Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Ka Oi —" —— ae ee Gündelik akşam gazetesi j İdare evi: Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu? İstanbul 214 Telgraf Adresi; İstanbul, Haber DObaygyçggh HLAY üayayyoyatkE K Magygyyyot Nİt ağaygygyet Ekonomi İç ticaret boyuna artıyor ! AŞBAKAN bir nutkunda “Tür- kiye yalnız umumi buhranı gö- ğüslemek kudretini göstermiş bir.mem- leket değil, ayni zamanda bu buhran ortasında büyük milli kalkımma sava- şını başarı ile ilerletmeğe muvaffak ol- muş memlekettir,, demişti. Hakikaten memleketin bugün umumi ekonomik manzarası, prosperite safhasında bulu- nan eköonomilerde müşahede olunan bü- dir: Ekonomiye yaprlan sermaye en- vestismanları tezayüd etmekte; piyasa- |! millt ğelir yükselmekte, alrm kabıhye- ti artmaktadır. Memleketin iç ticaretinin, bu umumi ekonomik kalkınma safhasında arzetti- ği hususiyetler dikkate değer mahiyet- tedir. Memleketin umumi ekonömik kalkınmasıma muvazi olarak inkişaf et- miş olan iç ticaretimizin hareketini, kısmen dahi olsa, devlet demiryolları nakliyatında takib edebiliriz. Memle- kette bir taraftan endüstriyel ilerleme, diğer taraftan dış ticaretin genişlemesi, Devlet demiryolları nakliyatının artma- sına ehemmiyetli nispetlerde âmil ol - maktadır. Yer yer kurulan fabrikaların ham madde, malzeme, mamul madde sevkiyatı, yahut inşa halinde bulunan fabrikalara ve imar edilen şehirlere in- şaat malzemesi, işçi ilh. nakliyatı, de- mityolu münakalâtında son - senelerde | pek kabatık yekünlar vermiştir. Devlet Demıryollm nakiHyatr: . Eşya <Y ' myvan (îüocı) (ıoooo) Seneler - gıdet) (ton) - (kişi) 1930-31 83393 945 - 5458 1931-32 71870 — 1176 : - 4.899 1032-33 * .64242 933 4.859 1933-34 112863 1191 5.261 1934-35 125287 — 2071 8.510 1935-36 245602 — 2109 — 11.564 Yol:u nakliyatı 1935-36 da bir yıl öncesine kıyasen yüzde 35,89, eşya nakliyatr yüzde 1,83, hayvan na.khyatx yüzde 96,03 artmıştır, 1937 yılınım 9 aylık eşya nakliyatı, 2.193.563 tondur. Halbuki 1936 yılr 9 aylık yekünu aritak'1.:558.499 tondu. 'Tezayüd yüzde 40.75 dir, 1936 tak- vim senesinde naklolunan eşya, 2 mil- yon 448,433 tonu buluyordu. Senenin son Üç ayr mevsim icabı' ticari faaliyet- lerin en yüksek olduğu aylar olduğuna göre, eşya nakliyatınım son üç ayda e- hemmiyetli nispette artmış olmau icab eder. Yolcu nakliyatında 1937 de aynrı se- ri.âartığ, olmuştur. Senenin 9 ayının yolcu nakliyatı 1936 — yılının 9 aylık yolcu nakliyatından yüzde 57,36 faz- ladır. İ936 nın 9 ayında 9.115.087 yol- cu, 1937 nin 9 ayında ise 14.343.136 yolcü nakledilmiştir. Devlet demiryollarr nakliyatının âr- tışına müessir olan âmiller meyanında yeni:yolların yapılmasiyle iç ticarete a- çılan mıntakaların, hissesini ve tarife - lerde yapılan t:nzılatı da-zikretmek lâ- zımdır. Bir zamanlar dış ti;aret faaliyetleri- ne tâbi olan yani dış ticaret genişledi- ği takdirde genişleyen, daraldığı tak- dirde daraları iç ticdret bugün dış tica- ret yanında iç' ekonlomi hareketlerinin de bir fonksiyonu haline gelmiş bulun- maktadır. İç ekonomi fuliyetlerimn bilhassa milli endüstti hareketlerinin - genişlemesi veya daralması da iç tica- retin seyrini tayin etmektedir” Bunun şu bakımdan ehemmiyeti - büyüktür. Dış ticarette vaki olabilece'e herhangi arızi bir daralma yüz'inden iç ticarette tahaddüs edetek bir tenakusu, mıllı en düstri faaliyetleri telâfi edebilecektir. Bu telâfi, tam olmasa dahi, reaksiyon- ların giddetini azaltmış olabilir. " (Ulustan), —- n ğkânlmmızıış eşyamızm, her şeyimi- H zin ismi türkçedir ve türkçe olacak- tün karakteristik çizgileri arzetmekte- ğğm' ğ de de haklı akisler yapan bu milli larda ticari muameleler genişlemekte, ği hassasiyete hâlâ omuz # teklif edilen cezanm bu gibilere de © mesi lâzımdır. ! va kazandıkları halde türkçeyi istih- | $ faf eden bu gibilerden yüzlerce misal- $ $ ler çıkarmak mümkündür. Bunların £ ismidir. Bunları işletenler ve satan- $ | İR lar Türk vatandaşıdır. Bu vatandaş- $ £ lar dükkânlarına veya mallarına türk- © Oİcu |Ş ge satöt Bulamkamışlar müdır? Bulmuş- İ £ lardre amta © dstememişlerdir. — Çünkü |- " sim koymak onlara bizim anlıyamadı- £ _1 | Değil mi? iBazı ticaretha- nelerin garilp _ İnadı € “Türk vatanmda türkçe hâkimdir. EBundan daha doğru ve haklı bir iddia olabilir mi? İngilterede ingiliz- & ce, Fransada fransızca, Almanyada talmanca, Yunanistanda yunanca, Ja- ! ponyada jJaponca nasıl resmi dilse, l bizde de türkçe vardır. Başka resmi & bir dil olamaz. Bilâkaydü şart. her — vatandaş resmi ve hususi hayatında türkçe ko- nuşmıya mecburdur. Şehirlerimizin, sokaklarımızın, binalarımızın, dük- Halbuki, Millet Meclisinin harimin- silkenler bu- ? İunduğunu görüyor ve bundan haklı ? $ olarak çok müteessir oluyoruz. | Akalliyetlere mensup bir çok va- ? it tandaşların soy adlarını bile türkçe- İ | t leştirmek suretile bu milli cereyana $ F uymak akıllılığmı — gösterdiklerine memnun olurken, bir kısım vatandaş- larm hem, türkçe - konuşmamakta, ! şhem de evlerine, apartımanlarına, & 4 dükkânlarma ve mallarına yabancı i- ( $ simler koymakta ve ya bu yabancı Ş isimleri devam ettirmekteki inatları- £ na karşı ne diyeceğimizi bilemiyoruz. $ t “Türkçe konuşmıyanlara verilmesi $ ! hem de daha ağır surette tatbik edil- £ Türk yurdunda ticaret yaparak pa- kimi bakkal, kimi rakı, kimisi gazoz ! ? türkçeyi sevmemişlerdir. Yabaner İ- $ $ gımız âdi bir zevk vermektedir. Ya- £ ! şadıkları memlekete ve onun milli £ £ dilime karşı bu kadar nankörce hare- £ İiT İ 4 ket edenler en büyük cezalara müsta- fi VUYGĞEYUDE| bit ei brbrbi ea Yeni posta vapurlarımız Almanyaya ıismarlanan posta vapur- larrmızın inşaatr hayli ilerlemiş bulun- maktadır. Geçenlerde Hamburga giden İktısat vekâleti deniz işleri müsteşarı Sadullâh Güney Rostak ve Kiel'e gide- rek buüralardaki şantiyelerde yapılmak- ta olan gemilerimizin inşaat işlerini ya- kından tetkik etmiştir. Yeni posta vapurlarımızını inşaat saf halarr, deniz yolları fen heyeti müdürü iktrsat vekâleti tarifeler bürosu Şefi Bürhaneddin ve deniz inşaiye mühendi- si Naciden mürekkep bir heyet tara - fırdan kontrol edilmektedir. Ayrıca, Almanyaya staj için gönderil miş olan deniz makinistlerimiz bu şan- tiyelerdeki inşaat ameliyesinde hazır bulunmaktadırlar. Bu stajiyerlerden A- nafarta vapuru başmakinisti Lütfi Ege- man ile Tarr vapuru üçüncü makinisti Nevzat Üler Rastak, Ege başmakinisti Bahaettin Birman, Tarı ikinci makinisti Nuri Sağım, Çanakkale üçüncü maki - 'nisti Mehmet Sarrkey de Kielde staj yapmaktadırlar, Mersin hattı için yapılmakta olan or- | ta büyükkikte iki vapurumuz Rastakda ki iki kızakta yapılmaktadır. Kielde ve Cermaiaverk tezgâhlarında yapıl - makta olan Marmara tipi - vapurların tekne aksarmiır da bitmek üzeredir. Bu vapurlardan ikisi yakında denize indi- tilecektir: Ismatlanan gemilerden ilk ikisi önü- müzdeki mart ayırıda limanımızda bu- ' lunmuş olacaktır. " — Sofrayı buraya kur Pedro, dedi. Sonra Antoniyöya sordu: — Sen de yemek yememişsindir de- ğil mi? : — Şey... Yemedim ama... Bilmem ki... Antoniyo Pedroya bakti, Pedro başı- nı çevirdi. Mufağa gitti. Don Karlos: “ne yazık diye düşün- dü, ne yazık ki Pedro insan ruhunun büyük bir pişmanlıklarını göremiyecek kadar kör. Bu, korkunç, cehennem ka- ranlığı gibi bir körlüktür. Ne yazık, Pedro günlük -nefretleri ebedi insan | münasebetlerden âyıramıyor, Kini yar, garez olabiliyor fakat affetmeslini, mer- hameti bilmiyor. Ne yazık!.” Don Karlos, bünları küşünürken Don Pavlo Alvares oğluna sordu: — Ece? Anlat bakalım Antoniyo, si- zin işler ne âlemde? — Ne işleri baba? * — Haydi, anlamamazlıktan . gelme, - Bak bir iki güne kadar burada sana yeni bir düşman daha doğacak.. Pedro sizin kökünüze kibrit suyu dökmek için bu küçük yırdxmcmm dünyaya. gelme- ceksiniz ki., . Konçita babasınıtm sözünü kesti: — Torunun politikayla uğra;ımyı- cak, dedi. l Don Pavlo güldü' bası değil dayısı da,duymasın - diyece- ğim ama, dayısının politikacılığı.. * Antoniyo; - dedi.. niyo.. Sahi mi?, - Evet, Konçıta, vugegtîm. ınıamn eıki 'pahtka öılşua.nmm evine “böyle bir hqberl veıiıek için gelmesi büyüklük müyldü, küçüklük mü? Mücerted ve ebedi- insan ahlâkının 'mihenginde Antoniyonun bu hareketi nasıl bir ses çıkarırdı? Don Karloğ bu sefer de bunları dü- şünürken Don Pavlo Âlvares: — Antoniyo, dedi, mühim bir ihanet etmiş, döneklik yapmış * sayılmazsın. Hattâ bana kalırsa Flangistler senin gi bi bir mücahidi kaybettiklerine sevin- melidirler ,Ben seni bilirim, azgın ve eğer tabir komik değilse, ahlâksız bir yaşamak telâkkin var.. Ben nefes almak hakkımı korumak için başkalarının benden daha geniş nefes almalanna bile mâni olmağı düşünmem, Meselâ çiçekçi Donya Mariyadan kendi payımı aldıktan sonra başkalarının da ondan (daha büyük, yahuüt daha küçük pay al- maları vız gelir bana... Yaşamak için başkalarının yaşamasına engel olmam. Bundan dolayı da hiç kimse benim, as- sini 'sabırsızlıkla bekliyor. Ama diye- — Süus babası duymasmım. Yalnız ba- — Dayı polidhidın mge;ti artık, —Politikadan vaz mr geçtm . Anto- w —oı —— Şimdi'ne yapacaksm Antoni jU? Yeni kadın şapkaları Sulh zamanında — Macar karikatürü — Harp zamanında — m 3 PU | a y D & Yğzlke 80;_” - : AM ES Aİİİ Biz sulh uğrunda çalşıyoruz. — Fransız lm-ıhtum — Japonya (Çine) — Çabuk imzaâla... tler. ; Don Karlos istedi ki Antoniyo “ben pençe değilim, kanlı ağız değilim,, diye itiraz etsin. Fakat Don Karlosun bu is- — HABER'In edehniromani : 9 — f i : âşamâk“ " Hakkı ROMAN Nâzım Hikmet gari haddine yani mutlak hakikatına ulaştırdığım yaşamak hakkıma dokuna- maz., Halbuki sen öyle değilsin. Sen yemeğin tadını değil, oburluğu sever- sin. Ben eminim ki Flangist teşkilâtına girdiğinin ertesi günü fırsatını bulsay- dıin teşkilâtin kasasını soyar ve Avru- pada, Asyada, Afrikada para yemeğe giderim. Seni ayıplamıyorum... Sen de kendine göre, kendi anladığın gibi ya- şamak istiyorsun., Sen de kendi telâk- kine göre yaşamak hahkinı tahakkuk ettiriyorsun.. Geçenlerde Pedroyla sen- den ve Flangistlerden bahsediyorduk. Pedro bana: “Flangistlerin temel teşki- lâtındaki insanların hepsi, aşağı yükarı, Antoniyo gibidirler, dedi. Orada büyük ihtiraslarını tahakkuk ettirememiş kü- çük Münevverlere, büyük yolları kes- mek istiyen arka sokak serserilerine, | sosyal sımıfları, muhitleriyle bağlarını koparmış deklaselere rastlarsınız, de- di.,, Velhasıl, Pedro, hakikaten sana benzemiyen, yahut bir sürü insan örneği daha saydı. — Peldronun yaptığı tasnif- ler doğru mu yanlış mı, bilmiyorum. Çünkü ben insanları başka raflara baş- ka türlü dizerim.. Fakat eğer benim raf sıralarına göre de sizin Flangist teşki-. lâtındaki insanların yaşamak telâkkile- ri seninkisi gibi, kışın köye inen kurdun yaşamak telâkkisi gibi ise aralarından. bir pençenin eksilmesine, bir kanlı ağ- zın ıskartaya çıkarmasına ıcvinmclidır— teğini Antoniyo tahakkuk ettirmedi. 'Sadece gülümsedi. Ve Don Karlos, her |. nedense çok hazin bulduğu bu gülümse- || meyi'daha fazla beğeudı Konçrlı—ıordu P : — 'Çalrşacağım. , © s 08 sn ee DoınPıvloAIvıreı. SKT SN — Şehrin bütün meşhur tembellcnn' . ide çalışmak hevesi uyanmış bugünler- de, dedi. Manuelito da çalışıyor. Sen de çalışacaksın,. Alnının teriyle, namu- sunla, uslu uslu hayatını kazanacak- sın,, Delki de evlenirsin, akıllı, sıhhatli çocukların olur. Konçita: — — Ne iyi, ne iyi, diye sevindi. Don Karlos, Antoniyonun elini sık- mak için yerinden kalkmağa hazırlandı. Fakat kalkamadı. Çünkü Don Pavlo Alvares keçilerin gülmesine benziyen kahkahasının attıktan sonra: — — İnanmıyor musun, Konçita? de- mişti. Konçita şaşır'dı:; — Neye inanıyor muyum? — Antoniyonün çalışacağına.. « Don Karlosun demin beklediği'itira- zi ÂAntoniyo şimdi yaptı: — Benim çalışacağıma niçin inanma- 'sın baba? — Byrak bunları Antoniyo. Politika- dan vazgeçtik, inandık, Fakat, Boynes Ayrese beyaz kadın ihraç eden bir şe- bekeye girdim, daha kestirme yoldan azami yaşıyacağım de ki istikbale ait . projelerine de inanalım. — Babasının evine hasret çekip ge- len bir çocuğa.. Don Pavlos homurdandı: — Affedersin oğlum, dedi, senin son aylarda böyle hasret filân gibi mü- keyyifata da alıştığını bilmiyordum. Don Karlos üzülüyordu. Don Karlos dehşetli acryordu. Ve korkuyorldu ki Pedronun istikbali ve Pavlonun - mü- nasebetsiz kabalığı iyi insan olmağa başlıyan- Antoniyoyu çileden çıkaracak- tt Fakat Antoniyo bu sefer de çileden çıkmadı. Sadece:- — Çok değiştim Baba, dedi.. Konçita, kardeşini yatağının yanına çağırdı ve onu yarı kapalı kirpikleri a- rasından gözlerini görmeğe çalışarak: — Bu değişikliğine en çok enişten | sevinecek Antoniyo, dedi, Şimdi, he- men doöst bile olmasanız her halde düş- mari kalmazsımz. “ (Devamı var) 9 ıxmcımm—ıs " “dabori dahlllVB* Nazırının yazısi “Beyaz ırkın hâkimiyeti S Bundan birkaç gün evvel, ııîl" # pon mecmualarından biri, Japof hiliye-nazırı “ Amiral Snetuıtü’; beyaz wrk hakkında oldukça ıiıf yazısını neşretmişti. Ajanslar bu meseleyi oldukça vermişlerdir. Haddizatında pek iiâ him olan bu yazmın -esaş möe « alâkadar edeceğini tahmin okuyucularımıza veriyoruz. * * & “Şimali Çine hususi bir hükM bir idare ister. Bu hükümetin, ko hükümetinden büsbütün baş tipte olması lâzımdır. Çin âdatım; anelerini nazarı dikkate almalı, hıw refahını, saâdetini temin etmelidir. ŞW hesiz bu hükümet komünizm aley! olacaktır. Sonra, Pekin ve Nankiri kümetleri birleşecek ve bütün Çini re edecek bir hükümet teşkil etmeli İngiliz başvekili, bizim kendi 3:1“ tiğimiz bir rejimi Çine kabul e istediğimizi söyledi. Bu, bizim niyetlerimizi, maksatlarımızı bilm ten ileri gelmiştir. MA ider | Bizim maksadımız, — gayemiz k şarkta devamlı bir sulh tesis etmı# Beyazların ehemmiyetsiz, adi leri, Japon güneşi karşısında dir. Dünya tarihinde mühim hâ ne olacağını, nereye varacağmı kestiremez. Ben eminim ki sarr ut günleri yaşıyacaktır. Ve ve İngilizlerin bahsettikleri - ıdnl“ insaniyet devresini açacaktır. mem. Lüzumunda bütün dünya |ırklar-üzerindeki tahakkümü nih bulmalıdır. Tabii, bunun hemen tâ tirecek, Biz nekadar ihtiyatlı - birer.ihtilâf, umumi bir niza... palım, mukadderat böyle istiyor. gayemiz, esas vazifemizi yapmak 'Tâli mestlelerin ehemmiyeti yoktur' Çinlilerin mukavemetini kırmak şacağız, hattâ bir harb pahasına bile sa... İhtiyaç buna lüzum gösteriyof niçin anlamıyor, anlamak istemiyor miyorum. Bu yardım, kasırgayı üzerine celbedecek. Amerikalılara gelince: 'hırekl zın onların menfaatlerine dokunur yeri yoktur. Şayet biz İngiltereye şı silâha müracâat edecek olursak rikalıların İngilizlerin pegıne ümittmruz ğını eıyo:ı.ı“ı gazetecilerin toplantısında, dahiliyt zırı Suetsugunun beyanatı ha şağıdaki tavzihte bulunmuştur: Bu beyanatı, Suetsugu, dıhiliyc zaretine tayininden dört hafta evvel miştir. Binaenaleyh bu beyanat, Suetsugu'nun şahsi fikirlerini göl"f mektedir. Hükümetin fikirleri il.r setinin takip edileceğine dair de kelime yoktur Bü beyanatta, hakiki dünya sulhünün, beyaz ırkıf ğer ırklar uzenne tahakkümü dayanan hugünku sisteminin deği ile wücuda'gelebileceği tebarüz î. mektedir. ğ PAZAR - İKİNCİKANUN — 1938 Hicri: 1336 — Zilkade: 7 Glüneşin doğuşu 7,26 j - Zemheri fırtınası. ; © Vıklt Sabah Öğle Ikindi Akşa: : x(gtsi “ 5,58, 12,21 1445 ıe,ss 18,3-" na ermelldırlıı- | ıcıii“4 dlft 4 | ,&'— ıîî e A| .doğuratak günler yaşıyoruz. Vulî'w Tanrmin 'kendine Tâyık gördüğü' me” kın hâkimiyetinin sonu - Avrupıllwd Bü'noktâda ısrâar etmekten ;CW »f etsek, nekadar hiısnı.ım_ıreı:_!..g:ııteî"x'ı »| sonu mutlaka yine bu olatak: umur” Ne Yf I?vıf"'ı behemehal İngiliz yardımını durd“’ k mâak İâzımdır. Bunu durdurmaya, 9'— İ | giltere, Çine yardımının faydaıızlllâ | bî' Yüf F 'I'okyo. hariciye nezaretinden bir öi qd ai bir alâkası yoktur, Esasen, beylı Giyt y; esas metninde, “Beyaz ırkın tardiw II' .,I* 'Aâ / sında tsrar edeceğim: beyaz ırkın ';; Fi İ kuk ettirilmesi umumi-bir ihntilâfı 9,,: :>) cip olacakümumi- bir iştial: hunık gü ıi* F *;ı'ı'