı, İstanbulda, evvelâ küçük sanayi üzerinde tesirini gös - 'termişti. Bütün dünyada fabrika Te - Jimlerinin kuruluşuyla beraber, he - men hemen ayni âraz ve ayni eşkâl ile belirmiş ve muayyen devrelerini yaşıyarak tarihi neticede karar kıl - miş olan bu hâdise, memleketimizde de, hele mütekâsif ve canlr iktısadi muhiti itibariyle İstanbulda da, elbet- te kendini gösterecekti. Bu hâdise, kücük sanayi erbabınm, müstakil iş sahibi olsun veya çırak ve kalfa vaziyetinde bulunsun, daha e - min ve daha kazançlı bir yol olan fab- rika işciliğine rağbet etmelerinden ve bu sahalar etrafında toplanmaların- dan ibarettir. Büyük sanayiin teşek- külüyle zaten sarsılması ve bir müd- det sonra ortadan kalkması mukad- der olan küçük işlerinin vaziyeti, on- ların bu hareketi üzerinde, ayrıca mü- essir bir rol oynar. Fakat bizi bugün meşgul etmesi lâ- zimgelen buhran, tam adıyla işçi buh- ranı, bu değildir. Gazetelerin ve mem- iöket işlerini yakmdan takip etmeyi bendi kendisine karsı vazife bilen va- tandaşların bu hâdise içine karıstır - dıkları ve ayni şey zannettikleri iş, büsbütün başka bir mahiyet taşır ve işçiye barınacak yerler temin etmekle ber- işci kızlar çalışırken büsbütün ayrı bir ehemmiyeti haiz - dir. Mesele gşudur: büyük sanayiimiz iş- çi buhranma maruzdur. Bir iki senedenberi kendini göste - ren ve oldukça ehemmiyetli tesirler yapmış olan bu buhran, bazı fabri - kalarımızın istihsal hayatında zararlı gekilde tesirler icra etmiş ve bu fab- rikalarin idarecilerini, tamamen hu- aF" Devamı 11 incide Fedğrag;ıon Evereç usulünü kabul etti Bundan sonra bütün futbol birinciliklerinde ayni usul kullanılacak Bu sene lig maçları sonunda bir çok takımlar ayni puanda kalınca, İstanbul fudbol ajanlığının İngilte rede de tütbik edilmekte olan Eve reç usulu ile ayni puanda olan ta kımların derecelerini ayırdığı ma lümdur,. Bu tasnif barşısında bir çok klüp ler derhal itirazlar yapmışlar ve E vVereç usulünün tatbikini şiddetle protesto etmişlerdi. Şimdi öğrendiğimize göre vaziye ti tetkik eden fudbol federasyonu İstanbul fudbol ajanlığının hattı hareketini tamamen tasvip etmiş ve bu kararını — bildirirken, şimdiden ; sonra Türkiyede yapılacak bilümum ; fudbol birincilikleri için Evereç sis teminin kabul edilmiş olduğunu. da ilâve etmiştir. Bu haftaki yağlı güreşler Pazar günü öğleden sonra, Çember- litaşta Şen bahçede, her hafta oldu- ğu gibi birçok tanımmış pehlivanların iştirakiyle yağlı güreşler yapılacak - Etrafındaki dedikodular Şmeling (solda)-Ben Foord maçından Şmelingin ne büyük bir meharetle görüyorsunuz.. Şmelingin Ben Foord üzerinde ka. zandığı galibiyet hakkındaki tefsirler Avrupa gazetelerini hâlâ doldurmak- tadır. Umumiyet itibariyle, Şmelingin ma- çı ancak sayı hesabı ile kazanmış ol- Altınordu klübünde Yeniden intihap yapmak için bir kongre daha toplanacak Altmordu klübünde aylardanberi devam ve mahkemelere kadar inti - kal eden hâdiselerden evvelce uzun u- zun bahsetmiştik. Dün bize gönderilen Tarih diyoc ki: gç, Hamiyetli bir şeyhislâm VCI MEHMET, bütün işleri sadrrüzam Köprülü Mehmet paşanın eline bırakmıştı. O, asıyor, kesiyor, istediği gibi devlet idare edi yordu. Girid seferi hâlâ bitmemiş, ordu muvaffakiyet göstermemişti. Köp- rülü bizzat sefere gitmiyordu. Müte- madiyen serdar değiştiriyor, dama taşı gibi, bir kumandan geri çeki- yor, yerine başka birini yolluyordu. Abaza ayaklanması sırasmda Gi- rid serdarı olan deli Hüseyin paşayı sebebsiz azletti. Adını, boynu vuru- lacakların listesine yazdı. Köprülü Mehmet paşanın kanlı ve