12 Ocak 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Küyata dair Radio tiyatrosu AÇ ADIOYA olan — muhabbetim q_; ' tamamile hasbidir: şimdiye ka- Gşap OPa zannederim bundan sonra m_'*'mımğım. Çünkü - iftiharla de- Üü şe söylüyorum - bende mu- hı.—.:ı"" yok, her türlü musikiden İ mnuihüyacı vardır. Gerçi radio ; çalgı dinlenmez; telgraf ha- ı',_llî'ikonferanılır, tac giyme mera- Üsş n.h:lltlıol macları, hatta Mukad- Üa Sa'nın evlâi & na emir ve na- krı_ '“" dinlenebilir. Fakat ben bun- & birde bir merak ettiğim zaman ,m;hllmığı tercih ederim. Ne yapa- Yor, ki gözüm kadar anlamı- lö..meimh'o eserlerini bile okumağı % © tercih etmekten kendimi bir dım., Bunun içindir ki radi- 'qıi:îfhed_efken, onun harikulâde ve di h;' icad olduğunu söylerken qkh.h'k?ime kapılmadığımdan, an- m'liln lfğı'unı çalıştığımdan eminim. m"ülhet’in Anatole France'tan ği ettiği Aman hanım! biraz Rüz m"“m gördünüz veya okudu- f T Ü j O u? Onun bir yerinde hâkimin Geği şöökim, iki tarafı da dinliyemiye- Ü ççt tesire kapılmaz, hükümlerin- batırla daki bitaraflığım da belki onu tir ama işin aslı hiç de öyle de- l .ntdion muhabbetim evvelâ insan Blh Bi zaferi slamasdek : geli- 3 _ı“'felıri kaldırıyor, insanları daha iyi anlatıyor. Ra- kaldırmakla dünyamızı hayali ve bilgisi kendi İnd, , *Ya memleketinin hududları bizi “garbim en ucu,, ndan langıcına kadar götürüyor. ıehm:yin; gerçi bu yuvarlak uclar daima birleşir ama ne üğ, t lüzumundan bahsolunur: olabilirmiş. Benim radio İı'lai,_) ha p tabil kuvvetlere, tabii unsur- İ Yaklaştırryor, biribirlerine ta- i, bilâkis büyüttü. Artık bu- itiy, “alıntyor; bir düğmeyi biraz çe- ikisinin de aynı nokta oldu- u , Z /; manidar hareketlerin- ©Or Yok: yalnız söz, süküt :::g henü.:kâl““ sezdiren icazı... Bu Ülönn GallE edlmiş “midir? bi s::;lhııhı__ ? radio artık onun teme- Kü ı.: m;mm“ h“' fenalığı oldu: an- | iğ ti ;m'h'l'!oltulmugtu,ıöz- | "“İşih; .* Pandomimanın çok da- S ıı.,%':ldı _İifli!m'du. O zaman- îğ_ı'l'*ı Bilk f“_'"'îı arasıra görülen y%:ü'n ÇA ihtiyac hissettirmiyecek İ .İlk_ Seıu a ? sanıyor, onu bekli- Y açt Sihema, birtakım başka Toğan y AA 0 ümidi mahvetti. tiyatrosunu da tele- Vapun, Unda Üa VPUrunun Ç Tttmadan batan Hi- : g.ulan mürettebatın - %gündmb:“_“z bulunamamıştır. .h“ Ek ü daz Ti 'havaîar düzeldiği Clivarında muntaza- İmür — Yapıl ti çe Mür Pilmaktadır. Ü B şlle '.ett.Ebattan beş kişinin ceş ka:'inde bulunmuştur. Bar aları ko ğ Rq, pmuş ve vü- İ ahnltı ş T r İt Mwbu]“namıyan diğer î:—q% iühekt ?flkazı altında kal- İi Zd tdir; Geminin demir ü âar mevsiminde Belediye Eski Haliç şirketile belediye arasın- daki anlaşamamazlık tam bir yılan hi- kâyesi mahiyetini #almış bulunuyor. 1935 senesi teşrin ayında, faaliyetine devamda aciz izhar ederek seferlerini durduran şirket ve o gündenberi, Ha- liçteki münakalâtı devam ettiren bele- diye biribirine karşı mütevali davalar açmaktadırlar. Bunlardan bir tanesi, şirket tarafından faal senelerine ait o- lup verilmemiş olan yüde sekiz beledi- ye hisselerinin ödenmesi için belediye tarafından açılmış olan davadır. Uzun müddet devam eden muhakeme netice- sinde şirketin yetmiş bin lira kadar tu- tan bu borcu hüküm altıma alınmmış, temyiz mahkemesi de bu kararı tastlik etmiştir. Buna göre şirket bu parayı ödemek met-buriyetindedir. Belediye, bundan başka, yine yüzde sekiz hisse- lere ait otuz küsur bin liralık bir daça daha açmıştır. Bu ikinci dava devam et mektedir. Buna mukabil, şirket de be- lediyeden davacıdır. 