Te lşülni Fransada yapılan - seçimin İlk neticeleri ... Yazan : Şekip Gündüz Fransada Cantonal seçim yapıldı. |daha kuvvetli, memlekette gimdikinden Bu seçimin ilk neticelerinden son ay. lar zarfında ortaya atılmış olan bir. çok tahminlere cevablar sezmek müm. kündür. Cantonal seçim, iktidar mevkii bır. sıyla yanan ve biribirine amansız bir mücadele açmış olan siyasi partilerin Fransız milletinden kopardıkları iti . mat, muhabbet ve emniyetin derecesi etrafında oldukça sarih bir fikir ve. yebildiği için, geçen saylav seçimi ne. ticesinde iktidar mevkiini ele alabi!. miş olan partilerin, gelecek saylav seçiminde mevkilerini muhafaza ede. bilip edemiyeceklerini bundan anla . mak mümkündür. Hele geçen Fransız - seçimi netice. sinde iktidar mevkline yükselmiş olan siyasi kuvvetin “halk cephesi” olduğu gözönünde tutulacak olursa ve bu se. çimden çıkarılacak manalarla bu halk gephesinin Fransadaki mevkii Üze. “Finde konuşmak imkânları elde edile. bileceği düşünülecek olursa bu Can. tonal seçimin neticeleri bilhassa e- hemmiyet kazanır. Demokratik, parlementaire Fransız rejimi içinde mücadele eden partileri, temayülleri bakımmdan değil, metod. ları bakımından üçe ayırmak . müm. kündür: 1 — Böyle bir rejim çerçevesi için. de hakikt manasiyle meşru ve kanunt siyasi partiler. 2 — Meşru ve kanuni bir siyasi par. t hüviyeti altında çalışmak imkânını bulmuş ihtilâlci teşkilâtlar, 3 — Meşru ve kanunf siyasi parti maskesi takarak mücadeleye atılmış komiteci ve tethişçi kılikler. Son seçimden, bilhassa şu ikinci ve üçüncü nevi siyas? teşkilâtlar büyük şeyler ümid etmekteydiler, Bunlar, yani ikinci nevin bellibaşlt nümunele- rinden sayılan komünistlerle sosya. listlerin sol cenahr ve Üçüncü nev'in bellibaşlı nümuneleri olan parti soclal francais ve (Parti Populaire Français Fransa halk partisi) (*) daha altı ay evvelden propagandaya başlamış. lardı. Komünistler halk cephesi — içinde daha çok tey taplamış bir siyasi kuv. k isştemektedirler. Kazançla. rı, buna imkân bulabilecekleri mana. sına gelecekti, Dorlot tarafından ku. rulan Fransa halk partisi ile Albay La Rorgue'un idare ettiği Fransız So. cial partisinin kazancı ise hâlk cep. hesi hükümetine karşı müfrit aleyh. tarlık gösterenlerin derecesi etrafında bir fikir varecekti. İntihabatın ilk neticeleri ne müfrit solların, ne de müfrit sağların, yani bu iki nevi siyasi temayülü temsil e. denlerin FPransız milletinden bekledik. leri derecede yüksek bir iltifat kaza. namadıklarını göze vuruyor. Demek ki Fransada halk demokrat rejim aleyhinde olmadığını, yani ne bir sağ diktatörlük, ne de bir sol diktatörlük kurulmasına imkân verecek temayül. leri tegvik etmediğini bir daha bildir. miş bulunuyor. Maamafih bu, halkın halk cephesi aleyhinde rey verdiği manasını kat'iyyen tazammun etme- mektedir, Zira halk cephesi bütün mevkilerinin yürde doksanmı muhâ- faza etmiş, ve kaybettiği yüzde 10 mevklin yerine başka taraflarda yine bu nispette ve hattâ daha fazla ka- zanmıştır. Yani bazı iskemleler değiş- miştir. Bazı yerlerde radikaller kay- betmiş, bunları sosyalistler