21 Eylül 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

21 Eylül 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

l şlklğeller, tememniler : Biraz evvel bize hakaret eden Fransız zabitinde şafak atmıştı : Çünkü iki inzi- bat memuru başı ucunda dikilmişti Arlık Henriette'ia yanma dönmeğe olacakamız.. Henrlette'e — kocasından karar vermiştim. Bu katarımı tatbik | Lahsedecek, mühim bir şey söyliyecek- etmek -üzere ayağa kalkuğım sırada Hraç bir dakika daha oturmamı rica etti »— Senin dersin galiba uzayacak, hiç olmazsa gideyim Henriett”i bulayım di- yerek ayağa kalktım ve “şimdilik Alla. ha ısmarladık,, diyerek Hraçın elini sık, tığım halde, Fransız zabitini tahkir etmek maksadiyle öona el uzatmadım. Maksadımı anlryan Fransız zabitinin Hraça hitaber — Çok terbiyesiz arkadaşınız var - miş, demesi sinirime dokundu. Kendi. sine iki adım yaklaşarak: — Biraz evvel sizden öğrendiğim ter piyeyi iade ettiğime memnunum, Ârzu ederseniz mabadini de takdim edeyim! diyerek bir tokat indirmeğe hazırla - nırken zabitle Hraç selâm vererek aya- Ba kalktılar. Ben de gayri ihtiyar! to- kat atmak için havaya kaldırdığım eli. mi alnıma götürerek selâm verdim. Arkamda bir Fransız zabitiyle iki in- zibaf memüru durüyordu, yeni gelen zabit selâmım:za mukabele ettikten son ra elini Hraça uzattı, hatırını sordu ve: — Geciktiğimizden dolayı affınızı ri- ca ederim. Buraya gelirken yolda bir hâdişeye müdahale etmek mecburiyetin de kaldık, bu yüzden biraz — geciktik: Generalin emriyle bu gece tahtı emri- nizde bulunduğumu arzetmeğe memu. rum, Dedi ve askeri bir selâm daha çak- tt Beni tahkir eden zabitte şafak atmış- t İki masa öteden hâdiseye şahit olan sıkadaçları da birdenbire ortadan kay- bolmuşlardı , Sükütu ilk defa Hraç ihlâl etti ve ge. neral'n emirlerini tebliğ eden zabite: — Teşekklr ederim.. Lütfen biraz oturunuz dedi ve bana Henriette'i bu- Tup getirmemi söyledi. Bahçeyi altüst ettiğim halde Henriette'in izini bula- rasdlım.. Malümatlarına müracaat etti. Rüm garsonlar da müsbet bir şey söy. lemiyorlardı. Yalnız içlerinden biri Henriette'i tanıdığını ve biraz evvel bahçeden çıkıp Fenerbahçeye doğru giderken gördüğünü söylüyordu. Garsonun tarif ettiği ictikamette hayli ilerledikten sonra Henriette'i bir ağacın dibinde bukdum. Zavallı kadın- cağız elân ağlıyordu. Beni görünce böynuma sarıldı ve — Beni sevdiğinden emindim.. Her balde geleceğini biliyordum, Sabaha kadar burada beklemiye karar vermiş- tim, diyordu. — Sabaha kadar gelmeseydim ne yapacaktın?. — O zaman beni bir daha ömründe göremezdin.. Biribirimizden bir daha ayrılmamaya yemin ederek Hraçın yanına döndük.. Masaya oturduktan sonra Hraç - bizi tahkir öden Fransız zabitine emretti; — Biraz evvel bu masada söyledi . ğinir sözleri geri alarak lütfen bayan- dan Öözür dileyiniz. Hraçın emrini harfiyen ifa eden za- bit: . — Müsaade edersen'z bendeniz artık gideyim, dodi. Hraç, müsaade istiyen zabite cevap verecek yerde, diğer zabite hitaben: — Yüzbaşı gitmek istiyor, fakat ar. kadaşları kendis'ni burada yalnız