935 senesindenbe- ri vapur iskelelerini kullanan belediye- den 250 bin lira kadar icar bedeli .iste- mektedir. Şirket bu icar bedelinin bir ehlivukuf tarafımdan takdir edilmesine de taraftardır. Bu da bir dava işi ol- olmuştur. Şirket erkânmdan biri bu işler hak- kında şunları söylemiştir: — Umumi harbe “kadar vaziyetimiz iyi idi. Umumi harpten sonra Halicin iktısadi vaziyeti değişti. Kasımpaşadan bahriye nezareti ve diğer müesseseleri, tersane kalktr. Rumların bir merkezi o- lan Fener eski ehemmiyetini kaybetti. Eyüb sultan eski an'anevi itibarını mu- hafaza edemedi. Kâğıthane mesire ol - maktan çıktı. Haliç civarmda büyük yangınlar oldu. Nüfus azaldı. Buna mu- kabil, bilet ücretlerimize köprü parası gibi birtakım vergiler ilâve olundu. Ha- liç sekenesi ekseriyetle orta kalli ve fa- kir sınıftan ibarettir. Biletler pahalırla- şınca bunlar kayıklarla gidip gelmeye başladılar. Bu suretle — 10.000.000 nu mütecaviz olan yolcularımızın miktarı düşe düşe 30.000 ne kadar indi. Halbu- ki imtiyaz şeraitimiz bütün müracaat- lara rağmen değişmedi. Biz hükümet yardım eder ümidiyle hissedarların mü- terakim temettü paraları da dahil oldu- ğu halde bütün ihtiyat akçemizi açıkla- rımıza kapatarak 935 senesine kadar Tavil zade vapuru kurtarıldı Geçen günkü büyük fırtınada Ereyli limanında karaya oturan Tavilzade va- yüzdürülmüştür. Vapurun teknesindeki yaraları mu- vakkaten kapatılmıştır. i Vapur limanımıza geldikten sonra e- saslı bir surette tamir ediletzektir. Mersine gönderile- cek tayfalar Mersin liman işletmesi, i:endi vasıta- larında çalışmak üzere tecrübeli ve güç lü kuvvetli 25 tayfa istemişti. Deniz ticaret müdürlüğünün buü husustaki ilâ- nr üzerine birçok gemiciler müracaat etmiştir. Yarın, bunlar arasında bir seç- me yapılacak, ayrılacak 25 tayfa ilk va sıtayla Mersine gönderilecektir. is Ban"ası 'sli nhu' suyes' müdürlüzüne kim celecek? İş bankası İstanbul şubesi müdürü Yusuf Ziyanın Denizbank umum mü- dürlüğüne tayini üzerine bu makama afyon inhisarı müdürü Hamzanın geti- rileceği söylenmektedir. Afyon inhisa- rr müdürlüğüne de ikinci müdür Şaki- rin tayini meyvzubahstır. Haliç şirketi ile arasında yeni davalar Belediyenin şirketten para 100 küsur bin, şirketin mukabil isteği de 250 bin lirayı buluyor istediği geldik ve malüm şerait dairesinde işi- mizi durdurduk. Halbuki, belediye işi alınca, seferleri yarr yarıya azalttı, bir kısım vapurları da kadrodan çıkardı, memurları azalttı ve masrafla varidatı- nr başbaşa getirdi. Bize bunları yaptır- madılar. Şimdi hükümetin bu hale bir çare bulmasına muntazırız. Belediye i- ki senedir on vapurumuzu işletiyor. Herbiri binlerce liraya mal olmuş iske- lelerimize vazıyet etti. Akay idaresi, geçen mevsimde bir vapurumuzu ayda 1500 liraya belediyeden kiraladı. Bu hesapla biz belediyeden yüz binlerce li- ra kira isteriz. Buna mukabil, mahke- mece karar altına alınmış olan bortsu- muzu belediyeye ödiyeceğiz.., Diğer taraftan yaptığımız tahkikata göre, belediye büsbütün başka bir nok- tainazardadır. “Belediye, şirketin âciz kaldığı bu âmme hizmetini yapacaktır. Şirketin kendisinden vasıta ve iskele icarı iste- meye hakkı yoktur. Çünkü bunların kıymeti belediye alacağını ancak karşı- Iryabilmektedir.,, Haliç