Hdi L liyor.musunuz ? l Tekli dan Çalışılmıştır. &e Hinler silde "ıvıy alalarında, şeker ka- Temın toplanmasını kolaylaş- “fnâak için, tarlalırı yakarlar. Bu ğarip tüs Siyamlt kadın- ; Hezidnde büyük bir rağbet Bi Tmektedir. İcabında şemsiye ifesini de görebileceğini tah 'N etmek mümkündür. Yemeden bir Sene yaşarlar mîilh!ı kurularını açlıktan çok 'tmek hevesine düşerseniz pön u’lııılmq olursunuz, Bu $ük mahlüklar, hiçbir gıda Hllııh. tam bir sene yaşaya- l_hsmini gördüğünlüz bu şato, 1198 senesinde, arslan — yll- Rişar tarafından, Fransıda tam bir senede ingşa ed'lmişti. Tap olan &u şatoyu yıkmak İçin ise tam On altı sene, durma- at, katır. ve merkeplerini bir yerde durdu- rürken, kaçıramalarını “4çla çok bacit bir çareye beş vururlar ki, bu çare de, resim- de gördüğünüz vechile, ayaklardan birini eğere bı maktan ibarettir. Zehirli bir yılanın göz be- üzunca bir bat şeklinde olur. Zehirli olmayan yılanların göz leri ise yuvarlaktır. Şen Fikralar — Yazık koyun etinin bozul- maması için en emin çare ne- Çır?, — Ne olacak? Koyunu sağ Hrakmak!.. & İK l Mahkemede: — Hâkim — Bu, ezdiğiniz adamlarınu altıncısıdır. Bunu #nkâr edecek değilsiniz. yal Şoför — Hayır Bay hâkim, yenız beş kişi ezdim.. Bir ta- znesini iki defa ezmiştim. M b 06 Asr! bir hapisanede; Direktör — Burada her mah- pus, bir meslekle meşgul ol- maak hakkıdır. Siz de bit şey yepmak ister misiniz?. ç Yeni mahküm — Evet, eğer müsaade ederseniz, buradda da mrecleğime devam etlerim, Direktör — Nedir sizin mes- leğiniz?, Yeni rasthıküm — Ben bir a- centanın seyyar mümessiliyim! * KX Derste: Müallim — Bana Afrikada yoşayan altı vahg' hayvan ismi sayın!I. Talebe — Şey.. Dört aslan ve iki kaplan. . Z İstipat Bazı, yahani ördekler, uçuş esnasında, sa - &tte 140 kilo metreye yakın bir sürat temin edebiliyorlar . W & 5e — Eğer bir çatal veya ka- q sığı yere dü - şürürsenir, bu yemeğe misa - firler — gele - ceğine delâ - let eder. — Malüm., Bir çatal veya kaşık ortadan yok olursa, bu da misafirlerin gel'p gittiğine dulület eder, x * 4 Zengin karı koza bir gün, tiyatro için iki bilet gönderi - yorlar. Fakat kim olduğunu Navc: vermiyor. Öyle ki, bütün temcsa müddetince, karı koca yekdiğerine bakarak, bu güzel nezaketi kimin gösterdiğini anlımağa çalışıyorlar. Gece yarısı evlerine döndük leri zaman, en kıymetli eşyala- zımın çalındığını hayretle gözü- yor ve masanın'üzerinde, şöyel bir mektup buluyorlar: “Şimdi bu güzel sürprizi ki- min yaptığını anlayıp, merak- tın kurtuldunuz, ya!..,, a SŞ Müşteri ka- dn — Rica ederim — go - a? ü dönemeç - - zri böyle hız- e » dönmeyiniz! #ena halde kor kuyerum. Şoför — Lenim gibi yapın, bayan; Her sokak köşesinde gözlerinizi kapayın, © zaman zaman korkmazsımız! Hikâövye: ea ea 1 lara bu sürpri vi yapan “dost., 4 Kanallı suvari Bu, bir hikâle değil, fakat bun. dan takriben alimış sene - evvel, Heksika civarına yetleşmiz zen gin ve cesur bir Türk çiftçisinin buaşından geçen hakiki Bir muce. radır. — Roklilerin karargâhına gil- mek mi? Bunu nasıl aklınıza geli- riyorsunuz? e — Bünda korkacak ne var, ca- nn? — Fakat, bu ölüme gitmek de- moktir. Bu adamlar siri öldüre. sekler.. Zaten bundan bir sene ev. vel zavallı Diki de — İşkencelerle öldürmüşlerdi.. Bu kuzil derililer pek zalım adamlar! — Her ne Lahasına olursa ol- san, onları yola* gelirmeliyim, aksi takdirde yine mülemadıiyen topraklarına girip yağmada ö vam edecekler! — Nayım, gençsiniz! Sakının! Cenursunuz! Soğuk kanlı — olu Bu Roklıletden neyi temin etnici istiyorsunuz? — Bizi rabat bırakmalarımı is- tiyorum ve bunda muvaffak ola- cağını! Hele şu tabancamla kur- şunları a da.. Büylelikle asabiye- te kapılıp, İüzümsuz — delilikler yapmamış olurum.. Şimdilik böş. ça kal!.. Du sözler üzerine, genç çiftlik sahibi atima atledı ve, bu kadar cesşretlen bayretler içinde kalan ihtiyar kâlhyasını yalnız biıraka. fuk, altin bir toz bulatu arasında kayboldu. Murad, bir saat müddetle atımnı, hiçbir endişe duymudan — ovanıtı çılgan 'otları arasında, dört nala sürdü.. Şöyle düşünüyordu: — Krsl dörili Rokiller — niçin bizi topraklarımızda rahalsız edi yorlar? Çünkü bize bürmet etmi- yorlar, Daha doğrusu, biz on hürinet telkin edemedik. Silâhlar, bü cestr adümların gürürünü kâ- Üyen kırıtaz. Her cihetten, onlar- dan üslün olduğumuzu güstermek suretileonları hayretle - birak. mak Büzim.. Hatta en uslta olduk- ları sahalarda bile.. Bu muhakcmeyke, kendisin! bir az daha kuüvvetli hisseden, delikan h, silâhsiz, kelbi ferah ve kendi- sinden emin bir vaziyette Rokli. lerin karargâlına doğru gidiyor- du. Bir hayli kaletmişti, Bir- denbire bir silâh sesi duydu. Tü. feğin kısa alevi, süvarinin ma, Gında, yirmi adım Ölesinde par- lamıştı. Murad, özengileri üzerin- de doğruldu, meçbul düymanına elile müstehzi bir selâm gönder- di ve sonma tekrar — bir yıldırım züratile yoluna devmn elii.. Aym zamanda kulağının yanindân, kex kin bir ylık çalarak geçen ” bir kurşunur sesini duydü.. , — Mükemamel., İşte hoşuma gi- den bir başlangiç! Fakat bü kizil derili nöbetçiler hakikten Tena atıcıymışlar! Alının boynuna doğru eğildi ve dağın ilk kayaları arkasında, Rok llerin çadırlarını gördü.— Atma biraz daha biz verdi, > Hedefihe yaklaşıyordu.. Tamı bu ândü Lir süru ok vızlayarak yanindan geç- W — Ol.. İşle bu, heyecantı olma. Ba başladı.. Bu cesur adamlar, cid den miszfir kabul etmesiisi biti: Yorlar.. Artık karargâhın içindeydi. Bir yaldırım süralile şefin çadırına doğru âlıldı. Şef, çadırı önünde Olurmuş, bu cebennemi süvarinin büyük bir Kikaydi içinde, kendi- sine doğru geldiğini hayretle ö röyordu.. Genç$ süvari, önün allı adım önünde, alını gert bir bonü. leyle durdurarak yere âlladı.. Va iki defa eğilerek onu selâmlIadı. Kızıl derili muharipler ona dağru koşuyorlardı. Mürad, âmirane bir bakışla onları yerlerine mihladı, ve boş olan tabanca kılıfımı güs- terdi. Sonra şefe döfierek şöyle dedi: # Ey Roklilerin büyük şeli/ se- Mi şelâmlarım.. Sana dosi olarak geldira.. Buna, meşhur misafirpet verliğinizin kutsl haklarımı bah. ders vermeni istiyorum.. Pek fe. na ateş ediyorlar.. Adela — Glmek üzere bulunan ihtiyar — kadınlar kadar zayıf gözleri var,. lir daha sefere datiâ iyl ateş etmelerini mi istiyorsun? — Evet. Şef zalim bir tebessümle: - Meselâ senin Üzerine, değil mi? dedi, — Bana bakmâ.. İslediğin bah. 80 girerim ki b ramazlara Beni tanri koruy ahsi kabul ediyor musun ? Şef, bir tek kelime süylemeden, hir işaret yaptı ve iki kızıl derili yanma gelili. Banun üzerine, Mu- rad, bu iki nübetçiyi işaret ede. rek şöyle dedi: — Bön, senin çadırın önünden geçerken, bu adamlarının herbiri bana altışar kurşün atam! Eğer beni vuramazlarsa, bu defa ben de onların ikisine bir tecrübe Şaparım.. Bu sözler üzerine, delikanlı, ka. rargâhin öbür geupa gitli. Atına atladı ve bir yıldırım hızile ileri efin Ççadırı hizasına nan, iki silâh sesi patia , delikânlı, alıcıların en ekollerini bile — gözden kaçırmıyordu ve guların tetil re bastıklarını görünce bir yıldı- rını süratile, atının öbür taralıma kaydı.. Kurşunlar beşa gitmişti. Genç süvari bu hüreketini bir dahâ, sonra bir dahâ tekrarladı.. Çadırın önünden tam beş dela . Beş defa ateş edildi.. Be. de, o, atının üzerinde en emiş cambazlıklar yaptı, tam kürşünü yiyeceği zarnan, atı. tan Kkarnına kay Şere atladı, tekrar sıçradı ve bütün bunları ati, birok cihi açi - Bo şinde de, kurşunlar hedele sabet Helliği di. F Kızıl detiljlerin, heyecanılan vellit sükütları yerine, bir bayranlık ve takdir terahüratı ka. im oldu... Murad, gayet sökin bir di sıra bende! dedi. Rotli ka ln en meşhur İki sürarisi, €a güzel iki ala bindi- ler. Murada bir tabanca verildi. Kalile efradından baziları, bini. cilerinden emindi. Bazıları ise, bu delikanlının müthiş bir adam olduğuna bissetmiş olacaklarılı ki şlarına merhamelle - baklı. Müurüd yayet sakindi.. Krsil de- Fili sütariler açıldılar ve baş dön değ bir süretle çadıra doğru gekiller. Bütün nelesder - kesilmiş, büllin gözler Taltaşı gibi açılmış- ta. İKi süvariden mütcşekkil ka- sırda cadirin Önünden geçerken, ardi ardına İki el aleş sesi duyül du ve süvariletden hiçbiri'bir tek hareket yapmağa Veakit bulanın- dan, başlarında — bulünan — garip serpüşlârı üzerindeki küş tüylerin den bazıtarı korilarâk, hacida sü- güldükten sonra; yere düştü. — Bu görülmemiş salineyi seyre- değ kığil derililer biran, yerle- tinde donmuş gibİ kafdılar. Sou- ra hayrellerinden uyanarak, çılı iın bir tezahürat ve haralarla de- Hikanlıyı selâmladı Bu alkış ve hayrânlık — nidalarile, ' yalnız şefin önüne geldi ve xade- * meharet değil fakat elvanmertlik de xelâmlanıyordu. Çünkü —deli- kanlı, pekâlâ, ontarı vurabilirdi. Murad, gayet sakin bir favırla, tekrar şefe dönerek şöyle dedi: — Roklilerin büyük şefi balhısi kaybettin mi? - Bvet, alicenap ve cesur be- yaz derili! Şimdi sana me vere- yim? Altın mı? — Hayır. Altın islemem.. Da. ha löymetli bir şey istiyeceğim! Kızıl derili endişeyle: Şu halde ne istediğtini anlat! dedi. — Rokli kabilesinih ve onun büyük şefinin dostluğunu kaznn- mak istiyorum. Kızıl derililer şefi bu talebi biç de beklemiyordu. Tereddüt elti ve tecessüsle, sırf böyle bir talep te bulünvwk *-in karargâhina pel. miş olan delikanlıya baktı.. Nihâ- yet, çehresinde, tebessüme benzi- yen bir ifade belirdi ve şa cevabi verdi: — Memnuniyetle! Bu doştluğu membuniyelle kabul — ediyorum. Sen bizim kardeşimiz olucakaın, çürkü et mahir süvarilerimizi Ve en mahir nişancılarımızı mağlüp ellla.. Senin toprakların, — bizlmr irla, mükaddes olacaktır.. Scna “Kanodalı süvari,, Jâkabını lükı- yoruz... Büyük dostum ve karde- şim, şimdi memnun oldu mu? — Kanadalı süvari — Roklilerin büyük şeflerine ve kızıl derili kar deşlerine teşekkür eder! Kızıl derililerin şefi ısrar elti. — Fakat altına istihfafla ba. kan, dünyanın en mahir süvarile. ri ve nişancıları olan kazıl derlli. n daha mahir bir süvari, da- ür bir niaşncı olan sen kim O zaman. atıma binmiş olan Mü- rad, Öözengileri Özerinde Bururla doğrüldü ve şu cevabı verdi: — Ben Türküm!.. Sönra, atınt âynı yıldırım hizlle ovaya dağru sürerek, gözden kay« boldu. BULMACA Yukarki altı parçayı ayrı ayrı kestikten sonra, o şekilde birleş. tiriniz ki, yukardan aşağı dört sı- ra halinde dizilecek olan rakamlar vi cemettiğiniz. zaman, tam bir Milyon - (1.000.000) rakamı bulü. nabilsin... n Bu bilmetelerimizi bilenlerden birinciye altın uçlu bir dolma ka- lem, ikizciye bir büyük - lâstik top, Üçüncüye bir resim albümü ve ayrıca 2900 okuyucuya muhte- lif bediyeler — verilecektir. Nüz slyı:dğ ğ *önek stardetekalniz., Sağda | gördüğü- COCUK SAYFAS "*K_::r;_m::n:l:—-umm di Çük köpek de, Öyle zânnstmiş — ve bir - arkadaş Bilmece kvponu likanlıya haktı ve: ddi â * ':T'dudlve Revinr t koklayınca, bunun sehte bir kö- 1 İRİNCİKANIN İınıı atladı. Bu. güzel köpeğin içi saman — dışı ise - bir — aa — Dalılini, nc İsliyorsun? " Aman yarabbim, ne in kisarı hayal! — Evelâ, nöbetçilerine — biruz i. Fa —Pokl, diye cevap venidi, söyle