bayağı bif sistemi vardı: Sarayda şahsmdan sık sık bahsedilen, adı sa- daret namzetleri arasımda ceçen ta- nmmış, söhretli. ve mümtaz ricali fırsat kollayarak boğdurur, astırır, bu suretle rakiplerinden kurtulmak isterdi. Deli Hüseyin paşayı da çoktanbe- ri öldürtmek istediği halde, bir türlü şeyhislâmı kandıramamış, paşanın katline fetva alamamıştı. İhtiyar Köprülü, şeyhislâm Bolu- lu Mehmet efendiyi zorladıkça, o haklı sebepler buluyor: — Ortada, meşru, şeri şerife uy- gun bir sebep olmadan tanınmış bir devlet adamımın katline fotva vere mem., İtirazile, sadrıâzamın isteğini red dediyordu. İhtiyar, Köprülü, sonradan deli Hüseyin paşayı öldürttüğü halde, şeyhislâmın vaktile fetva vermeme sinden dolayı beslediği kini, düşman ği unutmadı, fiırsat kollamaya baş ladı. Deli Hüseyin paşanın yerine Giri de serdar gönderdiği kör Hüseyin paşa, aciz, iktidarsız, zavallı bir adamdı. Buna rağmen, bhüsnüniyet sahibi idi. Bu işin altından kalkama yacafımı bildiği için çok sevdiği ve saydığı şeyhislâma bir mektup yaz dı, endisesini anlattı. Girid — işinin fevkalâde ehemmiyeti — olduğunu izah etti. Kendisi gibi nciz kimsele rin değil, iktidarlı sadrıâzamlarm ordunun başında bulunması 1lâzım geldiğini, bu mühim seferi ancak onlarm bazarahileceklerini. Anado lüya yapılmasına karar verilen sefe rin Giride tebdil edilmesinin en doğ ru bir şey olacağını bildirdi. Şeyhislâm Mehmet efendi, esasen yapılan işlerden acı ve azap duyu yordu. Kör Hüseyin paşanm mektu bu gayretini, hamiyetini kamçıladı. Padişaha şöyle bir mektup yazdı: «*., Bu yıl da Girid cengini ihmal ederek Bursaya gitmek makul bir hareket değildir. Sadrırâzamın mura dı din ve devlete hizmet değil, mev kiini muhafaza kaygusile iktidar erbabını ve makamına rakip saydık larmı birer bahane ile idam etmek, bildiğini yapmaktır. Hüseyin paşa nm katli *namakul iken,, kimseden korkmadan bu büyük cinayeti de iş ledi. Sadrırâzama bu derece geniş bir salâhiyet vermek lâyik ve münasip değildir. Devlet hayırhahı olduğu muzdan ötürü hali ilâma cüret eyle dik, Ferman padişahımızmdır.,, (*) Mehmet efendi, Hüseyin paşadan aldığı mektubu, padişaha yazdığı mektuba ekledi, saraya gönderdi. Avcı Mehmet, bu gizli ve memle- keti alâkadar eden ihbara ehemmi- yet bile vermedi. Üstünde durmadı, tahkikat yapmaya lüzum görmedi. Şeyhislâmla kendi arasında kalma- st lâzım gelirken, öyle yapmadı. İki mektubu da Köprülü Mehmet paşaya yolladı. Bunlara bir de şu iradeyi ilâveledi: « ., Şimdiye kadar himayen altın da tutup terbiyesi ile alâkadar oldu- Bun mollanın senin hakkında yaz- dıklarını gördün mü? Öldürmek ve sürmek hususu sana ait.. Dilediğini yapabilirsin. Senin istediğin gibi hareket olur.,, Köprülü mektupları almca küple- re bindi. Kızdı, hiddetlendi, köpür- dü. Kör Hüseyin paşayı boğdurtmak için Giride ferman ulaştırdı. Fakat, azrail daha atik davrandı, Köprülü Mehmet paşadan evvel Girid serda- rının kapısını çaldı, kör Hüseyin pasa mevüt ecelile öldü. Şeyhislâma gelince, sadrıâğzam her nedense onüuü astırmadı, kazıklat madı, kellesini uçurtmadı, Mihalice sürmekle iktifa etti. Hüseyin Rüştü Tırpan (9) Nalma, C: 6, S: 408 . ve isteki bitaraflığımıza binaen ay- nen-aşağıya koyduğumuz bir mahke- me kararından anlaşılacağı veçhile, bu klüpte tekrar kongre toplanmasına ve idare heyeti intihabatmın yenilenme- sine karar verilmiştir. Eğer Altmordu klübündeki bugün - kü ikilik bu şekilde ortadan kalkacak- sa vaziyet bizi cidden memnun ede - cektir. Üsküdar hukuk hâkimliğinden ve - rilen ve bize resmi vesdikle bildirilen karar şudüur: Üsküdar hukuk hâkimliğinden: Altınordu - klübünün — kongresinin mahkeme huzurile yapılmasına dair verilen karara karşı klüp reisi bu - lunduğundan ve kongrenin usulü dai- resinde yapıldığından ve mezkür ka - rarın ref'inden bahisle Celâl Ergun tarafından vaki itiraz üzerine mumaj- leyh Celâl Ergumnun sıfatı olmadığın- dan itirazının reddine ve mahkemece ittihaz olunan 8-11-987 tarihli karara tevfikan ve medeni - kanunun 45 inci ve 59 uncu maddeleri müucibince kon- grenin mahkeme vedaatile açılmasına karar verilmiş olduğundan ve kongre günü 20-2-938 pazar saat 14 olanak tayin edildiğinden klüp azalarından tecdidi kayıt muamelesini yaptıracak olanların kongre gününden evvel klü- be müracaatla nizamname mucibince taahhütlerini ifadan sonra tecdit mu- amelesini yaptırmalarını ve aksi halde koöngreye kabul edilmiyeceğinden key- fiyet tebliğ makamına kaim olmak lü- zere gazete ile ilân olunur. . Üsküdar hukuk hâkimliği Resmi mühür B. 8. Peynircioğlu l 1 Genç bir sporcu öldü ee Anadolu klübü - nün genç sporcula rından ve İstan - bul sanatlar okulu mezunlarından gü | reşci Necati, tu - | tulduğu hastaliık - ni kapamıştır. Merhumun ce - nazesi arkadaşlarının göz yaşları ara - sında kaldırılmıştır. Ailesin» ve klü- büne beyanı taziyet ederiz. hâlâ devam ediyor enstantane güzel bir l ! rakibinin yumruklarından kagındiğ"" | ması hiç de fena bir tesir yapmamış tır. Bilâkis, en bitaraf boks mütehâ#” sısları bile, Şmelizin çok güzel maç yaptığmı ve dünya ağır sıklet” leri arasında en teknik ve en zeki bol” sör olduğunu bir defa daha ispat ©V tiğini söylemişlerdir. Bizzat Maks Şmeling de gazetecile” re şöyle demiştir: ı “Coe Luisle karşılaşmadan Owd temenni edebileceğim en güzel bir 4” trenman yaptım.,, k Filhakika, gazetelerin antrenman yapıyor hissi uyuıdmn'* ve son derece teknik döğüşmüştür. hassa rakibini yere yıkmaktan Ziyâ * de, yumruklarınım isabetli hemmiyet vermiştir. Bundan başka da Ben Foordun Mi temadiyen kaçamak hareket eundl nakaut olmasını güçleştirmiştir. —. Diğer taraftan, maçın neticesi hak kımda haberdar edilen Coe LulS d':l gazetecilere şu beyanatta bulunmus tur: “$meling Ben Foord'u nakaut ed;", İ İ | mediğine göre, bu srralarda pek parlak bir vaziyette değil demekti” J SŞu halde yaşı kendisini hisse Ve ben de Şmclinge mağltb olduğ!” zaman herhalde çok fena bir M' düm.,, Şmelingin, ancak Sayı hesabile &. | libiyeti Amerikan gazeteleri ÜZEf ti n de fena bir tesir yapmıştır. Fakâ& çei merikada bir boksörün bir tek " öş döğüşü, bütün mazisini unu M-, kâfi geldiği için, Avrupa gww._ ! buna pek de ehemmiyet vermiyo” eli Maamafih, bazı Amerikan yağ- Devamı İW | Eradok Boksu bırakıyYOT, Nevyorktan verilen bir habef? " ye| Bradok karısı ve menecerile Y wşı zun müzakerelerden sonra;, | şu beyanatta bulunmuştur: ' | H “Son maçımı kazandım V© ağir sıkletlerden bir goklaf“:w,,r- bilecek kabiliyeti kendimde B? (ça ” rum. Fakat artık boks yapm",,n: &i miyorum, OÖn beş h boks için yaşıyordum, % çocuklarımı düşünmek m W. deyim. Ve bunun için de bok&? kryorum. Verdiğim bu karar bana W oe fakat bu kararı dostum ve MT yuylb Guldla beraber verdim. AYtf y’d beraber çalışacağız. Yani bf b necer olacağım. “Boks hayatım esnasındâ W drm etmiş olanlara candan M Ti ediyorum. Bana hiçbir SEY “, ygerit maryan, buna mukabil her Dgh bi sine medyun bulunduğum.*”— — “da elveda diyorum.,.” - Ka SY D” p £f &£ 247 * . G A O aFT * K bakılırsa Şmeling, bu maçta, ciddi DİF ge . SA AŞ P — d a ÜY ae —.. ai Pi G AR P0 a d - yi ©© — d e A (ü0 e— JAf Gf S K 'T B” .