HABER Gündelik akşam gazetesi İdare evi? Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu: İstanbul 214 Telgraf Adresi; İstanbul, Haber yyl yy gg . Siyasa Sağlam devlet | Yazan: Şekip Gündüz AYLAV Sabri Toprak tafafmi- dan verilen meşhur takrir, Kamutay'ın umumi. heyeti hüzutuna çıkmak saadetine bile ulaşamadı. An- 'karadan gelen haberler, iki fç aydan- beti, bilhassa İstanbül efkârnimumiye- sinde, çalkanıp durmuş olan bu takri- rin hariciye ve dahiliye encümenleri tarafından reddedilmiş olduğunu bil- diriyor. Hariciye ve dahiliye encümenlerinin, saylav Sabr! Toprâk tarafından verij- miş olan takriri umumi heyete sevke- dilecek bir o mahiyette 'bulmamaları, medeni Türkiyede bir “yahudi mesele. si,, olmadığını, zaman zaman -memle- İk kette beliren bu'iddianın, asla, sağlam müşahedelere ve tetkiklere dayanmadı- ğını ifade eder, Evet; Türkiyede bir yahudi mesele- İğ 8i ve'alelrtlak bir azlıklar meselesi yok- tur. “İçtimat bünyemizde, ekönomik bünyemizde, fikir ve sânat bünyemiz- de, yahudinin bir tufeyli rol oynryabil- mesine imkân yoktur. Türk devleti ne idare ettiği milletin nabzında ne “de idare mekanizmasmın £ çarklarmda, “bir başka dil konuşan, bir başka dine salik olan veya bir başka ırktan ve kandan gelen,, şu veya bu azlığın bir i İlet Arazını gösterdiğini iddiz ettire. bilecek ortada tek sebeb brrakmamirş- tır, Türk devleti, kendi pasaportunu ta- şıyarak kendi hudutları içinde yaşıyan her insanı vatandaş addetmekte ve kendisine vatandaylık hukuku bahşedi- len insan, bu'devlet'ile arasnda ta- haddüz eden zımnf mukavelede asla âl danmuyacağını bilmektedir, Püre devleriy yi rhlaciâsem bu kor. kunç Hâyimiyaiçinde" demökrâsiyi eti mütskâmil şekilde tatbikta devam et- mek çesaret ve şecaatini asla terket- mek niyetinde değildir. Dahiliye ve ba- riciye enelimenlerinin müttehid, müşte- rek ve müttefik kararları Türk milleti. nin mümessillerini, bâtl bir telâkki nin münakaşasmdan, Türk (milletini böyle bâtıl bir telâkikinin münakaşasına şahit olmaktan ve Kemalist demokrasi nin sarsılmaz prensiplerini İse mana - sız bir İmtihan geçirmek gibi beyhude ve Hizumsuz bir külfetten kurtarmış: tır. Biz Romanyaya benzemeyiz. Ak manyaya da benzemeyiz. Yetmiş bu kadar milyonluk Alman milleti namma konuşanlar bir “avuç yahirdiyi göstererek; — Bunlar #izi edir Bunlar sizih kafalarınıza, sanâtlerini- ze, İlkir hayatmıza, tarihinize, akidele- hâkim olmuşlardır. Diyebilmişlerdi. Roranyada dâ buğün ayni şeyi söy- liyenler var. Bunlar da diyebiliyor ki; — Güzel sarat, fikir, ticaret, neşri yat, siyaset bep yahudinin eline grç- miştir. Ey Rumen milleti uyanl Bu sözlerde hakikat varsa, böyle bir hakikatin bir milli İlder tatafın- dan söylenebilmesi o. liderle. milleti için yüz bin yahudinin sürülmesinden ve bir yahudiliğin duyacağı azabı gölgede bı- rakaak bir hissi işkencedir. Kamutay hariciye ve dahiliye encii. menleri verdikleri kararla bize bildiği- miz, İnaridığımız bir hakikati bir daha tekrarlamış oluyorlar, yani diyotlâr kiz — Hayır. Türk milleti! Sen yahudi tarafından: zapteğilmiş “değilsin! Ve bizim tuttuğumuz yol seni ne yahudiye ne de diğer bir entrikâya esir ve Alet edebilir, : Böyle bir sözün . şöylenilebildiği memlekette yaşıyanlar, milli şuurla rından ve milli İzzetinefislerinden