—— İLKTEŞRİN — 1937 Azat den a ” Ben size “Polise söylediğiniz- | “ı:[?h türlü şeyleri bana söyliyebile Üü u“' Söyledim.,, bu fikrimi dımağınız eeei Z. Binaenaleh, bana “söyliye- var, ıl::;;ibir $ey, var.. Evet, mutlaka I - Bey değii D Canım... Bhemmiyetli bir ban: İhtimal, .. Fakat gene var.. Onu Te iverin, Unutmayın ki ben <— Polis değilim. Vazi, Tü eendim, hakikaten şaşkrı Olgaya, M Zira, madamım hayatta| K, LA di üretle hareket ettiğimi iste. E_I_M Bilmiyorum. | Güzünge T K iki baş bir baştan — iyi "“'ııu:' Mescleyi birlikte muhâkeme aa İster mitiniz? üı b < ge gükimsiyordu ' tüpu.un_fıy'nrum ki tan manasile sır W“!, Eliz! Şunu da anlıyorum ki, B umuuza karşı Gürüst olu-i e' Cezmetmişajniz. lu“ı"* tendim, Madam bana hrııı de ._,_“:lr itimat beslerdi. Hizmetin. "'İd.n ğüm zamandanberi, verdiği Cetirgim 'Üfiyen — ve sadakatle yerine Pi gapı 't Elendim. Her geyi” olduğu Ahmin ediyorsunuz. Doğru. bunun! Uğunu itiraf ederim. Beni 9Ttasında — yapayalnız bırakıp _ul!ııı... beni bu halimle iyilik. #Üleai neyç Çöcüğu, namuslu bir köylü Hedinde baktırde. İşte bu sırada, D İç0€ &y süretle anne olduğu- TRT . - Suğunu - 'C;I'RW yaşını ve nerede bulun aç T verdi mi? 7“.:.,.:_' tfendim. Kızından tıpkı bir ı.k“'uın bL ler gibi konuşurdu. ÖL Közin 17 1€ Olması daha iyidir!,, der. .dühlşbı' ihtiyaer yokmuş. Hepsi '“'ruu ı;ı" Bir de meslek Söğrenmiş. " Sldüğü zaman, madam ken- “:ıı..,,"'w bir ihtimal dir. Anlıyor S Böyıtla. « tyim mi? Ya.. Ne duruyorsunuz? *Tim ki, çocuğun babası bir 2 yle düşiirüyouu.; dam ,:'" bir delilim yok, Lâkin ma- Man İngiliz erkeklerinden İhde h;_';:mh Acı bir Hade titrerdi. İş Mem e lizi ağına düşürünce fev- Tİm bir 'ıı-ııu". Olurdu. Bu, yalnız be. Tüm, — “Fimdir. Doğrü mu Bilmiyor Cinayet ve aşk tBa Christle'nin bu güzel ramanı — (VA.NO) v — 20 — Simdi anı roml': türkçeye çevrilmiştir. za ettim. Zira buna dair bana hiçbir nbihatta bulunmamıştı. Ş Madam Jizelin velfatını ne vâkit idnız? hm bir Jâhza düşündü. Y — Polisler size haber werdiler, değil mi? . diye Puaro söyletmeğe ıe,vik et- tH. Burada araştırma yapmak için gek, diler. Kasayı boş buldular ve siz, evrakı 'ıku.gmııı kendilerine söylediniz. I4. l)dn hakikatte onlar gittikten sonra ev- rTakı yaktınız. 4 Eliz, itiraf etti? : — Evet, bu tahminleriniz de doğru. Onlar, sandığa sepete bakıyorlardı. Ben de bu müddetten istifade ederek yak. tım. Yalan da söylememiş - oluyordum. Zira, evrakı "ölümü haber alır ılıııı:l yaktım.,, Değil mi ya: Velinimetim olan bu kadının arzusunu yerine getir- meli idim. Getirdim. Ne derece perişan hir 'vaziyette olduğumu anlar, bana hak werirsiniz efendim. Fakat rica ederim. bunlardan polise bahsetmeyin, Fazla bir takım Iâfları ağzınızdan — kaçırmayınız başıma bin türdü belâ açabilir. — Size inanırım, hâkkınız var, mat. mazel Eliz! Tamamile hüsnü niyet sa- hibisiniz. Kalbinizde hiçbir fenalık yöke.| Fakat bununla beraber — yaptıklarınız şayanı teessliftür. Çok, çok şayanı tees. süftür. Maamafih maziyi niçin kurcala- malı? Ben, arkadaşım olan mösyö Fur. niyeye kğıtları ne zaman yaktığınızı ha- ber vermiyeceğim. Şimdi bakalım şu kü. küç defterin içindeki yazılar bana bir gey Ööğretebilecek mi? — Zannetmem efendim. Bu defter madama ait olmakla beraber, içinde yal Niz rakamlar vardır. Yakılan evrak, mektuplar olmadan bu defterin içindeki rakamlar hiçbir şey ifade etmez sanırım. Adeta yüreğinden İstemiye istemiye Gcüleri PUATOYaA Lesilm etli. iSrkek, Bay. faları birer biter karıştırdı; Sayfalarda yatık bir yazı ile ve kurşun kalemle ya. zılar vardı. Bir takım rakamlar ve yir- mi kadar aynı mahiyette hesap. Meselâ şunun gibi: C.X.265, miralayın madamı, Suriye ordusundan. Ordu kasaşından. G. P. 342, Fransız mebusu. Stavlaki meselesi. Listenin sonunda, adresler ve tarihler ihtiva eden küçük bir listede şöyle ya. zılar vardı: Pine, pazartesi, 10 u 30 geçe, Savoy oteli, Saat 5.. ABC, Fbet sokağı 11 de deftere kaydedilmiş olan bu yazılar ran devüden ziyade muhtıraya benziyordu. Eliz, Puaroya endişeyle bakıyordu. — Bu işaretlerin hiçbir kıymeti olma- sa gerek efendim. Yahut da ben yanlış düşünüyorum, bilmem. Bunlar herhalde yalnız madamın anlayabileceği şeylerm di. Puaro, defteri kapadı ve cebine attı. — Belki de bu, fevkalâde işimize ya. rayabilir matmazel, Onu bana verdiği- niz için hem sizi tebrik, hem de teşekkür ederim. Bu suretle vicdanınızda rahat. lamış olmalıdır. Herhalde - katilin bu- Tunmasına himmet etmiş — oluyorsunuz. Madam Jizel bu defterin yakılmasını sizden talep etmiş değildi. Eliz, yüzünde bir hasdl olarak: — Hayır talep etmemişti. Ben onu size vermekle fena bir harekette bulun. muş olmiyorum! - dedi. Z — Öyleyse bunu polise teslim ede. riz. Ben mösyö Furniyeye de söylerim. Bu defteri vaktile vermediğinizden do- lâyı bir mesele çıkarmaz. — — — Teşekkür ederim elfendim. — Ankaraya bu araba ile mi gide- ceksiniz? — Tabil değil mi? Arabayı bagaja koyacağım! ELOSaTARİK 138 sene evvel bugün — l a am a. — Li KS aa Bonapar Fethettiği Mısırı General Klebere bırakarak Fransaya geldi Allah Fransayı kur- tarmak için gönderdi diyorlardı, fakat... 1760 yılı 9 birinciteşrin günü 138 sene ev. vel bugün Misıri fetheden Bonapart, Masıri general Klebere berakarak Fransa sahillerine yönaştı. Bonapart Misira gittikten soora Fransada Barikaya baktı. Cülümsedi. elüp bitenlerden haber alamıyor, bu yüzden üzülüyordu. Tall Bönaparta büyük rollar bazırlıyordu. Akdenizde kendisini bekliyen İngiliz donan. Boşboğazlik kurbanı Bir cumartesi akşamıydı. Barika, ko- casiyle birlikte, bir birahanenin sokağa açılan penceresi önünde oturuyordu. Mevsirma kış olmasına rağmen hava iyiy- di İkisi de mesuttular. Paraları, her şeyleri kendilerine göreydi. Hele şu anda yanyana bulunmaktan dolayı his- settikleri bahtiyarlığın hududu yoktu. Önlerinde bir ihtiyar durdu. Ko- lunda bir kafes vardı. İçinde renkli bir kuş ve kafesin önünde niyet kâğıtları. Bu adam bir niyetçiydi. Barikanın kocası Arif ihtiyarın ko- lunu okşadı: — Vay! Galip baba... Şimdi de ni- yetçiliğe mi başladın? — Ne yapalım? Tayyare piyango- sunun çıkmasını beklerken böylece eğ- leniyoruz işte... Hele bir zenginleşelim, © zaman falcılıktan da, niyetçilikten de, meyanecilikten de, meyhanecilikten de vazgeçeceğim... Sen hâlâ eski işinde mi- ?. Hani geveze, serseri, sarhoş ve her türlü ahlâk kayıtlarından azade ihti- yarlar vardır, bu da onlardan biriydi. Bu sırada, komşu masalardan birin- den çağırdıkları için, niyetçi o tarafa doğru yürüdü. Fakat geçerken de, 'Tek gözü- nü kırparak selâm verdi. — Ya... Şimdi de ikiniz berabersi- niz, öyle mi? - diye — gordu. » Alâ, alâ, masınım Bonapartın donanmasını güramemak çocuklar... Keyfinize bakın... le general ea mühim ve büyük — tehlikeden kendisini kurtarmış oluyordu. — Bonapart, Pürtse gelir gelmez derhal wakert bir darbe Hle hükümeti değiştirdi ve Konsüllük idaresi Arif, karışına hayretle baktı. — Tanıyor musun bunu? Barika, dudak buruşturarak müp- ni kurdu; kendisi hirinci konsül sâr me bt. | hem bir işaret yaptı: kümet reisi Ilân edildi. Bu büyük muvaffakiyeti Bonspartm kölay €a elde etmesinin sebebleri şöyle — anlatılır: “Fransa yorgun ve dermanasızdı. Fırkaların ve klüplerin bitip tükenmiyen münazaaların. — Eh, şöyle böyle! Arif, cevap bile beklemeden devam etti: u " — Her türlü ahlâk kayıtlarından a- dan bikmış ve artık kana doymuştu. Davu. | zadedir ama, gene de iyi adamdır. Fab Tzi Düi usukları hop Relâiği gid Bonapartın Firauntar tahtrgühmmdaki fcraat ve muvaffa. kiyetleri pek tantanalı ve pek mübaltğalr su Br, rette Fransaya aksediyordu. Misir akndemiz! finvanr e beraber gönderdiği heyet, Mısrrmm Cski eserlerini, hayvan ve nebatlarmı, coğ. nbvm—uuıuımmww. n en seki tir parçazının madeniyet âlemine —nnmıuııdııım*w olarak Pransa milletine teveccüih — olunuyor olarak Fransa milletine — tevcih mm—enımıumn. keri masiyotlerine meftundu. — Mıserda mü. rikada kömürcü olarak ı Kalktılar, Yolda yürürlerken, koda: » Barikanınm koluna girdi. — Nereye gideceğiz şimdi? — Nereye istersen? — Ne oldu, üşüyor musun — Hayır... — Titriyorsun da... — Bilmem... Belki üşüyorumdu... sra dağ Her nedense kadınım, Galip babayı gör düğündenberi keyfi kaçmıştı. O akşam emmen bir usulü Idare tesla etmesi de onun | fâzla germek istemedi. Sinema teklilfi. Te ADAĞ& Muvaffak olabileceğine bir deli | ni de reddetti. Hatta, kocasma “ya- sayılıyordu. İşte bunun içindir, ki Parise d0. | kında ânne olacağım!,. diye bir sır tevdi mor dönmez Fransız milletinin mukaddera'i. mr ellerine almış oluyordu.,, Tih bu devrin yaşayışından bahsederken 9öY le dar: “Çirkinlik ve züğürtlük ayıptır beğ- KA ayıp yoktur,, Bözü yerine gelmişti.,, Gene tarihçiler Banapartın — Fransaya en büyük hizmeti bu zamanda yaptığını ya. Zarlar. Gerçi imparator olduktan aoara bir sırada birin. ile yaptığı işler daha iti. dalte yaptlmış faydalr işlerdi. Pazartesi akşamı, Arif bir. kahve- hanenin önünde niyetçiyi tekrar gördü. İhtiyar: — Kurzum! - dedi - beni tekrar işe alderabilir misin? Bu kuş kendini besle- mekten Ââciz! Beni nereden besliyecek! Arif, patrona bahsedeceğini vaadet- ©. Fakat tam ayrılacakları sırada ger- Zürih harbinin kahramanı Masana Avus. | geriye sordu: Turya ordüsü tâarafından mubhasara edilmiş. *tL. Bozapart Masenayı Kurtarmak için Karlı Ca sene olan konalllüğü kaydi bayata çevir. | TRin kızlariyle di, Daha sonra da İmparatorluğunu Mân etti. — Küuzüm şey... Sen Barikayı ta- niyor musun? Galip baba, tereddüt etmeksizin: oynamağa sinin evi bizimkine bitişikti. Akraba Ne tuhaftır ki, İmparatorluk, göhreti her | yılırız aşağı yukarr. y tarafa yayılan ve Franaada bir gün Allah te rafından Fransayı kurtrmak için gönderildi. #ine imanan Bonspürtm mahvolmasına se. beb oldu. Niyazi Ahmet Tonton amca Çocukların hâmisidir Arif memnun görünüyordu. ğ — Ya.... Demek mesele bundan iba- ret! Lâkin öteki geveze susmuyordu: — Sonra efendim, — ben İstanbula geldim. Senelerce Barikayı görmedim. Günün birinde ona rastladım. Bir de ne | göreyim? Koca Kasımla beraberler... Arif başını kaldırdı; — Koca Kasımla mı? — Evet, Koca Kasım... Bilirsin, bi. Tirsin canım... Otomobilleri vardır.... Bizim atölyede tamir ettirmeğe gelir- di,., Kerata herifin biri... Bana bir gün bir yumruk sallamıştı.. Çok kabaydı... İyi ettin de gu kızcağızı ondan kurtar- dın... Hoş çocuktur... Arif, kaba hareketle erkeği omuzun dan yakaladı. Galip baba, kırdığı pot: anlamıştı. — Karım hakkında sen.. Ha... — Karın mı?... A... Evlendiniz mi?, Zarar yok!.. — Ulan rasıl zarar yok.... İhtiyarı göğelinden itti. Yürüdü. So- kaklar ayağının altından kayıyor, bina- lar tepesine yıkılıyordu. İçine müthiş bir grkıntı gelmişti. Bütün gün kendini yedi, durdu. Gözü tamirhanedeydi. A- caba Koca Kaşrm oraya bugün de gele- cek miydi? Kimbilir kendisine nasıl a- laylı alaylı bakıyordu. Belki de fabri- kada herkes maceranın farkındaydı. Onunla şakalaşmaları ğ şaka değil, alaydı. “ — Namussuzlar... - diye dudakların ısırıyordu. Haykırmak istiyordu. Kaçmak isti- yordu. Rezalet saydığı bu variyetten kurtulmak istiyordu. Atölyenin oca- ğt yanıyordu. Kıvılcımlar etrafa saçı. kyordu. Bütün bunlar, bütün bu mu- hit, bu dünya, her şey, her şey Ârifi si- nirlendiriyordu. Akşam üstü fabrikadan çıktı. Adeti üzere, Barika, kendisini karşılamığa gelmişti. Onu kolundan yakaladı. Hız- İt adamlarla birkaç sokak yürüttü, Son- Ta kendi muhitinden uzaklaştığına emin olarak; ve her zamanki nezaketini unu tarak: — Namussuz katı! - diye haykır- & - kendi hakikt hüviyetini gizledin. benden ha?... Demek miz mazin hep, hep yalanmış?.. Ko>a Kasımla iftihar edebilirsin... Beni fab- rikada rezil ettin.... Ve sonra, bir köpek iter gibi itti ka- rramı! — Defol... Gözüm görmesin... ... Gece yarısıydı.. Sarayburnunda, su- ların kaynaştığı sahilde bir kadın hayali dolaşıyordu — Yarabbi.. Felek benden saadetimi kıskandı mı?... - diye inildiyordu. - Ben ki yüreği temiz bir kızım.,. Ben ki, düş tüğüm sefaletten ve i yüzdü- ğüm bu muhitten n e hnı!ıııı:.- lacaktım... Nedir bu başıma gelen?,. adam da herhalde benim sırrımı istemi- yerek söylemiştir.. FPakat kör tali! Söyledi işte.... Ve Arif het şeyi öğrendi. Artık beni affetmes'ne imkân yoktur.. Her şey yıkıldı, her Şey... ... Ertesi sabah, balıkçılar, ağlarından bir genç kadın cesedi çıkardılar ve ga- zeteler bu vakayı bir kaza diye kaydet. ti. Zira, bütün muhit, Barikanın gayet mesut olduğuna, intihar " ve herkes tarafından sevildiği için bir tinayete kurban gitmesine sebep olma- dığına şehadet etmişti. Nakleden: Hatice Süreyya AKŞAM POSTASI İDARE EVİ: Istanbul Ankara Caddesi Posla kutuna : İstaobul 214 Telgrat acrasi; ISt8nDU! HABER Yazı isleri telefonu; 23872 Idare,ilân — ç 124370 ABONE ŞARTLARI Ecnebi Senelik T400Kr. — 2700 K : lııl 780:4 1450 ." yi 400 800 Laylık — 130 2 * Sahibi ve Neşriyat!Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı ver (VAKIT) Matbansı © safiyetin o te- — | y