şirketi bu vaziyet karşısında hissedarlar umumi heyetini * toplamıya karar vermiştir. Hissedarlar, martın yedisinde toplanataklar, o zamana ka- dar hükümet, bu işe bir şekil vermezse, şirketin tasfiyesini kararlaştıracaklar - dır. Bu kara rüzerine bir tasfiye heye- ti teşkil olunacak, bu heyet belediye ile olan alacak verecek işlerini tasfiye ede- cektir. ; puru, büyük gayretler sarfedilerek dün | IÇERDE: * Sürmene kaymakamı Cahit, üÜüçüncü umumi müfetlişlik yazı işleri direktörlü- ğüne tayin edilmiştir. * İstanbul üniversitesi Yen fakültesi je- oloji talebelerinden 40 kişilik — bir grup Alp dağlarında incelemeler yapmak üzere İsviçreye gidecektir. , * Gayrimübadil bonoları, dün 21,-21,5 | liradan salılmıştır. * Hicaza gitmek üzere 250 kişilik bir ha cı kafilesi dün şehrimize gelmiştir. * Şehrimizde tahsilde bulunan Balıke- sirli gençler tarafından “Balıkesir talebe kurumu,, adlı bir cemiyel teşkilxedilmiş- tir. - * Mısır kralına hediye — edilmek üzere Beyoğlu akşam kız sanat okulunda hazırla- | nan söfra takımı dün gönderilmiştir. * Onduülâsyon makineleri hakkında ha- zırlanacak lalimatnamenin gecikmesi ü- zerine Berberler cemiyeli belediyeye baş- vurmuş, bu halin kendilerini çok zarara sokluğundan bahsederek talimatnamenin biran evel çıkarılmasını istemiştir. * Kültür bakanlığı umumi müfettişlerin- den Mehmet Kadri ve Halil Vedadın Türk hususi liselerile azlık okullarında terbiye- vi, tedris ve idari vecheler üzerinde yap- tıkları teftişler lamamlanmıştır. — Ecnebi okulların teftişleri tamamlanmak üzeredir. * Otobüs işi hakkında tetkikatla bulu- nan mülkiye teftiş heyeti henüz mazbata- sını bilirmemiştir. Komisyoncu Kadri a- dında biri dinlenmiştir. * İstanbul tramvay şirketinden vaklile geri alınan paranın İstanbulun — imarina tahsis edilmesine dair hükümet — Meclise bir kanun lâfihası vermiştir. * Memlekelimizde — yapılacak âbide ve heykellerin evvelâ bir jüri heyelince telt- kik edilmesine karar verilmiştir. Bu mak- satla daimi bir jüri heyeti kurulacaktır. * İrak ve İran demiryollarile, demiryol- larımızı birleştirmek üzere hatlar üzerin- de yapılan tetkikler — bitmiş ve güzergâh tesbit edilmiştir. * Dahiliye vekâleti kaymakamlar arasın da, yeniden değişiklikler yapacaktır. Bu a- rada boş kaymakamlıklara da yeni tayin- ler yapılacaktır. Buna dair liste hazırlan- mıştır. !" Radyo için yeni tahsisat' Londradaki radyo —müesseselerinde teknik tetkikatta bulunan eski radyo şirketi müdürü Hayreddin ile, yine bu- rada spikerlik tahsil etmekte olan Ba- yan Emel Gazimihal bu ay sonunda memlekete döneceklerdir. Her ikisi buradan Ankaraya gide:ek, Hayreddin Ankara radyosunda fenni bir vazifeye tayin edilecektir. Emel Gazimihal da spikerlik edecektir. Ankarada yapılmakta olan büyük is- tasyon önümüzdeki nisan ayı içinde ta- mamlanacak ve faaliyete başlıyacaktır. Öğrendiğimize göre, İstanbul ve An- kara radyolarının 65 bin liralık bir tah- sisatr vardır. Her iki radyoda yeni 15- lahat yapılmasına ve neşriyat program larının genişletilmesine ihtiyaç hâsıl olmuş bulunduğundan mevcut para kâ- fi görülmemektedir. Bunun için, yeni tahsisat istenmektedir. Hükümet bu maksatla radyolar için bir tahsisat münakale lâyihası hazırlı- Syarak yakında Millet Meclisine tşvdi edecektir. Deniz Bank Umum Müdürünün tetkikleri Denizbank umum müdürlüğüne ta- yin edilen Yusuf Ziya, dün İş bakası İstanbul şubesine giderek buradaki iş- lerile meşgul olmuştur. Yusuf Ziya bu radaki işlerini devir ve tasfiye ederek Ankaraya gidecek ve orada Denizbank teşkilâtiını kurmak üzere iktısat vekâ- letiyle temaslarda bulunacaktır. Yusuf Ziya, yeni vazifesi etrafında kısatsa demiştir ki: — Vaziyeti tetkik etmeden bir şey söyliyecek değilim. Burada icab eden temasları yaparak Ankaraya gideceğim ve orada alâkadarlarla teşkilât işleri üzerinde görüşerek tekrar İstanbula geleceğim. Denizbank'ın bir an evvel kurülmasına çâlrşacağız.,. ' | Denizbank müdürü Ankaraya gitme- den evvel burada Deniz Yolları, Li- man işletmesi, Tahlisiye idaresi, Gemi kurtarma şirketi ile Fabrika ve Ha- vüzlar idaresini ayrı ayrı ziyaret ede- rek bu müesseselerin vaziyetini tetkik edecektir. Yusuf Ziya Ankaraya git- tikten sonra bu müesseseler müdürle- rinin de teşkilât işleri için oraya davet edilmeleri mukarrerdir. Dükkânlarda soğuk hava tesisatı Belediye, kasaplar, ciğertiler ve balık çıların dükkânlarında soğuk hava de- poları tesis etmelerine karar vermiş ve kendilerine tebligatta bulunmuştu. Bu iş için mayıs ayında bitmek üzere bir mühlet de verilmişti. Aradan aylar geç tiği ve mühletin bitmesine çok bir şey kalmadığı halde birçok dükkânlarda henüz bu tesisatın yapılmadığını gören belediye, evvelki tebligatını bu esnafın cemiyetleri nezdinde tekrar etmiş ve bu müddet zarfında dükkânında soğuk hava depoları kurmıyatak olanların tecziye edileceklerini bildirmiştir. Bazı esnaf, bu emir üzerine dükkân- larına bir buz dolabı koymakla iktifa etmiştir. Halbuki belediyenin bu kara- rı dükkânda mevcut bütün malların bo- zulmaması için hepsini istiab edecek büyüklükte tesisat yapılması hakkımn- dadır. Yoksa bir buz dolabı bu ihtiya- et karşılıyamıyacaktır. - Belediye, bu hususta da alâkadarların dikkatini cel- betmiştir. Posta ve telgraf işleri çoğaldı İktisadi buhranımn en ziyade hüküm sürdüğü 1929 senesinde posta ve tel- graf idarelerinde işler yüzde elli nis- petinde azalmıştı. Bundan sonra, iş va- ziyeti mütemadi bir tevakkuf devresi geçirmiştir. Geçenlerde yapılan tetki- kat neticesinde posta ve telgraf idarele- rine verile mektup ve telgraf mevcudu- nun eskisine nispetle üçte biri nispetin- de arttığı görülmüştür. Alâkadarlar, bu idarelerde iş haçmi- nin artmasını iktısadi vaziyetin düzel- “*.ı ;.' T —— KURUN'da Döviz kaçakçılığı SIM US, bugün çok dikkale değer bir mesele orlaya almakladır. Malümdur ki, memlekel dışına — seyahale çıkacak olanlar yirmi beş liradan fazla para çı- karamazlar. Buna rağmen gene görülüyor ki birçok valandaşlar yabancı memleket- | lerde aylarca dolaşmak imkânını bulabi- liyorlar. Bunlar, acaba bu kadar dövizi ne süreltle tedarik ediyorlar? Kurun başmu- harrirtine göre ba İş, ne sihir ne keramet eseridir. Çünkü hükümelin gözü önünde memlekellen harice allın — götürülmekte- dir. Ve, izah ediyor: “Hakikaten memleketlen âdam — başına yirmi beş liradan fazla kâğıt para çıkar- mak yasaklır. Sonra miktarı ne kadar az olursa olsun meskük, yahut gayri meskük altın çıkarmak ta yasaklır. Fakat altın pa- ra, yabut alelâde külçe şeklinde olmaz da ziynet eşyası halinde olursa, bilhassa bi- lezik şeklinde bir kadının bileğine takıl- miş bulünürsa o vakit yasak değildir. Bu tarzda ne kadar fazla ve kaç lira kıymetin de olursa olsun altın çıkarılabilir. Bu al- tınlar herhangi bir memleketle satılarak dövize çevrilebilir! İşte harice gidenlerin çoğu kanunun bu müsaadesinden istifade ediyorlar. Bu al- tınları istedikleri yerde satarak geçiniyor- lar. Olsa olsa, alış fiyalı ile salış — fiyatı arasında bir miklar kaybediyorlar. Simdi hükümet, döviz ihracatını tahdit yolunda alınan tedbirler ile âdeta istihza- ya benziyen bu vaziyelte bir nihayet ver- meğe karar vermişlir. Harice ziynet eşyası olarak ta altın götürmek bundan sonra yü- sak edileceklir. Fakat acaba bu tedbir ile para kaçakçı- hğının önüne geçilebilecek midir? Bu suale: — Evet! diye cevap vermek döğrü ol- masa gerektir. Zira şimdiye kadar altın bilezik — götürenler hu defa elmas yüzük çıkarmanın yasak olmadığını gö- rerek bundan isltifade yoluna gidecektir. Bunun neticesi de piyasadaki elmas, pır- lanta fiyatlarının biraz yükselmesi olacak- tır. Kaldı ki altın bilezik yerine elmas, pır- lanta götürmek imkânı — bulunmasa bile bu defa “Kara borsa,, var. Kara borsa fa- aliyetine çare bulunmadıkça döviz de de- vam edecektir.. Belki altın bilezik, elmas ve pırlanta gi- bi şeylerin ihracı yasak olunca Kara bor- sacıların ekmeklerine yağ sürülmüş ola- caktır.,, AKSAM” da Çinde hâla Japon sefiri var ! G ÜNÜN hâdiseleri sütununda şöyle de- niliyor: “Japon generallerinin, — amirallerinin teklifi üzerine, Tokyo hükümeti, muhare- beyi, Çin hükümetinin tamamile ezilmesi- ne kadar devama karar vermiş. Bu sebeble de, Çindeki sefirini geri çe- kecekmiş. Gürültü arasında, Çinde Japon sefirinin hâlâ kaldığı unutulmuştu. Eskiden, sefiri geri almak, ilk silâh pat lamasından evvel olurdu. — Arkasından da ilânı harp gelirdi. Şimdi, ilânı harbin son silâh patlamasından sonra olacağı anlaşı- hıyor. “İslim arkadan gelsin!,, hesabı.,, CUMHURIYET” de Devlet merkezi hayatında her gün yeni tekamüller NKARAPALASTA haflanın muayyen günlerinde könserler verilmeğe baş- landığını memnuniyetle kaydeden Yunus Nadi diyor ki: *Ankarada bir de Şehir tiyaltrosu vücü- da getirilerek pek yakında — temsillerine başlamak üzere bulunuyor. Devlet Tiyatro mektebi ise biraz daha uzakça bir gelece- ğin daha mükemmel tiyatroculuğunu hazır lamaktadır. Böylelikle şimdilik sinemalar ve mevcut koönserlerle Ankarapalas ve Şe- hir gazinosu çayları ve çalgılı akşamları Haricinde daha ziyade — evlerde hususi toplantılarla geçen Ankara hayatının daha şenlikli bir istikbale yaklaşlığını ve işte Ankarapalas konserlerile sabiltir, bu iyi İstikbale hergün bir ucundan da kavuşa- rak yürüdüğünü görüyoruz. Başbakan Celâl Bayarın Ankarada me- murlara konforlu ve ucuz meskenler yap- tırmak hususundaki azim ve kararı da bu yıl bülçesinde bir tahakkuk — başlangıcı bulursa baş şehrimizin derlit toplu rahat ve şen hayat itibarile bütün — memlekele örnek olacak medeni bir seviyeye yükse- livereceğine hükümde tereddüt — etmiye- ceğiz. Etraf kardan bembeyaz. İşgüzar Beledi- yenin bol amelesi arasız sokakları temizli- yor. Bulvarlarda ağaçlar kucak kucak kar- larla beyaz çiçekler açmış bir kış baharı manzarası gösleriyor. Yakın dağ ve tepe- lerde kış sporuna gidenler çok. Bu ceyyid kış havasında evlerinden fırlıyarak Anka- ranın emsalsiz bulvarlarında gezinti ya- panlar hiç arkası gelmiyen kafileler halin de yürüyorlar. diğine bir alâmet telâkki etmektedirler. |) Bu halile bile Ankara bir Avrupa şehri- ne benziyor.,,

Bu sayıdan diğer sayfalar: