bilmeğe lüzum vardır, bu itibarla cevabı- Bızı beklermekteyim.. —'İID— Şehremini A, C, 100 Erg: Gençsiniz. ıışınız 20-25 etrafında ola- caktır. Bünyece orte sayılabilirsiniz. Bo- yunuz uzun olmiyacaktır, haltğ ya orta- idır veya en büyük ihtimal ile ortadan da aşağıdır. 1933-1934 de — bulanduğunuzdan daha iyi şermitte bulunuyorsunuz, yani da ha az üzüntünüz ve İstirahat için fazla vak tiniz vardır. Faaliyetiniz, bir işi en kısa za manda bitirmek ister ve bunu temin ede- cek çareleri de Ihmal etmezsiniz. Amell işlere kabiliyetiniz iyidir. Riraz tufumlu olmağa çalışmalısınız. Talumlu olmak yak ıt ve sudece irade işi değil bunt mümkün kılacak tedbirlerin ahamasını kolaylaştı- van zekâ ve dikkat meselesidir. Yani haya- Hınızda bir mahrtimiyet duymadan tasar- ruf edebilmek Üzere nelerden kısabileceği- nizi evvelden tayin etmelisiniz. Heycanlı we meraklı şeylerden hoşlanırsını,biraz da Mütecessis ve inatçı görünüyorsunuz. Ze Rânıza güveniyorsunuz, fenn! şeylere me- rak ve alâkanız ve kabiliyetiniz şayanı ko- Yıttır. Bu sahada bir meslediniz olması çök muhtemeldir. Eski yazıtarınızdan da gönderirseniz daha esaslı bir tahlil yapınıa Ra Imkân verirsiniz. —386— Kadıkba - Noda A. B. C: Gerek gize ve derelire Erkan G Le ce- vap verebilmekliğim için istediğim şartla va göre tekrer müracaatinize lüzum vardır. İmzamızı, açık harflerle de yazmalısınız. Erkman A. B. C., tahlil icin lüzım gelen herşeyi göndermemiştir. — Ldleli A . A: Gençsiniz. Karakterinizin tahliline im- kân vermek üzere edebi bazı purçalar inti- hap etmiş olmanıza rağmen daha ziyade fenni bir tesir içinde ve belki de böyle bir muhitte bulunmakta alduğunuzu tahmin ediyorum. Muntazam çalışma kabiliyetini haiz işlek bür zekânız vardır. — İşlerinizde dikkatli olmanız da diğer Iyi vasıflarınız dan biridir. Duvgulu ve hassassınız. Çalış- mak, alâkalandığınız işlerde siri bulamaz Müntazam çalışma hususundaki — kabiliye- Hinize rağmen, elinizde olmıyan ban se- beblerin aa2ınan zaman çalışmayız üzerin- de müessir olduğumu rannediyorum, aca- ba âile veya ev hayalımda tam bir huzur butuvor musumaz? Tahlile devam etmek üzere bu sunlin cevabanı bekliyorum. — 358 — Ankaro: A. G 87 Genç ve orta bünyedesiniz. Zekânız çok iyidir. Yaptığınız bir şeyi sönradan Ron- trole alışmamış olduğumuz için bunlarda bazı eksikliğiniz bulunması çok muhtemel- dir. Olan biten hijdiselere sizi yakından a. lükadar etmese Bile Vikayt — Kölamazsınız. Kendinizi sevdirmesini ve hakkımııda iti- mat edilimesini temin edecek evsaflasınız. İleriye ait esaslı projeleriniz var: Hayatır nızda silik bir kimse olmak — sizi en çok korkutan bir şevdir. Tahsilinizi — bi 256 KAHRAMAN KIZ Profesör Sanerk Gratoloji ve Gralfomelri mütehassısı çok olmamış zannederlim. Veya fikcen yük selmekle meşgulsünüz. Garp — dillerinden en fazta tşinize yarayacak olanı dikkatle seçmeniz doğru olur. — Bununla bu bahis ['le!lr—lu düşünmenizi temin etmik istiyar , bu husustaki fikrimizi de öğrenmeği çok ıılarh.n Dikkat melekenizi iyice kulk kanmanızı ve icabında hattâ — gene kendi menfuatinize başkalarının menfaatlerinc yardım etmeniz de Jâzımıdır. Bu şersit nl- fında muvaffak olacak bir İstikball yazını- zın tahlili göstermektedir. Ankara Ka. Öz. Ka: Genz, orta boy we orla bünyede hir zat- gınız. Fazla iddlakâr ve fazla haris görün- müyorstnuz, buna rüğmen etrafınız, muhi tinizde bulunduğmuz. iş sahasında sizi üzen rakipler vardır. Daha doğrusu, bazı- ları için rakip sayılıyorsunuz, bunları da- hu iyi idare etmesini bilseniz, b netireler hazıl olmaz. Bazı kimseler vardır ki teva» zularının fazlalığından mağrür — görünür- ler, mağrur olunmadığı hatle böyle görün- mek, şünhe yok ki bir