dai ma emin olmak saadetine ulaşmış xö- dedilirler. Biz, fikir; güzel “anat, sa- naat, neşriyat, sıyasa ve İçtimdiyat cepielerinde sadece kendi telâkkileri. nin mürşidiğini kabul etmiş nadir etmişlerdir. | kadarının aç bırakılmasından | Doğru Değil mi? li Hayatı ucuz- latma yolunda! Belediyeye düşen vazife Hayatı ucuzlatmak için hülküme- itin ne geniş bir azim ve programla ça- lıştığı meydanda, İş çok mühim ve çetin, Bütün alâkadarların elbirliği & ile çalışması ve bir takım müşkülü- tb müşterek tedbirlerle bertaraf etme si lâzım geliyor. Bu sahada belediye- lere bilhasıs çek büyük hizmet ve gayretler terettüp etmektedir, Bize'öyle geliyor ki, memlekette ha yatı ucuzlatarak umumi refah sevi- yesini yükseltmek için “yâpılacak iş N lerde, ta istihsal ve maliyet hesapla. 4 rından: başlıyarak ihtikârla mücade. i leyo kadar, çok geniş bir program ij tatbik etmek zarureti vardır, Hükü ABANA RESEN ii metin kararına göre, bu program, H parça parça zamanında tabik edile. eek ve bu iş mümkün olduğu kadar İ hi kısa bir zaman zarfında nazariyat va ziyetinden ameliyat sahamna intikal etmiş olacaktır, â Memleketimizde hayatı ucuzlat - mak mevzuu böyle bir devlet mese. & Şe olmuştur. Buna memhuriu2. Çün kİ kü netice &r geç ve behemehal müs. & bet olacaktır. Biz banu emniyetle bekliyoruz. Fakat, bu satırları, bele i diyemizin neden hükümetin bu kara rmı kendi hesabına bir ikaz mahiye. tinde telakki ederek hâlâ harekete geçmediğini sormak için yazıyoruz. Halkın hükümetten bekledikleri var dır: Yalnız belediyenin vazifelerini de hükümetin yapmasını bekliyeme- yiz. Hükümet hayatı ucuzlatmağa" ça- hşmken İstanbul belediyesi ne yapt. yor? Korkmadan esvap verelim: Hiç! i, Boyün Tstinbuldn inevcüdiyetiğden kimsenin şüphe etmediği . ihtikâ mücadele öden bir makam ver mıdır? £ z Yine düşünmeden cevap verebiliriz; Hayır... Size küçük bir misal; ip Meyve hâlinden sandık hesabiyle ji tanesi kırk paraya gelen orta büyük ii lükte bir portakal Eminönünde yüz ii paraya, Galatada 4 kuruş, Beyoğlun 8 da 7.5 kuruştur. Yine hâlde kilosu ii 5-6kuruşa satılan o Ankara armudu ji Beyoğlu manavlarnda 25 kuruşa sa ii tılıyor. Birinci amrf otel ve lokantalarda ii masanıza bir tabak yemiş isterseniz İİ asgari 2.2.50 ira ödersiniz. Bu ye- Hi miş tabakları âdi çalğılı meyhaneler iğ de bile 150 kuruştut. Bu paralara mu- kabil size yemiş diye getirilen mata Ei beş tane armud, İli elma, iki pörta- kaldan #arettir kö, bunun hakiki ma i liyeti 25-30 kuruşu geçmez. Yüzde yüz zam! — Dükkün kirası, kazanç vergisi, ii çalğrcr para: Bünlar hekikatm tamamen müba- galandrrlmeş palavralarıdır. Biz ln yalnız yemişler Üzerinde bir tetkik aptık. Havavici zarurive dediğimiz her maddede hal böyledir ve kontrol İği suzlaktan bu ihtikâr, şehirde hayat İğj bahalılığını doğuran belli başlı bir â- (8 mildir K Belediyemiz" bilhassa gıda madde m üzerinde siki ve devamlı bir kon- i trol yapsa, hayatı ucuzlatma yolunda kuvvetli bir adım 'atılmiş olur diyo- ruz İmmemimienimmiamkni kkk İİ Böyle bir medeni ve İz- zetinefsi yerinde millet, sınırları için. de kanunlara, Türkün izzetinefsine ve yalnız medeni olan âdetlere riayet e decek her insana, dünyanın hiçbir ye rinde bülunantyen şahsi masuniyetini, mal, can ve ırz emhiyetini bahşetmek- ten çekinmez. Hattâ bununla iftihar eder; Zira masum ve #ayıf insânm' sı. ğınabileceği medeni ve insani udret- ler dünyada pek azalmıştır. Şekip GUNDUZ — Haritada Roma « Börlin » Tokyo « çizmek isterken başım döndü! Riyo dö ; Inneyro « Bükreş mihverini — Fransiz karikatürü — — HASER'in etebi romanı : 12 — (aşamak Hakkı ROMAN Nâzım Hikmet Pedro gillümsemeğe çalışarak; — Sahi, nereye gittiğimi neye sor- dum Antoniyo? deye tekrarladı. Antoniyo da gülümsüyordu: — Hiç, Ptdro.. Sadece söz Senle konuşacak bazı da, gelişi... geylerim vardı Pedro oturdu: ' -— Biraz sonra'da gitsem olur, dedi. Zaten sadece Sendikaya uğrayacaktım.. Dinliyorum seni Antoniyo.. Anlat baka- lem., Antoniyo hâlâ ayaktaydı. Don Kar- losun i$kemlesi arkasına geçmiş, atkalı- ğına dayanmıştı: — Evet, seni çok alâkadar edecek bir mesele. Bana: öyle geliyor ki Peğ- TOv O konuşurken Pedronun aklından bir pınlıf süratiyle ihelmdiler geçiyor. Hut “Antoniyonun anlatmak işlediği sezi nç olakilir? Eğer Antoniyo sonu evde bulmasaydı, bunları babasına me söyli- yecekti? “Belki * Flangistlere dair “bir haber verecek ve bunun © karşılığında para İstiyecekti.” — Diyliyorum Antoniyo, . — Söyleyeceğim Pedro... Yalnız, na sıl anlatayıni, .Bu meöele etrafında ba» bamın da fikrini almak isterdim. Deminden beri Nineyle meşgul olan Don Pazlo Alvares; — Benim; de: fikrimi mi alacaksın, dedi. Benim fikirlerimin hangi husus ta işine" yârıyacağını merak ediyorum. — Meselç gu iki baba. Antoniyo sözünü kesti, ve eliyle ar- kasında durduğu Don Karlosu göste- rip göz kaş işaretleri yaparak: “Durun yanında söyliyemem, o gitsin:de son- ra söylerim" demek istedi, Pedio: — Peki öyleyse Antoniyo; dedi. An- lataçakların elbetde -beni alâkadar e- der, Fakat mademki 'babanm da fikei- ni alacâksm ve bâbâh şimdilik işin la- yında.. Ben gideyim. Naml olsâ gece bizdesin. Konuşuruz. Antoniyo, Don. Karlosun iskemle ar- kalığını. bıraktı. Pedroyâ yaklaştı? — Gece kalacağımı pek: ummuyo- rumi, deği. Sonra yavaşça, Dön Karlosa işitir. memtğe çalışarak: — Şu bunak gitsin. Hemen konuşu- ruz, diye ilâve etti. Dön Karlos oturdüğu yerden odaya bakı yotdu. “Odadaki İnsanlara bakıyor- du. Bir iki güne kadar doğuracak genç bir kadın; hayatı Asgari isteklerine in direrek saadeti bulduğunu sö bik anarşist Don-Paylo Alvare deli birkocavkarr ve bir birlerinin ku- Jaklarına “ festltrlarla bir şeyler söyle yen iki eski düşman: Pedroyla Anto- niyo.. Don Karlos yarım saat sonra bu in- sanları belki bir daha görmemek üzere bu odadan çıkacaktı. Birdenbire bu İnsanlara karş: dehşetli bir merak duydu ve anladı ki onları biraz olsun anlamak için onlarla konuşmak değil onları hareket ederken birbirlerine yaklaşıp uzaklaşırlarken seyretmek lâ- zımadır, Don Karlos bu karara geldikten son- ra son yarım saatını faydalı geçirmek için oturduğu tahta iskemleye daha iyi yerleşti. Tek bir hareket tek. bir sözle bu odanm. içindeki âleme karışmaksır- gan, tapkı bir tiyatro eseri seyrediyor- muş gibi merak ve hayretle odadaki insanlara bakmağa başladı. - Pedronun kulağına. biç şeyler fesk- dayan .Amtoniyo Ninenin yanma gidi yoruNine farisımda değil kendi kendine gördüm çocuklar, çok tuhaf bir rüya.. Antoniyo babasma soruyor: — Ninenin ne tarafı seni alâkadar e- diyor. baba. Nine bedbaht mı? Bahti- yar