ığ İLKTEŞRiN — 98z - İşar etler î-”?"îl;şâ--"I'ııkslııı Otobüsleri Rİta evvelki gazetemizde Tâk- $ arasında işliyen tram- bek töbüslerinden uzun uzadı- Te :klı bir şikâyet mektubu T y.,;"“' Şirketinin — dünyanın de görülmemiş denecek ka- e Ahıua gaddarane - olan o- n Seni indirmesi için vilâyet v Vaki olan ihtarına, şirketin Olmadığı cevabrnı da dünkü * okuduk. a Çdtn yakamnı kurtarabildik- bir haftadır. misafir olarak Beşiktaşta Akaretlerdeki Hai dan birinin evinder birkaç “u“':'hi:ne çıkmak üzere bindi- _d'hl Maçkaya çıkmadan T kaldım; çünkü otobüs Ve pencereleri o kadar gü b::du ki hatta sağlam adam- T Bi tahammülüne — imkân tina “Naleyk yarı yolda indim tonra bir daha otobüse ÇAĞL AA Yayı ” Yürümüş olmak için Maç- N?*tm: niteyim Taksime ka- İ ** oradan tramvaya binmek- n *:::':ulun kurtuluş bayramı- iyle tramvay ve Maçka Arasındaki otobüsler işleme- T İstemez gene tramvay ©tobüsüne binmeğe mec- Üdim e Y titkesi v n,r"“'_o Btlanm dNce — Üst tarafınm geri Yeşilköydeki kilçük daimit pasardan bir İstanbul konuşuyor Çocuklarımızı pislik içinde $e ! Yeşilköy : 2 yüzmekten kurtaralım Çocuk yürümeğe başladımı sokağa bırakmaktan vaz geçmeliyiz Yazan : Haberci —_:qk'hn benden daha dört ? Mi? Hayretle sordum: Taksime on dört ku- Yeşilköyde, İstanbul — yolunun he- men başlanğ'cında bulunan geniş bir arsaya kurulmuş olan küçücük pazar N gayeleleri a er a sere ee eee eee eee eee RanN KURUN'da Yeni barem » Gireson mobusu Hakkı Tarık Ux, Memür maaşları için yeni bir baram hazırlanması haberi üzerine yazdığı bir yazıda şöyle diyor: “— Barem kanunu bizde iük yaplan tir kanundu. Tatbikatta noksanlar, aksaklıklar, nisbetsizlikler görülmesi hiç de beklenmiyen bir hal değildi. Nitekim öyle de oldu. Bir ve. kâlet kadrosunda vazifelere konulan ücretle. rin biribirlerine nisbetlerinde isabetaizlikter olduğu gibi, arada — görüldü ki gu veya bu vekâletteki vazifenin öteki vekâletteki mua. dilini tayin etmakte de isabetsizlikler olmuş tur. Bütün bunların devlet teşidlâtı dışında, yarı resmi veya büsbütün husus! mülesseseler d* Ücretle çalışanların, yahut — eai ve ameli mahsulüne bedel veya sermayesine bir men. fant alanların elde ettikleri paraya nisbeti de, lehte ve aleyhte olmak Üzcre, çok dikka, te değer bir fark arzetmiye başladı. Bu farkları, dün yalmız bir iktisat — veki. Hanin samimi kanaati olarak o sahada gider. miye savaşmış olan Sayın Bakanın yarım da Başvekil aıfat ve vazifesiyle — bütüa vekâ, letleri bu kanaatin şümulü içine alacağına şimdiden hükmedilmelidir. Devlet teşkilâtimda bir vazife — gürenler, maaş, Ücret hadlerinde geçmiş emekleri 8. deme — adetleri ile — beraber umumt — bir arz ve talep kanununun da mücasir olduğu. nu bilmez ve bunun — neticesini —kabul etmez — değildirler; memurin — kanununda da esaşl: değişiklik Nizümunüu varit görürler, İşte bunu bildikleri içindir Ki memur kad. romuzun akseriyeti yeni baremin bugün - bu müubhakkaktır . için an hararetli duacısı bu. Tunuyor. TAN'da Universite ektiğini çiyor | Ahmet Emin Yalman bugün — gençliğe ve Üniversiteye çatıyor. Üniversitenin — hukuk ve İktisat fakültelerindek! talebeden — yüzde ellisinin İmtihanlarında muvaffuk olamama. Tarmın acıklı bir manzara olduğunu, — bunu bir memleket meselesi diye karşılayıp sebeb. lerini ve çarelerini düşünmek Iâzımıgeldiğini on dört İ O gy “8tn Hİy Setkyr, “EYAp “Evet! Buradan da ) “üğ. dan ibaret kaldı! Halbu- | q:ı—,.k“'nıl""')'ııı ayni mesafe içiri F den y d beş büçük, ikinci mev- Hük lu.»u'ıı“muh kaldığına göre Uç KA tliyor. k Hatta Maçka ile Ba , & Sti yalnız altı kuruş alıyor- Kt ::î.mu_, M,'Ü'Pllu önünde 4 S buç *- dikkat ettim, bir yol- Yöley, t Harbiyeden binen baş- İse yedi bucuk kuruş '#on derecede merakı- İşliyen bütün otobüslerin Tesafe ile buna kargşılık ola- "'llı,,:r_îy * Sorüşturdum ve şu N ::“b;ı Benim için b Tetaf, a gel Kilometre Alhıan para Yer 2? 30 n 12,$ 17 NUN 5,50 10 M? e gel Takamlara insafla baka- vay kgımpınyıu otobüs- S*den hiç'di Rihayet nihayet beş ::',:h.t içiş <” Fiyade olmuyan bir SİN — teni J h“k"'îldın eler ve seneler- B ' Dek haksız — ola- bi — ne diyeyim bil 'N ve sonra fiyat- “asına imkân olma- n vilâlet makamı- — verdiği ceva. #irket; tikıl, yerine yaklaştık. Buradaki esnaf sebze, bir kaç çe- şid meyve ve bir kenardaki adam da ka feslere doldurduğu tavuklara müşteri beklemekle meşguldüler. Bunlardan birisinin yarına - sokul- dum. Adamcâağız önündeki küle küfe domates, patlıcan, üzüm, ayva gibi yiyeceklerin içersinden çürümeğe yüz tutmuş olanları ayrı bir yere ayımıyot- du.. Koca bir dut ağacının altına kurul muş olan bu serginin geceleri de kuru- Du olduğu ağıtın bir dalma asılmış o- lan ve.eski konaklarda kullanılan ko- €a bir petrol Lâmbasından belli»oluyor- du. Bu sırada alış veriş için gelen bir ihtiyar adamın işini gördükten sonra sergi sahibi bana döndü: — Ne istediniz bayım? Evvelâ biraz sıkıldım doğrusu. Çün kü adarpcağız beni müşteri zannetmiş- ti. Ben bir parça ezilip büzüldükten sonrat — Şey... Dedim. Biz müşteri deği- liz, Gazeteciyiz, bazı şeyler soracaktık da... Nazik bir adammış: . Buyurun, sorun, dedi. — İşler-galiba pek iyi gitmiyorr — Görüyorsunuz işte, şu mallara bakın her gün bir parça daha çürüyor, atıyoruz. — Bu pazar yeri her gün kunıııı-l yor mu? — Sabahtan akşama kadar her gün vardır. Burada çarşı olmadığı için İs- tanbula inmiyenler yiyeceklerini biz. den tedarik ederler. — Şu halde satışın iyi olması Tâzım gelmer mi? — Hesabça öyle ama, parara uy- müyör. Burada işler yazın biraz bol'a- pr. Sayfiye mevsimi geçti mi bizde ğe abş veriş suyunu çekmeğe başlar. Çün kü Buranın yerlileri ekseriya yiyecek- lerini İstanbuldan — beraberlerinde ge- tirirler. Yeşilköyün yegâne pia yeri bü mey danlıktı, Ortalıktaki çöpler, gübreler temizliğe alışan gözlerimize âdeta ba. tıyordu. İnsan ne de çabuk değişiyor. İstanbulun diğer semtlerini dohııxîe?ı ayni manzaralâra sık sık Tast geldiği- miz halde sadete “Aman ne pislik,, de- yip geçiyordum. Burada ıınk_i .wîlğ şeyleri yeni görüyormuşum — gibi beni hayrete düşürdü. ) Hele bu gübrelerin — içinde güreş yapan perişan kılıklı iki yaramazın ha. N cidden görülecek şeydi. Bunların he men bir resmini almağı ihmal etme- dim. Tam resmi almıştım ki oldukça iyi giyinmiş kalantor bir zat bunlara çıkış Gübrelerin lâı;dc yuvarlanan ıdkl lan kaldırım da görünüyor.) (Yazısı yarın) tı. Ama, bu pislik içinde yatıp kalkma- larına değil sadece gürültü ve yolu iş- gal ettikleri için? — Ulan veledler, dedi, oynayacak yer bulamadınız mı? Her kes buradan gelip geçiyor. Haydi bakalım çekin a- rabayıl.. tstanbulda şimdiye — kadar dolaştı- ğrm bütün semtlerde gördüğüm çocuk- ların yüzde doksarı bu ve buna benzer pislikler içinde oynuyor ve eğleniyor- lar. Çocuk terbiyesi hakkındaki umumi sistemimiz muhakkak ki bir inkılâba muhtaç. Aman yayrulatımızı bir an - evvel bu kötü hallerden halâs edelim!. Mevsim geçtiği için mi kaldırmış- bu. çocu Harap olan yıktım. (Üst tarafta yıkı- klara daha temiz bir oyun yeri Tüzım değil mi dersiniz? Yeşilköy deniz kenarı bir sayfiye yeri olduğu halde deniz banyosu yapabile- vek bir yer gözüme ilişmedi. Yalnız Fener yanındaki çakıllık kıyıda yıka- nıldığint eskiden hatırlıyorum. Yoksa Fiorya yakım diye burada kimse denize girmiyor mu dersiniz? Parar yerinin kurulmuş olduğu ar- sanın bitişiğinde ve boş sahili takip e- den yolun, arsa bitinceye ve yalılar başlayıncaya kadar olan kısmı berbad bir halde, gerisi ise oldukça, oldukça değil de epi güzel bir cadde. Neden €n geniş bir tahminle 200 metreyi geç- miyen yolcağızı da yapmamışlar anlı- yamadım doğrusu. Köyün gezinti yerlerinden ikincisi ni teşkil eden bu yolda sekiz on kişi kol kola girmiş geziyorlar. Köyün bi- rinci gezinti yeri de istasyondur. Hele akşam üstleri, bilhassa Sirkeciden 17.40 da ve 19.10 da kalkan trenler Yeşilköy istasyonunda kalabalık bir kadın kafile siyle karşılaşır. Bütün banliyo istas- yonlarında olduğu gibi, burada da er- keklerini bekliyen kadınlar her akşam üstü istasyonu dolduruyorlar. Bu, ken dileri için hem bir gezinti ve hava, hem de eşlerini, babalarını, kardeşlerini, ço Luklarını beklemek — süretiyle anların gönlünü almak oluyor. İki taraflı bir kazanç. HABERCI (Yarma: Yeşilköy 3) İki yaralama Çadırcılarda Allpaşa hanımda oturan Ni zamettin ile Ahmet dün gece çalgı. —çalmak mebeleainden kavgaya tutuşmuşlardır. Ahmet çakı ile Nizamettini sol elinden ya. ralamıştır. Bundan başka meşrutiyet caddesinde ul.