Geçeminrd, ma hırsı ka us e kağ ti edip Y., e gi: : | âhinin N “ Seri, : p tag Bali v rhasiyle bir yazısın: : esirini kaybedemiyo- 19 İ € ne halde bulun. | “İçim kendi gazete. | MİŞ birkaç cümleleri- iyı İN akı” n nah i » Takap nen nakledemiyece- : mi > ara Şuydu ki, Bulgarlar? ade İZ» Paraca, geçimce sr- tüy Saki : “ele, > iin m dı, ve öy > Bi Yüyün, Dkter, Ce ne Slacüksn? için o baş Mr maç yo sg Sağı Sunuz 4, Üz a ki, karşınızdaki yav» kva ye Tabit ilimlere iekider vi Mruyori Si salışmaları zev. b 7 im işin YA insanları kurtar- a anlaş Sile nevi bir zevktir! Gi- bak sin. Halbuki bacak ka- yle söylüyor; i Sil var. Doktorların va Yeni a ptirryor, karı yü ele tarıtmakı İçin aşağıdan Ay T tariç taş ta, YAPAYIM İl kim olduğu. z 3 ye nen Ekremin ba- ye ktepi BİN (yani » key eni Ercüment Ekremin Dal İ Nejad) Recâi zadeye: verl demiş, Üstad Ek- €rde okurken meş- “iz ho haj, Ako, *20Ada mı kendini bil O alça 3 W 7 Ah ç İse de mi ihtiyacına a kemyi in. diye romantik te ia bugü, EZİNE Açıp gözünü yu- Bünün rai iy? Skartacak bici münakaşa- Aly etiği - € şekilde — para ylesin Kesal zade EK. i Hahtında iy far e ruklard r miş, ukarıki suaj Socuğa, ben a vki suale ce- WA eda ilç üç.” Par üşahede e- a nasıl âmil © Ayni marisu- tekrarlamak ig- olay, lk ir mükemmel a, © Tutuyor, pârâ yerek istidadının, Yola sapıyor. ağn e Mere, idadına uygun o- İER'de her şeyden n kafasiyle hare- Srimizde, gençliğe Ti Mektep de butce vi iaz. * Bevketmek ici; he, iy yz iy vi buy Farların kendi' mü ri “nukağa Sunu iftiharla ay, 8 Ateş, bizde gü il . ak N gün- diy ,*Mihy, tadır. Faaliyetimizin h eri 5 ei md, var; Para... Yüşar Nabi. olarak, bü teh- ben il mülhem, İN etmek Süredir. Alman tayya- ba ne Sanma gelmiş | Tah araya hareket et- Ta; ii MA gitmektedir ve İsma, İkinci ce, Yerdiğ; », he “ KATAR Röre mecimu, İDA KAİ Kpr bi , alarm dağında me) Fincancilar yoktğundan umumi bir görünüş... Zstanbul konuşuyor! Fincancılar yokuşunda Ağızlıkçılar rekabetten çok şikâyet ediyorlar Yazan : Haberci Rızapaşa yokuşunun, üst başında, y6l üçe ayrılıyordu. Bunlardan biri Tahta- üleymaniyeye uzanıyor, üncü yol ca Rızapaşa devamı olarak Beyazıt kaleye, biri Si sola düşen, ül yoruşunun istikametine gidiyo! Burası Çakmakçılar yokuşu idi. Cad- denin ilk dükkânları tesbih ve 2/- - kkçılar tarafından istilâ edilmişti. Bu m'nimini yerlerden birisine girdik. Bizi orta yaşlı, sert tavı"lı bir edam umu, ne İstediği » arş ladı, Kim o''uğ mizi anlatmamıza lüzum kalmadı: — Buyurun bakalım, Bay Haberci, dedi, demek ki bugün de sira bizim semte geldi! Hafifçe gülüp başımı sal- ladım. O zaman sordu: — Peki, ne anlatmam İstersiniz, söy İey Errnca: — Her şevi, diye cevap verdim. O zaman, kı kısa cümlelerle aki'na gelenleri — Burada bir dert bule- mazsn?. besi gücünde çer * şı: ve cok olmasa da muntazam keza * nıp geçinen insan'srdır, Tesbih ve ağız” ukrılara g eret gibi biz de halimizden i ba - zan tek şev, münasi Öyle bir rakabet ki bu san'atı için için kemirin mahvedivor.. Küçük dükkândan dısarı çıktığımız zaman, arkadaşım foto Ali bir resim #i- mak istedi Fakat tesbihci katiyyen iti- raz etti ve: — Sakın çekmeyin: resmimin sazete- de crkmasını kat'iyen ietememi diyerek dükkândan | raştı. Sonra ikinci bir tesbihci dükkünma vğradık. Burada duyduklarımız, gördüklerimiz ayni ol du. Yöktüştan Siraz yukarı dı dük, Sağımızda, solursuzda görünen mi- nimini dökmeci, saatçi ve muzikacı dük kânlar'nden başka, en fasla nazarı dik - kati celbeden saraçlardı. Bu dükkânlar» dan birisine girin konusmağa niyetle nirken, solumuzda birdenbire garip bir sokak belirdi. Daha dofrusu burası bir sokak değil. ç kmazdt, yürü - deal velilik - Fincancılar yokuşunda Haberciye Köşede bir yemişçi oturmuş, iki kü- çük küfeye elma, ayva, üzüm, bir çu- yalla bir eleğe de kestane doldurmuş, satıyordu, Bundan garip bir şey yoktu amma, satıçının yan: başında uzanan ve tâ te- pesinde bir kavun sallanan ağaç. beni © tarafa doğru sürükledi, Genç manava kavunu göstererek sordum: — Bu da nesi hemşerim?!, Sanki kafasının üzerinde sallanan ko- ca kavundan haberi yokmuş gibi, bir kere başını kaldırdı, baktı. Sonra sırıt- tı: ” — Kavun, kavunı dedi, — Biliyorum ammaâ, orada ne işi var, onu sormak istiyorum? Bu sefer aldığım cevap daha tubaftı: . Öbürlerini sattım, sattım da, kala kala bu kaldı. Çok tepdde de almak güç. Gerek benı gerek arkadaşım, hayretle baka kalmıştık. O zaman, bütün muha- vwereyi dinleyen; önlüklü ve esnaf kı - lıklı bir adam izahat vermek lâzım ol - duğunu anladı galiba... Söze karıştı ; — Şaşmayın baylar,dedi. Bu yaz burada kocaman bir kavun, karpuz ser- gisi kurulmuştu. O zaman, sonbahara saklanması lâzım gelen kavunlardan * yüzlercesinide bu ağaça astılar. Önü. izahat veren bir esmaf müzden bir ay evvel geçmiş olsaydınız, bu garip manzarayı görecektiniz.. Şim- di asılmış kavunların hepsi satıldı. Bir tek bu kalmış. Biz böyle konuşurken, çıkmazın geri- lerinden birdenbire bir su sesi duyduk. Dönüp baktık. Resimde de görece * ğiniz gibi harikülâde berbat kaldırım taşları arasında, şerit gibi uzanan bir su deresinin bize doğru geldiğini göt - dük. Ayni adam bu sefer de sokak için iza- hat verdi: — Şu çıkmaz sokak yok mu, öyle ta” lihsiz, öyle zavallı bir yerdir ki, ne ben anlatayımı ne de &iz sorun. 20 seneden fazla var, belediye buraya bir tek kez- ma vurmadı. Bütün bakımsızlığa rağ - men buranın tertemiz durması, Han ar- kası çıkmazında hep titiz insanların o- turması sayesindedir. Herkes kendi ö- nünü, şu manav da etrafını temizleyin- ce sokak bütün harap haline rağmen, İşte böyle tertemiz olur, Arkadaşım foto Âli, kaşla göz arasın- da satın aldığı bir ayvayı kemirmeğe başladığı sırada,'biz de Fincancıların üst tarafına doğru yürümemize devam ettik. Yolda önümüze genç biradam çıktı, Ne iş yaptığını, Kim olduğunu gizli tut- mamızı rica ettikten sonra: — Ben size, bu caddenin bütün es - nafı namına bir ricada bulunacağım. Lütfen şu belediyecilerin bize pek faz- la ceza yazdığından bahsediniz. Öyle insafsız, öyle aman vermeden ceza üstü ne cezaya çarpılıyorüz ki artık canımı- za tak dedi. Haklı cezalara bir diyecek yok. Fakat burada bize ihtar yerine bile ceza yazıyorlar. Adam belki de daha anlatacaktı.. Fa- kat artık Fincancılar yokuşunun başı- na gelmiştik.. Biz buradan aşağıya doğ- ru sapacağımız için kendisinden ister- İstemez ayrıldık. Ve yeni bir semti gez- mek için, dik yokuştan aşağı doğru iler lemeğe basldjık, Destere ile parmağı m », NU — 1905 sene evvel bugün Ün. Hanefi müdafıl Halife Muktedir, isyan eden eşraf tarafından öldürüldü Abbasi hükümdarı Muktedir, saltanatının #on senelerinde hüküme"i inkırazlara götü recek vaziyetler ihdas ediyordu. İlik