aLYUAMAI TEAYEYAĞ 1)12)80Ö 9004 “ap imn 190 WWLDEWİDE WD)O ADPLAY 9 O0T U2P 03 — ğ verdik. Çünkü evde bir alay esmer (kahverengi) kâğıt bulmuştuk, bah. çede de TU ona : morag N ;TuaSesmu TADUL NŞ : Kat oy epığeğe - YONN OYOY — Kavp VÖ N3 :aMOp 02 ) XYUULNĞLY ( ÇETLTEMLİ $08 gön - HiİDSoS : Kyaydom - paog wo :pitog vo 18Suyuod ae Kayı AA R. | 4 P : Duyunoo &ç düğ y uDY tes D *Zuyuloco we | (4 Şua: — WEDY JN 398000 ada AL- yapılması güç olan bir şey « Şün zanğ n7 JNo Ynoys 07 oprura$ ap3 Ynaya3 — weexy Mv :0000 | (& Doj 10 Hap ZL zpayya$ 30Xyud0 IBİİYES a)0ZL Yur uny n nA yourusryaa ersizler: — 49,p0 9p p ag :39)o Kep Kaaaa AŞIAZ — WDY Âap :91800 Koyi Zrursamoğ — aboy nf zaraoo noK Guy Guy - Çurl ZISHAZDA BOZUMLUNİ İNGİLİZCE EĞZERSİZ (ler haklı Haber Gazetasine Şafak ekspresi zmloKyoğ — değnekler, The Dawn Express Ingilizce egzersizleri : 7T İngilizce derslerimiz üzerindeki egzersizlerin 6 acısınt geçen derste vermiştik. Bu dersimizde T nci egzersizimize geçmeden evvel eçen derstekilerin yapilmış şekillerini görelim: Çevrilecek olan ingilizce metnin türkçesi şudur: John benden, bu sabah, yapmamı istedi. Fakat ne olduğunu o da pek iyi bilmi, Nihayet bir uçurtma yapmıya karar opunz pp Lağeun ? Geçen dersteki egi c “wDiLDE FOY Hyt d unAnIf OLMUŞİ) AOO OLA, — T “exy SAYpund iKeöred zyup3ıpasa YÖÇ SUMOIa) LA LANEI (etmesi Nİ IsyoAa adif szmany MOF : DUNLUY — Şaşdof zyponunoz HPEYS MATIXIR edecektir iyor. PPL3)Lo : Keplayaak şgöpusy : o Jiğuaor sparjyunade Un3 gesnao döp u BUldrunye ZAŞLOEdUA OpuLdaRI) 1syeğ “EK — Ça0tül tiş zağfV Şp OP :MAziouroyadye KEp aya aa gapunzısrozdo — pıpopayunsdap Na *A —— gpdo3solt Jofta pp 9p :Kepıa)saKk-dozag Ktp oyı uup — t SEpPEy vÂL Gog — zıumlu aflof tş :sUYUNCU SALJ UŞ hareket ULTEK — Ç0t ÜŞ : MOLIOWYOY #ngilizce olarak gu — cumrererin W0$ :rauire (USAYSNA NYAVE) 88310dX9 UMUC OU N BiJENY WOĞNİ —— Yan JEDİ Z AM UÇ Kt YODOİ — ŞwOMU ZeyORE TuyumOUz Yt Z :ZIS4d9z5z3 906 "DUMTESYOP — ŞazfiDU Uy3 U9d93 —« gp 19 po 9p :Kep Jayyo oyı GO0T NUNYK — ZISHAZOĞ HOZLNLONİ İNGİLİZCE EGZERSİZ mmmnım—-oöıuıi'm:o&ıuw(un EEDIYĞIDIL GÖZYYĞUK UYOT DA DUNTAY UOYUDA — $ Şu kelime ve tabirlerin, okunuşlariğyle beraber, mana. lTarını yazın: Excüse me, T'm told, you would say, a little while, to take care, after living, to be afraid, to get crosa, alone, V -— 1i — “To have” (malik olmak) masdarını “a book" (bir kitab) mef'ulü ils beraber; METOYLAN AA enflr etan üaü #ai Otan VAS nHRUME 2 — What is he carring with him in Ühe airnlane? 3 — When he leawes Corydon? 4 — And when he arrives in Paris? 1 — Why do Secott awake early in the morning? 5 — When docs he leave Paris? Aşağıdaki suallere ingilizce olarak cevap verin: €) Futur Çistikbal) stgalarında tasrif edin, 2 — Bu zamanların menfi ve: 8 — Buzl geküllerini yayın. 2 — Londradan Parise gazete 8 — Karanlıkta. 4 — Şafakta. 5 — Ayni gün öğleden sonra. 1 — Tayyaresile Parise lâzımdır). Yukardaki suallers a) Present (hâl); b) Past (mazi); Karşılığını vereceksiniz: SA YEVTEYUE OfdOyOlUKYON DIZIYEDUY Zu Zipıo SrUUSAŞO dep EyBOd areKKuy İ 322 PARDAYANIN KIZI Bu yaştaki bir adamın omuzları çöker madam! Görüyorsunuz ya, gözlerim eskisi gibi keskin değil, kulaklarım sağırlaştı. Bacaklarım titriyor, kolla. rımda da kuvvet kalmadı, omuzlarım kanburlaştı, kalan saçlarım da ağar. dı, Doğrusunu isterseniz, ihtiyarlamak kedar verici bir şey. Siz çok bahtiyar. Bınız. Zaman sizin üzerinizde hiçbir tesir yapmamış, hiç değişmemişsiniz. Yirmi sene evvel neyseniz gimdi yine osunuz. Ö zaman beni parçalamak la. tiyordunuz, bunu sevdiğinizden dola . yı yaptığmızı iddia ediyordunuz. Sev giyi böylelikle göstermek bilmem doğ. ru muüdür? Kadmın mağlübiyetten doğan si . nirliliğini geçirmiye çalışır gibi Par. dayan söylüyordu. Fausta biraz ken. dini topladı Pardayan ise bir taraf . tan kozuşarken, diğer taraftan da ka. dn* dikkatle süzmekteydi. Çok ihti. yatlı davranıyordu. Karşısında bir a. lay asker de olsa böyle yapardı. Şö. valye Faustayı at ile kendi arasında sikıştırmıştı. Kadın bu vaziyette ka . camazdı. Bunu o da #nlamıştı. Kat . ivyen itiraz etmedi, Zaten itiraz da eteydi neye yarardı? Bir kere Parda. yoa tarafımdan yakalanmıştı. Koyu . verm yeceğine emindi. Meğer ki kendi latoğiyle brrakam. Milyonların kaybolması prenses 1 . cin cok fena olacaktı. Bu kayıbın ne. ticesi cok mühim İise de, telâfi edil . mez değildi. Fausta fevkalâde serve. H envesinde bn ziyanı kapatabilirdi. Olsa olsa biraz zaman kaybederdi. Evet, bu da mühim bir şeydi. Fakat telâfi edi'ebilirdi ya! Halbuki eğer hürriyetini kaybedecek olursa bütün AA lışması boşa gidecekti. Bunları dü « gşünmek bile kendisine keder verdi, dü- daklarında müthiş bir küfür belirdi. Hiddetle dedi ki: — Niçin kılıcınızı vücuduma saplı. yarak beni öldürmediniz? — Siz bunu daha evvel de söylemiş. tiniz, ben de cevabını vermiştim. Artık burada fazla durmıyalım. B Pardayan bu sözleri söylerken iki beygirin dizginlerini sol eline ıldf ve Bol kolunu Faustanın koluna geçirdi. Düşes dö Soriyentes bu hareketin bir nevi tevkif mahiyetinde olduğunu an. lamıştı. Yine itiraz etmedi, şövalyeyi takib etti. Bu hareketiyle ı:'dncıd;ıe & den vazgeçmiş zannolunmazdı. Bunu mecbur olduğu için yapıyordu. Çok korkmasma rağmen yorulmak bilmi . yen kafası çabuk kurtulmak İçin bir çare düşünmekle meşguldü. Lâkayt bir tavır takınmıştı. Tellinin yandı - mını beklemekte ve bir fırsat kolla ; maktaydı. — Beni nereye götürüyorsunuz? .di. ye sordu - Şövalye cevab verdi: — Şuradaki aralıktamgeçerek de . minki mücadele yerine [?dıeejı:_ ya : nmızdaki bicareler'n vaziyetiyle biraz meşgül olalım, yolun — Üstünde - bitap yatıyorlar, Fausta teşekkür makamın. da olan bir baş İşareti Yaptı. Her iki, ai susmuşlardı. Birkaç adım (lerledik. ten sonra Fausta ciddi bir tavırla de. di ki: — Sizde af dilemiye Mecburum şö. valye. — Benden mi, niçin? — Demin hiddetle size çok fena şey, ler söylemiştim. Şuna inanmız ki, bu sözler asla Şeyler değil. bilirsiniz ki, sizi PARDAYANIN KIZI 823 en cesur adamı olarak tanırım. Hem ben, hem de «izi bütün tanıyanlar ce. Baretin timsali olduğunuzu tasdik ey . kriz. — Rica ederim prenses. — Sizi nekadar methetsem yine dü. şündüğüm şeyleri söyliyemem, buna kat'iyyen emin olunuz. Pardayan alaycı bir tavır takınmış. tı, dedi ki: — Aman prenses, eğer bu sözleri. nize devam ederseniz gururumdan çat lryacağım. Fakat bereket versin ki |. ki kişiyiz, aklımıza geleni söyliyebili. liriz. Nihayet biraz evvelki kavga yerine vardılar. Pardayan iki beyEglri koyu . verdi, fakat Faustanım kolunu bırak. madı. Orada olan Eskargas ile Gren. gay, hâlâ baygın bir halde olan dev cüsse'i Dalbaranın yarasını büyük bir moharetle tedaviye başladılar. Sargı, merhem, yağ gib her şeyi yanlarında taşıyan iki kahraman bu gibi yarala. rı bir hayli görmüş olduklarından en usta doktorlar gibi İspanyola bakmak tavdılar. Şövalye Faustanın baygın adamına korkulu korkulu baktığını görünce a. damlarınma sordu: — Nasıl? Eskargas teminat verdi: — Mühim bir gey yoktur. mösyö Valver kiliem; çok meharetle kullan. mıiş... Grongay da şunları ilâve etti: — On beş güne kudar ayağa kalka. caktır. O vakit isterse yine mücade - leye başlasın, bir yara daha kazanır. © vakit Pardayan Faustaya dönerek dedi ki: 4 FT sahibidirler ki, o kadar ustadırlar ki Bözlerine İnanabilirsiniz. Fausta, kısa bir baş işaretiyle te - şekkür etti. O vakit diğer iki yaralı ya döndüler. Bunlarım yalnız sersem. Jemiştiler. Geçen zaman — esnasında kendilefiine gelmişlerdi. Hanımlarını görünce, kendisine korkarak baktı « lar. Pardayan bunlara dedi ki: — Rahat durunuz, size bir şey ya- pılmryacaktır. Yalnız bir müddet da - ha bağlı kalacaksınız. Böyle lâzım - geliyor, ne yapalım ? Hiçbir cevab vermediler. Hanımla - rınım yüzüne bakarak ondan emir bek- Niyorlardı. Fausta sert bir sesle: — Galiplerimizin emirlerini tama - miyle yapmıya mecburuz - dedi - Bu sırada Dalbaran tedavinin te « siriyle kendine gelmeye başlamıştı. Gözlerini açar açmaz ilk işi Fausta - ya bakmak oldu. Doğrulmaya çalışti. Son derece cesaretli olmasına rağmen inledi, kalkamtyacağını anlaymca de- di ki: — Madam, ben elimden geleni yap- tım, fakat galib gelemedim. — Ben de öyle. Ben de zayıf kal - dım. Sen yaralısın, ben esirim. Maa - mafih ikimiz de sağ kaldık ya, bize lâ- zım olan da budur. Söze karışan Pardayan da: — Mösyö . dedi . Sentdeni buraya yakındır. Oraya kadar beygirde dura- bilir misiniz? — Ümit ederim efendim. Pardayan bu sözler Üzerine adamit- rına emretti: — Haydi bindiriniz de gidelim. Eskargas ile Grengay bu emir üze - — tine derhal yaralıyı yavaşça Faustanın 1