ı fi Fikri apartımanında oturan Mehmet de zarkoş olduğu halde Firuzağadan geçerken Cemli taminde bir tanıdığını iki yerinden ya. /lar, yoksa hiç mi yoktu da görmedim * ralamıştır. ileri sürerek yazısına başlayan Ahmet Emin Yalman, ağır mesuliyeti üçe taksim etmek. todir. Bu mesuliyetlerden birini hâdiselere, İkin. cisial talebeye sonuncusunun da Üniyersiteye yüklemektedir. Gençilerin az zahmetle çok çabuk mmuvaf. fak olmak istediklerini söyliyen başmuhar. rir gunları yazıyor: *“— Talebenin bir kısmı Üniversiteyo niçim devam ettiğini pek çabuk unutmakta, dara merzularmnma, zevk'geklinde bir alâka bağlı. yamamakta ve istikbali imtihan, diploma, gu kadar maaşlı iş geklinde — görmektedir. Bu Börüş tarzı, iptidadan — muvaffakiyetsizlik istidatları doğurmaktadır. Bundan başka geçinme meselcal var, Mem lekette yüksek tahall masrafın: ödiyebilecek aileler azdır. Bunlardan çoğu, — çocuklarını #cnebi memleketlerine gönderiyorlar. Tale. beden birçou hayatmı kazanmak ve maddi sıkımtılara göğüs vermek — mecburiyetinde. dir. Tahstl hayatına arkr hir alâka — bağlan. Tmasıma bu da elbette bir engeldir. Talebiden epeyce bir kmmı İmtihan zamanma kadar dere Terte hiç meşgul olmak vakit ve —imkünm: bulamamaktadır. Bu saydığımız âraflleri hüdiselerin ve tale. benin masuliyeti diye tasmif etmekle beraber aai mesüliyetin Üniversite — taşkilâtrna ait olduğuna kanlir. Mevcut talebe, Üniversite denlilen makinesin bir nevi ham — malzemesi mevkiindedir. Bu malzeme, Üniversiteyo, bir olgunluk imtihanından sonra işe yarar bir unsur diye kabul edilmiştir. Her makine, elinde bulunan malzemeden €n çok verim alacak şekilde işlemek mecbu. riyetindedir. Üniversite makinesi bunu ya. pamamıştir. Bunun için muvaffakiyotsizlikle netlcelenen im tihan, talebeden ziyade mevcut taşkilâten hesalıma geçirilecek bir tmtihan. dir. Üniversite; mevcut talebeyi tetkik etmek, Janmak kendilerinde zevk ve slâka — uyan. dirmak, Yetişmelerine makul imkfnlar ha. zırlamak ve bütün işleyişini mevcut malze. Taesine göre ayar etmek mecburiyetinde 1di. Bunu yapacak yerde kâğıt üzerinde birta. Kkım programlar, dets ve imtihan — usutleri vücüde getirmiştir. Dar kırtast — zihaiyette dalma görüldüğü gibi, asıl gayeyi unutarak Kâğıt üzerinde kurduğu bw sun'1 âlem içinde kendini kaybetmiştir... SON POSTA'da: Universite talebesi — haksızdır Muhiddin Birgen, Üniversitede talebelerin dönmesi meselesi etrafında Üniversiteye ka. dar gidip tetkikat yaptığını yakdıktan soura talcbeyi haksız bularak diyer ki: “e Üniversitede bu sene Günenlerin niz. betçe fazla olmasının sebebi bir değildir; e. Baalı sebeb, üniversitenin, bu seneki imtihan. ları, çimdiye kadar olduğundan — daha ciddi tutmasıdır. Bu, üniversitenin hem hakkıdır, hem de vazifesidir. Bence, bu vazife, bu mü, eösesenin hem memlekete hem da bizzat ken ©i çatrar altında ilim tahsil eden genclere kar B ifası ile birinci derecede mükellef olduğu bir vazifedir. Üniversiteden çıkıp ta Üniver. aite tahaili yapmış bir İnsanda mevcut bulun ması zarur! olan vasıfları taşımıyanlar, hei memleket için bir gaile, hem de kendi ken, (Lütfen sayfayı çeviriniz)