—3B3 Ankara, Rebah — Nuruk Gençsiniz. Yaşınızın 25 ten fazla ol- madığına kaniim. 18 den de aşağı de- #ldir. O halde yaşınıza bu ik: had ara- semerelerini almak ister, aile histeri kuv- vetli, terikide ve kusur gönnele müte- mayi, parça parça bir çok işler gör mektense başladığı şeyi bütün teferrun- tile yapmayı tercih eder, zeki, mnuhiti- za veya hissinize rağemen tamamen böy mi e m emelleriniz var, seni yavaş yavaş sevmeğe başlıyor. Ya- rm, daha urun hasbihellere, bahislere girişmeğe mecbur olacakım. Bir gün belki de kendini unutarak “Geleceksin, bir gün olup elbet beni seveeksin,,, tan- gosunu murldanmağa başlıyacaksın. "Temiz, bir genç kızı böyle aldâtmak doğ ru değil. Eğer onu sen de seviyorsan, git, bir budala olduğunu itiraf et, veya- but alâkanı kes. İhsanın sesiz — Ben de bu işe başladığıma bin kete pişman oldum. » diya cevap veri- yordu- Yapışan bir & kızmış ves ld m. ruşluk ediyorlar, sonraki rarldevularda, benimle beraber, tafigolara başlıyorlar. ör. Bu öyle değil. “Paganini, falan eseri şöyle bir haleti ruhiye içinde yap- muş. Filân sonatm anlatmak istediği mâna bu imiş. Bir kaç gün ben de ser- semledim. Deli gibi arkadaşlardan #ma- lümat toplamağa başladım. Hay ö kon- Ser biletini seriden almaz olaydım. Perihan sapsarı olmuştu. Sessizce merdivenleri indi, sokağa çıktı. Arka- O günden sonra Perihan, bir ayak Üstünde bilgilerini döken sahte malü - matlılardan, şeytandan kaçat gibi kaçtı. Leman KARAMANOĞLU Mi RAE İZ e m 2n SAHNEKMAN KIZ Cevapları veren Profesör Sanerk Graleloji ve Grafometri mütehassısı rar müracaat ediniz ve yazdıklarım hak- kında düşündüklerinizi de bildiriniz. —384 — Ankara, W.S.W. 2 Gazetede intişar eden tahliller dola- yısile hakkımda gösterdiğiniz itimat ve teveccühe teşekkür ederim. Tahlillerin kısa olması, vaki müracaatlara mümkün mertebe çalik osvap vermek ve bir çok okuyucuların pek uzun müddet bekle- memek urzusundandır. Son mektubu» nuzda imza yoktur, halbuki tahlillerde imzanın rolü pek büyüktür, Bugün size Şu tavsiyelerde bulunacağım: 1 — Yazmnızda en ulak bir ima ve işaret olmadığı halde ecnebi lisanlar- dan birile meşgul (o olduğunuzu baştan söylemeliyim. Büyük bir ihtimalle fran- sızça olduğunu zannettiğim (Mektubu- nuzda bir tek fransızca veya ecnebi ke- lime yoktur) Bu lisana tamamen sahip olmanız lâzımdır. 2 - İtiyadın tesirleri sizde büyüktür. Bu yüzden daima alş- tığınız şekilde harekete mütemayil ba- Yunuyorsunuz. Hareketlerinizi kontol ederek, yaptıklarınızı kusur arayan bi- risi gibi gözden geçirerek tamamlamalı- sınız, 3 - Sıhhatiniz evvelce söylediğim gibi iyidir. Fakat (oyaşama şerstniyi sıhhi imkânların hududu içinde tonriri etmeniz yerindedir. Bu husustaki vim dinizden bilhassa memnu. 4 - He- yatta en büyük muvaffakıyet Amili © bilmek ne de rmiktedir olmaktır, bunla. rın en müsbet bir şekilde bir muhit ya- pabilmek için kullanmaktır. 