b fiba e) uap) a No verdiğimiz tertü. hangisini Tp very W SPDĞ YA :9pUYOS OLMA (YO YAD AşMM 364 BDP) (CoSTAj 49p Wm SpPWOGD V 35909 “aHdaT Yöne Jytr yt sap “araye Wopinsoği3 öntkn wıLoyureğ “uKdurua 3a daym3 oruyusa 1419)893 d4A deydidey adoyoaLkağ “unday gğ Sşyg YORLUAPRYÜ şabli,, DERS *460; WoĞNUMM TUZ zU3DET, VAStUN 98 30p Uf wesor gnsr YDOYE Pün payteny YAK ARHASUĞU VONYARIY apuysoza Ww1s9 y ALMANCA DERSLERİ ogozaprep) “aşSgoTI Ox uanAa)y Göandu 10P 3019 JŞLU P6ç UOPUL)SAĞ 1AJJO — $ £ z ğ $ : | 8 *98823f Tap WE EpPUOGE Ç6 )80) JAPpo ENEJOA MİÇ "e döğrayyosuadory Jap UdUy3 18PAM 2)0|d UAT YOsTU0JAfA) SOPAMILA UTUL YISESA UOYLEARTYLIYU (D 138998 WABOT JaP MUSLD “xye p YAYEK 9A nKe HAPprA3 eywOYAyA) VX SOT 49po ÖtofoyDŞ sapdazua WENU TPOŞÜSDE HYAY SAD 4P) M0yWo JOfTYO BAA DUOf3LIŞ DİL O J0f iltz wA03yelıy 'a eKvad9) “gORCCJYDA PayYDA DA“BLAdO,, (ESAVYAYMĞ NUĞ suş HPPO savyLRdO vu) “zşuyKduruoyda oyuyuaa UaZ'I “1bap YOlİBL İPYOİ YH0A 239 ZYMNAD YPRU4â,, dENEYYOLİSNUYOZ SUŞ SIPO SNEYIIĞO SUŞ (ÇugoA $7 HyYOA) “HARTOM AFT UYYOAK Çsav YY azıA SöğD YY gz WEYOZ nt “ a) WRE PUU YRĞ SOGU HOŞU Ot HOYYUT UNU UNŞ ZENDSLA)EE AÂDIONI “GENUNDOĞUŞA 218 BÜSMNE,, ZUyopr3 akaddu uresye ng “YAYUZŞĞ MWĞYO UNN SYA EMAOİYEY DPOLSK,, grek a "Hağaopun3 Seyig “onmb 3ny)4 yuzguap,, Cugab "0 OAOAPADÖ sap VA Hdt B YOZE u YzuDUR “INY) “appmgoouu (CxaŞ96 YY pugu ayfloY Aya uğPA 0A) yonryo Yaysöy eşoapıe3 Lreyoyed 9A üoysug “eydeğ dWYAĞNNY Pusge ağnay ITM TayoM ON saycsaş OzdAspAd0 O ANPANGADU UOJEDA 3A OJYUA “AdHĞ,, 2419 PKRDKYANTN KIZI -- Ben mi, nası! olur? — Babanm kral olmak istemesi, bir &z da senin içindir. Sen! Fransa kra. lmın kızı olarak görmek istiyor. — Fakat ben bu kadar çirkin bir tarzda o yeri istemem. Pardayan Jizeli bir kere daha süz. dü, kızın doğru söyleöiğine, göstere. ceği yolda yürüyeceğine kansat ge - tirdi ve o zaman ne yapacağımı anlat. mıya başladı. — Peki öyleyse, bu sözleri ona da söyle. Öyle bir tarzda söyle ki, kara. rından dönmiyeceğini anlasın. — Söyliyeceğim. Hem de şimdi Ga. Hba geliyor da... Filhakika tam bu sırada dük Dan. göolem kapıdan içeri girdi. Pardayana dönerek sert bir tavırla dedi ki: — Mösyö, görüyorsunuz ya, Düş. | manların)za sizi teslim etmedim. Pardayan iğildi. hiçbir söz söyle . medi. Dük, ayni sert tavrıyla sözleri. ne devam etti: — İşleri yarı yapmak bana lâyık bir hareket değildir. Sunu âa söyliye. yim ki, bu sokak ve civarı birkaç gün için şiddetle göz hapsine alınmıştır. Gerek siz ve gerekse dostlarmnız lüzu. mu kadar burada kalabilirler. Bu za. man zarfında hiçbir şeyin eksik aolma. masına dikkat edeceğim, düşmanları. nızın eline geçmeden buradan çıkma. nıza da - şerefimi kurtarmak için . gayret edeceğim. Eski dostluğumuza karşılık olmak Üzere yapabileceğim şeyler bunlardır. Siz şimdi düsman ol. mamızı İstemiştiniz. binaenaleyh bu . radan sağ ve selim olarak çıktıktan Bonra bir daha yolumda size rasla . mıyayım. O zaman tam bir. düşman muamelesi yapacağım, Pardayan alaycı hücumlarımdan bi. rine hazırlanmaktayken, babasmnım söz lerinin nihayet bulduğunu gören Jizel beyaz ve tombyl kollarını dükün boy. nuna dolryarak tatlı bir sesle dedi ki: — Babacığım, benim iyi babacş. ğım. Babanın sert yüzü eviâdımin bu ha. reketiyle değişti. Her şeyi umutta, kı. zının bir şevler istiyeceğin! anlamış. tı. Gülerek sordu; — Ne istiyorsun, yaramaz çocuk. — Babacığım, bana büyük bir lü. tufta bulunmak ister misiniz? — Ne kadar da beyecanlısın? İsti. yeceğin şey 6 kadar mühim mi? — Eğer ricamı kabul ederseniz dün yanın en bihtiyar insanı olacağım. E. Ber kabul etmezseniz çok betbaht ola. cağım. — ÜÖyleyze korkmadan söyle. Sev. gili kızımın saadetini temin etmek, için her fodakârlığa hazırım. Dük bu sözleri yarı ciddi, yarı şaka | olarak söylüyordu. Hiç korkmuyor, yaln:z merak ediyordu. Evlâdının. sa. Adeti için ne olrusa ölsün yapacaktı. Genç kız bunu anladı. Kazanacağına emindi. Babasını elinden tuttu ve çek. ti. Dük gülerek kızının çektiği tara. fa doğru yürümeye haşladı. Jize) ba. basını Pardayanm karşısına götürdü, ve birdenbire bütün ciddiyetiyle dedi kiz — Çoök rica ederim babacığım, mös. yö dö Pardayanla barışmız. Her şe. ye rağmen mösyö |ö şövalye sizin dost larınızım en iyisi ve belki de biricik dostunuzdur. Dük Dangölem şaşırdı, fakat kazına karşı hiddet etmedi. Münakaşa etmek | ister bir hal almıştı. Dedi kit DERSLERİ yüğnlsüdüa VONYEHTIY ALMANCA (Her baklı Haber gazetestne alttir) « M (25 No. lı “Tiyatro” resmile takip edilecektir.) Geçen derste başladığımız “Tiyatroda” mevzuu (25 in. e€i rezim) üzerindeki çalışmalarımıza devam edip bitirece. ğz ALMANCA DERSİ Kendi kendine 1000 kelime ile von Garderobe!8 GenuB ven dem Augenbllek an, wo der Voörhangit sich hebt, bis zur SehluBszene. ist stetg en Kulissent3 menbildi? m Die besten Sehattanislör? und Sohauspielerimmeni tre. ten wohl in den Kammerspielen auf. Bekommt man ci. Die Eintrittskarten bestelit man entweder telefonisch im Voraus oder löst sic abends an der Kasselt, Den Platz weist einem der LogensehlieBeri7 an. Hut, Mantel und Stock muĞ man in der abgeben. nen guten Platz, dann wird der Abend zum Konuşma — Wo wollen wir houte abend hingenen ? Geçen dersin tercümesi Çevrilecek olan almanca cümlelerin türkçeleri şunlar. dır: — Müusiki severseniz bir operaya yabut bir operete gidin. Söz sanatımı sevenler klüşik yahut modern bir pi, Evrelâ geçen dersin sonunda almancadan türkçeye ve — Büyük şehirlerde eğlence yerleri çok mu? — Evet, büyük şehirlerde eğlence bo! bot düşünülmüş. Z Birlindü'çok Uyütöv ölüüğunu " iğlitim; me vazifelerinin yapılmış şekillerini görelim: tavsiye ediyorsumuz? türkçeden almancaya çevrilmek üzere V. Ohuufteur, — Das ist mir aueh recht. Hallo, Auto!, « — Haben Sie noch Piâtzeim ersten oder zweiten sang, erste Reihe? — — — Bödüure, diese Plâtze sind bereits seit einigen Ta. — Wohin Sie wollen. Ins Opernhaus oder ins Sehau. spiolhaus? Sagen Sie mir ganz offen, was Sie vorziehen. gen ausverkauıft. — Ist im Parterre noch etwas frei? — Nâ, nun Tachen Sie mich aber bitte nicht aus. — Offen — Jawohi, aber nur hintere Plütze, gestanden ist mir eine der neven Revuen am Hiebsten. zum Admiralspalast! PARDAYANIN KIZ! — Pardayanla barışmak mt? Benim de en ziyade istediğim şey budur. O. nun için her fedakârlığı yaparım, hat. tâ en mMmühimlerini bile. Maamafih Pardayanın da bu sulhü kabul edip et. miyoceğini bilmek lâzımdır. Bundan fazla doğruluk ve açık söz. lülük göstermek kabil değildi, Parda. yanın biraz evvel garfettiği kaba söz. lere kargı başka birisi olsaydı, o da kâ ba bir tarzda karşılık verirdi. Halbu. ki dük böyle bir şey yapmamıştı. Bu vaziyet karşısında şövalye dedi kir — Dük, ben aramızdaki anlaşama . mazlığı tamamiyle unutmıya hazırım. Bir dost eli uzutmak benim İçin pek kablldir. Pardayan bunları söylerken pek heyecanlanmıştı. Dangolem kollarımı açarak ona doğru İlerledi ve: — © halde geliniz, biribirimize sa. rılalım . dedi . — Peki, hazırım. Ş$övalye dükün kollarma atılmak Üzereyken şunları söyledi: — Aramızdaki soğukluğun kalkma. sı için Boriyentes konağında söyledi . ğim şartı kabul etmeniz lüzımdır. Bu sözler düke bir soğuk duş tesi. r. yapmıştı. Pardayana uzanan kolla. rı iki yana düştü ve: — Bu gartınızda ısrar ediyor musu. nuz? . diye sordu . — Başka türlü yapamam dük, bunu anlamanız lâzımdı. — Şövalye dö Pardayanın iddlasın. dan vazgeçmesi kahil değil midir? Her ikisinin de vaziyetleri değiş - mişti. Yumuşamış olan dük ve Parda. yar bu sözlerden sonra yine soğuk bir tavır takınmışlardı. Pardayan dedi ki: — Bu bir iddia değil, yapılması el. zem olan bir geydir. Bundan geri dön meme de imkân yoktur. O vakit dük son sözünü söylediğini göstermek ister gibi: — O halde bundan bahse lüzüm kal madı. Dedi ve Jizele dönearek: — Görüyorsun ya, elimden geleni yaptım, Fakat mösyö dö Pardayan u. muıyalım. Düşman kalmak istiyen ben değilim, odur. Dük kızınım işi bu kadarla keseceği. ni ve hürmetle iğilerek - çekileceğini zannediyordu. Halbuki Jizel başladı. Eı mücadeleden geri dönmedi ve büyük bir hürmet beslediği babasına ciddi . yetle dedi ki: — Blâkis babacığım. Müsaade eder. seniz bu işten biraz daha bahsedelim. Ben öyle zannediyorum ki, her şey ta. mam olmamıştır. Dükün kaşları çatıldı ve sordu: — Ne demek istiyorsun? — Bahacığım, mösyö dö Pardayan. la uyuşmanız gayet kolaydır. Reddet. tiğiniz bu gartı kabul ediveriniz, olup bitsin. Bu teklif mademki mösyö dö Pardayandan geliyor, namuskürane olduğuna şüphe yoktur. Dük gittikçe asablleşiyordu: — Kâfi . dedi . Benin yaşında olan bir çocuğun alâkadar olmaması lâzım gelen bir iş. Meselenin ne olduğunu da bilmiyorsun. — Affedersiniz efendim, meseleyi tamamiyle biliyorum. — Biliyor musun? Ne biliyorsun ba, kalım? Jizel gayet ciddi bir tavırla şunları söyledi: — Şunu biliyorum ki, mösyö dö — Acli, wle sohade! Aber geben Sle uns bitte zwek