Myk lı.__ İ Vi Yin bir ee Bazan düşünüyorum .N:% Siyeün hakikatte cere- “—n'ı İne z Peaj hüyret ediyorum. © "'W"W İ müsafirinin sandal- İı: % tamimiyetle de- :;n v ""':ı :::lı: kaçidden hare İ _İ'“d Atak sınız, Polis, Tütta Viphej Yerde nahak yere BU "krinlı.inb“H ben, bu hu lüm, #lmak için ziyareti- ÖU v—.'lığmm'“ kızardı: K& '—*ı,..mu"“îkıiniı. Çok se- Ü 41!&,.1 » Mösyö Puaro. Gter YAHP Cetmişi akdr PU d:, bit zatamız. Müta- t q':'üıiqe “Z yüksek kıymeti e aç “Günu Cinayeti kimin Etenmek beni son er. İNi özattı. Matanıü kten bir muz ko- 1 Başladı. Sonra, ik Zörüldü. Başını &l t NM“::," 8ey, ağizim.. İn- Btcer. Haprş, rürken müc W hayatta ise, aN mevzuubahistir. Be eĞi İPleri oynatan ae Üt bezpaç HAYEt Polis hafi- * bir detektif olur- L ge 1 Birlikte &l çine attı. Tür? u, M t .. “diyorum, > ış""ilılu, tallerimi v y Timi kim diye Ka Tüzr. E 'a Yabi KN gzz ye Üzere, fenzi bir XA tatüğ ı".v M et V.' aşk romanı z | (VALNO) tarafından Yirkeeye çevrilmiştir. a O CAT n ibinLEİ dedi. - Öyle bir tüb elde ederek bazı tecrübelere girişmek istiyorum. — Anlıyorum. Fakat bilmem ki tı- paâtıp aynını bulabilecek mii ? Ma- lâm ya, dükkânlarda stok halinde değik lerdir. — Maamafih, tecrübe edeceğim bir kere.. Mis Grey lütfen bu isimleri not- eder misiniz? Mari, defterini açtı. Stenoğraliye benziyen bir takrm uydurmasyon çiz- giler çizdi. Fakat ihtiyata Tiayeten, kâğıdın arka tarafına da yukarıda ge- çen İsimleri gizlice yardı. Zira, bu isim- lerin Puaroya ihtimal ki Hizumlu oldu- ğunu Süşünmüştü. Polis hal ü — Vaktinizi beyhude yere ziyan et- mek istemem, mösyö Klansi! - dedi - de teşekkür ederek sizden ayrılıyorum. — Estağfirullah, — bay Puaro! Bir muz yermisiniz? — Teşekkür ederim. Çok Tütufkâr- sinız. — Hiç de değil. Hem, hakikati söy- lemek lâzım gelirse, bu akşam kendi. mi pek bahtiyar addediyorum. Bir hava- dis intişar etmiş. beni şaşırtmıştı. Fa- kât Tomanıma dair anlattığınız — göz- ler, hayalimde ızuı manzaralar canlar- dirdi. Kıza dönerek? — Bazı muharrirlerin yazıları ilk bakışta saçma gibi görünür, Fakat bil- mezsiniz o gülünç şeyler arasında nasıl hakikat parçaları gizlidir. Genç kızm önüne geçerek, muharrir kütüphaneden bir kitap aldı. — Müsaade ederseniz size şu kita- br takdim edeyim matmazel. “Kırmızı çiçeğin esrarı,, isimli bu kitapta zehirli dikenlerden bahsettiğimi, sanırım ki Kraydon'da söylemiştim. — Çok çok teğekkür öderim efen- dim. Siz, nezaketin tâ kendisisiniz. — Estağfirullah, estağfirullah... Şey.. Matmazel, zannederim ki siz Pitman tarzında stenoğrafi kullanmıyorsunuz. Mari, tepeden tırnağa kadar kızardı. Puaro, onun yardırmıma koştu. — Matmazel pek orijinaldir. Bir Çe- köslovak tarafından dçat edilen yepyeni bir stenoğrafi kullanır. , — Garip şey.. Hem şu Çekoslovak- ya da ne şayanı hayret bit memleket- tir. Neler yapıp bizim memlekete gön- dermez: Ayakkabılar, camlar, eldiven- ler... Şimdi de, bakınız, yepyenibir ste- nağrafi usulü, Misafirlerinin elini sıktı. — Size daha müfit olmasını pek İğ- terdim. Puaro ve Mari, bu karmakarışık O- dada muharriri bıraktılar. Muharrir, onların — arkasından hoş vakit geçirmiş insanlara bas bir tebes- sümle baktı. On altıncı kısım Plân Klansinin evinden — çıktıktan sonra, Monseignen lokantasına gitmek üzere, bir taksiye bindiler. Norman Gel kendilerini orada bekliyordu. Puaro bir et suyu ile tavuk söğüşü ısmarladı. — E, bakalım... Ne oldu ne- bitti? » diye Norman merakla sordu. Puaro: — Mis Grey fevkalâde bir Hîh olduğunu ispat etti - cevabını verdi. Mari: — Mübalâga etmeyiniz! - dedi - Mös yö Klansi, bir göz atışta çizdiğim çlı.- gilerin stenoğrafi olmadığını kestirdi. 4 (Devamı var) Haber, okuyucuları urusında bir fıkra müsabakası açmıştır. Gözderi, lecek fıkraların kısa ve hiç olmazaa &z işitilmiş olması tâzımdır. Fıkralar, günderenlerin imzaları yahut müstesr adlarile neçredilecek ve ber ay o ay içinde — çıkacakların en iyilerinden beşice müubtelif ve kry, metli hediyeler verilecektir . Bize bildiğiniz güzel fıkraları Z. Nasıl ölmek istersin ? Eski derebaylerinden biri, adamla. rından birine kızmış. Öldürülmesini emretmiş. Ona son bir iyilik olmak Üzere! — Bana bak, demiş, sana yalnız şu. nu yapabilirim; nasıl ölmek - istiyor. sun, söyle... Suçlu adam akıllıymış: — İhtiyar ölmek istiyorum! Cevabını vermiş. Derebeyi, bu ce - vabı beğenmiş ve onu affetmiş. Şehremini: H. Cahid Su ile oynamaya gelmez Temizliğe ehemmiyet vermiyen biri- SU'IŞİ — Yüzün, gözün, üstün, başın kir içinde, niç'n temizlemiyorsun?' Demişler, şu cevabı vermiş: —Bizim aslımız topraktır. Pek su ile oynamıya gelmez.. F. KURT Sığmamış! Baf bir köylü şehre erzak almağa inmiş, Pazar yerinde dolaşırken bur - nunu arı sokmuş ve burnu hemen giş. miş. Derhal doktora mürascsat eden köylüle, doktor, bir reçete yazmış, bir su veriyorum. Kahve fincanına ko . yar, günde Üç defa burnunu içine daldırıp banyo edersin. Demiğ, Köylü köyüne döndükten sonra er. tesi sabah erkenden doktora şu mek. tubu. yazmış: “— Burnum kahve fincanıma sığmı. yör, çay fincanı kullanabilir miyim? Tevfik Tarı Eğer çok gezseydi.. — Azizim, senin katın çok geziyor. — Yanlışın var; çok gezse bizim e. ve de gelirdi, Halbuki gördüğüm bile yok... Beyazıt: Baniye Ertürk Yemin — Karıma yemin ettim, bundan sonra eve sarhog gitmiyeceğim. — Ya... Demek artık içmiyorsun? — Hayır... İçiyorum... İçiyorum fa. kat eve gitmiyorum... İ Beyanıt: Ağ Ertürk AKŞAM POSTASI İDARE Bvi; Istanbul Ankara Caddesi Posta kulusu : İstaabol 214 Telgraf aöresi: Istanbul Yazı işleri telefonu; 23872 idare, ilân ” 124370 ABONE ŞARTLARI Türkige Ecnebi Senelik — 1400 Kr. 2700 Kr, Göoyuk — 79304 — 1450 » S aylık — 400 , 800 , Haştık — 150 , — 309 . Sahibi ve Neşriyat'Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) Matbansı muhtar ! Yazan: REŞAT ENi * Kışla, kimserizliğin acızını Özmana daha kuvvetle duyurmuştu. Haftanın — bir günü ziyaret günüydü. Nizam karakolunun nübet, gileri içeri haber salar; anası babası, hasımı Akrabası geleni koğuşlarda aratırlardı. Os. man, geniş pencerelerin pastı parmaklıkları. na yapışır, güzlerini aralıklarına uydurur. du. Kışlanın tam karşısındaki duvar dibina çömelerek tatlı tatlı konuşan, ağlaşan, has. retlerini dindiren anaları, babaları, kardaş. leri seyrederdi. İçi sızıldardı. Bazan kendin. den geçer, kapı böbetçi çavuşunun dik Seri. 1e kendisini aradığın: duyar gibi olurdu. Banra, yatağına sirtüstü uzanmış Şaba. nın türküsü onu kendine getirirdi: Belki gelirim | f l A Belki ölürüm Osman, gözyaşlarını, belli etmeden, avuç. larmna içirirdi. Şaban... bu bir Alemdir. Güneş yanığı Kü- rayağız suratı, anlamıyanlara, yazıları BI. yeroğglif bir kitaptır. Ama, ona nüfuz ede. bilen, kısa boylu garpık yürüyüşlü Şabanın gerinişklerinde bülün bir Anadoluyu gürebi. lir. Hakarete, eziyete, bakaızlığa kargı te. wekkülle boyun eğişini semsemliğine, vurdum duymazlığına verenler aldanıyor. O öyle içli, ©o öyle onurlu bir insan ki!.. dövün;> kemikle, rini kirarcasına dövün. AmMa, öna — küfret. meyin.. Şabanın mektuplarını Osman yazardı. Kış Janın yasız bir köşesinde, duvara — bellerini yaslıyarak çömelirlerdi. Her seferinde de: — Başına çöyle de . diye başlardı . Huxu. ra, rahatsızım bakma kusura. Valdem —. nıma, de. dedin T — Dedim... — Emime, Emtmin oğluna mahsus selâm iderim.. Hatırı şeriflerini #ual iderim- BüA, derim Ercep ağaya mahsua selâm — iderim.. Allesi tarafına mahsus selâm iderim.. Yazı. yoan mu, Osman efendi; — Ban, söyle.. — Ha, de ki anama, şunun şurasında, tez. kere almamıza bir yılımız — güldi gayrik.. Btimi yiseler kemiklerim galur, — soluğum var ısa gelecek — yil melmekete — varurum.. Ben irençberilği geri bırakma, anacığım.. İş. te sen okumuş #damsın, Osman efendi; ar. dmı getiriver gayrik.. Bu mektabu — okuyan efendiye... dinliyen camnate.. bütün koyün yedisinden yetmişine, mahsus selâm Klerim.. de.. Allı ay önce sılacı oldu, On beş gün, için memleketine izinli gitti. Vapurdan çıkıp da kırk gekiz saatlik bir yürüyüşten sonra, ta. Danlarr gahrem şahrem, Köyünün — aımırına vardığı zaman, akşam karanlığı bastırmış. tır Onu “esker urubası, içinge, birdenbire tanıyamıyorlar, İhtiyar anası, kınalt Raçla. gını Öftmeyi unutup, yamalr şalvarını savur. ta savurta köy yoluna koşuyor. “Şabanım!,, giye boynuna sarı:yor. Hısım akraba etraf. Jarınt çeviriyorlar, Ve, Gelikanlı Şaban, KÖZ. tatamıyor, “Karılar gibi., ağtıyor. 'Toprak damlı basık evciklerinin — O, bir tarafında öküzlerin geviş getirdiği, sidik ve gübre kokan — tek odusında, ana oğul, ay. jaret süren bir ayrılıktan sonra, kargılıklı ekmek yiyorlar.. Ve, bir mnralık, — Şabanın gözü ocağın yanma kayıyor: Kenarlarında örümceklerin ağ kurduğu bir eşek yükü o. dun... Birdenbire hatırlıyor: — Eskere alın. madan bir gün önce, dağdan kestiği ve egeğe sarup Uszun uzun yürüyerek kan ter içinde Köye indirdiği, kendi eliyle istiflediği odun. lar. Soran bakışları, anasınm gözlerini — arı. yor. Ana, gülümsüyor. Buruşuk eilerinin ter. gile slanan yanaklarını kurularken, anlatı. yor. — Şabanımım kestiği odunları ocağa at. mağa elim varmadı oğul! diyor. BErtosi sabak.. Evet, ertesi sabah: — Şahan az kaprya gelin, hele.. Diyen, boğuk bir sesle gözderini açıyor. Bu ses, yabancızı değil.. Bu ses, muhtarın sesi. dir. Muhtar! Köyün muhtarı, hem hocası odur. Hoca, âma ne hoca!! — (Bütün hoca) insanı candan çikarır, Osman efendi, (yarım boca) dinden.. Bizim muhtar, yarım hoca soyundan.. Allah, tahta Kurusunu koklamadan yarattığı gibi, mereti de göylece yaratıvarmiş İşte.. Anasının, boğuk boğuk bomurdanan heri. fin önünde, yalvarır bir sesle komuştuğunu farkedince, fırtryor. Erker urubasını sırtıma Dinsiz, imansız — Dünün hikâyesi — çarıklarınt ayağına geçiriyor, soluğu kapı, Ga alıyor. Ne o?., Ne var, ağa? — No olacak?.. Yola gideceksin, Şaban, — Yola mı? — Ha. Yola.. Taş kıracakam! - Ben eskerim, — ağam.. gözlerin de mi görmüyor senin?. Srrtımdaki urubaya bir haksana!?. Muhtar, gülüyor, eğleniyor: — Hele güna bak . diyor . dünkü aptal oklan bize kafa tutuyor'. — Hey, ağam.. ağzın pekle. Sen muhtar. san garşundaki de bugune bugun — cakerdir. Ban gayrik vatama hizmat — ediyon.. Senin keyfine değil.. Kavga büyüyecek... Ana, araya giriyor, oğula yalvarıp yakarıyor, kapıdan içeri alı. yor. Muhtarı — nasıd edip ne yapıyorsa — kandırıyor ve savıyor. Şaban, o gün, dağda kırda dolaşıyor. Bil. lür kaynakların buz gibi suyunu, yüzü koyun çayırda otlıyan keçilerden birinin memesine ağzını yapıştırıyor.. Küöye, gece dönüyor. Ana oğul, güle ko. nuğa bezlemelerini yiyorlar; ayranlarımı i. çiyorlar, — Ana, muhtara iyi etmedin mi? — İyi ettin, oğul. — Bsker, biç taş kırar mı, una? — Haker taş kırar mr hiç?! Şaban, izininin Dİttiği gün torbasmı sırtı. na vuruyor. Gene köy yolünda anasile sar. maşıyorlar.. — Kimsenin köpeğine hoşt! deme; kimse, nin tavuğuna kışt! deme, Şabanım.. Grama, fon çalmaaını biliyor diye İstanbul gadınma yan bakma., İstanbul gızı bize yaramaz, o. Bul.. Bana, dağdan köye sırtında hir eşek yükü odun indiriverecek; akşamlayın çarık, larını ayağından çekiverecek; tarlada Alla, hin günü çapa sallayıverecek bir garr al. mak yaraşır. İstanbulda otomafiller, trambe lar çoğmuş, Şabanım.. Bir insana ikl goz yet miyormuş. Kolla kendini oğul.. İnsan ölüşü sığır ölüsüne benzemiyor! — Beş vakit namaz gibi boynumun borcu olsun, ana. Sözünden dışarı çıkmıyacağım.. Kırk sekiz aaatlik bir yürüyüşten — sonra, tabanları şahreti yafirem, — skeleyo tölp de Karadenizin o 1ki bacalı dililet Bâ) torbasını attığı zaman, bir — köyüll; “taş kırma,, hikâyesinin sonunu ona deyiveriyor: Meğer, oğul, kırmızı toprağın çatlaklarına pârmak parmak reçina akıtan — kalm göv. deli çamların gölgesinde hülyalara dalarken, dinsiz imansız muhtar, anayı önüne katmış, köy yoluna götürmüştür. Esker ofula yaplı. ramadığını, yaşlı kadıma yaptırmıştır: Baba.. hin erken aaatinden Akşamm — karanlığına :;du. kızgın güneş altında, taş kırdırmış. Reşat Enis - Tahsile — gönderilecek gençler Mekteplerinden tavsiye almağa mecbur olacaklar Bu sene muhtelif jhtisas şuboelrin. de mühendislik tahsili için Avrupanın bazı memleketlerine gönderilecek genç lerin imtihanlarının Pertevniyal lise. ginde yapılmasına karar verilmiştir. Maarif Vekâleti gençlerin imtihanla. rından evvel sıkı bir muayeneden ge. çirilmesine karar verdiğinden dünden itibaren taliplerin sıhhi muayeneleri. ne başlanmıştır. Bu iş salı günü ikmal olunacak ve ondan sonra imtihanlara başlanacaktır. Maarif vekâleti mühendislik tahsi. line gönderilecek gençler için şimdiye kadar tatbik edilmemiş yepyeni bir u. sul tutmuştur. İmtihanlara girecek li. se mezunlarının behemehal mezun ol. dukları liseden tavsiyeyi haiz bulun. maları icab etmektedir. Filhakika lise mezunlarımım uzun senelerini geçirdik. leri mektebin idaresi kendilerinin ge. rek bilgi, gerek kabliyet, gerekse şah. siyetleri hakkmda tam bir kanaat sa. hibi olduklarından müsahaka imtiha. nında gelişigüzel kazanmış olmak ihti. malleri ortadan kalkacaktır. Avrupaya gidecek gençler İçin en sağlam gekil olarak bu bulunduğundan bundan sonra daima bu usul tatbik edilecektir.