bırak tılar. Akşamdanberi içtiğine göre yalnız başına yiirüyecek vaziyette değildir. Lütfen kendisini bu akşam münas'p bir yerde misafir ediniz.. Yarın sabah ba- na telefon eder, ona göre hareket eder- siniz, dedi. Zabitin emriyle iki inzibat sarhoş yüzbaşıya yaklaştılar ve kollarına gire- vek behçeden çıkardılar. Belvü gazi . nosunun bahçesinden çıkacağı sırada sarhoş zabit arkasmma döndü ve yüksek sesle: —— Beni bu hale getirdiğinize pişman ı tim. Artık geöçmiş olsun,. Ciye bağır - mıştı.. Henriette, bu sözleri duyunca sapsa- rı kesildi ve heyecandan tittiyen — bir sesle — İşittiniz mi? diye sordu. Hraç, Henriette'i teskin #derek: — Merak etmeyin, henüz bir şey kaybetmiş değiliz.. Bu adam şimdi sar. boş.. Ne söylediğinin farkında bile de- gil. Belki bizden intikam almak - için masal uydurmuştur. Belki de söylediği doğrudur.. Ne de olsa kendisinden bu gece istifade edilemez.. Bu geceyi, ne- zarethanede 'geç'recek, yarın sabah ta kılmıyazaktır. İsterseniz — sabahleyin kendisini Beyoğluna çağırtır, bu gece ne demek istediğini öğreniriz. Henriette' Hraçm bu sözlerine iti- raz ederek, zabitin ayık kafa ile bir şey söyleyem'yeceğini, bilâkis sarhoşlu - ğgundan istilade etmek lâzrmgeldiğini ileri sürerek, onunla görüşmek — husu: sunda israr .diyordu, Sazfettiğimiz bütün gayretlere tağmen Henr ette'i kandıramadığımızı görü ıce, Hraç: — Mademki bu kadar israr ediyor - sun, gel seni onun yanına götüreyim, kendisiyle görüş. dedi.. Hentiette, hemen ayâğa - kalktı kapıya doğru koşmtya başladı. Hraç, onü takibe giderken bana: — Sakın, sen buradan ayrılma, se- ginle konuşacaklarım var.. Ben Henri- ette'i biraktr buraya gelirim.. Onu bil- Ahare buraya getirmelerini tenbih ede- rtim, dedi ve Henriette'e iltihak ederek gece karanlığında kayboldu. Komite merkezinden gelen malümat Yarım saat sonra Hraç, Belvü gari- nosuna dönmüştü. Kendisini görür gör mer — Ne oldu diye sordum.. — Henriette'in hakkı varmış.. - Gali- ba yüzbaşı bir şeyler biliyor. Henri- ette'in zekâisı sayesinde bu gece zabiti söyleteceğine eminim . — Buraya dönecek mi?, — İşini erken — btirirse, dönecek, yoksa geceyi orada geçisccektir! — Nasil olur?. — Merak etme, ben icap eden ted - birleri aldım.. Ne olur ne olmaz, diye yüzbaşıyı nerarethaneye göndermek - tense onu götürmiye memur olan za- bitin evine gönderdim. —Bu suretle Henr'ette'in emri altında bir — zab'tle iki inzibaât memuru var.. İşini erken bitirirse buraya gelecektir . — Biz saat kaça kadar burada kala- cağız?.. — Geszeyi burada geçireceğiz.. — Nasıl olur? — Gaz'nonun oteli de sar.. Odamız hazırdır.. İstediğin zaman g'der yata- rız.. Uykun mu geldi yoksa... — Hayır, uykum yok, sadece merak ettim. — Bir bakımdan Henrlettein gitme- si de iyi oldu.. Şöyle tahatça b'raz ko- nuşuruz.. — Evet, benimle konuşmalk “'sted'ği- ni söylemiştin... Hraç - garsona bir şişe daha tarap getirttikten ve kadehleri doldurduktan sonra; — Bugün Erivandan cok fena haber | 'dım, diye sözte başladı ve devam İı le: ettir — Hocan Hamparsumdan — uzun bir mektup