12 Aralık 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

12 Aralık 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

D diğkar 1 İngilterenin büyük politika adamları Vaziyeti nasıl görüyorlar ? Yazar : Şekip Gündüz Avrupadaki siyasi buhrana bir niha- r ke sahasında Almanyaya bir pay ay- yet verilebilir mi? Eğer Avrupayı ta- rılmasıdır. Böyle bir anlaşmanın a- rarı haştalığın tedavisi mümkünse bu- na şartı, ancak bütün milletler için nun ilâder ne olabilir? Almanya ile hak ve teşkilât müsavatınım kabulü anlaşmak mümkün müdür? Mümkünse olabilir. Maamafih biz, şimdilik Av. nasl?, Almanyanın arzular. ne şekilde kabul edilebilir? Fransız gazetecilemiden J. J. And. rien ile L. Boussard, İngiliz pariâmen- tosunun en nüfuzlu altı azasiyle temas ederek bu esaş etrafında fikirlerini al- mış bülünuyorlar. Bunlardan ikis mu. hafasakâr, birisi liberaldir. Diğer ikisi ise işçi ve milli işçi part'lerine men- supturlar, Avrupayı tedavi etmeğe ça- Tışan tabiplerin en kuvvetlisi İngiltere olduğuna göre bu adamların düşüncele- Tini öğrenmek faydasız telikki edile. mez. Muhafazakârlardan başlryalım : 1 — Sabık nazırlardan meşhur Wins- ton Churçillin damadı Duncan Sandys henüz otuz yaşını doldurmuş bir saylav- dır. Bü zat diyor ki; “—Eğer bütün siyasi hükümler ve sulh muahedeleri bir arada tet- kik edilmiyocekse müstemleke mese. Tesini münakaşaya kalkışmak hem faydasızdır, hem de böyle bir müza- keraye girişmek İstemeyiz.. Söyledi- Bim şartlar içinde bir tesviye tarzı- nn ulaşabilirse ve bu netice Alman- yaya maddi menfaatler temin edebi- Tirse buna mukabil Berlin hüküme - tinin yahudi aleyhtarlığından ve hiristiyan dinine karşı takındığı ta- vırdam vaz geçmesini talep etmeliyiz. İngiltere ile Fransa arasında karar . laştırılan son — şekil ve kurulan iş birliği belki sadra şifa verir nelice- ler doğurmaz, lâkin bu vaziyetimiz, Almanya ve İtalya ile olan münase- betlerimizi wlâh — için beslediğimiz arzu ne olursa olsun Parisle Londra svasında Roma — Berlin mihveriyle mukayese edilemiyecek derecade sar- sılmaz bir ahenk mevcut bulunduğu. nu âleme gösterecektir.,, Noville Chamberlain'in temsil etti- ği ekseriyet grupunun lideri Sir Tomas Moore #te gu cevabı vermiştir. (*) kâtçı teşkilât halinden çıkacak ve bir lavassut ve şefaat teşkilâtı halini ala- cektir. Bu takdirde Almanyanm İ- talya ve Japonyanın, hattâ — Şimali Amerika Birleşik devletlerinin Mil- letler Cemiyetine tekrar girmeği kabul etmeleri mümkündür. 3 — Almanya Milletler Cemiyetine girince derhal 19 uncu madde muci- İml;' Versay müahoedesinin moşru sulh yollarından tekrar tetkikini (: teyebilecektir. Işte ancak ._:', müstemleke meselesini şu üç mese- leye bağlayarak konuşmak Mmüm. kün olabilir: 1 — Silâhların tahdidi, -:ı — Gümrük tarifelerinin indiril- 3 — Paranın ve kambiyonun istik- varı. Hiberallere, bu partinin Ti- deri olan Sir Archibald. Sincleire'in tükmt güdür? M Bizce, Avrupada sür'atle ve üyetle sulhü —tesis - etmek için b çare, İngiltere ile Fran. Almanyan ile anlaşması, Al- __,,_,."" iptidai —maddeler ve pa- Yara Tavuşmasının kolaylaştırı.. çahrti diğer devletler tarafından da P dedilebilecek bütün istekleri. ae mutlakı kabul edileceğini —bu '::vlıih inandırılması ve müstemle- rupadaki intizamsızlığa karşı kona- bilecek en iyi kuvvetin Fransız ve İngiliz — demokrasileri — arasındaki dostluktan ibaret bulunduğuna ka- Milii işçi partisine mensup saylav - lavlardan Harold Nicbolson düşünce . sini şöyle #zah etmiştir. (**) “— Fransız nazırlarının Lond - radaki temasları şu güzel neticeleri ortaya koymuştur? 1 — Fransız milletinin. tahmin , edilemiyecek derecede kuvvetli bir halinde bulunduğu anlaşılmıştır . 2 — Avrupa meselesinin bir dev- let veya bir devletler grupu mese . < Vesi olmayıp “bütün Avrupa için bir ' mesele,, olduğunu tebarüz ettirmiş - tür. 3 — Avrupa meselesinin pamuk ipliği ile geçici bir tesviye tarzına bağlanması kâfi olamıyacağını, bu meselenin yepyeni bir görüşle baş - tan aşağı tetkik ve halli icap ettiği meydana çıkmıştır. Müfrit işçi partisi namına konuşan genç saylavlardan Arthur Henderson da demiştir ki; “— Avrapada siyasi ve iktısadi bir salâk temin etmek - için Fransız ve İngiliz mazırlarınnı konuşup an - laşımadları çok iyi olmuştur. Bu an- laşma ve kurulan — işbirliği — Faşist devletler arasında mevcut anlaşma - dan ve işbirliğinden daha mühim- dir.,, AÂnkete son tevabı veren — saylav Sehinwelf'dir. Bu zat ölen sabık başve- *kil Makdenald'i son intihabatta 20.000 rey fazla kazanarak, mağlüp etmişti. Yani İngiEz işçilerinin gözdelerinden - dir. İşte söyledikleri: "— Eaki devirdeki gibi kuvvetler 3—Eğer İspanya — meselesini alargada bızakırsa. Faşist —devletler, — istedikleri zaman Avrgapanın herhangi bir nok- tasında keyiflerine göre hareket et. mek hürriyetini elde edecek olduktan sonra Hitlerleşbir anlaşma yapmak neye yarar?.,, | Görülüyor J;ııî;m parlâmentosun - daki bütün siyasi partiler, belki başka, başka cümleler we kelimeler kullanarak konuşmuşlardır.yamma mutlaka hepsi esas itibariyle ağmişeyi söylemişlerdir. İngiliz söiyast partileri tam bir sulh ve devamlı bir istiketar istemektedirler, Yapılacak yarımi yamalak anlaşmalara bugünkü kargaşdlığın devamını tercih edecekleri hissedili yor, Şekip GUNDUZ BSİKTIRANUN — 1207 Hicrfz T50 — Şevval: 8 Güneşla dağuşa 7,15 Güneşin batışı aĞAL vi Vakit Sahah Öğle ikindi Akşağı #atas İarsak BAS 1207 1438 16,61/18,19 5,07 Kadınlara dair bazı düşünceler Yazar: Bu yakınlarda seyretm'ş olduğumuz çok nefis bir filmin beşeri mevzuu etra fında başlayıp kalabalık bir çay ziyafe- tine kadar sürüklenen hararetli bir mü- nakaşadan ilhammın alan bugünkü mü gahabemin başlığı belki de meşhur fran sız ediplerinden La Bruyere'in “karak- terler” adlir kitabında “Kadınlar bak- kında” etiketi altında toplamış olduğu düşünceleri hatırlatabilir. Onda *Bale ğt Yuyruğundan başma kadar gözden geçitip beğendiğimiz gibi, kadını da is- karpin ökçesinden başlığına kadar süze rek değerini biçmeliyiz” Kabilinden o- kuduğumuz vecizelerden — müellifin ne kastetmek istediğini pek âlâ anlıyorruz. Ben ruhiyat kitaplarının setiyeleri ve mizacları inceliyen bahislerinde bulabi keceğimiz şeylere ve kadının cilve ve gamzeleri, aşk ilânları, yürüyüş ve gü- lüşü.. Gibi jestlerinden çıkarılan fan- tezik manalara dokunmadan hakiki ha- yat gahnelerinde çalışan bir hemşebri sıfatiyle oynadığı rolları, erkek arkada- şıpın yanı başında başarabildiği şeyleri eşelemek istiyorum. Ecsasen bütün içti mal tahlillerimde daima müsbet iş öl- çüsünü kullanıyor ve realizm sınırlarını Çekiniyorum. Henüz evlenmiş olan veyahut da bir aşk buhranı ile ev- lenip de her hangi nahoş bir kaza ve ya felâket sonunda yeniden bekâirlar ka filesine katılan küskün erkeklerden de | Doğru SECR L Pendik vbanliyösü halkının dileği Devlet Demiryolları idaresinin ne kadar muntazam — çalıştığını ve bu sahada tecriübesi çok caki herhangi bir memleketin mümasil idarelerin- den hiç de aşdiıı kalmıyarak Belki bunlardan ileri olduğunu herkes bi- lüyor. İşte biraz da bu mükemmeli- yertir ki idare cihazında ufacık bir oldanın iyi işlememsini, bazan insa- na büyük bir” hata kadar büyük gösterebiliyor. O ufacık Tudur me- selâ aski Şark Demiryollarında ve- ya Tramvay şirketinde olsa, halk bumu fark bile etmiyecek, o idarele- rin diğer Vüyük aksaklıkları yanın- da bunlar devede kulak kabilinden ava sessenneE vERELEN eeREAnAranAE BARERAELdEAEN Ere LA EancAdAN ea ehemmiyelsiz şeyler - olduğu için hissedilmiyecoktir. — Fakat Devlet Demiryollarında vaziyet öyle mi ya? Bohsedeceğimiz aksaklık Haydar- paşa - Pendik banliyösünde sabah- ları sik sik olmaktadır. Bu hMatta Pendikten kalkan ülk trenden ve i- $ Rönci trendeon biraz evvel yük katar- ;lq" Yöçmektedir. Bazan, bunlar ge- cikmekte, hattı işgal etlikleri için yolcu trenleri onları beklemek mec- buriyetinde kalmaktadır. “Beş on dakika teahhurdan ne çıkar?,, deni: Temca; çünkü trenlerin yolcularımı £ Röprüye götürecek olan vapur basan pek fazla geciken treni beklemödiği cihetle yolonlar daha sonraki vapu- Ta kalayak — işlerinden güçlerinden olmaktadır. Sabahleyin yediye çey- Tek kata köprüde bulunabilmek i- ÇİN Meselâ Pendikte saat dört bu- çıkta uykusunu torkeden — işçinin, sekizde köprüde bulunmaya gayret İ eden memyir ve — cemafın bu yüzden sıkıntı gektiği açık bir hakikattir. ı Halbuki bu mahzurin önüne geç. mek çok basit bir iştir: geciken yük İ trenlerini Maltepe, Bostancı, Eren- j KÖY gibi mülaait istasyonlarda yolcu İ Treni geçinceye kadar ayrı hatta çe- kip bekletmek pek lâ — kabildiy ve | ı nefekim arasıra da - yapılabilmekte- dir. Bu noktayı islasyon şeflerine tebliğ etmek ve banliyö ,trenlerini geciktirmenin mes'uliyeti mucip ol duğunu Dildirmek meseleyi Hal için kâfi bir tedbir — olacaktır. beklediği de budur. Halkın Dr. Rasim Adasal bulunmadığım cihetle ifratçı feministler gibi büsbütün mübalagalı hükümler yü Tütmiyeceğim de tabildir. Dünya üstündeki en mükemme! ha yat örneğini kaniyle besleyip yaradan, göz yaşları ve ıstırablartiçinde büyütüp başka başka kucaklara atan kadın tari hin ilk çağlarındanberi bün bir suitefeh hüme ve tenkide, medhü senalara oldu ğu kadar bir çok şiddetfi zemlere uğ- ramıştır. Edebiyat, tebabet, ruhiyat gibi ufuk suz Tuh ummanını iskandil eden ilimler kadın tabiatınr anlamak, bilmeceyi çöz mek için nelere töylemediler, neler yaz madılar! Bir çok namlı mütelekkirler bile kadının her tihetten erkeğin dunun da olduğunu, hiç blr zaman cemiyetin mesuliyetli İşlerinde ortağı ve yârdrmer sı olamiyacağını yazdılar. Sehopanhaur “kadırım saçları uzün, aklıkısadır” Aug, Compte da “Kadın devamlı çocukluk ha linde yaşıyan bir mahlüktur.” diyordu. Onlara göre kadının aöle reisliğini yaptığı “mader şahi” cemiyetlerden bile erkeğin iradesi altında bir oyuncıkım: kadın çocukluğunda babasının, evlen- dikten sonra kocasının ; dul'kaldığı tak dirde büyük oğlunun hükmütaltında bu lunan daimi bir esizdir, Kadın sıri zevk dağıtmak ' ve çocuk yapmak için yaradılmıştır. En ciddi İş- ler'nde bile süslü görünmektençikide bir de dudaklarmına ve göz kapaklarına boya lar sürerek aynaya bakmaktan!vaz geçe mez, Kumar ve içki kadar tehlikeli o lan kadına gönül açıklığı ile inanmak, ona sır tevdi etmek bir çılğınlık've hele onu idari işlerde kullanmak bür tinayet tir. Kadının mevkii aile ocağında çama- Şır tekmesi ve çocuk beşiğinin başında- dır, Erkeklerin yaptığı işleri kadınlara da vermek ne ferdler için ve ne de ce miyetler için faydalıdır. Bir' çok kanlı kavğalar, bir çok dünya savaşları kadın kıskançlığı ve parmağı yüzünden olmuş bir çok büyük vatanperverler — boyalt bir dudak, sahte bir gamze ve yılan gibi kıvrılan ince bir bel karşısında şan ve şereflerini çiğnemişlerdir. Dünyanın her tarafında ve her devrinde tatcıdarlarır. prenslerin sarayları ve şatoları birer fu huş yatağı, en yıkılmiyacak gibi görü- nen tacları ve şaltanatları cürütüp devi ren rezalet yuvaları idi. Röoma impara torluğunuNeronla Galigolanın havuz ba şt âlemleri, Mesalin gibi fahişeler yıktı. İmparator Sezar bile şeytan ve fettan bir Mısır faciresinin, Kleopatranım kur- banı olmuştur, onun arkasını büyük ku mandanı Antuvan takip etti. Yüzlerce asır önce Çanakkale kıyılarında seneler ©e sürüp iki milletin bütün genç savaş- çılarını bitiren dehşetli Trua faciası en güzel Yunan kadını olan Elen yürün- den olmamış nudır? Şimdi üstünde oturduğumuz en şirin dünya beldesini kahraman Türk ulusu- nun kucağına daha kalaylıkla attıran en mühim sebeb Bizans sarayının kadın rezaletleri değil miydi? Tarihte Zeliha ler ,Semiramisler, Lükres Borjiyalar ve büyük fransız inkılabının bir an önce baş göstermesine —yardım eden müsrif madam Dubariler, ve Pompadürler in- sanlık için nasıl birer âfet olmuşlardı. Tabiatiyle edebiyat taribinde lıı; nın hep bu menfi cephesini gösteren çok kuvvetli eserler de buluyoruz. Kud retli fransız romarfıaı Balzakın “fesat olduğunu unutam hdele hayyel bir roman unutan hisle | ei Za nt ki Bu eserde sade madde- nin ve i 3** | Fbebin a grkacy Bir üyük ve hassas $ rimiz Tevfik Fikret bile balıkçılar şiirin | de “Deniz kadın gibidir, hiç inanmak olmaz ha!..” musrat ile oynak kadın ru huntu neşterlemiyor mu? Her şeye inan mak lüzımsa, Sokratın bile ters huylu karısından Kşantipten dayak yeme kor Z o amnazı 1 ' G den biri de bemea hle Z nin, yeni gairlere, mı% Böstermediğini itiraf - edemtllbyn (Bittabi edebiyatla meşgtl bahsediyorgam.) rirler, yen ; kumazlar, pnlara büyük: sine imkânl olmryan adamlar C” karlardı. - İMifred - Vigny, Mı' | françalse'ef namzetliğini _:_.,,.ıın“’ Mman, o heğetin ihtiyar *Üi zatı da ziyarete gitmiş. İLtİYN tad", genç de Vigüy'YE: D ge yazılarınızt bilmiyorum, mönsie '.fıl miş; çünkül ben yaştaki adamlar yeni kitablokumaz, eskil kurlar.,, (A mon âge relit.) Belki bu hal daha yi kü insanların çoğunda * mak, sevmlek kabiliyeti BiT Bonra durur; yeniden zarlar, onu yazanlarla alây hatta onlara kürfür sav lar, İnsan yaşın icablarma C , eğmelidir: ianlamayıp kızmak, sike etmektensej okumamak, BF“M_ ( kadar olmamak daha iyidir. Bu bafta gelen Marianne sinde, geçenlerde ülen Ren? Ona: “Ben |yaştaki adamlar ki kitabları tekrar okumâz, leri okur” demiş. (A ”“,',',',.ı relit plus, 'on lit.) Yani Vigny'ye söylenen sözün tAfP VA ğ Ü $ & â i & &t &$ nı göstermek İstemiştir. Mademki! kendisi yenileri Öllgi nu söylemiş, bunu yalan tmemize hiçbir sebeb yoktür. , coba beğendikleri hangileriydi ettiği meecmuada, la Revuf Mondes'da (genç, yeni edebi Tart çıktığımı hiç bilmiyoruz © mecmunda güzel, değerli Yf;:ıf dır; fakat gerçekten yeni, genç yoktur. O halde şu _ı karabiliriz: “M, mw! ü okumuş ama onlari ea memiş; beğenip sevseydi gğırırdı. Vaktiyle Stöphane mö'ye budala (imböcile) dediği: delaire'i anlamadığı gibi buBÜ Ç Claudel'i, Suüpervielle'i, — onlaF * yaşları neşolursa olsun - yeni rirleri kötürgörmüş. Genclerf # veri zevkleri ve kafaları itibarile eski olanları almış. Keşke ödü 4 de Vigny'nin ziyaret : yd"ı bi, eskileri tekrar - okusaydi: * Gw |i hakiki yeniyi bilmemesine ne ret ıüıunbılu—uı..ı.' ATAÇ | eei İ kusu ile evine “inmiyll'k:“ GJ' telerini genç talebesinin €V çirdiğini okuyoruz. iyade yisE Antifeministlerin daha ZİY3 | Çağıf ıinnemmuhıınd”'“";ah" L lar hakkında söyledikleri V? $ ga D ni daha da uzatabilir; hemtr gulü manlardan, her gün görmekte " öyab muz sinema filmlerinden d::.k birt ler alabiliriz, Fakat, WM w neti” damğas; altında topla Jeriti ü Gin vefasızlıklarını veya BZi olari olarak kullanmak — çok M& 0 çünkü duyğular dünyasına İ Cinsl ahlâk ile hiç alâkası OİMİYAİ la ü Aleminde erkekler de ber safsız kadınlardan bile j , Ş hafif bi |Jg daha kısa olmasına lv“d.( P: ! Sayükenyizci ginemek BÜ || Tw:ım&' ııcch;"*"'wudd"ı i Va Daktor Resiti ”/ı-

Bu sayıdan diğer sayfalar: