Na 22 EYLÜL — 193 — © ppi e e görüşüm: pal doğan söz Nükte ehlileri ir i ». âruf adam ölür; arkasından: meşhur 4. Süleyman Nazifin, Ahmet | yi 1 Velatından sonra böyle söy- ama eksiklikler duyduk. Fa alıklar? Yeni resil yeni tipler Sai mu? Öyle insanlar ki, haya- SENi getirsinler, tuz biber teş- ytler,.. İm başlıca fidelik matbuatt taş” Büz atıncı, hazırın ve İs ai, iri, müşahede, söz çeşnisi, N cihetinden kimleri yarattı- k, Veler vaad ettiğini görürsünüz. #itaşlarım, yahut yarı me ede sında di«katime çarpan ye Di “ birer birer bahsetmek İste- İç 1 meslekdaşlarım” diyorum yarında gazeteciliğe intibak e zaman zaman yazı neşret- İ, ? Sevket gibi * otuzuna heniz o gelmemiş Ni, Yetiyor. Aslen muallimdir. O. İ,, “über gezmek bir zevkolur.Çün h zü çevirirseniz,o i inzarayı bir kendi gözünüzle, X > lâtif, prizminden geçmiş o Üz, İalindiz. hı, , Sevket, biberli o baharatlı ag eği geşnisindedir. Hiciv'e- Mikyi İle azıcık ağız burun yakar. MX, Tİe yanışları sevenler,ondan ay Üş, İemezler.. ** bir mükemmel konuşan ar- Eşref Şefiktir. e Sene evvel, onun hasbuhal- tafetten, diğer bir yazımda a, #im. Sonradan bütün Türkiye İk Eşrefi dinledi, Fakat onlu biz * Spor kendisini öyle yuttu ki ve heviyata galebe çalmış oldu. Mig, deriz Xi, Güneş klübünün Mi, Yeti de tatil edildikten sorra “, vİ meydüwmndan söz meyda Va det etsin. İl, 0 ammek yemi dap KAİKUDER & orak görüyorum. o Yazılarını ?de okuduğunuz Hikmet Mü- iş vasından en fazla zevk aldı- Ney irdir. Yalnız ben de- 1 artıda söylerler. Şahsan gayet ilhassa temiz, sıhhatli nükte y Kivır kıyır hasbuhaline, milte N Pirıldıyan zekâsina doyüm ol i v ş iktedanlarır., hoşsohbetlerin b, *te başkaydı, bunlarınki baş v ağ eskiler gitti gidiyor, ye- | t t ediyor, İşte, tamamiyle ay- Va Bakçeri i hin terlerde üç tanesi, Fakat Dy Bunları da başka bir ya tacağım. | (Vvâ-Nü) Kayseri astırmaları ii Vekili men edilme ; “blerini anlatıyor i, Sürma ve sucuklarırın men- in kandaki karar, pastırma MN “ Ar pastırma ve sucuğu s€- da da enklişe ile karşılan - ty | e Vekili Refik Saydam bu ka- İ, Mesine saik olan sebep hak- İğ beyanatta bulunmuştur: Kd, teride hayvanlar gayri sihhi ht b kesilmekte ve bu pastır- İN Li suretle kesilen hayvanla. e edilmektedir. Bir mez - na hayvanların kesilmesi ve “aş imalâtı işinin bir zapt've Mt, alınmasın: beş senedenberi İM, *diyesine tebliğ“ etmiştim. en menettik.,, İ aça Vekilimiz | Öyde hava işlerini Yaştetkik etti ita elimiz Ali Çetinkaya dün a a brimize gelmiş olan ha- * kiş, vam müdürile birlikte Ye- . day Tek yeni dört motörlü tay- İyi etmiştir. A, İllköyde dünyanın en mo- NN “Eydanlarından birinin ku- b Miljdelemiştir. ie Mer umum müdürü dün ak- ey meydanmı tetkik et-| işi “tayyare ile İzmire hare-' Tütün günirüğü meydanındaki umumi apleshanenin bir an evvel kaldırılması lâzımdır... Istanbul konuşuyor ! Tütün gümrüklülerin ne dertleri var ? Limoncular, mallarının halden geçmesi yüzün- den çok zarar gördüklerini söylüyorlar Yazan : Haberci Bugünlerde kısmetimiz, Halicin ba. kımsız ve köhne sahillerinde dolaşmak- muş. Galatanın (karanlık , karmakarışık sokaklarında saatlerce dolaşıp Üç rö- portajlık mevzu bulalı henüz bir gün olmuştu ki, gazetemizin telefonu çaldı. Kalın ve sert konuşan bir ses: — Hemen şimdi, mutlak, mutlak ge- Tip Tün : Çok enteresan şeyler göreceksiniz. Kelim nefeste dizdikten sonra, benim kendisine bir şey sorma - ma vakit bırakmadan ve başka en ufak bir tafsilât bile vermedi, telefonu çat diye kapayıverdi. . İstanbul konuşuyor her gün mektuplar, telefon müracaatları âlıyor ve bunları muntazam bir sıraya koyarak şikâyet edilen her semti ancak zamanı geldiği Zâman geziyorduk. Fa- kat bu telefon muhaveresi öyle tuhafı- ma gitmişti ki, değil sıra beklemek, hattâ elimdeki yazının tamamlanmasını bile beklemedim, derhal fotoğrafçı Ali- yi çağırttım ve tâm tepedeki öğle gü. neşinin İstanbulu yakrp kavurduğu bir saatte, arkadaşımla beraber, yola koyul- duk, on dakika sonra, telefonda söyle- nen yerde bulunuyordük , Burası, İstanbul Balıkpazorındaki da- racık, karanlık ve berbat sokaklar âra. sında geniş, ferah bir meydandı. Bir ta- rafındı deniz ve yeni yapılmış bir ka- yık iskelesi bulunuyor, diğer üç tarafı 'da altında dükkânlar bulunan ekserisi- 4—5 katlı büyük Dinalar, sokaklarla kaplanı Yerler, İstanbulun bir çök kısımla . rında a7 bulunür bir temizlik içinde idi. İskele kenarına yanaşmış 4.—5 yük ara- basına koca koza denkler yükleniyordu. Meydanın denir istikametinde o gö- rünen eski usul bir aptesaneden başka; Çilkmaeii ğü meydanını Gözinin lerini bir röportajları için ortada bir şikâyeti mucip olasak, hele | bizim iki ayağımızı bir pabuca sokup buraya koşturacak biç bir hâdise gö - rülmüyordu, Tütün gümrüğü meydanındaki esnaf rasgeldiğ Ben Alinin, o da benim yüzüme ba. ka kalmıştık, bi — Acaba yanlış mı geldik, diye dü- şündük.. Dostumun burayı gayet İyi tanımasına rağmen tereddüdümüzü izale için oradan geçen bir adama: — Tütün Gümrüğü meydanı burası mı? diye sorduk. » i Müsbet cevap aldık. O zaman, dükkânlardan lâalettay risine doğru ilerleyip. kapr önünde du- ranlarla konuşmak kararını verdim, Buralı esnaf beni güler yüzle karşt » iadılar, Onlarla urun uzadıya konuş « tum. Bana bir çok şikâyetlerini söyle - diler. Fakat içlerinden hiç birisi © dilen telefonun sebebini izah edeme Tütün gümrüğü meydanının ilk der. di, bizim buraya ayak basar basmaz gördüğümüz aptesane idi, — Aman, diyorlardı. Şunu bir an ev- vel kaldırsınlar.. Biraz rüzgâr estimi ne kadar kötü kokusu varsa hepsi dükânlarımızı dolduruyor. Sonra bura- da sattığımız malların çoğu yiyecek içe- ceğe aittir. Düşünün bir kere, civarda böyle pis bir aptesanenin bulunması o. lur mu. Tifo salgının şiddetli devirle « yetlerimiz nazarı dikkate a- Haberci ile Kkonuşuyorlar.z bir seyyar pilâvci, (Yazısı yarın) ln idürü geldiler. Vaziyeti bizzat gördük . ten sonra aptesanenin vaad ettiler, Fakat aylar geçiyor, apte- gibi oldu, Kaymakam, nahiye mü- kaldırılacağını sane gene olduğu gibi duruyor. Aptesane için söyliyecekleri tamam olunca bir de lâmbasızlıktan bahsetti - ler — Burada, bir tek elektrik yok. Üç dört gün evvel bazı memurlar, geldiler, lâmba yerleri için tetkikat yaptılar.. Fakat henüz bundan da ses çıkmadı. Bu dertten de bir an evvel kurtulmak istiyoruz, diyorlardı.. Biz böyle elektrikten, sokaktan, ap tesaneden, lâmbadan, filân konuşurken, mevzu birdenbire değişti. E lerden şek giyinmiş bir genç: — Buranın asıl dertleri lâfa karıştı, ve: — Bizim, iki esasir de: lâmbası bir rafımdaki başka, diye imiz var. İster yim, teklifinde bulundu. Sonra cevabımı beklemeden anlatm: | ya başlad | | — Meyvahoşun buradan kalkması Üzörine vaziyet o kadar değişti ki, me. selâ eskiden 1500 liraya kiraya verilen bir'dükkân, di 500 liraya düştü. Fa kat bizim piyasanın asıl belini böken, * şudur: Bu gördüğünüz dükkânların limon Üzerine iş yaparlar. Biliyors Dışar Fakat buna ki, mon yerli mal memleketlerden getir: rağr Jinden geçmesi şart koşulmuştu va hali ise buraya epey mesafede vaziyet karşısında bir mal bizim antre- polara girinciye kadar tam üç aktarma geçirmek mecburiyetindedir. Bu malların hırpalarmasına, hem de bizle. rin fuzuli yere bir çok masraf etmemize hem | sebep oluyor. Hâl, ancak yerli meyva- lar için yapılmış bir yerdir. Biz şimdi A'inan rüsumu vermiyelim, demiyo: geti- rilsin., Gümrük resmi nasıl veriliyorsa, Mallar doğrudan doğruya buri KURUN”da Prof. Pittarı'ın tezi Us, bugünkü Kurun gazetesindeki rih köngresihde ckunân tez, Pittardın tezi i Türk ta. Asım başyağısnı profesi ofesör ütün dünya efklirına isbat ğunu * etmiş olmaktan başka bunları tebat deliller gösteriyordu. Profesör Pitterdm bu © ehemmiyetli bie tebarüz ettiren tesi kongre #ruhi, kuvveti u alâka ile karşılandı. te Asım Un, amm büyük b esörlin tezine hasrederek onun rini kaydetmiştir. dir ki:* isviçreli Tarih uzmanmın ağrndan çı. kan bu sözlerin bizim için ne kadar mühim olduğunu söylemeğe hacet yoktur, Profesör Pitiard Türk Tarih Kurumunun ortaya kov. duğu bu davayı en parink bir surette teyit ederek, aynl zamanda (o muhtelif o yerlerde yapılmış kazılarm neticeleri ile isbat etmek. tedir, Profesör Afet bu darrda bir milli kültür davamıza hizmet ettiği için riyaset mevkiin den bu İsviçreli ilm adamma teşekkür eder, ken bütün kongre azasmın samimi hiseyn, tını ifade etmiştir. TAN'da Kurultayın uyandırdığı düşünceler Ahmet Emin Yalman da Tarih Kurumu, nun çalışmalarından ve elde eğilecek netice. lerden bahâediyor, yazısının baştarafı aycen şöyledir: Dün de söylediğimiz gibi, biz Türk Tarih Kurumunun çalışmalarında bilgiye hizmetten fazla manalar görüyoruz. Bilgiye hizmet güzel bir şeydir. Kendi ta. rihimiz hakkındaki maltmatımızn artanası, pı İsteriz. İnsanlar arasmda yerleşip kalan yanlış bir takım tarih telâkkilerinin değiş. mesine cibette kıymet veririz. Fakat biz, yeni araştırmalar Türk milletinin Iğndi geçmişini o doğru bir raviyeden öğrenmesinden ve kendi kendini tammasmdan çok mühim ameli neticeler de bekliyoruz. Bu yolda bir tarih bilgisi, biza kendi haya. trmız için yeni idealler ve gayeler teikin e debilir, Tarihin en uzak devirlerinden başlı, yarak insanlık için gök esaslı medeni krymet ler yaratmış bir millet sıfatile kendi yâratırı kuvvetimize daha fazla, güvenmeyi öğreni, riz. Kendi kendimize tam bir manada inan. mıya alışırız. Böyle müsbet bir milli şuur, bize gidece, gimiz yeni yolları göstermeli, hayatımız için yeni bir szim ve inkişaf kaynağı olmalıdır. Romanyada Türk parası Burhan Felek'in mevzuu bugün elddi, Ro, omanya mini bankasının bir “Türk ilrası mukabilinde ancak 87 ley tediye iğinden fakat, ayni memlekette ban; de bir 'Türk lirasmın asgari 110 ley duğundan bahsediyor, diyor Xi: Buradan Merkez Bankasına parayı yatırır. ken bize orada alacağımız ley miktarını yaz. meyorlar, yalnız (şu kadar Türk lirası mu, kabili ley veriniz) diyorlar. Onun için arada kaynıyan hakkımızı kurtarmıya yariyarak dimizde bir swet bulunmuyor. Acaba bu gi, bi hallerde bundan sonra alınacak iry w'k tarr da yazdan olur mu? Bizden sonra gidenler zarsr görmesin diye yazıyorum, hâşâ akıl öğretmek için deği: CUMHURIYET'de: Ankarada oturulacak evler meselesi Yunus Nadi, bugünkü makalesini m: bah, se ayırmış. Ankarada ev kiralarının pahal Jığını öne sürüyor. Hükümetin yardımiyie bu işin başarılabileceğini söylüyor. Yunus Na dinin fikri şu Semt Semt kooperatifler teşkili. Hüktmet yardım olarak bu kooperatiflere kredi açmağ dır, İşin arkamı kooperatifler getirecektir, Peşin olarak beş altı yüz lira verecek olan bir memur, ayda elli altmış lira vermek si, relile yapılarak bir evin taposuna sahip ola, bilir. Ankarayı imar edecek, memurları *W sahibi yapacak elan para, Ankarnda oturan. Tarı hükümetin yaptığı mesken yardımı pa. ransdır ki bu, hazrıdır. Kooperatifler» iştiark eden memurlar böylece ev sahibi — olduktan sonra artık hükümetin yaptığı sekena yar, dımma İhtiyaç hissetmiyeceklerdir. Devlet her yıl Ankara memurlarına bir milyon lira rsddesinde bir parn yardımı (yapmaktadır. Galiba bunu on yı mütecsviz bir zamandan beri de ödemekledir. Acaba devlet bu yardı mi ne zamana kadar yapacaktır. Böyle hareket edilirse devlet sekena yar, dımı ağır yükünden kurtulur ve memurlar ev sahibi olurlar. sayesinde hâl, yani beldiiye resmi de yi gümrük- te, gümrük resimleri ile beraber, yahut ta antrepolarımızda alınsın. Böyle ha, reket edilirse, bizim mağdüriyetimize nihayet verileceği gibi, limon fiyatla - rının da daha ucuzlaması: imkân: hasıl olacaktır ki bu da halkın kânma bir iş olur. Bu sözleri, etrafta toplananların he si tasdik ettiler. Burada konuşacak baş HABERCİ (Lütfen sayıfayı çeviriniz.)