"CRAT (ÖĞ z )y) 'U23YT (98 ST AT — “urKöluyaı iünsns iaypork) “aUP TUNANS UND O, K | i;.r.rğ '!"İ'. : Ş P pİRERDE iâ yEl - t Platlba İ Si ç ati ! HLi gi ş İlie'i 4 li : GDUi pn: GABiN' Oi tob $ Kt İ %ğ ğ Eş îââ;şâîğîŞîîğğâğşgîâîâîî Bi HU ğğâi i ’ğg H : fiğte ÇERi iste İfa bağti : Hti e Hra b p l Yüt Kl : PARA et ,f Ââş : X ( t ğ j İ isğ ğ i — Geliyor.. diye bağırdı Pencere- den geri dönerek annesini koları art-| sına aldı. Onun yüzünü öpmeğe baş- dım, Artık ağlama.. Ben de ne budala- yım, burada duracağıma gidip babama kapıyı açayım. Bunları söyledikten sonra odanın kapısını açtı ve koşarak merdivenle- ri indi, alt kattaki demir kapının sür- yaşlarla dikti. Bokağın köşeşinden süvari elbi. seli birisi geliyordu. Bu adamı tanı- mak için babasımı çılgınca seven bir evlâdın gözüne malik olmak 1cap eder- | di. Çünkü bu süvarinin yalnız bir çift siyah çizmesi, koyu renkli büyük bir mantosu ve üzeri tüylerle süslenm'e kül rengi fötr şapkası 'svdındı idi: | yüzü hiç görünmiyordu. Belindeki kı- lıç mantosunda bir şişkinlik hasıl edi- | yordu. Bu sırada kapılardan bir'nin Knün- | de duran bir saman arabası !lerleme- P> başlamıştı Bu araba eve o kadar | yakın geçti kl gene kız kapıdan içeri | girmeğe mecbur oldu. Süvari de du-| vara sürtünerek durdu. Araba lâkayıt | hir arabacı tarafından idare edilmak-| te *i Kapı önünden geştikten sonra süve. ri il-rüyebildi ve kızmı gördü. Hemen fırladı, ona yetişti ve kolları arastna alzrek sikı sıkı göğsüne bastırdı. Hılıı. sevgili yavrum, kızım Jizeli — !ıbıcr:uı banim catırm babaer- ğım nihayet ba evlâdlını tapryor derecesinde seve Miekte idi, kızı ise babasamt seviyor hem de nihayetsiz bir hürmet besli- yordu.. w. # W3NŞLEN G10 ©. 6 o . Fırdıyuı För sokağında samancı- lar bulunduğunu bilmiyor - değildi. Landri Kokönara kurtulmak için bin- de bir ihtimal olduğunu söylediği sı- rada burasını düşünmüştü, İçinden de- mişti ki; “Tali yardım ederse För so- kağmna varırız. Tallin bir yardımı olur sa saman ve kuru ot yığımıma tesadüf ederiz. Kemiklerimiz kırılmadan üÜze- rine atlarız. O vakit taliin hir üçüncü yardımı da bizi bu müşkül mevkiden kurtarır..,, İşte Pardayanın tam tepesinde iler. — lerken gördüğü bu ot yığını idi, Tall bir defa yaver olmuş, sivri damı aşa- rak şimdi yürüdükleri yere gelmiş- lerdi, fakat ikisi de olacak mı idi? Şövalyo boş yere bir ot yığını gözet- tedi, başmın dönmesi ihtimalini bile unutarak uçuruma döğru iğildi, İste- diğini bulamıyordu. Tam ümidi kesil- diği sırada bir kapı açıldı ve kuru ot yüldü bır araba avlulardan birinden sokağa cıtkı, Pardayan bu arabayı arkadaşlarına v göstererek : — İzte, Haydi bakalım!, diye ba- gırdı. Üsü de birbiri pesi sıra atladı- lar. Şiddetli bir sarsımtıdan başka hiç zahmet çekmeden ot yığınına gömlll- düler. Pardayan o kadar damdan ttladıktan sonra ne caklarmı dü- şünmemişti. Ona göre bir iş tamamlan madan başka bir iş düşünilemerdi. Otlarin arasında biraz silkindikten tte hm&-g"—' .srıkmdnlhphdıvobuvulâ öi Ka " 1 EPİLİ ğ ğ ; tü $ ys.dş DH ı Dikt , l el ğ ğ ğâğîâ j ğgğâ ğî%.. g ğ :gâğiığ Ğğîğş ğğ £ 4l5 Ş ğfğîğîğ îîğgîâğ I AF HHH li 3 ALİFDAR £ HEnl EçLE ( el la P GUai l | Bit YİRE ge Di | iHi İi a âî%îığâî%ğ; BN ; % : âîğiğ ğ!îîğğğğ ğ%îğ%ğâ ü ğğğğğâğ îğîğâğâğ iâ—ğâğğâ PARDAYANIN KIZI ri çekilerek arkadaşlarıma doğru iğil. i. Elleriyle biraz aşağısında olun Val verin bileğine yapıştı, ve yavaş yavaş yukarı doğru çekmeye başladı. Valve. rin baldırlarını tutan Landri de yük. selmeye başlamıştı. Delikanlı damın hizasına gelince iki eliyle birden ya. pıştı. Pardayan da omuzlarından lu. tarak yardım etmekte olduğundan ko. layca kendini yukarı çekti. Landri de kendilerine yaklaşınca şövalye ona da yardım etti. Bütün bu hareketler ga. yet çabuk ve gayet muntazam bir şe. kilde yapılmıştı, Üçü de damm Üstüne çıkmca hep birdön geniş bir nefes aL dılar, bu rahatlıkları uzun sürmedi. Bu defa da ayni hareketlerin aksi- ni yaparak öbür taraftan aşağı in- mek icap ediyordu. Bu daha güç ve daha çok tehlikeli idi. fik olarak Pardayan inmeğe başla- di. Valverin baldırını tutarak kendini kaytırdı. Valver de Landirinin baldı- rma sarılmıştı. Böylece Şövalye diğer tarafındaki saçağa ayaklarını basma- ğa muvaffak oldu. . Manevranm en tehlikeli noktasma gelmişlerdi. Landri Kokönar damm tepesinde iki eli sarılmış olduğu halde sarkıyordu. “Pardayan saçağla ayaklarını iylce | “yerleştirince Valveri sımsıkr — tuttu. Valver de aynı suretle Landriyi yaka- Tamıştı. 5 Pardayan: — Haydi em verince Landri el- lerini kokyuverdi. Pardayanm en kü- gük bir zaaf göstermesi Üçünün de mahvolmasile neticelenirdi, kahraman adam üstündeki iki kişinin ağırlığmı pervasızca yüklenmişti. İki arkadaşı- mr da yandaki saçağa kadar - taşıdı. Orzada Landri ile Valver indiler, ve üçü dotıdül geniş saçakta rahat- 221 ça ve süratle yürümeğe başladılar, Konsuneri sokağındakiler, Parda. yanla larını artık kaybetmiş- lerdi nereye gittiklerini anla- yamamışlardı. Azskerler hep birden Hal tarafına koşmağa başladılar. Firariler ize hiç bir şeyo ehemmiyet vermeden gözle. rini önlerine dikmişler, yanlış bir adım atmamağa dikkat ediyorladı. Askerlerin o tarafa geleceği muhak kaktı. Kafile yetişmeden evvel bir ça- re bulmak lâzımdı bunun için biran bile durmuyorlardı. Acaba kurtulacaklar mıydı? Parda- yanın hesap etmiş olduğu binde bir ihlimal acaba var mı idi? Yoksa yak kalanacaklar ve yahut düşüp parça parça olacaklar mı? Pardayanın bile sinirli olduğunu söylersek kurtulmanın çok güç olaca- Bi kolayca anlaşılır. Onlar, gimdi bir mucizenin vukuunu bekliyorlardı. Pardayan birdenbire durarak: i — İşte sonuna geldik! - dîıe bağır.- di, Ücü birden birbiri pıhıpdın atladılar. aşağıdan bu hali :ümilı olan Konçini, avlarmın kerdilerini ölüme attıklarımı görünce deli gibi olmuştu. Hemen koşup hiç olmazsa cenazslerini görmek, ölülerinin Üzer'. yılııdı. * a Fausta, istediği gibi Pardı yuhvlqıdnını to have: t hev — birisinin bir şeyi olmak, malik ol, — «