5 - Hayat- ta muvaffak olacağımızı ben tamamen kanilm. Sizde bn itimat ile hareket e- derken aldanmadığınızı ve defalarla gö- teceksiniz, RK Kw Raya “ Raskasm, bu kapının arkasınia bu» lunduğunu hiç te düşünmiyordu. Bunun için, Brigit hatunun çığlıkları üzerine gidip kapıyı açmakta hiç bir mahzur görmedi, Bunu takip eden sahneyle, Raskasın, nasl Trankavclin odasına yerleştiği de malümdur; Kotinyan, Brigit hatunda şüphe tev- Hd etmemek için: — Mevzuu bahis nezaret içindir! dedi. , Fakat Brigit, Raskasın fena darbe- sini görmüştü. Hattâ bu müthiş darbe- yi takdir etmişti bile.. Bunun için bu Zayıf kadınım kafasında bir şüphe belir. meğe başlamıştı. Ertesi sabah, malüm olduğu veçhile, Raskasın tevkili vukubulmuştu. Peder, Jozefin casusları tarafından idare edi- len adamlar evvelâ Brigitin dairesine girdiler, bir ölüm dehşeti içinde kalmış olan Korinyan da, bir dolaba saklandı. Dul kadın, istenen bütün izahat: verdi ve biraz sonra Raskas yakalanıp götü- rüldü. Ev gene eski sükünetine kavu - şunca, kadın, Korinyan: dolaptan çi- kardı ve en tatir tavriyle: — Gelin muhterem cübbeli, dedi, kar» dinalın adamları gittiler. Korinyan, bağırdı; — Cübbelimi? Bu da ne demek?, — Evet. Darağacına götürülen suç ortağınız, bu gece size bu isimle hitap etmiyor muydu? Kadının hali ve sözleri Korinyanı endişeye düşürdü ve rahip onu dehşet içinde bırakmak Için müthiş bir Sesle, lâtince bir rümle bağıtdı . Fakat kadın, lâkayd bir tavırla omüz- Jarmı silkti. Bunun üzerine Korinyan enerjik bir tedbir almağa karar verdi ve duvarda asıl duran Sen — Lâbr'ın &- letini çıkararak şöyle dedi: — Pekâlâ, sevgilim, görüyorum ki, sizi iyire ikna edecek deliller göster- mek lâzımdır . Ve Korinyan, bu sözlerle beraber, 5 emma müüaş âleti kaldırarak kadınm üzeri- ne yürüdü. Fakat, henüz iki adım atma- muşta ki sartı üzerine yere yuvarlandı ve elleriyle midesini tutarak dehşet ve hây vet içinde inledi; — Raskas gibi! Tıpkı Raskas gibi! Onun gibi bana cübbeli"diye hitap edi- yor, Üstelik onun kafa darbesini de öğ- rendi.. Mabvoldum! , Filhakika öyleydi! Raskasn kafa darbesini hayranlıkla görmüş olan Bri- git ayni manevrayı yapmağa teşebbüs etmiş ve bunda cidden muvaffak olmuş- tu. , Fakat bununla da kalmamış ve Ko- rinyanın yere düşürmüş olduğu kor- kunç âleti de kaparak onun omuzlarını ve sırtını kanatıncıya kadar odökmeğe başlamıştı. Korlayan çılgın bir vaziyette odada koşuyor ve mütemuldiyen bağırıyordu; — Trankavel gibi! Bu kadın iblisin tâ kendisidir! Hem Raskas hem Tran- kaveli nefsinde cemetmiş!, » Brigit nihayet âleti yerine astı ve iki yumruğunu kasıklarına dayayarak garip bir tavırla: — Azizim, dedi, iyice anlaşalım, Bu cüceyle ne halt işlediğinizi bilmiyorum, bu cüce dostunuzdur.. Kerinyan act bir tavırla bağırdı: —Ol0O mu benim dostum?. — Bu beni alâkadar etmez. Onu ya- kaladılar.. O saklanıyordu. Siz de sak- lanıyorsunuz, Ben iyi kalbli, namuslu bir kadınım. Sizi ihbar etmiyeceğim .. Sizin yemeğinizi ve yatağınızı maal memnuniye temin eğiyorum., — Ab, sevgili Brigiteiğimi. — Fakat ben emredeceğim, siz ise itaat göstereceksiniz. Aksi taledirde, kafa Harbesini ve şu âleti unutmayın! Bunlar da kâfi gelmezse, sizi kardinala teslim edeceğim... — Brigit! Sevgül Brigitciğim!. — O zaman pekiâli bilirsiniz ki, gi- deceğinit yer darağacıdır!. Korinyan istenen her şeye, hürmet ve itaate söz verdi. Bunun üzerine ga- yet dikkatli bir istievaba tâbi tutuldu. Korinyan bu meyanda Trankavelie An- naisin mace:alarını da anlattı. Bu bi- köye, dul kadınım üzerinde, ateşin ba- rut Üzerindeki tesirini icra etti ve kadın bu andan itibaren, Trankavelin penoe- resinden, Annaisin ikametgâhı gözet- iemeğe başladı. © Beigit, garip bir sevki tabilyle, An- naise kin böslemeğe başladı. Onu cür- mümeşhut halinde yakalamak için ha- yatından iKi senesini maalmemnuniye feda ederdi. Fakat Annais birdenbire kaybolmuştu. Bu, casus ruhlu müteces- sis kadırı âdeta hasta etti. Fakat bu hastalığı, onu, daha büyük bir dikkatle câsutluğa devam etmekten alıkoymadı. Bu müddet zarlında Korinyan müteta- diyen ame içiyor, göbeklendikçe gö- Priyak, Parise döneceğine, dört nala Pontenbloya kadar gitti. Adeta çılgm bir hale gelmiş, ne yapacağını bilmi- yordu, Adamları kaçtıktan sonra, Annaisi uzaktan takip etmek, onun aklına bile gelmeği. Genç kız, Trankavelle Me- Tüs'ün yanında emniyet içindeydi: Bilâ- hare yapacağı araştırmalar içla bu ip ucu ona kâfi geliyordu. Onun Tranka» vele ve bilhassa Molüse karşı duyduğu neiret ve kin cidden korkunçtu, Fom tenbolda bir lokantada, atının istirahate ihtiyacı olduğu bahanesiyle iki üç saat kaldı, Sen — Priyak'ı, hezimetinden ziya- de, Verdür'ün ân bir şekilde meydana sıkmış olması şaşırtmıştı. Verdür sağ- dı, sapasağlamdı! Bunun üzerine Sen — Priyak'ın içinde bir şüphe ve enkli- KTZ, big şe belirdü Büyü k bir zafer gibi, kaf” j dinala vermiş olduğu mektubu düşündü © Fakat bunlar, düşüncelerinin en geri? sindeydi. En bariz biz ve düşünce Trankaveliş Molüse karşı olan kiniydi. Öğleden sonra Seni — Priyak, soğuk kanlılığın: bizaz topladı ve tekrar koyulatak akgam tzeri Parise vardı” tan sonra hex zamanki otele İnerels, VA” er i siyeti düşünmeğe başladı. Ertesi sapi kardinal sarayına gitti. Onu şüphesi$ i 0 orada bekliyorlardı, Çünkü daha köri n dora girer girmez, onu derhal vap v Annaisi mağlüp etmesini ve hattâ 0 ri tadan kaldırmasını beklemiyordu Yeri pe il £ çıkacağı sefer müddetince, o04 ifa z eleği gıkârmamâk için ce "al meşgul etmesini istiyordu. Soğuk bir tavırla ona şöyle dedis — Mösyö 18 baron, Lonjumoda lerimi aldıktan sonra cereyan edeP hi tün hâdiseleri anlatın ve hiç bir tele i rüatı ihmal etmeyin. ye öge Sen — Priyak, heyecan içinde YP” rerek, Şayi yolu Üzerindeki evde se hâdiseyi samimi bir şekilde, BİS am söylemeden anlattı. Rişliyö buna. yük bir dikkatle dinledi. Ve duyd w açıyı gizlemeğe çalıştı, K — Demek hir defa daha meğlif dunuz, dedi. — Trankavel, Monsenyör, veli. — Ne ise, geçelim. Bu si oldağunu biliyor musunuz? Z — Bunu öğreneceğim, ai j - öyle Sen nı ide ,