kazan. mıştır, bazı yerlerde de sosyalistlerin kaybettikleri yerleri radikaller elde etmişlerdir. Bu vaziyete bakarak, hâdiselerin Fransız halkmı parlâmentocu demok. rat rejime bir kat daha bağlamış hu. lunduğunu, bu memlekette mütecaviz devletlere — büyük im. kânları — vermiş — olan — sağ par. tilerin ' tökrar — iktidar mevkii - ne gelmeleri güçleşmiş olduğunu, a. çıkça faşist olahların Fransız mille. tinden iltifat bekliyemiyeceklerini, ve Fransız milletinin halk cephesl for. mülüne sol ihtilâl havası karıştırmak niyetini gütmediğini söylemek müm. kündür. Şekip GÜNDÜZ (*) Bu partinin adına bakarak bi. zim halk partimisle uzaktan yakından bir benzerliği oOlduğu sanılmasın. Iİnkilâp resim sergisi Teşhir edilecek eserlerin toplanma- sına başlandı Cumburiyet bayramında Ankarada uçda. cak büyük Tukılâp'sergisi için hazırlanan €. | Berler toplanmağa başlamıştır. Bu sene mer. ginin fevkalâde zengin ve yüksek — olacağı antaşılmaktladır. İnkdâp sergisine güzel sa. natlar birliği müstakil ressamm ve heykeltraş laz birliği ve "D. grüpu sanatkürları iştirak etmektedirler. Memleketimizdeki sanat — teşekküllerinin ikincizi olan müstakli ressam ve helkeltraş. dar birliği şimdi Bamsunda kurmuş oldukları sergidan sonra açacağı yeni sergilere şimdi. den hazırlanmaktadır. Müstakil resaam ve heykeltrağlar birliği sanat — cereyanını ilk dela İstanbul haricine ve sergileri Galatası. ray lisesi ve civart dışına çıkarmağa mu. vaffak olan teşekküldür. Bir sone zarfında sırasile Zonguldak, Bur. sa, Bakkesir, Ankara ve Bamsunda sergiler açan ve gens burularda sanat kültürü etra. fında konleranılar veren birlik Anadolunun daha iç vilâyetlerinde sergiler açmak kara. rındadır. Hafta tatili kanunu- na muhalefet Mercaa yokuşunda Yanık saraylar arka. sndaki dokuma fabrikâasınım sahibi Şerefin teçilerimi M0T mumaralı hafta tatili kanunu n4 mügayir olarak çalıştırdığı anlaşıldığın. dan etirmümeşhut halinde — yakalanmış ve emeye verilmiştir . V te yaralanmasına sebep olmuştur. Otomobil tamirciliği Yolların bozukluğu sayesinde Büyük bir inkişafa mazbar oluyor Memleketimizde nakliyak — işleri kzamen motörleşdikten sonra tocasüş etmeğe başla- yan otdmobil tamircliği sanayli çayanı bay. ret bir sÜratle inkişaf etmiştir. Şehrimizde yedisi büyük olmak üzere Alt- miş kadar ötomobil tamirhanesi vardır. Bun İardan maada bütün aceataların yatnız Ktn- €i markalurmıı tamir eden tamirhaneleri de bulunmaktadır. Yapılan tetkikler göstermiş. tir ki gehrimizde yapılamıyacak lamirat ve tadmlât yoktur. Bu suretle senede 15002000 otomobll ve ctobla tamir görmektedir. Şahrimizdeki motörlü kara vasıtalarının miktarı 4000 kadar olduğu balde tamirin çok olmasıma sebeb İstanbul yollarının ölğer Av- rupa gehirlerina nuzaran bozuk — oluzundan Deri gelmektedir. Avrupa şehirlerinde tamir nisşbeti yüzde 20.30 #rasında' tebrlüf — ettiği halde İstanbulda — yüzde B0 ye çıkmaktadır. Fakat otomobil tamirhaneleri kendi adedleri kadar tokaklarda çalışan seyyar tamirciler. den ve şöförlerden şikâyet etmekledirler. İd. Giaya göre bizde otomobillerin çabuk borul. masımın başlıca sebeblerinden biri de şolür. lerin motöre ve otomobil aksamıma — kıymet vererek bakmamaları kadar yaptıkları olur olmaz tamirlerle büsbütün bozmalarıdır. Pencereden düşen saksı Beşiktaşta, Sal'hin dükkânmın pen ceresi önürlde bulunan bir sakar, ye- rinden fırlamış ve o gırada pencere al- tından geçmekte olan Hamid isminde birinin başına isabet ederek ağır suret FÜY A A r D K p 1w-wî—ı———ı——=' nn a a <a n M — x/ 12 İLKTEŞRİN — 193? j Tatil mevsimi bitti gençlerim'z, illâ ve orta mektepler?, li- seleri, yüksek mektepleri, üniversitenin fakültelerini gene canlandırdılar. Ki- tapçı dükkânları arı kovanı gibi işli- yor. Cümhutiyetin İstanbuldaki — mu- azzam kültür — mekanizması - bütün çarklariyle harekettedir. Bu kadroda vazife almış olan her vatandaş yepyeni bir istekle çalışmağa başlamış bulunu- yor. * Adliyede de ayni hareket, ayni can- Lılık görülüyor. Hâkimler, avukatlar, memurlar, bu yüksek kuvvetin cemi - yet inindeki büyük krymetini tamamile idrak etmiş birer münevver dikkatile işleri başına geçmişlerdir. Araba vapurları, mavnalar, yük ara- baları, kamyonlar, birkaç ay evvel yap- tıkları göçten dönenlerin, yahut sayli- yelerden şehre göç edenlerin eşyalarını taştmakla meşguldür. Kamplar kaldı- rılmıştır. Köşkler, köyler, çiftlikler, A- dalar başıboş dolâşmanın saadetini ta- danlardan boşalmıştır. Havç, Boğasiçi, Ada, Yalova ve Ka- diköy seferlerinde yeni tarifeler tatbik ediliyor. Banliyö seferleri azajmıştır. Belki yarın Kaha azalacak. İstanbullu- da plâjlara gitmek sevdası da tükendi. Tramvaylarda, vapurlarda, trenler - de, şöyle muhavere korpıntıları işidili- yor: — Yeni tuttuğum apartımanda kalö- rifer var. Neyse bu kış artık râhat ede- bileceğim. Yahut; — Bizim hanım, Çocuğun mektebine yakın olsurn dedi de ** ... ,, tarafa taşın- ök | Yabhut; — Galip apartımandan bıktı. Zaten biz apartımanda oturamıyoruz. Bir ev tuttuk.. — Biz de öyle.. Hem bizimki kalö- riferden de bıktı, Ategim oşığını gör- mezsem ısınamıyorum — diyor. Büyük çini sobalar aldık. Bu son cümleyi bir tramvayda işit - tim, Desenize ki yapılan neşriyata, ir- şatlara, propağandaya rağmen hâlâ “orman yakmak istiyen,, ler var. Velhasıl herkes; — Elveda ey tatil devresi! « Memurların vaziyetleri ! Mektepler açıldı. — Çocuklarımız, ı | İ | tetkik edilecek Bu maksatla büyük bir anket yapılıyor Hükümet, bir kısım memurların al- dıkları maaşlarla geçinmekte sıkımntı çektiklerini ve bugünkü hayat şartları- nin alınan maaşla tevazün husule ge- tirmediğini görerek memurların geçim zorluklarını izale edebilecek bazı ted- birler almağa karar vermiştir. Henüz mahiyeti tesbit edilemiyen bu tedbirlerin ittihazı için memurların vaziyetlerini bütün vuzubiyle göstere- cek bir anket hazırlanmıştır. Anket varakaları Türkiyenin her ta- rafında 31 ilkkânun 937 cua günü dol- durulacaktır. Alınan cevaplar derhal Ankaraya gönderilecek ve burada sta- tistik umum müdürlüğünde kısa bir müddet içinde tasnif edilecektir. Bareme dahil memurlar için dört sayfalık sual varakaları hazırlanmıştır. Bu varakalardan 200.000 adet bastırı- lacak bu ay içinde bütün idare