muvffakiyet sayılı- mez, Fazla haris olmadığınız hakle sizla için de aksi bir kanaat beslenmektedir. iş- leriniz itibarile bir sıkıntıda olduğunuzu tahmin ettiğim için bu noktada srar elmiş bolunuyorum. Micadeleci bir. ruhunuz. ve karakterini — yoktur. Sükünin çalhşmağı tercih edersiniz. Alışmadığınır şeyler, si- zi kendine çekmer. Nefsinize, zekâmza, iş kudretinize itimadımız fazladır. Yaptır ınız bir işi, yaptıktan sonra tekrar kon- trol ederseniz hunda mutlaka eksik bula. eaksımız, o halde dikkatinizi kuvvetleridir- | meli ve bit melekenizden azamt — istifade etmelisiniz. SÜÜ gl Samdiye - 12-B: Gençsiniz. Yaşımız 25 den yukarı değil- gdir. Boyunuz ortadır. Gönderdiğiniz yazı sahibi ile anlaşabilmeniz biraz güç olacak- tır. Çünkü arada wxaühim karakter farkları vardır. Siz daha sükünla düşünebilirsiniz, kararlarınızda tavırlarınızda aceleci de- gikiniz. Halbukl diğer yazı sahibi herhal- de sinitlidlir, acelecidir. Bu zetm fazlaca Bodbin olması çok münkündür. Ba itihar- h vaziyeli hir dela daha etraflıca tetkik elmenle şayanı tavsl, HAYDİ SENİNLE ON ONÜ A YA ÇIKALIM « ı.ısouwwı WA GİBEREK FORMULUN #WEDEN #BARET OLDU ANLAYALIM .. BU .SUREYI-E (SF İLİM KURB * <ASARI ARASINA "ARIŞACAK VE ANİ R M—l'ıMl!nlA' OLMASIN i 'Ul'f DNADJİ M KAHRAMAN RIZ sandığınızda kaç pâranız var?. Raskas yarı hiddetli bir tavırla, fa- kat iftiharla cevap verdii—e — Takriben iki yüz altın!. . — Yaşasın! İki yüz altın! En aşağı altı ay mükemmel yaşarız., Artık biribi- rimize sadakat göstermekten başka yapılacak bir iş yok.. Raskas garip bir tavırla: — Evet amma, dedi, bu altınlar be- nim evimde! — İyi ya! Size gideriz, dostuml. Raskas içini çekti ve şöyle dedi; — Korinyan, bu köpeği görüyor mu- sunuz?. — Bu pis köpeği mi? Gene mi o?. — Evet, birinci Korinyan. .Evden çı- karken, ben onu odada bırakmış ve ka- Ppıyı sımsıkı kapamıştım., Buna kat'iy- yen eminim. Halbuki birinci Korinyan, gelip beni buldu. ; — Bu, onun, benim aleyhimde fena makaatlar beslediğini gösterir. — Yalnız bunu mu gösterir?. Size şunu söylüyeyim ki, birinci Korinyan, *gok zeki bir köpektir. Fakat zekâsı, in- celtilememiş, kapıları açacak kadar kuv- vetli değildir. Anlryor musunuz? Korinyan, hazin hakikati görür gibi oldu, buna rağmen : — Hayır!. Diye cevap verdiz — Anlıyor musunuz, çünkü kalın ka- falı olduğunuz malâm! Mademki, birin- ci Korinyan dışarıya çıkabildi, demek ki kapı açılmıştı. Halbuki, anahtarlar ce- bimdedir. Demek ki kapı kırılmıştır. Ka- pıları koran insanlar üç kategoriye ay- rılır; Evvelâ, sizin gibi, rahipler, son- ra hırsızlar, ve nihayet polis.. Şimdi an- lıyor musunuz?. Korinysa, ümitsizliğin wdğı €ner- Hiyle tekrar ettiz —x — Hayır!. . — Kapunı karan bir rahip değildir, zannederim ki hırsız da değildir, çünkü Yhuraz, içeriye girmek için geceyi bek- temeği tercih ederdi; binaenaleyb, evi- me gitenler, kardinalın adamlarıdır.. Eğer mümkünse, hayatımı. kurtarmak niyetindeyim.. İkimiz yanyana olursak derhal nazarı dikkati celbedecek ve ya- kalanacağız. Elvoda, dostum, Eğer ya- kalanıcsam, bunu size bildiririm ve o zaman eğer bana sadakat göstermekte devam etmeğe niyetiniz olursa, gelip bana iltihak edersiniz.. — Alçak cüce! Seni şeytanlar - bağ- sun! HKafan karılsın!.. Korinyan bu küfürleri savururken, Raskas da Pariste uzaklaşıyordu. Korinyanın, cübbesini kaybettiği bel- ki hatırlardadır. Bu cübbe, kendilerini öldürmek istiyen haydutlar içia korku- luk vazifesini görmüştü, Flöriye gitmek için Esyol seferinde giydiği elbiseyi giy- mişti.. Binaenaleyh tanınmaması ihti- mali mevcuttu. Fakat ne yapacaktı? Ne- reye gidecekti?. Birdenbire, bir şey hatırlamış gibi, e- Hini alnıma vurdu ve mırıldandı: — Aklım neredeydi? Bacaklarımın arasında en aşağı ön altınlık bir serve- tim var da hâlâ ağlıyorum!. Gidip atı satayım'. . Bu fikir fena değildi. Korinyan doğ- ruca Esyoöl seferi esnasımda, kendilerine at satan, at cambazına gitt. Avluda, ayağını yere basınca, ilk gördüğü adam, atını satan Raskas oldu. Korinyan ürperdi, kızdı ve ona doğ- ru yaklaştı. Rasaks hararetle münakaşa ve pazarlık ediyor, ayaklarının utu ü- zerinde yükselerek bağııyordu. — Yirmi altın! Bana elliye sattığınız ata yirmi altm veriyorsunuz, öyle mi? Bu anda Korinyan söze karıştı ; — Yirmi altma, size kendi atım; bu Rahip gayet garip ve müstehzi bir ta vırla tevap verdiz. — — — Korinyandan başka-kim- olabilir ki?. At cambazıda şöyle diyordu; — Çok, şükürt ' İşte bir süvari- ki; fi- yatlar hakkında mükeminel malümatı var.. Raskas hiddetie - bağındı: —— Cann, atın parasımı o-vermemişti. Tabii ucuza satacak | Atcambazı devam etti: — İkti atasatuz altın veriyorum, Bu sön sözümelür. Kaorloyamatıldı;- —- At başına on-beş-altın! Mükem - mel Hör fiyatl R vısas kudurmuş gibi-kökredi: — Sefil rahip, beni mahvediyorsun!. — Ab; Sefil cüce, beni açlık- ve su- suzluktap. öldürmek istiyorsun?. Münakaşa küfi: gelmişti.. Yekdiğeri üzerine atıldıları. Raskas kafasını eğdi, Korinyan yumruklarını havaya kaldır- diz Tam bu anda gür bir ses düyuldu : — Işte ikisi de-hurada!.. Yakalayın onlarşt. . ; Korinyam itledi: 4 — Ceza hâltiminin adamları! Ve bu sözlerle beraber avlünün — &. 'bür ucuna doğru koştu. Orada bir han- gar vardı. Bu hangart damına tırman- mak ve oradan küçük bir sokağa atla - mak, öntin için bir dakikalık bir iş oldu, Bu aralık polisler de, avluya hücçum e- derek bağrıyorlardı: Tüt! Yakala!. Korinyan, küçük sokağın toprağına ayak basarak oradan kaçacağı sırada, kafasına inen garip bir cişimle sendeli- yerek yerinde kaldı; Bu Raskastı!. Korinyanıı bu darbenin tesiri altında bir an hareketsiz kaldı. Raskas ise bir saniye bile kayhetmedi ve dehşetin ver- diği bir çeviklikle ortadan kayboldu. Öyle ki, Korinyan aklını başına toapla- yıp ta etrafma baktığı zaman hiç bir şey görmedi ve Başına inen Harbeyi vaaelam —e sann eeei aa bir hayalet, bir şeyten hayaleti zannet* ti. , Ve tam, ceza hâlâminin-adamları bit nanın etrafını dönerek küçük sokağıtl — methalinde göründükleri z&mân © dâ, tekrar- koşmağa- başladı. — Korinyanıik kendisini kovalayanlar üzerinde mükimi , L.'ı bir faikiyeti vardı: Bacakları! Üst hayatı-mevzwi bahisti. Binaenaleyli l*_ .Py çabildi. Rakat-artık para bulmak de kalmamıştı. Çönkü atrar da bu: firaf | | canasında- kaybetmişti: Böylelikle, PÜ işin içinden-en kârlr çıkan at Ğ4 Çünkü; gayet tabil'olarak, Raskas tü böyle-tehlikeli bir mıntakaya avdet meyi aklından-bile geçirmedi. Koriaft” na bir.tek teselli kalmıştı: Raskasın YÜ kalandığına kaniydi. Kendi kencdine şöyle diyordu; $ — Artık-anden, ebediyen ışmuw*".— z Korjuyan; günün - üst kısmını "'* . duğu cn tenha ve en ücra ıahı serseriyane dölaşmakla geçirdi. Arl# K oldu. Sonra Parisinüzerine, gecenin aAi lığı çöktü, Korinyan, birdenbire :’:, , sıma bir yumcuk- vurarak-bağırdı ; bulduml..,, Ve, Sent — dMwney s0 yani, Trankavelin evine;doğru. ıp#' başladı! Korinyan, Tfıııkıv:hne!l x besi Brigit'e gidiyondu. Raskasa gelince; o:da, ;nuınin’ veçhile, Korinyanın yınındın tan sonra, Ferroneri ıok—zml koştu ve orada, zemlin, kattşı bulunlü” kabareye. girdi. Parlak dcıkl“* “Raşkas bu kabarenin, sahibesini, ’l münasebetle hapisten kutarmıştt .', a kadın büyük bir tesadüf eseri e. şükran borcunu unutmamıştı. EM Raskas bir sandalyenin üzerine' Ş W reki t —— Açım, susuzluktan olüyam“'ı bağırdı, Üstelik te polisler beni © diyorlar.. Kabare sahibesi masanın nıu”'