mı? Don Pavlo Alvares bu suale büyük bir çiddiyetle; yine uzun uzun konuş- malc fırsatına sahib olmaktan haz du- yarak cevab veriyor: © — Nine neden bedbaht olsun, Nine, dehşetli keskin bir renk, koku, intiba âlemi içinde yaşıyor. Onun öyle bir dünyası var ki orada kırmızı, kırmızı- nın göz alan soyundan; siyah, koyu ko yu siyah. Uzun âzami uzun ve kısa â- zami. kısadır. Ninenin korkusu hudut- suz, sevinci nemütenahi, Sonra, böyle korkmak, böyle sevinmek için de Ni neye-en küçük sarsıntılar kâfi geliyor. Antoniyo gülerek, hattâ, mun dan fazla memnun olarak babasmın nut kunu dinliyor. Fakat Pedro bu nutuk- tan s/kılmış ve birden bire bir karara gelmiş gibi Antoniyoya yaklaşıyor: — Ahtoniyo, diyor, merakımı mazur gör, deminki sözlerin çok alâkadar etti beni. İstersen, mutfağa yahut babanın odasına gidelim orada konuşuruz. Don Karlos izin vetir, baban da gelir. Ba- barın da. fiksini almış olursun. Astöriiyo Pedronun ne demek İste diğini ahlsmâmış gibi onun yüzüne ba- kıyori Pedro-teklifini tekrarlıyor. yo: — Ha, diyor, evet söyliyeceğim iş mertk, eiilecek - kadar mühim. . Fakat Antoni- Tonton Amca 12 ÇARŞAMBA İKİNCİKANUN — 1938 Heri: 1356 — Zilkadı 10 Güneşin doğuşu Güze! 2$ 1gi ii Vakit Sabah Oğle İlimedi Alya: , Zeit si 557 1223 14,47 17,01 18,87 Bebek ezeli: 04 » OE Kadikiy eikeri: G044T Bat gün sani 30 dun 14 ya kadar ve Cum den 37 ye kadar açıktır. " Tupkaga Dikmesi ber gön saat 15 den Sö aşikar, Miudanyaya! Parar, Mal, Porgemha, Osmi #.at B30 da Toşbune rtımından kalka! Karahieay: MEN ERET DIŞI DENİZ #ETERLERİ eye; Balı erleri Halyam vapariam: Cuma AYEUYA MATT Merplen ekumresi ber gan Mirkaciimn kar ve Avrupadan geleni saat T,8S te vank'tar #der, Knsransiyenel 20.00 da kalker, 10.28 &e Edirne pastasi ber gün saat M30 de 10.1) dn eti, mara zam İstanbul mrhemön etnik üzere Ti Baftamın me per günleri hee 7” güler sent T de, Yeşiniyden Bereket eder, YARIN YAPILACAK MONAKASAYİ” « Kalecik kasabasına isale edilecei 5 mMeasıyanın kabin), çelik, issle di 7 sl vedepo İnşası ve sair teferrüa 1$“ ei tarihine küdür kapah zarf ed meye konulmuştur, Keşif bedeli İ Hradır. * Keşif bedeli 1189 Jira olan # yapılacak barut tecrid deposu In$8#Üğ zarlık asulile eksiltmeye konulm atay silime Yarin saat 14 de Kabataştafi «sarlar idaresinde yapılacaktır. AÇIK MEMURLUKLAR VE IŞL&İ * 20-25 yaşlarında 3 işci kıza 19 vardır, Postahane karşısında Kali nında 26 numaraya müracaat eğil GEÇEN SENENİN PU GÜNÜNDE OLDU? * * Batay'da Reyhaniyede eğ kavvetleri silâhla halk üzerine i lardır, “ * İspanya âsileri Malagaya sırlanmaktadırlar, uzun sürecek biraz. Don Karl culuğunun arifesinle babamım so den ayırmak istemem. Don Karlos, kendinden yi mi anlamadı. Çünkü kendini ©” seyirci, bu odadaki insanları o fi, tör sanıyordu. Ve bu iyi insan 5” #ı talihsiz Don Karlosun bar gi aktörler öyle tuhaf bir oyun ©; rd başlatlılar ki onu sonraları poli bu oyunun baş oyuncularından | kadaşlarına şöyle anlatmıştı: gö, “Antoniyodan iyice şüphe ©“ dum, Şüpiemin tek bir sebebi yoktu böyle tek, elle tutulur bir sn dığı için şüphem korkunçtu, bana bir şey'söylemek istiyordu bu haberi müzalelin mertebe ge$ gi istediği belliydi. Yahut bana öy Ki yordu. Belki verecek hiçbir “gf yoktu. Sadece yalan Söylüyor lan söylüyorsa neden lüzum