YISLUNO UyuN8 — vWa OçR u x .8 .. ; N:E $4 14 îı çi e FE B 2 $ YEAÂVALICA BUDLTUJ 'ULCAULINİ — gUd ZoARIIIdE U KIYUATULIYA BUDÇAR) UROK(LIY3 —« ged 'PROUOYDA PUJE ( OWŞOZYĞ) ŞMAJEND y öYDOŞDA OP J9 VALİYG UDOf VP 89799 BOP 105 ÇU ed sımoo şur ged sıosdade, u Bed suoyuse u — sud guot su BUd Spu9)a, ) S — ged swommo) u sud z9pü9)) snoA su eursoy KUvWUYOK — Ked zayuss oU vrl9Ayunössıy “rpeKrurepyoy YA vudoy — sed zaznoo a unyeLrmsoy vuueza SUNVRSTY 'BUTEDLOR YK vuuuzn YHUAa — Sed suopuay snor sur BULUBA TÜNLTU) “OULUYİ aKsunassıy a9 eÂUyoN BEUYIĞEÇTE UYİÇ UİZİS JOKÇİAZ MIDAEUYNUN IHO UY roKdY SA SOY YoK03 ZIULASİ DASİYANI —- #STUMP Orump oA UNÂANYO O|RAR YORANK TADIDALUNUN AAT “eptimere tEpç Seyang “epem a ZILOKLDA TUTUYRAOP UYUDUYUS NO aP OpEyUNYsLAp Na vyoduye$ opupazn vöred Ha ziw3ipfe uapürsakıd aa ımu ÇoguAya aAsPUY) Noogtna Şapuy KopunarLLcunu zim *UEA < MUĞSU YETEYO NNZADI ZIBI0Zİ) HOYUMNALAP TUT ve£ ÇUySOUNALAP VOLAKE EP EİUOĞ UYPUO YULDA TUNSTULUL AD V PDE VI 9P IPLDANO-DAŞMA D40 VE Y HEOĞLAİV UO 422 — Peki, şimdi nız? Fausta bunu garib bir tatlılıkla sor- müştu. Belki de Pardayanm hakiki maksadını keşfetmişti. Belki de kaba- dayılık taslıyarak onu sinirlendirme- nin sırası olmadığını düşünüyordu. Pardayan ise sert bir tavırla cevab verdi: — Hiç madam... Gözleri parlryordu.. Kadını bir müld det daha süzdükten sonra onu eritir- cesine hitab etti: — Gidiniz. madam, sizi affediyo- rum. beni ne yapacaksı- — Beni af mı ediyossunuz? Faustanm bu suali şövalyenin kah- ramanlığına karşı hayran oluşundan mıydı? Yoksa “af” kelimesinin bir ;r:hıc tesiri yanmış olmasından mıy- ı? Pardayan lâkırdısına devam etti: — Evet madam, sizi affediyorum!... Eğer yaşarsanız şunu düşününüz ki: “her tesadüfümüzde alçakçasına, na - mussuzcasma şövalye dö Pardayana ihanet etmek istedim. O, her defa- sında beni yok etmekten çekindi. Tam manasiyle eline düşteğüm za - man da: (Ve bu defa da sizi affedi- yorum madam, haydi gidiniz) âedi. Bu sözlerden sonra Pardayan kolu- nu uzatarak tahkir edici bir tavırla kapıyr gösterdi, Fausta mağlüb olmuştu. Başımı iğ- di. Sesini çıkarmıya cesaret etmeksi- zin yavaş yavaş yürüdü, kapıdan çık- tr. Aşağıya inince Pardayanın merdi. wene bıraktığı lâmbayı aldı. Şövalye- nin yukardan gözetlememesi için ar- kasına baktıktan sonra bir sıçrayışta mahzenin kapısına vardı. Bu mahze- wo) su sed vuyaktunığ — sed g zepuod3i suopuod3t — sed zaudsadwo) vu sudei — T0 3 Ürkevreyue TifeLcwoyur giveyme gryekmudek ULTSA gea YORYOLA GrAD0 - 90106 Yfusruk Nıuuopâ._u— JŞo N3T — $ sed gp06 su « ged suoke,ü — sud zalos du gtyeKrumyo — sed suokos VU —« god suopuodal 9ü SHUDA gead) — sed Bpuodar 9ur wuuyo uL£svuşo tastuno Uzıa — YeĞd zalvşu tısvunyo unza - ULKOULMA Grad) 5 #ed zopuodaz 9 (İSENHVS SAAJ UI9) soğıd Ap dUŞAS VU) EZ :ZIs3azba TYJAKTULIRA gUA0 PARDAYANIN KIZI nin dip tarafındaki bir düğmeye büs- tı. Gözükmiyen bir ikinci kapı derhal açıldı. Buradan dar bir koridor gö züktü. Fausta fenerini yere bırakarak fıçılara koştu. Hatırlarda olsa gerektir ki Bu fıçı. lardan biri kazaen amuğtı. Fan usta elini içine daldırdı. Ve bir kap. lan gibi homurdandı: — Barut var ha!... Hem de bozul. mamış!... Herhalde Pardayan buraya uğramamış... Ah Pardayan! Sen beni affettin, öyle mi? Halbuk! ben seni affetmiyo, rum, Mahvolacağımı da bilsem yine senin hakkımdan geleceğim... Frusta hem söyleniyor, hem de ça- lışıyordu. Fıçıyı yakalamış ve devir. miş'i. Barutlar yerlere serildi. Pren. ses bunlardan bir sıra yaptı ve kapı. nın önünde gene Jimbasını yaktı. Bir Çıtırtı. başladı. Uzun bir hat halinde barıttlar birdenbire parlıyarak mahze nin içine ve barut kümesine doğru |. lerledi. Orada daha beş dolu fıçı var. di. Fvusta lümbayı devirir. devirmez, hiç vakt kaybetmoden olanca kuvveti le koşmıya başlamış ve karanlıklara karışmıştı. Yukarda Pardayan ise göyle düşünmekteydi: — Fausta acaba ne yapacak? Mah- vetriek istediğim barutu ateşliyecek mid'r? Eğer bunu yapar da havaya uçarsa onu ben öldürmüş olmam ya.. Hayır, kabahat benim değil. Ben bir az evvel ona ihtar ettim. “Yaşarsa « nız,, dedim. Bu kadın bu lâfrmdan her şeyi anlamıştır. Onun talii bugün de kendi elinde « dir, Eğer ölürse kendi kendini öldür. b Üi 4 v ZISYAZOR VOZLENVUĞ ZIBYAZDA VOZISN V UA FRANSIZCA BOCZERSİZ (Her hakkı Haber Gazetesine alttir) i&ce B hnesi Fransızca egzerslizeri: 28 Une scene de p ir piyes sa FPRANSIZCA EGZERSİZ 3 — Amcalarının birkaç günlük bir seyahate mi çık« 4 — Hayır bilmiyordu ve Bayan Vellenaud'ya: *“bilmis yorum"” cevabmı verdi. 5 — Evet, fakat, gevezelik etmeyi (bavarder) brrak mıyordu... Yukardaki suallere fransısca olanak şu cümlelerin 1 — Jean-Pierre ile Patoche'un başları. 2 — Bayan Vellenaud'yu gözetliyorlardı. tığ PARDAYANİIN KIZI AĞ AAA müş olacaktır. Ben bundan dolayı hiç bir vicdan azabı çekmiyeceğim. Bunları düşünen Pardayan merdi - ven'eri indi, Koridordan geçerken iki kapıya baktı. Faustanım hangisinden çıki ığını gözden geçirmişti. Yavaş ya- vaş ilerledi, ölümün kendisini bekle- diğinden haberi yoktu, kapıyı açtı ve Çıktıktan sonra arkasından kapattı... Hemen o sırada müthiş bir gürültü duyuldu. Yerler titredi, duvarlar çat- Tadı. Sonra cebennemi bir gürültü a- rasında cesim bir alev sütunu gökle- re doğru yükseldi. Her şey parlamış- tı, her şey mahvoldu, her şey yıkıldı. sonN - ( Pardayan ölmüş müydü? Oğlu Jan dö Pardayan ile Ode dö Valver bu u- Bursuz vakayı işitince koştular, Ve büyük bir dikkatle araştırmıya baş- ladılar. Vaktiyle çiftliğin bulunduğu arazi etrafında ve pek uzak yerlerde birçok enkaza tesadüf ettiler. Fakat bir insan cesedi parçasına benziyen hiçbir şey yoktu. Son gayretlerini sarfederek araştır- dıkları zatm eserini bile bulamadılar, Yer altında yaptıkları araştırmada da Jan ile Valver ancak Prenses Faus- tanın ölüsünü buldular. Ne garip tesadülftür ki, prensesin vücudu ne ateşten, ne yıkmtıdan ze- delenmemiş, yalnız gakağında bir çiz- gi hâsıl olarak oradan akan kan ya - nağında kırmızı bir çizgi yapmıştı. Fausta bir taş yığını arasında kum- lar Üzerine uzanmış, uyur gibi yatı- yordu. Prenses Fausta karanlıkta ko- garak kaçarken ayağı bir yere takıl- mış olacak ki düşmüş ve şakağında 6 — Evet ve, tekrar geleceğini ilâve ediyordu. git mutfağa söyle Cathy'ye bir fincan ihlamur vansınlar.., Yalnız, bundan evvel, geçen de_rsu—ki egzersizlerin yas ek olan fransızca parçanın türkçosi şudur) pilmiş şekillerini görelim, Geçen dersleki eğzersizlerin yapılmış şekli: J. P. dirseğiyle dürterek. — Patoche, zersizimizi yapacağız 7T — Hayrr, refakat etmek istedi. Fakat, öna mâni ol« 8 — Çünkü annesi ona misafirleri kendi yerine kabul etmek vazifesini vermişti. 1 — Tercüme için verilmiş olan parçadaki gayrikıya- Bi (irregulier) fiillerin masdarlarını gösterin ve manala. 10 — Evet, “bayan Vellenaud mağlüb oldu!” diyorlar- 9 — Bayan Vellenaud gider gitmez. u. 423 bu küçük yara açılmıştı. Acaba bu küçük yaradan mt ölmüştü? Yoksa boğulmuş müydu? Bu bilinemez x Malüm olan şey onun ölmüş olmasıy- dı. Bilinmiyen şey dünyada eşine ko- lTayca raslanamıyan Pardayana, büyük bir dikkatle aranmasına rağmen, yer altında tesadüf edilememesiydi. Diri olsun, ölü olsun, Pardayan, bir gölge gibi gözden kaybolmuş, uçmuş gitmişti. Yer altındaki dehlizleri babası ka- dar iyi bilen Jan ile dostu Valver günlerce, aylarca araştırdılar, ara « dıklarını bulamayınca burada daha fazla kalmaktan vazgeçtiler. Maama- fih bu taharriyat neticesinde Parda- yanım ölmemiş olduğu kanaati kendi « lerinde yerleşmişti. Kral üçüncü Lui, Pardayana olan vaadini harfi harfine ifa etti. Mösyö Dankr ile karısımı çağıra- rak, onlardan dostu kont dö Valver namma kızları düşes dö Lezinyinin desti izdivacmı taleb etti. Bu taleb, daha doğrysu bu kat'l1 emir, kral ta- rafından öyle hir tarzda süöylenmisti ki, Konçini ve Leonora kralm müthiş strrı bildiğini zannederek hiç isteme - dikleri bu izdivaca razı oldular, Müt- hiş sırrı bildiğini zannettikleri kralım bu evlenmeyle eskiyi kapatmak izte « diğini zannettiler. Halbuki aldanıyor- lardı. Kral Pardayanın söylediği söz- leri, hakik! manalarmı bilmeden tek- rar etmişti. Fakat onlar korktular ve kral ne dediyse aynini yaptılar, Bu kadar azla kurtulduklarına bile sevi- niyorlardı. Böylece müthiş infilâktan Üç ay sonra Valverle Floransın dü - ğünleri delikanlınım seviglisini Rospin- yakın elinden kurtardığı Sen Jermen Göz karpar, 2 — Ayni parçadaki sıfat terkiplerini ve; 30R. — Gütüikçe iyileşiyorsin gi geliyor.. dekii Teki — P. o da göz kırparak, — Evet, Koşar, 8 — İzafet terkiplerini işaret odin ve manalarını yazın,