Amerikan gazeteleri, Amerikan sos- eden ve- bir k yetesini günlerce meşgul karı kocanın bir.birini haksız çık; 2 sebepleri olarak ileri ne varsa hepsini ihtiva et- bir dekor dedikodulu bir boşanma davası- mek İtibariyle teşkil eden nın tafsilâtenr vermektedirler. Bu enteresan — boşanma davası, inde meşhur bir diş dokto- evlilik göstermiştir. riyle karısı arasında uzun bir baş hayatından sonra ve güzel karısı yüksek sosyetesi. Madam Girding eski Amerikan kızıdır. deceği dolarların muhakkak Kocası doktor Gir- Si ve sayıkı Mir, &h tevaris ökes'un milyonlara baliğ olacağı dilmektedir. ding ise senede yüz bini aşan rakamlar nda bir kazanç temin eden meşhur Vaziyet böy- Te olüncü,'bu karı koca arasında para € çok sevile m>se esinin Lir rol aynamadığına fakrü yacağına inar ve zaruretin. mevzuu bahsolamı- Ancak n büsbütün ayrılmak lâzımdır. Peggy kocası fikrinde değildir. Ayrı oturmak ve bu ayrılık için de nafaka talep etmektedir. Doktor ise doğrudan doğruya boşanma isteğindedir. Doktor niç'n boşanmak istiyor ? Fakat davanın asıl enteresan kısmı boşanma istidalarında ileri sürülen id- diaların patabetidir. Evvelâ doktorun ve iddialarını izah edelim: anametinde, — karısının. (doktor, karısı yılanın) Üçü bir arada yatmak arzusunu izhar Bundan başka | dişçi M. Girding şu iddiaları da serdet- idei evin içinde hizmetçiler ve e çırçıplak - dolaş Bundan müteaddit | çocuklarımızın ör mak itiyadındadır. Misafirler (şato sahibins) — Şura. daki adamı da karımısa baktığı için Mi astırdımız? klarına bir yılan almak, | | laşmaktadır. — Hayır. Mütenazır ölsun. diyet KİM HAKLI? Boşanmak istiyorlar Kadın : Yatağa yılan alarak uyumak istiyor; gece yarısından sonra kitap yazıyor; Çıplak geziyor ! Erkek : Sofrada kavga çıkarıyor; cigara tablasını kadının başında parçalıyor ! Amerikanın yüksek Sosyete âlemini meşgul eden bir karı koca davası defalar şikâyet etmem üzere bana şun- ları söylemiştir: | — Sen pek budala bir herifsin. Bu kıyafet artistiktir. Ne varmış sankil.... “Bundan maada güneşten kat hoşlarmıyan Peggy bütün evin içini loş bi izbeye eçvirmiştir. 'en ale sokmuş, âdeta bir Yağmurlu, fırtınalı hava- larda Üzcrine incecik bir şey şapkasız, sırsıklam oluncaya kadar do- giyerek Bunun sebebini sordu- ğum zaman yağmurun vücuduna çarp- masından, şimşek çakarken ve gök gür- lerken böyle avare avare dolaşmaktan hoşlandığını söylemiştir. Hatta ayakla karların Üzerinde gezdiğini yüz defa görmüşümdür. Ayni zamanda karım müthiş bir karınca düşmanıdır. Nerede bir karımca yuvası görürse gidip hemen ayağiyle zavallı hayvanları çiğ- nemektedir. Buna mukabil koskoca bir | yılanla birlikte yatmamızı teklif etmek- te hiç bir mahzur görmüyor.,. Doktor Girding'in htamları kısmen uydurmuya benzemekle beraber mahke- meye verilen bir vesikadan çıkarılmış olmak itibariyle büsbütün yalan sayıla- maz., Bunları ispat etmek mevkiine düşe | ğunu ceğini pek âlâ kestiren doktor elbette bu hususta şahit göstermek lâzım gel- diğini de düşünmüştür. a Meşhur bir dişçinin karm ve bir milyonerin kazr olan bu dilher, ha. zan böyle akrobatik danslar da yapar Tddiasının diğer kısımlarına geçe- tek gene doktoru dinliyelim: Gece yarısından sonra ev ayaklanıyor ! *Karım fevkalâde sahibi muharrir olduğu iddi ir istidat ındar Fakat yarısından sonra, saât ortalık tamamiyle de- in garibi g iki Uç sularında, rin bir süküna daldıktan sonra yazabil- diğini ileri sürerek bu saatlerde ayak- lanmakta ve istirahatimi bozmaktadır. Bütün rica ve ısrarlarıma rağmen bu de Hce arzusundan ve beni sabahlara kadar rahatsız vazgeçmemiştir. | Bundan başka akşaı 1 işimden dön- düğüm zaman onun ekseriya bir banyo etmekten kostümü giyerek yüksek ölçeli iskar- pinlezle dans talimleri yapmakta oldu- orum. Bu gibi halleri bir ev- H kadına hiç de yakıştıramryorum.., Kadın da diyor ki di biraz da — döktorun karısı Pegey'i dinliyelim: “Kocam bana mütemadiyen fena muamele etmektedir. Bana her zaman hiç hoşlanmadığım hikâyeler Yemekleri her zaman tenkit eder ve mutlak gürette sofrada kavga çıkarır. Hattâ beni fena kitaplar yazmağa sev- keden de odur. Bir gün cigara toblası- anlatır. Badın, kocasını çok de, banyo — kayafetile kaurgilar Nraz kalsın — başımda parahyordu, Yatak ©- dasınldaki — kanaryala - rından biri . sabahleyin vaktinden evvel öterse bütün kabahati bana yükletir. Sanki biçare kuşlara kocamı rahat - sız etmelerini ben ten - bih ediyormuşum gi - bil. Sonra, otomobilin Metikleri eskise kabahat gene bendedir: Çok (az la dolaşır ve Tüzumsuz yere sabahtan akşama ”y kadar misafirliklerde ge- zermişim. < ihmalci bir. SS koca “Evine bakmak bususunda da ko- | cam son derece ihmalcidir. Bazı günler hiç para bırakmaz ve akşama iyi yemek bulmazsa oltalığı biribirine katar. “En sevgili köpoğimi alarak ava çıktığı ve köpeğimi — av köpeği olma- dığı ve avlamadığı için — öldürdüğünü bütün komşular bilir. Sonra bir gün o tomobilde ava dönerken başrmdan şap kamı zorla çekerek otomobilin pencere- sinden dışarı fırlattı; sebep olarak da “bu şapka ile bir kokata benziyorsun |,, sözlerini sarfetti. Böyle huysuz bir a- damla müşterek bir hayatım imkânı var mıdır? , Şapka hadisesini doktor başka bir şekilde izah ve şapkayı karısının başın. dan yavaşça alarak otomobilin pencere- sinden dışarı attığını itiraf etmekte, fa. kat sonradan ona istediği kadar para ve rerek başka bir şapka alması ricasında bulunduğunu söylemektedir. Bu meraklı boşanma davasında dişçi Girding'in dilber karısı Peggy şu garip vakayı da anlatmaktadır; Pastırmalı yumurta nasıl pişer? “1936 kışında soğuk bir akşam ko- €am avdan dönmüş bulunuyordu. Garip bir haleti ruhiye tahtında evde o gece herkesin muhakkak sürette omuzr pas- tırması ile yumurtadan başka bir şey yememesini emretti. Hattâ daha garibi pastırmayı da kendi pişirecek ve bize pastırmalı yumurtanın nasıl pişirildiği- ni öğretecekti. Pastırmayr doğrayım derken ekini kesen kocam öyle bir hid- det buhranma tutulmuştu ki mutkafta süpürge sopasını kaparak hepimizi çil yavrusu gibi dağrtıp tavan arasına ka- dar kovaladı. Nihayet bitap bir halde yemek yemeden yatağına yatarak uyku- ya daldı. Hâdiseye bütün hizmetçiler, Aşçı ve çocuklar da şahittirler.,, Diğer taraftan ayni hâdise hakkım da doktor Girding'in hikâyesi de büsbü- tün başkadır. Bakın o neler anlatıyor: *“Mutfakta domuz sutuğunu doğrat ken yanıma gelip beni mütemadiyen şa- şırtan ve neticede elimin kesilmesine se- bep olan karımdır. Esasen avdan yor- gun argın döndüğümü de biliyordu. Ne wardı sanki başımda rurup “ince kestin, kısa kestin!,, diye beni şaşırtacak?! Kırk yılda bir aşçılık yapmak istedim; ona da kendisi mâni oldu. Bir palyaço gibi uzun saçlı gezemezdim ! “Hem bu hâdise neden bu kadar izama olunuyor, bir türlü anlryamryo- rum. Onun bana yaptıkları neler var da ben birçok zamanlar bunlara ağzımı bi- le açmadım. Meselâ saçlarımı — biraz kestirsem akşama mutlak surette kavga hazırdır. Bir palyaço gibi dalma uzun saçlı geremezdim ya. Hem benim mut- lak surette bir artiste benzemekliğim neden şart oluyor? Ben artist değil, memleketin hürmete lâyık gördüğü bir dişçiyim. Ayai zamanda bir dişçinin karısına yakışacakş şekilde hareket et- mek ona düşerken beni de kendisine çevirmek istiyor. Banyodan çırçıplak yatak odasıma, oradan da — üze- rinde incecik ve bütün vücudunun hat larınır belli eden bir elbise ile kahvaltı salonuna iniyor. Sanki bunlar da yetmi- yormuş gibi çocukların önünde bana etmediği hakaret kalmıyor.., İşte Orange şehrinde mühim bir re- zalet halinde dillerde çalkanan dava..., or Girdingle revcesi tarafından aleyhine yerdolunan boşanma sebepleri.... SİZCE HAKLI KİM?