âmir- liklerine memur sayısı nisbetinde dağı- tılacaktır. Sorulan malümatı muayyen müddet içinde mazeroti olmaksızın vermiyen veya doğru olarak bildirmiyen memur- lar S liradan 25 liraya kadar para ce- zası ve iki aya kadar hafif hapis ceza- siyle bezalandızılacaklardır. mi ? Yazan: WMizameltin Nazif Dey p obiter kışlağa çekili hepimiz tak'i bir hal addedebili; Bence bu doğru değil, Zira evvelki gün hararet 16 — 29 dergac arasında idi. Dün 17,5 — 25,6 arasında dolaştı. Güneş hiç fena değil, Deniz'de en ulak huysuzluk yok. Geçen cuma günü kış- lağa (!) inmiş olanlardan bir çoğunun cumartesi günü tokrar bir köye, bir - daya, Floryaya - can atmiş - oldukları söyleriyor, or ve bunu iyoruz. Evvelki gece yağan yağmurun sa- daha verdiği ilk gerinliğe aldanarak dün pardesülerini sırtlarına geçitenler - bu ağırlıkları bütün gün ne yapacaklarını bilemed'ler, Öğretmenlik eden arkadaş- lar,, tanıdığım talebeleri sıcaktan — gi- kâyetçi, Dün bir iş için adliye dairesine uğra- mıştım. Kan ter içinde kaldım ve gör- düm ki tatil devresinin bitişini tabil telâkki edenler pek azdır. Binaenaleyh; İstanbulda tatil dev- resini İstanbulun iklim gartlarına uy- durmak doğru olacak sanryorum. Bu şehrin en güzel zamanr sonbaharıdır. İstanbulun ilkbaharı zaten yoktur. Bu mevsim bizdle kışın bir devamıdır. Yazın ilk ayları ise'kâh yaz, kâh jlkba- harla karışık veya düpedüz kış tezahü- rü yapar. İstanbulda baharın Nevrüz ile başladığı boş bir iddiadır. Sonba- harın eylülde başladığı nnsı) boş bir iddia ise,.. 1stanbul adlı şu koskoca lâboratuvar- da yıllarca devam eden müşahede — ve tecrübemizden gonfa bizem ulaştığımız netice şudür * Burada her mevsim takvimlerde gös- terilen “reami,, başlarıgıcından mutlaka “Bir Buçuk ay söğra başlar. — * — /Tatil devrelerini bu yıle kadar itiyat edindiğimiz günlerden bir buçuk ay sonra başlatmak bize daha doğru olacak gibi geliyor. Hiç olmazsa ilkteşrin s0- nuna kadar adliye ve mektepler açılma- S Faraza 29 ilkteşrin Cumbhuriyet Bay- ramını milletçe kutluladıktan — sonra kamutayımız, kültür müeşseselerimiz, ve adliyemizle birikte, hep birdlen yeni çalışma yıllarına girsek.. Nasıl olur der- siniz?. Nizamttin NAZİF Ahmet Refik'in cenazesi Dün merasimle Adaya defnedildi Vefatı haberini tecssürle bildirdiği- miz kıymetli tarihçi Ahmet Refik'in ce- naze merasimi; dün yapılmıştır. Merhumun vas'yeti mucibince, Hay- darpaşa hastanesinden bir motörle A: daya nakledilen cenaze, vali ve beledi- ye reisi Muhiddin Üstündağ, üdilesi er- kân, polisler — matbu - at me! ları ve merhümün en İyi ar- kadaşı, Ressam Çallı İbrahim hazır ol- duğu halde kaldırılmıştır. Cenazeye Türk Tarih Kurumu, mat- buat Cemiyeti ve Adalar kaymakamlı- ğt tarafından çelenk gönderilmişti. Mezar başmda merhüumün yakın ar- kadaşları onun hayaâtı ve meziyetleri hakkında nutuklar söylemişlerdir. Hatayda seçimi — kontrol komisyona Cenevre 11 ÇALA.) — Hatayda inti- habata nezaret edecek ölan Milletler Cemiyeti komisyonu toplanmış ve rele- liğe İngiliz deleğesi Reidi seçmiştir. Kormrisyon bu hafta sonunda Ankara yolu ile Hataya gidecek ve dönüşte in- tihabat hususunda bir plân bhazırlıya - caktır. Bu plân Milletler Cemiyeti kon seyinin tasvibine arzolunacaktır. Konsey intihabata nezaret edetek o- lan memurları tayin edecek ve 1938 ilkbaharınida yapılacak olan intihabatın da kat'i tarih'ni tesbit eylyiecektri. Hayata dair Ahmet Refik GLAMAK kabiliyetin;: kaybtl” menin acısını, Akmed Refik cenazesinde anladım. O adamı, yil dan beri sevmeğe, elini öpmeğe, tâ mütemadiyen kendinden bahseti sine, kendini öğmesine ulışmıştık. — Bir tarihçi Aliımed Refik vardı. V de bizim dostumuz olan Akmed fik. Birincisiniş — cild cild - ki vardır, onlar daha uzun zaman nacaktır. Zaten bizim nesle - tafi zevkini değil . okumak sövkini 2487 makta © kitablarm büyük hizmeti © du. Tarihi umumi'si forma forma * karken bizler daha mekteb sıralaf?” da idik: onları haftada bir alır, biftf okur, resimlerine bakar, gaklı! Her cild bitip de Hilmi kiitüphalwd’ de anun yeşil cildini aldık mr, kol larımız kabarırdı. Ahmed Refik v zim ilk kıymetli kitabımızın mı ridir. Sonradan kütüphanelerimize *” ha güzel, daha kıymetli kitablar &| di; parlak kâğıdın, resmin büyük H şey olmadığını anladık, Tarihi Wi mü'yi açıp okumaz olduk, hattâ çof muz onu başkalarına verdik, kay9” tik. Fakat onu unutamadık. Ona * eukluğumuz, ilk okuma zevkimiz V lıdır. Şimdi Hilmi'nin Atlas'ını V€ Tarihi umuümi'yi hatırladıkça gözlü min önüne yeni okumağa buşlad! günlerin bahar sabahları geliyor. yalnız benim için böyle değildir: zim nealin bircçok kimseleri için lodir, Hattâ bugün ben yaşta ol Ahmed Refik'in kitablarını bent” fazla okudular: ben Lâle devri'ni, © kolle'yu yeni çıktıkları zaman ok! dma; çünkü ben Atâ beyin oğluyt. Atâ bey de - her nedense - Ahmed fik'ten pek hoşlanmazdı. Bizim dostumuz Ahmed Refik, İi rihçiden ziyade şairdi. Rakı - içi oturdu mu, ikinci kadehte coşar, kılarını okumağa başlardı. Bazaf " bize: “Bir şiir okuyun” derdi, 105 | ne söylesek beğenmez, başkasını İf7 dü O istediği başka şiir kendi zumeleri, şarkıları, Çallıname'si Onları ezbere bilenimiz çok az © ğundan hoca ile $iirden bahset haylı zor bir iş olurdu. Fakat o N ra bakmaz, bizim yerimize kendisi kuyuverirdi. Ahmed Refik'i çok dim: ilmine kargı içimde, belki bamdan kalma bir şüphe vardi bir çocuk gibi, nahvetini gizlemi » kerkesle, hiç tanımadığı kimsef | senli benli konuşan o gönülsüz İf dan hoşlanırdım. Buna rağmen lerinin harikulâde olduğunu söY”ü miyeceğim. Hiç sanatkâr değildi, fij Şi güzel söylerdi. Şarkıları, me” “Rabbin bana bir nimeti vi '*gıııgüdır-inoıın.ovzı!n....lılll 4 Terde dolaşıyor, bir müddet daha lenecektir. Fakat Gönül — şlir muasr — pek rağbet görmedi? dan sonra göreceğini 'de zannetif') rum. Belki birkaç beyti hafızal yer etmeğe lâyıklır, Meselâ: " den aldığı ezvakı sen bir dinle &” den, — Ne sinen kurtulur bendöft gönlüm vazgeçer senden...,, Bu dt fi değil mi” Zavallı Ahmed Refik, - zavalli cam.,. Öleceğini biliyorduk, amâ * yüreğim parçalandı, Bir ağlıyabi dim, belki ondan sonra seni güzel hatıraların verdiği teb anabilirdim. v Nurullah ATAÇ 1 — Nöbette pek canım da içersine bir radyo koydum.