30 Eylül 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14

30 Eylül 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

# 'ç İNGİLİZCE DERSİ bahaç | n bir. arkadaşını - Ğ Çevrilecek olan ingilizce cümlelerin türkçeleri şunlar; dır: ZI ” ZY — AD Ja SaTF d 144 Tumodf — < M  :00 T “UDYRA YotUYARA,, do Yon sez dN Yem OY yatuçanA — yom z Tayaaa O, 4B YA ŞAY zare öM BiaY XELYO — 39 J 129 ÖL gnurumıo 'mmy$aumo şötirü y ZSd 4940 ZD YY TU STT 9T , SAJOMİZU HÇ ERULUNZO ADA TUPEYRYAĞ Cümana 9 vşa zUY soLLAmA) “TUYssora v DÖG ST SEDRANM Hmzönuno 'Nplo ““önumenyo soa UNNO,, . “*ADUPD ZUIĞUZ UDATĞDİ L PI , Caylfin bpaç 2p Guygoy Tayudap ) aS7 YERYRA 9W Buyıres Knusarı vapo geşy Suzziğas — Gangoy :Suyyea youna geyi ÇUNLUĞUİ “yazıLdaA UNEŞ — T0 N3 YT OL g0809 SUY SSOÇANM Süyssalg © TEYM “İÖNMMMNTO ADA WŞTYEYDZ HÖRETU AF GU (ya SOY saşıAva Güy 8999 9 ŞonY) - DERS:89 (27 No, lu “Radyo” resmile takip edilecektir.) 9ST RUPINM OUPAD <2 *” 279 HPDANO,, tüt TaNşfnanyo Töturü eg AAA aü zisıal, TNGİLİZCO DENSLERİ Üzer bakkı Haber Gözetetine alttir) Kendi kendine*1000 kelime tlo | SUU GOZLULUNL 2 — Bir radyo ületinin hiç olmazsa — parçalarını hilie | M var. misiniz? , — Evet, bilirim. Meselâ, gü bobin, şu düğme, su d MUoLseyst .(.nua.ul-q Y9p9 GENY LULTERPt ZuZ Geçen dersteki vazifeler — Radyo hakkımda her — şeyi bile: yapılmış şekillerini görelim. &dıı — Radyonun teknik tarafından yaktfane kim üe? el eli o Wosı1 UvUye erçuoJowucıS unuma) «/42)B19 Coa *soszno9 up your v0 UoJNUMUĞ ö0 NŞ Müği P n İZMA Yağa 9 )) pulüf Av) $ K $ İ *::" P3NDUD) W#'İ.' Çvu da f dpf Jof np PnB 9 300 BOLUADAURDU 2AK fiv) (: :893vnİvt| WİrMLOğ Kur da Suşdasx 107 gesp poo3 & y SERILMA Ku osm J MOfOUDAĞ *3 Sapiy YUPAU 403 J NMO YANANMMA OG (CUMmLoAmo3 nı (CI0KLIUK 40OS dp ddT * J07F HONıP 199009 YUZİPİLA 'OLPEY) “ULUUUNNN voUrzUZ p S NONŞK HYP 190100 YurSiprg navoKpor mgg u duyuyor musunuz? ““LANP YAPUDO WÜŞMOZ DULZAY LAY MÖ ZORN NŞ 499 979 ZİSTOZ YUŞMDA YELAUTAYNA MOŞT,, *ÂUVULMDE) UŞ SIIYMANTOE 0) UT GUN I “KUWUZ YUŞİYPOJEŞ KOLMATUNP VOUEUUNY #DOUDUD YO ĞI YERLYEŞ WOZ UMUDE BU, (THSUL9O AÇ AŞ ŞuoN Âo oNU ) *UVULLAD) TE9Y OY JUVMA T UDUM Ingilizceye çeviriniz 1 — Londrayı buldunuz mu? ÇpamuLIgo dŞ SöNyülüs siz uş u A0) Türkçeye çeviriniz 1 — Do you uze your wirelesa set for keeping opupylaza misay TEUNUNSURA GOZLÜYONU İNGİLİZCE DERSLERİ — I think I'm picking up London. 4 — Do London brondcast good coöncerta? — Şimdi hava hakkında malümat veriyor. 8 — Konser ne zaman verilecek (olacak?) , — Yes, it do alwaya. — Bundan sonraki, konser, — French and German, 3 — What station are you tuning in top — Evot. Susun. Dinleyin, — $ — Orkestranım akordunu “And now the applause as the conductor 'ıbı,lp o 2 — Ne söylüyor? his (end nö di aploz az de kondaktör wökz ap tu hiz desk.) "”CM'&SM orkestra şefi ilerliyor a. onun #ehpa., Şimdi de, orkestra şefi kürsüye doğru giderken al, kış sesleri. Can you hear the orchestra tuning up? desk. ne ZETLOKNMA TERATEK 3rep TÂŞ UTST TADYEZOP HOZOLMUAS NüNET 2 — What forelgn languages do you know? TANAFEK XOS DULNELIP Buoydourud oaç 0T GORNPPE TüŞOS KDA V N DUY I p 227 FYANDAYANİIN KİZI PAKBAYANIN KİZI mından atladı, bu atlayışta eski vü- —eudu bir anda hurdehaş bi- le, artık birkaç dakika yaşayabilecek bir halde idi, Dalbaran böyle düşüne- rek, hemen hanımma gidip Pardayan- dan kurtulduklarını söylemeğe - gidi. yordu. XXXXI BEYAZLI MADAM Yüukarıda anlattığımız vakalar cero- yan ederken Hal civarındaki sokakla-| “rin ekserisinin isminin orslarda bulu- | man cenafın işini gösterir şekilde ko- muülmüş olduğu ve bu sokaklardan Förde de samancıların bulunduğunu söyliyeoyim. Bu malümatı boş yere ver- mediğimizi okuyucularımız anlamış- lardır. För sakağmdaki evlerden birinde bir genedenberi bir “madam ve kızı,, lâ- kabı ı.lm!ı nlın iki kadın oturmak- tü ldfı Madam dedikleri yaşlısımnın herkese Pardayan dört katlı bir binanın da-| bunlar o kadar kötü bir tarzda yere keştirilmişti ki bunları görenler bu evin içindekilerinin burada muvakkat oturduklarını zannedebilirlerdi. Evin sokağa bakan penceresi hava- nın sıcaklığı yüzünden tamamen açık bırakılmıştı. Büyük odanm ortasmda yuvarlak bir masa duruyor beyazlı madam ile kızı bu masanın kenarımda kargılıklı oturuyorlardı. Beyazli madam uşağı yükarı otuz yaşında kadar gayet güzel mavi göz- lü ve fevkalâde beyaz tenli ufak tefek birkıdmdı.mmw-rühü. Kızı da annesinin on beş yaşındaki haline benziyordu. Fakat onun boyu annesine nisbetle biraz daha uzun, umumt halile canlı ve sıhhatta bir in- san olduğunu belli ediyordu. Cidalel bir ruha sahip olmasıma | v vicdanımın temizliği ve ciddi- yeti bakışlarından kolayca - anlaşılır- dı. Ana ve kız iş işliyorlardı. Bu işle kazanmak tınıı ığı isim adi bir isim olduğu gibi| Mesgul oluşları, hayatlarını âde yaşadığı halde tavrın- için çalışanlar gibi değil de, vaktini dm»»ım dolayı kendisine madam | Beçirmek istiyen zengin k - kmanılda !ıuııçııı sıfatı takılmıştı. Bu iki kadın oldukça esrarlı bir ha- yet geçirirler idi, bazı günler birden- gbi olduğu belli idi, Filkakika evi sadeliğine in ve Üstbaşlarının “bu kadmların kim- W e ortadan kaybolurlar haftalarca| seye muhtaç olmadıkları muhakkak- gü0 meverdi, bit semanlarda nereye| tr.. derini kimse bitmiyordu. OŞ !Wâdsı_)ıcm her yaz e“| gül olmuyorlar, bi Vis: giyci mnı*:ıı asıl| uzadıya konuşmuyor! beyazlı İkisi de ellerindeki işle fazla meş- le de uzm , bir şeyler dü- şünüyorlardı. Anne çok fena dü almaza bile her halde korkulu bir şey düşünmekte idi. Kız daha küçük olduğu için korkusunu »| bolli etmekte (di, Kulağımı pencereyo vermiş dinliyör, en küçük bir gürültü yücudunun titremesini ımıclp “oluyor- 2 » du._ı Hafif bir gürültü duyunca hemen yerinden kalkıyor, pencereye giderek sokağı, meydanı bir anda gözden ge- giriyor ve aradığını bulamaymes, yü- zünü buruşturarak dönüp yerine otu- Kızmın her kalkışında annesi — dü- güncesinden ayrılarak başmı - kaldırı- yor ve onu gözlerile takip ediyor, kı- zin beklemesinin boşa gittiğini anla- ymca içini çekiyor ve hiçbir şey söy- Temeden yine kendisini eski dalgınlığa birakıyordü. — Bu bekleyiş her ikisini de sıkıyordu, tahammülü olmayan anne ara sıra kı- zına: — Haydi Jizel git bak geliyor mu? diye soruyor - kızın ismi Jizel idi - kız kalkıyor, penceredn bakıyor - ve İçini gekerek dönerken - gelmiyor annecl- ğim. Cevabmı veriyordu. Bu mükâlemelerin birinde Jizel şu sözleri ilâve etti: — Acaba gelmiyecek mi? Zindan- dan çıkalr yalnız iki defa gördük.. Her| gelişinde de pek az oturdu, hemen çı- kıp gitti. Kaç gündür de boş yere bek- liyoruz, acaba bugün de gelmiye- cek Mi anne ? — Jizel yavrum, o, gimdi istediğini yapamıyor, istediği gibi hareket ede- m'yor. Artık kendine sahip değil ki.. Fırkasının malı oldu. Heru de- türlü te”birler almağa mecburdur. Bekledik leri insanım kabahatini hafifletmeğe calışıyor. annesinin sözletin- den bun't anladı. Tatlı bir gururla iti- raz etti: — Anmociğim, ben hicbir vakit ba- O bamim yaptıklaırını tenkide - kalkı Ben ona hürmet eden, itaatli bir z I_nııı._yüııqı_['ııhqmı,bh-fş Şimdiye kadar bu fiklr uğruna nice kanlı göz Yyaşları döktük. Nice haka. retlere maruz kaldık. Nice sefaletler ve işkenceler çektik, Hayatimızm en iyi zamanları böylece harap olup git- ti, bunlara yazık değil mi? Jizel nazik bir tavırla ısrar etti: — Fakat âmirdir! Annesi ağlamağa başlamıştı. Titrek sesile: İ — Ah.. Eskiden ne kadar bahtiyar- dık, dedi. Jizel boynuna sarıldı ve muw — Cici anneciğim, korkma, yine mo- sut olacağız. Sen mesut olacaksın, buna da- Tâyik- sın, Fakat ben artık asla mesut ola- mam, çünkü eski Şarlime kavuşama- yacağım.. Ah Şarli o halile ne kadar severdim. Ö da beni.. Yalmız beni se- verdi. Beyazlı madam acıklı düşüncelerine tekrar daldı. Artık geri gelmesine im- kân olmayan bir saadetin acısı kalbini kemiriyordu. Evet bu saadete bir daha vuşamacağına emindi.. — hı.uııl annesine tatlı tatlı baktıktan sonra belkl yüzüncü defa olıxlk?"' cereye & ” İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: