H ——LİLKTEŞRİN — 1957 —Senim BÜ TŞEB ._— A;'a"'leu Refik'in Ni hüviyeti Öldü bir eser okursunuz; çok Ho der; kendi kendinizet $unun müellifini iye düşünürsünüz. . Tüz ççi Urda hayalen canlardırdığı: M'“'“*m belki Fuzulidir, belki Ne- l İ Va çalıı BElki Naimadır, belki — Evli- Üebü: Ifîhîîh'd"- Yahud Ziya'paşa, Tevfik Wnuza gi Seydim 1 .ğ B a İ Sülar birer mânevi yarım ilâhtır- u_""t Karp müellifleri, Victor Hu- €speare ve daha bin bir isim. &üü n’:“ı kendileriyle — karşılaşsay: & kadar merak, tocestlis ve hür flleş PUdnız. Bunlar hakkında İhti- Yakağ ::;;!ıyor. Heykeller dikülyor, e“_ ©cek, Merasimler için avuç Para sarfolunuyor Bir t bugün de aramızda yaşayân Vardi, bu kabil insanlar yardır. Ve Yalya Meteli - Abdülhâk Hamid, Şa- N, dir ASIT evvel yaşasaydı. bir Fuzu: ü *dim kadar merakımızı telbet Bir aç Miydi? Onu görmemiş ölen” n_%m Yatandaşlarımızın nazarında Ör yüz, €N sonra ayni izişilmez şahi MR, öelmemiş midir? Keza, Yah- bu |;». İnşallah çok yaşar. Fakat L“’ızıı::- Sendisini elbette bir gün kay- Büta ” O zaman kiymeti bilinecek. V Sti kı, th::"“ yazılar âbideler, miting- tt Kbii,, OT Gidebilir, kendisiyle görü y Ydlini teki :h.e Haddizatinde onun tarih- tur, büzan Hüur şairlerden eksiği yok- ki y mbvvle düşünüyorum da, es- n ana — karışmış e gelir. Bun- ö Be rin arasında yor. xa'lndıgı_ır Âhmed Refik dt —.)ı'::ı':otrı:. &Ü taği €ild cild eserleriyle, aramı- Niymeti yalMüştu. Tarihlerini, bilhassa köleheyi, . PCİ derecede olan tetkik ma Üt ün, ” Ük içih yazılmış kitaplarını “ ğ Höykcak olürniz; bir mafle h"'&ud'" kendi maddi hüviyetinden d o,“m"' daha yüksek boylu tutar- t Beşeri kusurları olabilir. Fa- hç ttleri öyle büyüktü ki, ku- wü&m €serlerinin yanında, Oscar Yüzan — BÖNÜl Üaptırmağı, yahut Hay: * olması, Nedimin İbra- Bd lâlkavukluk etmesi kabi- te Püşüy. mağdra d Ah; A Det Refik'i, | Tey * Refik'in ölümünl büyük bir ..u"" Hele şefa let içinde ölü- Bir " G adam DÜ adam kaybettik. Bir H Miz, lani hayatından çekil Si *?ex_ı miz: — yığınlarla ese« Allah Bitti. 'Met eylesiri. L aai ğovvetıerde Vadnakliyatı 37 & aa aNN Ük sekiz ayi serim- Filo; * Birliği gi ili bi Mk: SİVİİ tayyarecilik Yöley, “Stiklere göre, 123.793 Ya P ton Tükletmistir. Posta ve 20,838 ton e- K Ah". gün, Şovyetler bir ağ gibi ören muh: 2 Üderinde Yüzlerce aa | W $ “"';;ğe e:(:'d'“ Bâyri, ““;g;':şı e Iti î:”lkai.:: mıî“_'iyyırcıeı, Sina Ve l_nmdı_ Dönetz hi mmmw h“—îiyle Ü. fanda MEYVe ve seb. 3Cikiet; U-îtz_ın._ Türkmenis :: Naki tayyareler ise görebil. | Istanbul konuşuyor ! Yeşilköyün yalıları Yeşilköy : 3 Yıkılan rıhtım tamir edilmelidir Yoksa, Istanbul yolu da yavaş yavaş ortadan kalkacaktır Yazan : Haberci İstanbul yolunun — başlangıcında gümrük muhafaza klübesinin yanında we deniz üstünde yazlık bir var. Bir parça da buranın sahipleriyle konuşmak için içeri girdim. Kahvenin açık kısmında 34 adet masa ve yüz- den fazla iskemle mevcut olmasına rağ- men bir tanesi çocuk olmak Üzere an- cak beş müşteri vardı Hava güzel ve vakit da iş saâtlerinin haricinde bir za- mana raâtladığı hâlde bü tenhalik'gari- bime gitti. Şu hesapça yirmi yirmi beş iskemleye bir kişi isabet ediyordu. Gazinto sahibinin yantna sokuldum, pek haklı olarak keyfi yerinde değildi. — Dertleriniz nedir? Sualine evve- lâ şu tevabı verdi: — Susuzluk. — Sadece bu mu? — Yok. Sadece bu- değil ama, en mühimmi olduğu için onu söyledim. Benim kendi hesabıma - ikinci büyük derdim işlerin kesat gitmesidir. Şu ha- vaya bakın, bundan sonra böylesini mumla arasanız bulamazsmız.'Öyle ol- duğu halde kimse - gezmeğe çıkımıyor. Şu manzataya bakın Allah aşkına, İn> san burada bir parça otursa bütün yor- günlukları geçer. i — Başka bir yer var mr g' — Otelin bahçesi var ama, orası da böyle sinek avlıyor. — Her zaman mu tenha bül — Yök canım. Daima böyle - olsa, biz ne diye açalım gazinoyu. Yazın bir parça'iş yaparız, iki ay kadar, On ay da böyle gördüğünüz gibi pinekleriz. Yeşilköydeki -bütün - kotuştuğum kimselerden edindiğim intiba ŞU oldu: Köyde hayatı, alış verişi canlandıran ya- zi geçirmek üzere burava D“_"kh"“ gelenlerdir. “Onlar gittiler mi burası diğer mevsimlerde âdeta bir kış uyku- suna dalıyor. k Ben kahyeci ile konuşurken bizim ari kadızlardan bir.si yirmi metre kaflar u- zaktaki öir yalmın pinceresinden bakan güzel bir. genç kızla konuşuyordu. Fransızca konuşan ve Macar olduğunu söyliyen bu bayana göyliyeceği bir şey olup olmadığını sorduk: * — Ne söyliyeyim. dedi, burada ga- yet rahat Wa mesudum. Biz de: — Haydi öyleyse Allah da'a mesut ettin! devip tekrar kahveciyi dinleme. ğe koyulduk. çi garino idecek? rası? Adar 'sağız şimdi de dün yazdığım ı Kibi yolun bozuk olan iki yüz metrelik *kişmımın önündeki yıkık rıhtımı göste- Tiyordu: -- Burası 5. v bir lodosta gördüğünüz hali dldı. O za- miandanberi dalgalar sahili birer parca birer parça oyarak caddeye kadar Ca 6 sene evvel şidderli yandı. Bakın görüyorsunuz yı.hldı- tımların bir kısmı bile ©! tadan Bu gidişle bir müddet sonra yolu da alrp götürecek, ZaW buyurur ki : Bir ahbapla konuşuyorduk. Kulağı- ma iğildi. Göz kuymğîîc ileride otu- ran, şöyle kırk kark beşlik kalantur- | dan olduğu wümayan ederek: — Çelebi, dedi. Şu zata dikkatlice bak, — Gördüm, biri, — Ferasetinin hayranıyım; ö dır. Ben diyeyim milyon, sen de mil- yur.. Anladın ya, © kadar zengindir. Harun sağ olsatıdı, onun yanında ken- disine zengin denmesinden hicap du- var, kıpkırmısı kesilirdi. Bu zatla geçende bir. münasebetle tanışmıştım. İnsan adeta, kendi kendine zengin böy Te micolur? diyeceği gelir. Hamal ile Kâmal, bakkalla bakkal, çakkalla da Ça'kal oluyor.. İşte sönin benim gibi gö'miş karaathane Röşelerinde sürtü- yer, bir zafı işmar dodim. — Kalanburdan İkametğâkı nerededir bu zatı şe- ifin? — Is'aabirl semtinde sanırım. — Evine ne ila gider gelir> — Husüsi bir olomobili var. — Hususi otomobili olduğuna —ina. nıirim. Fakat sengin olduğuna asla! — Neden? Senin inenabilmen — için teyyoreyle mi gidip gelmelidir? —Hayır.. — Yaf.. Beşiktaşta oturmalı ve Beşiktaş - Talsim otobüsile de gidip yelebilme- lidir. Çü hamı binbir çeşit esnafın bir Oraya Toplandığı bu yerdir. kandaki marangoz dükkân'arından biri ünden koca bir sandık yükliyen araba İşte bu (Yazısı yarın) (Bu bahse aid olan resim dünkü yazıda çıkmıştır.) Hakikaten kahvecinin söyledikleri doğruydu. Rıhtımın yarısı — tamamen parçalanmıştı. İstanbul yolunun bozuk ismının il tarafındaki kaldırımları da yer yer çökmüştü. İleride burasını dol- gdürmanın ne kadar büyük masrafları in- taç eedeceği düşünülerek rıhtımın — yıs kılan kısmı muhakkak tamir - edilmeli- dir. Yök eğer Yeşilköye bu tadde l4 zım değilse tabil. Kahveci ile konuşacak şeyimiz kal- mamıştı. Kendisine veda ederek ayrıl- dık ve Üstünde soluk yapraklardan baş- ka bir çöp bulunmıyan yollardan yürü- yerek çiçek kokan yemyeşil bahçeleri seyrede cde istasyona döndük. HABERCİ Okumak isltiyorum Beni himaye edecek kimse yok mu ? Geçen gün, 14 yaşlarında kıdar gö- rünen perişan kıyafetli bir çocuk mat - baaya gelli. İsminin Mehmet oldğudu söyledikten sonra: — Ben, dedi, okumak istiyorum. İki sene evvel fakirlik yüründen mektebi biraktım, Babam yoök, annem yolki ne yapayım, hayatımı karzanmak için ça - Oşmağa mecbur oldum. “Mahallelerde dolaşarak mar/ler söyledim. Sesim bi- raz güzelmiş diyorlar. Günde 20—30 kuruş kazanıyorum. Pazarları bu, 80 kuruşa kadar da çıkabilir. Fakat ben o- kumak istiyorum, Hele musikiye karşı olan istidadımı inkişaf ettirecek — bir mektebe girebilirsem, dünyanın en bah- Gzaman mesele değişir tiyar adamı olacağım.. Ne olur, bu ar- EDOSASTARIK 341 sene evvel bugün Türk süvarileri Koca bir orduyu mahvettiler Haçava muharebesinde Türk ordusu mağ. lüp olmuş bin yeniçeri, yüz sipahi, kırk üç top zayiat ile geri çekilmişlerdi. Bu mağtübiyet orduda büyük bir hayecan uyandırdı. Hatanmn kime ait olduğu araştırı!. dı ve neticede Rumeli beylerbeyinin — suçlu olduğu tesbit edi:di. Şimdi bumum intikamı: alınscaktı. Fakat kumanda kime verilecekti. Hoca Sadettin Bu iş, paşaların istihdam — olunacağı umurdan değildir. Bu türlü ahvelde padişa. hin huzuru mutlaka lâzımdır. diyordu. 15068 yılı 14 ilkteşrin günü S1 sene evvel bugün karar verildi. Sokullu — Hasan, Sinan, sonra idam edilen Ferhat paşalar harbe iş. tirak edeceklerdi. olarak Keresteş sahrasının saptedecekti. Burada vuku ada düşman birkaç yüz za. T arasında orduda çok sevi. len ve muvaffakiyetleri görülmüş olan kıy. metll zabitler de vardı. Fakat bu zaylat düşmanı yıldırmış değildi. Asıl harp bundan sonra olacaktı, Türk or. Gusunun cephesinde zincirlerle — biribirlerine bağlı toplar bulunuyordu. Beylerbeyleri yerlerini almışlardı. Yeniçe. riler hücum emri verilir verilmez — giddetle saldırdılar. Bir bataklığın geçidine yakın bir yerde bulunan kilise iik hamlede zaptedilmi U. Yeniçeriler, derhal buraya toplarını yer. teştirdiler. Macar ve Almanlar, orduda padişahın bu. lunduğu tarafa ehemmiyet veriyorlardı. Bu. rada bir panik doğurarak muvaffak olmak azmindeydiler. Plânlarında muraffak — oldu, lar ve harbi kazandılar, Yüz dokuz top dilş. man eltne düşmüştü. Padişah müteferrika a. Bazı Yunus beyin çadırma kaçmıştı. Galipler, muzafferiyetin verdiği — gururla her tarafı yakıp yıkıyorlardı. Padişahın ça. dırlarına atılanlar, burada, silâh yerine değ. nek, kepçe, balta, bıçak, şiş ve kazık ile har. beden hademe, ahçı, saka ile kargılaşlılar.Si. tâhir nskerlerle ailâhsızlar kendilerini müdafan edenlerin harpleri hakikaten enteresandı. Netice ordu gene mağlüp olmuştu. Padi. şah hiddet içindeydi. Hoca — Sadettin ona yaklaştı: — Nusret sabır iledir, kolaylık — güçlüğü takip eder diye nasihat vermeğe başladı.. Üçüncü Mehmet, ne yapacağını şaştrmış. t.Galipler iğtinam ettikleri — sandıkları ha lara sarıyor, üzerlerinde tepiniyorlardı. 'Tam bu eanada piştar nakerleri ile gizlen. miş olan Cagala ortaya çıktı süvariler, bü. tün giddetleri ile düşman üzerine sakdrıdılar. Bu o kadar ani ve 4 kadar yıldırım — sürati ile olmuştu ki, Türk ördusünu mağlüp vazi. yete düşüren düşman yirmi dakika — içinde bataklıklara gömülmüştü. Bunların — yirmi bin kişi oldukları düşünülürse Cagala süva, rilerinin gösterdikleri şiddet kolayca düşü. zülebilir. Bataklıklara gömülenlerden başka kendi. lerini —atacak yer — tulamıyanlar da vardı. Bozguna uğrayan Macar ve Alman aakerleri yeni bir kuvvet ve cesaretle ileri alılan or. Gunun elinden kurtulamadı. BNi bin kişi kı. hıçtan geçirildi altıa olarak on hin düka, AlL man toplarının en güzallerinden doksan beş tane galiplerin eline düşmüştü. Niyazi Ahmet Bir baba Oğlunu arayor Küçük pazar ma. ğ liye tahsıl şubesi kazanç kısmındak! H. Uçardan göyle bir mektup aldık: “Aksaray 64 ün- €ü Ülk okulunda 689 numaralı ve 3 sene- de ancak sınıfını geçen hayırsız. bir evlâdım vardır. 13 yaşındadır ve Nazif ismini teşıyor, Üç gün evvel kolundan tutup mektebe götüreceğim sırada evden kaçtı ve bir daha da görünmedi. Esasen bastalıklı olan anası yiyip içmez oldu. Bu çocu- Bun yaptığı şu hareket anasımı ecel- siz öldürecek. Ben bu çocuğu ne yapayım.. “HABER — Bize kalırsa evvelâ ço- cuğu bulunuz da sonra ne yapacağını zı düşünürsünüz.,, ' zumuzu yazınız da, belki bir sahibi ha- yır çıkar, beni elimden tutarak adam eder. : Biçare yavrunun arzusunu buraya ,âynen geçirdik. Bu satırların ona fay - 4 dl.!;lomıımıhlı— 'de'canı gönülden'dile- riz.