Puaro: — Madam Jizelin katilini keşfeder- sem böyle feci bir vaziyete düşmenize lüzum kalmaz! - dedi. Mari: — Bunda muvaffak olacağınızı u- muyor musunuz? * Puaro, muhatabma sevimli sevimli baktı: — Bir meseleyi sırayla ve usuki da- iresinde tetkik edersek daima bir neti- seve varabilirir. — İnşallah... , z — Fakat şayet bana yardım edilirse daha çabuk muvaffak olurum. — Size nasıl yardım edilmesini isti. yorsunuz? Puaro, bir müddet sustu. Sonra, de- di kiz — Evveli Bay Norman Gel'den yar dıtn istiyeceğim, sanra da sizden mat- mazel. — Size ne suretle müfit olabilirim? Puaro, ona kaçamaklı baktı; — Teklifim herhalde hoşunuza git- miyecek. Delikanlı. ekemmiyetle: — Mesele nedir? Polis hafiyesi, hiç acele etmeden, küçük *'garalarından birini yaktı: — Bir şantajcıya ihtiyacım var. — Şantajcıya mı? Norman Gel, kulaklarına — inanamı- yordu. Puaroya hayretle baktı: — Evet, şantajcı. — Ne yapmak için? — Şantaj için tabil. — Fakat kime? Ne sebeple? — O bana ait bir mesel Bir müddet sustu. Sonra sakin. cesur haliyle: * n ça — Size faaliyet plinımın esaslı hat- darını anlatacağım. Kontes Horbüriye bir mektup yazarsınız. Daha doğrusu © mektubu ben yazarım, siz kopye eder- siniz. Zarfın üzerine de "hususidir,, ke- lmesini ilâve edersiniz. Kendisine bir randevu verirsinir. Kendisine falanca ve falanca fırsatlarla Parisle Londra ara- sında tayyare ile seyahat ettiğinizi bil- dirirdiniz. Sonra da, madam Jizeldeki bazı vesikalara dair telmihlerde bulu- nursunuz. Bu vesikaların elinizde o duğunu söylersiniz. — Sonra? — Bu mubaverelerden bir bir ul_ulr görünür. Görünen ufka göre, ben Size bazı sözler söylerim. Sir de onları ken- disine tekrarlarsınız. Kendisinden ©on bin lira istersiniz. — Cildi musunuz? - Hıy-ıım.’:m orijinal bir ada- mım, fakat çıldırmyorum. — Ledi Horbürinin polis çağırdığı mt farzedin. Şantaj yapıyorum dive ge girmekliğimi mi istiyorsunuz? — Polise haber vermez. — Nereden biliyorsunuz ? — Arizim! Şu karşınızdaki Puaro her şeyi bilir. _med,.ghdıbntü' lifinizi reddedeyim. Zira böyk,blr işe girişmek asla zevkimi okgamıyor. — Vicdanınızı ferah tutun! On Mn Hirayı cebine atacak değilsin. - diye, Puaro göz kırptı. — Buna rağmen azizim ınlıgö Pu- <n küsle bir şeye girişmek benim için tehlikelidir. — Emin olun. Kontet polise müra- caat etmiyecektir. —Bu yüzden dolayı ferkalüde müsterihim- — Belki kocasını imdadına çağırır. — Asla, (Devamı var) Tonton Haber, okuyuculurı arusibda Dir fıkra müsubakası açmıştır. Gönderi, decek fikraların kısa ve hiç ölmazse az işitilmiş olması Kazımdır. Fıkralar, gönderenlerin Umzalfarı yahut müstear adlarile negredilecek ve her ay o ay içinde — çıkacakların €0 iyflerinden beşine muhtelif ve kTy. metli hediyeler verilecektir Bize bildiğiniz güzel fıkraları önderleğ Daigınlık Meşhür Alman âlimlerinden biri çok dalgındır. Bir gün yolda kendi oğulla- rından bir tanesini bile tanımamıştı. Ama onün altı oğlu vardı. Bir gün üniversiteden ders vermiş çıkarken, tamıdıkları kendisine tesadüf etmiş, sormuş: — Nasılamız efendim? Âlim: — Pek fena değilim ama, bu sabah kendimde bir topallık hissediyorum. Ne olacak, ihtyarlık. Diye cevab vermiş. Arkadaşı gül- mekten kendini alamamış. Meğer aya ğının birini kaldırımın üstüne, diğeri. ni de alt yanma koyduğundan dalgın adam kendisini topal zannediyormuş. Vefa lişesi ZEKİ Akıllı imiş! Aktar bir adam akşam namazına ca. miye gider, Namaza duracağı sırada dükkânda mumu yanar brraktığını ha tırlar, ziyan olmasm diye gider mumu söndürür. Ondan gonra namaza dü - rur. Bu vakayı evde karıama anla - tınca kadın: — Budalalığıma doyma, mumdan ka zandığını ayakkabılarının eskimesin . den ziyan ettin. Aktar gülerek cevab vermiş: — Sen beni o kadar sersem mi sanı- yorsun, pabuçlarımı koltuğuma aldım da öyle gittim geldim. F. MUKADDES Kekeme adam Ahmet bey oldukça kekemedir. Bir gün bir sofrada birlaç arkadaşile ye. mek yiyorlardı. Arkadaşı kendi taba. ğına koydu ve Ahmet beye sordu: —— Sizin yemeğinize de tuz koyayım miı? Kekeme atıldı: — Ko... ko.. ko... ma?, Fakat iş işten geçmişti. Arkadaşı Ahmet beyin her (kö..) deyişinde tuz koymuş, (ma!) deyişinde de kesmişti. Ve tabif yemek te zehir gibi olmuştu. V. L. ZEKİ Ne için istemişier Bir adam karanlık ve tenha bir 80- kaktan geçerken önüne iki hırsız Çi- kar. Hırsızlardan biri nezaketle: — Affedersiniz, bey, der, Bir kuru- şunuz varsa bir dakika için verir mi- siniz? Adam: — Hay hay der. Fakat bir kuruş bir dakika için ne işinize yarıyacak? — Bizim arkadaşla sözleştik. Yazı mı tura mı atacağız Yazı atan para çantanızı, tura atan saatinizi alacak. Fatih: SEMİRA K. Rahvana bin Ahmedin meyhanesinde çakıp çakıp son derece sarhoş olan Halil: — Bana bir tırıs beygir bulun. Diye bağırrerya başlar, ararlar, bey gir bulamazlar. Bir küfeci getirirler. Garson Halilin yanma gelerek: — Bayım, bu akşam da şu rahvana bininiz . demiş - Ve Sarhoşu küfeye ö. turtup evine yollamış. Fatihte MUKADDES amca Kazazede OSMAN CEMAL diyor ki: - Bunlar da benim küçük ilânlarım ! gesesenien eee Duyduk, duymadık demeyin işte size Ilân ediyorum k| ... Duyduk, duymadık demeyin! İşte | te tâbidir. Hatta eski bir gezete muhar- size ilân ediyorum ki: $ Gazetelerin yazı işlerine neşriyat ve tahrir müdürleri karışır. Onun için gazetelerde neşredilmek üzere karala- muş olduğunuz bir takım yazıları yollar da, kahvelerde, değil, onlara götürün! Onlar size bu ya- zıların neşrolunup olunmıyazağın: söy- lerler. şurada, burada bana $ Gazetelerin havadis işlerine is- tihbarata bakan kimseler karışır, bütün haberleri her taraftan onlar toplar, ga- zeteye onlar getirir. Onun İçin siz de gazetelerde basılmasını istediğiniz bir takım havadisleri yollarda, kahvelerde, şurada burada bana değil, onlara verin ki maksat hasıl olsun! Yoksa benim aklım defter değil ki bunları aklımda tu tup da gazeteye uğradığım gün orada sayıp dökeyim! $ Gazetelerin şikâyet, işlerine de ga- zete idarehanelerindeki bunlara bakan muharrirle tahrir — müdürü kafışırlar, Onun için yollarda, kahvelerde, şurada burada beni yakalayıp Tanrı rızası için artık bana dert yanmayın! Benim kendi yazılarımı yazacak vaktim yok, bir de uzun uzun sizin şikâyet ve dileklerini- zi yazp çizmekle mi uğraşacağım? $ Gazetelerin siyasi, ilmt, edebt, ik- tısadi, içtimal, tenkidi, yazılarını ya- zanlar o sahalarda söz ve kalem sahibi olan ayrı ayrı İnganlardır. Onun İçin yollarda, Yahvelerde, şurada burada karşıma çıkıp, yahut koluma girip ve yahut yanrma çöküp bana o çeşit şeylere gdair sualler sorup hoş yere kafamr şi- şirerek benden onlara göre cevaplar beklemeyin! Ben de sizin gibi onlarr er- babına sorar, istediklerimi onlardan öğ- renirim! $ Gazetelerin davetiye, terkere, ti- yatro, konser, gezinti bileti paso gibi işlerine idare müdürleri, tahrir müdür- leri bakarlar. Hatta bunlardan bir tane- Si yılda bir bile benim elime geçmez, Onun için yollarda, kahvelerde, şurada burada, yanıma sokulup Tütfen! benden böyle şeyler istiyerek beni de kendinize karşı mahcup bir duruma sokmayın! $ Gazetelerin ilân işlerine idare me- muzları karışımlar ve gazetelerde beleş- teh ilân usulü çoktan kalkmıştır. Bü- yük, küçük her ilân cirmine göre ilcre- OÖyle ise biçilsin! Bir mahkemede, muhakeme esnasın da azadan biri uyuyormuş. Rois aza. Jarın berbirine reylerinin ne olduğunu sorar. Sıra uyuyana gelir. Mumaileyh uyku sersemliği ile: <— Evet, asılsın, der. Hâkim meselenin bir buğday tarla. sına ait olduğunu söyleyince: — Öyleyse biçilsin, cevabını verir. Tevfik Tarı Grup Akşam üstü ressamla yolcu konu. şuyor. Yolcu: — Ne yapıyorsun üstad? Ressam: birader, iki gündenberi grubun resmin! yapryorum. SANİYE ifade Polis — Karısını öldüren dilsizi ya. kaladık! riri olduğum halde ben bile apartmanla- Tımı satarken, yahut köşklerimi kiraya werirken idare memuru benden ilân pa- rasını peşin almadıkça gazeteye tek satır yazı koymaz. Onun için yollarda, şurada burada, bana yanaşıp: — Yahu, ben tatbik mührümü dü- şöürmüşüm... Tekaüt cüzdanımı kaybet- mişim... Bizim kayın birader nişanlandı. Falanın kaynanası sizlere ömür!..., Gibi şeyler için bana gazeteye birkaç satır şey yazılmasını teklif etmeyin! Çünkü bunlaz hep birer ilündır ve hepsi de muayyen ücretlere Lağlıdır. $ Garetelerin henür iade olunmr- yanları her sabah müvezziler tarafın: dan mukarrer bir fiatla her yerde bol 'bol satılır ve her muharririn yazı yaz- dığı gazeteden ancak bir gazete hakkı wadır. Onun için yollarda, kahvelerde, şurada burada karşıma dikilip benden ©o güngü garzeteyi istemeyin! Hatta ben gündelik gazetelerin soğunu matbaaya inmediğim günler para ile müvezzsiler- den alırım! $ Gazetelerin satılamayıp da geriye iade edilen kısımları — o idarehanelerde çalışanlara “sebilullah sebil!,, diye kile kilo dağıtılmaz. Bunlar idare tarafın- dan okkaya verilir. Yani toptan alıcı- lara satılır. Onun için yollarda, kahve- lerce, şuraad burada: — Ne olur, öteberi saracağız. kışın delik deşik tıkıyacağız! diye benden Bünü geçmiş gazeteler istemeyin! PTT 95 e e A Haaaaa bir'de yü aziz ahbaplar: Beni Tanrının günü gidip yası yazdığım gazete idarehanelerinde ara-- mayın! Çünkü ben gazetelerin muay- yen gün ve saatlerde gidip orada çalışan dâimi yazıcılarından değilim! Ben evle- rinde, odalarında, dükkânlarında işle- yip sonra çarşıya mal götürüp bırakan Ve malını bıraktıktan sonra hemen, geriye dönen terlikçi gibiyim! İşte size ufak ufak bir takım ilânlar ki bunlar, anlıyanlara şimdiden sonra küçük birer bilgi de teşkil eder. O. Cemal KAYGILI Ekleme: Gazeteye yazılmak için bana bir mektup. Ta Iki mevzu gözdermiş olan okuyucuma; Haşim Balatlı (Jaşim)i ben de tanırım. Hatta, belki de sizden iyi tanırım, Şimdiye — kadar İstanbulun birçok antika tplerini yazmış ol. duğum halde nedense bu Haşiml — yazmak akirma gelmemişti. Bugürlerde, yabut Gaha ileride vaktim o. lur ve bir biçimine getirirsem bizim bütün karilere Balatlı Hagimi de tanıtırım. İkinci mevzuunuza gelince, vallahi azizimm © hatta, yani sizin batta işliyen otobüsler. den zavallı halkın yaz ve kış neler çaktığini yaza yaza benim de, benimle birlikte (Ha, ber)de çalışan başka bir arkadaşın da dili. mizde tüyler bitti. Bözin anlıyacağmız. kös Ginliyenlere bizim davullar vız geliyor! 0.,C.K. HABER AKŞAM POSTASI İDARE EvVvİ: Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu: İstanbol 214 Telgraf adresi; istanbul HABER İl Yazı işleri telefonu: 23872 Idare,Hân —. 1 24870 ABONE ŞARTLARI Türkiye Ecnebi Senetik YA00 Kr. 2700 Kr, S aylık — 720 , 1450 . Baylık — 400 . 800 £ Baylık — 130 , 3200 . Sahibi ve Neşriyat'Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT ) Matbansı