senele. rinde mühim rslâhat yapmağa muvaffak ©. Jan ve memleketini lah eden hiçin böyle yapıyordu?Bilerek mi b Tarih “Aczi hükümeti inkıraza sürtük. lemiştir., diyor. ... Muktedirin son senelerinde idareyi tama. mile annesi eline almış gibiydi. Halife zamanmda geçen en meraklı vaka olarak Hanbelllerin bir taşkınlıklarım zikre. »biliriz. Muktedir, zamanında Hiambelileri © ediyordu. Moşhur tarihçi Taberi öl. vakit, bütün Hanbeliler ayaklandılar: — Gömdürmiyelim.. — O, Eu topraklara lâyık değilâir.. — Parçalamak Mz, — Toprakta rahat bırakmıyacağız Diya bağırıyorlardı. Bunun sebebi neydi? Meşhur taribçi Hanbelilere ne yapmıştı.? Bu cihetleri araştıranlar Taberisin bir iusan için reva görülecek biç bir fenalık işlemedi. ğini anlatıyorlardı. Cesedini parçalamak Ja, tiyenler, onu bir tek nokta için itkam ediyor. Jardı! Kitabında İmam Marbeliyi Jüzumu de recesinde takdir etmemişti. . İşte bunun için onu göridürmek istemiyor. lar, yaygara çıkarıyorlardı. Taribçinin cesedi saklandı ve kendisini se. gömdüler. Harbeliler Muk © kadar ileri gitmeğe baş. ladılar ki, evlere taarruz rine mugayir Be görürle rette yakılırdı. Bunun için Hanbeliler, kütüphaneleri basarak bu gibi eserleri topliyor ve alenen imha ediyorlardı 832 yılı 26 birin, nü, 1005 sene ev vel bugün, oyre: etmiğti, Muktedir, uzum müddettir her (o tarafta yan hoşnutsuzluğu da izale etmiş clmsk için derhal bu isyan eden adamı yaktırmağa kürsr verdi ve askerinin başına kendisi ge. gerek üzerine yürüdü. Asinin etrafında top. çlsnanior, her şeye rağmeşi çarpışmak azmin deydiler. Muvaffak olmak için isyan bay. rağını kaldırmışlardı. Muharebe çok şiddetli cidu ve halife dö. vüşan sakerlerin arasında asitlerin eline düştü ve derhal öldürüldü. Yerine oğlu geçti, Onu bizzat balk seçmiş. ti. Fakat biraz sonra oğulun babadan ziyade zalim olduğu görülünce: — Böyle babanın elbette böyle çocuğu 0. Yur.. diye, derhal tahttan indirdiler ve ceza olarak da gözlerini oydular. Niyazi Ahmet Tünel yolcuları Dün akşam epey heyecan geçirdiler Dün akşam şehirde elektrik o cereyanınm sik sik kesilmesi yüzünden seyriseler geç vakte akdar intizammı kaybetmiştir. Saat 19 da köprünün Beyoğlu elhetindeki elektrik cereyan: birdenbire kesilmiştir. Bu sırada tramvaylar işlememiştir. Ayri zaman da Tünelin yarımna kadar gelmiş olan Tünel arabaları birdenbire durmuş ve burda uzun müddet beklemeğe mecbur kalan © yolcular karanlıkta çok heyecanlı anlar geçirmişler. dir, Cereyan ancak yarım saat sonra verilebi miştir. Bu arada İstanbul tarafında da tram. vaylarm cereyni fki defa kesitmiştir. kesildi Dün bir işçi daha dikketsiziik yüzünden parmağımı kesmiştir. Fındıklıda (o Mebusan caddesinde odun deposunda çalışan Ohannes isimli bu İşçi odun keserken dikkat oetme, mig ve motörlü testere sol elinin o şahadet parmağını koparmışlır.. Iki serhoş Zabıta dün gece fazla kaçıran iki sarboş daha yakalamıştır. Şoför Nuri ile arkadaşı Aleksandr isimli bu sarhoşlar. o bözt “gayri medeni hareketlerle, Şişlide o Halâskirgarzi caddesinde umumi huzuru #hlA) etmekteydi. har, Numan Menemencioğlu Beyruta gidiyor Hariciye siyasi müsteşarımız Numan Menemencioğlu ay başında Beyruta gi decektir. Hariciye misteşarımızın bu seyahati Fransanın Suriye fevkalâde komiseri Kont de Martelin ziyaretini iade maksadiyle yapılmaktadır. Numan Menemencia#hi dJfönilete Ha.