aklım. Geçen gün bana söyle- diğ'n gözler maalesef hakikatmiş.. Va ziyet gittikçe vahim b'r şekil a dir. Erivandaki fırka merkezinin İstan- bula aakli hakfında benim £ krimi so- ruyor ve bu hususta senden başka k'm- seye açılmamayı tavsiye ediyorlar.. — Variyet hakkında müsbet malü- mat var mudır?. (Devamı var) akta- | Bir Akay memuru Halkın gözü önünde bir gazete | müvezzlini nasıl sille tokat — | dövebilir ? Şehrimizde Pendikte misaf'r bulu. | nan Adanada istasyon caddesinde 178 numarada tilccardan Bay Fazıl Ahmet bize yolladığı bir mektupla çirkin bir hâdizeyi haber veriyor, diyor ki: *“Dün akşam saat 18 de Köprüden hareket eden Akay vapurunda çirkin bir hareketle karşılaştım. 12 . 13 yaş- larında b'rr müvezzi gazete satıyordu. Bilâhare merak ederek isminin Nafiz olduğunu öğrendiğim Akayın bir me. muru bu çocuğa yaklaştı, küfrederek tokatlamıya ve dışarı sürüklemiye başladı. Nihayet çocuğu sille tokat va. purdan dışarı attı. Bu çirkin hareke. ti ben hiç hoş görmedim, sanırım ki Akay müdürü de hoş görmiyecektir. Daha bu yaşta gazete satarak fakir anasını veya alil babasmı geçindirmi. benden izin alınmaksızın serbest bıra. | © VEraşan bir yavruya tokat atmıya kimsenin hakkı yoktur, Bilhassa böy- le bir hareket resmi bir idarenin me. murlarından sadır olursa insan cidden müteess'r oluyor. Akay müdürünün nazarı dikkatini celbetmenizi rica ede- rim.,, Okuyucumuzun mektubunu cumar. tesi günli aldık. Şu halde hâdise ge- çen cuma günü akşamı vukubulmuş demektir. Bir hatada bulunmuş olsa dahi bir vatandaşı tbkatlamak hakkı kimseye verilmemiştir. Akay memuru bu hareketiyle yalnız kendisini kü. | gültmekle kalmamış, arkasındaki A- ve | kay formasının şerefin! de muhafarza edememiştir. Alâkadarların nazatı dikkatlerini çekeriz. lcra dairelerinde Dosya içinden evrak nasıl kaybolabilir ? | Ortaköyde, Karadağ m:bıu'eı:ıdıı[ Mandıra sokağında, 3 numarada ol u. | ran okuyucularımıdan Bay Avni Ur. Büç dün matbaam'za gelerek şöyle dir hâdiseden dert yandı: *— Beşiktaş iera dairesinde Oava ait 937/1206 num>ralı bir dosya var. dır. Bu dosyaya bir mektup tevdi e. dilmişti. Geçen gün müracaal ettiğim de bu mektubun dosya içindez kaym. lara karışmış bulunduğunu — hayretle gördüm. Arandı, tarandı bir türlü bu. Junamadi. Şimdi bu yüzden ben 175 küsur lira zarara uğruyorum. Bu ne demektir ve bir iera dairesindeki res. mi dosya içinde bulunan bir mektup nasıl kaybolabil'r? Buna hâlâ akıl er. diremiyorum, Çok rica eder m, yazı. nız, alâkadar'ar bu kabil işlerde da. ha dkkatli ve müteyakkız bulunsun. lar,. Kkuyucumuzun hakkı lera dairilerinde'si desyalar içinde kıymet. li mek'uplar bu Zı gibi yüzlerce ve bin'erce liralık mukaveleler, senet. ler, bonolar g'bi her nevi yen lenmesi imkânsız veya çok müşkül evrak da Lulurabilir. Bunları muhafazı edenler çok dikkat ve itina ile hareket etme, Vdi ler, A'âkodarların nazarı dikkat. lerini çekeriz. var. HABER AKŞAM POSTASIı İDARE Bvİ: Istanbul Ankara Caddesi ABONE ŞARTLARI Türkiye Ecnehi Senvlik — 1400 Kr. 2700 K, $ aylik — 720 , 1450 K aylık — 400 4 B00 a Deylk — 150 , — 3900 « Sahibi ve Neşriyat Müdürü: l:lısın Rasim Us Ancak bunları anlıyabilmek oldukça güç Rüyaların insanları gitgide daha fazla alâkadar ettikleri muhakkaktır. Beşet bunların hakikf manalarımı anla- mak için hatırı sayılır tetkiklere giriş- miştir. Hiç şüphesiz ki ün msanlar vrü- ya görürler. Rüya görmiyen İnsan ol- | maz. Fakat bazılarımızın uykysu o ka dar derindir ki uyanıp da riyayı hatı- zamıza nakşedecek vakit bulamayiz. Uykuları müthiş ağır olan insanlar rü 'ya görür görmez hemen uyansalar mut lak surette rüyalarınm hiç olmazsa bir kısmını akıllarında tutabilirler. Maamafih rüyalar, hatta kâbuslar tarafımdan uykusu bölünmiyen irtsan- lar çok nadirdirler. Yüzde doksanımız hiç olmazsa haftada bi iki rüyalı gece geçirir ve hir kısmımız ertesi gün bu Tüyaların tesiri altında kalarak saatler ce düşünür. hatta rüyaların şekil ve ma hiyetine göre ya sevinir yahutta (bil- hassa kadınlar) asabi baller geçiririz. İçinde yaşadığımız derın insanları- nı rüyalariyle fazla uğraşmıya sevkeden Amiller arasında hiç şüphesiz ki Tuhi- yat mütehassısları ön salta gelirler. Rü ya âleminin iç yüzünü kısmen tefsire iktidar kesbeden ruh ilmi, tahteşşuuru müuzda gizli kalan emellerin — rüyalar halinde geteleri nasıl karşımıza çıktığı ı bize anlatmaktadır. Maamafih henüz Mmevzuu etrafında anlaşılarak kabili izah bir sahaya girmediği de- muhakkaktır. Bilhassa felâket haber veren rüyalarla, uyanıkken halline bir türlü muvaffak olamdığımız hayat maummalarını çö zen rüyaların izahı çok müşkül bir saf ha arzetmektedir. g Rüyaları kendimiz halkediyoruz Rüyaları biz insanların kendi kendi mize halkettiğimize asla yüphe yoktur. Fakat şöyle bir düşünecek olursak her Rünkü hayat ve muhitimizle zerre ka- dar alâkası olmıyan a mükemmel — ve mühiteşem hayalleri nası kurduğumuza da hayret etmemek elden gelmez. Bil- hassa hiç görmediğimiz, hiç ziyaret ct- mediğimiz yerlerin ve insanların elbise ve teleridatına varıncaya kadar mükem mel sürette hayalimizde belirmesinde bangi hislerimiz âmil clmaktadır? Sonra hayatınızda hiç bir sıkm- ti yökken, sevgili karınız ve çocukla- rınızla mesut bir hâayat sürüp durur- ken, bir gece yarısı müthiş bir kâbus tan uyanarak hayatınızın alt üst olduğu nu hissetmek neden ileri geliyor acaba? Her iki hali de, modern ruh ilmi, kendi kendinize yarattığınıza hükmet mektedir. Rüyada gördüğünüz her şey muhakkak ki hayalinizle tasavvur ede- bileceğiniz şeylerin üstünde sayrlamaz. Bu itibarla görülen rüya gene sizin ha yalinizin mahsulüdür, Rüyaları muayyen bir geceye inhi: sar ettiren #miller arasında hiç Şüpae yok ki mide bozukluğu veya hazım ta- mam olmadan yatmak gibi haller baş- ta gelirler. Mutadın bildima fazla ha. raret dahi rüya tevlit edebilir, Maamafih bütün aların bu se- beblerden ileri geldiğini iddia dahi çok yanlıştır. Korkulu eityalarm yüzde sek zeni hazım cihaziyle alâkadarsa da tat l tüyalar bu katagoriye girmemekte- girler. Korkulu rüylar, düne aid' vakalar dan neşet etmer. Bunların bir toğu tan teşşuurumuzda cocukluktan kalma ve eskiden iz brrakmış bir hâdisenin mah- sulüdür. Ru izin on, yirmi, hatta otuz PŞ eeei lll Akabede Iİngiltere tahkimat yapıyor Morning Post diplomatik muhabi. | ri yazıyor: İngiltere hükümeti, Akabeyi tah. kim ettiği için, H.caz kralı İbnissuut. tan protesto yollu bir nota a'mış de. Bildir, Hicazdan Romaya bir istihbar a Jansının verdiği habere göre, güya, böyle bir nota Hicaz kralı tarafın. dan İngiltere hükümetine gönderile. | yetleri mümessilleri #k! Fek Akabenin Hicaz topraklarından ay rılamaz bir parça olduğu tasrih edil - miş. Bunu aslı yoktur, d brr meseledir. sene sonra rüya halinde tekrar si kabildir. Rüya gördüğünüzü bil ne rüya görmekte devam, izabr haleti ruhiye olmakla beraber * tatlı rüyalar mzyanındadırlar. Rüyaların en uzunu acaba N dersiniz? Bazan insan pi 'ya gördüğünü sanarak uyatır- bu çok aldatıcı bir histır. En HB y ya bir kaç saniyeden farla devaâf Si Bir Amerikalının tec ":&,a Amerikalı fen adamlarından çe insanların dünya yüzünde VUKUA felâketli hâdiseleri tam bu hAdİ vukubuldukları saatlerde rüy4ö? düklerini tesbit etmiş - bulun” ği Bu hakikati, itiraf etmeliyiz Ki Ti ği miyle uğraşanlar da tefsirden ler. Uzak olmakla beraber Bir halinde bu gibi insanların diĞt7 nazaran fazla hassas, hatta l')";ın' şu£ bir altıncı hisge malik olduk İ dia edilebilir. 4 ç İnsan uyuduğu zaman ' ve düşünceleri de birlikte Akıl denilen, durmadan'. di"':::: işliyen makine her zaman içif ati liyettedir. Bu itibarla rıiyımly mak:lâzımdır. Mademki müfekk 5ça işlemektedir. bu faaliyet netittt / je görtmemiz de şaşılacak bir ; -Heyecanlı V bir haber Heriyo bir bin&$? | pencereden gi Fransızca Paris . Soir büyük puntolu serlevhalı hayret bir havadis v *“Fransız meclisi mebusan Heriyo beraberinde harbiye ve bahriye naziri halde, esranengiz —bir Pas evinin penceresinden İ! miş!,, Fena halde merak ei bütün Fransız kabinesi azalâ, Ça “Ku . Kluks . Klân,, cemiyet ye” SiT ” tafi AUA 3 bti A 5 $ ları gibi, ne diye burayâ Upuzun makaleyi baş! küduk ve meseleyi anladık” Belediye bu papas € beplerden dolayı — yıktırı? vermiş, halbuki bu binâ "U bahçesine âitmiz ve mecli tahsilini bu binada yapmiş- PU binayı kurtarmak için, onu © bina ile değiştirmeğe # Bu husüstaki mukavelenin n’w' ması için, şahitleri lyımwc buraya geldikleri sırâda, ?gl y diki sakini — olan” papas :._9' nahtarmı kaybettiğini SÖY / vo da, esasen küçükken WM A çlar VAT den girdiğini söyliyerek. gibi hareket etmiş; yani içeriye dalmiş, başvekille n:lı“' v ayni yoldan onu takip eti j Fransız gazotesinin he aki beri işte bundan ibarettir. Avrupad Alman f ekalliye“en et Romanyada İ“’orıl' halinde toplln'ğ,,ı" Nows Chronicle gazetes' K habir! yazıyor: ç “Avrupadaki bütün g Romanyada bir ıopllf'l:my::l , » dır. “Alman azlıkları KODET Çepotiua alacak olan bu toplantı$$. |iğeri vakyadaki Alman lklm’.ıkılf' o” sad Henlayn riyaset ©' ğe '(' Toplantı, Sipin gehriNi” Vlgi tır. Burası, nuwymı:'”w- W', ketinin mühim bir mooo y Romanyada bulunen S toplantı icin-hi dır, Ki

Bu sayıdan diğer sayfalar: