| Biliyor musunuz ? flk telefon mükâlemesi 29 kânunusani 1887 de, Pa- risle Brüksel arasında ilk tele- fon mükâlemesi yapıldığı ra- man, herkes — hayretler içinde kalmıştı. Aradan — yarım asır geçmeden, kürreiarzın öbür ta- rafiyle daha büyük bir kolaylık la konuşulmağa başlanmıştır Sivilce şampiyonluğu Amerikada, gayet garip bir k yapılmıştır : Sivil şampiy e şampiyonlu ğu! Bu şampi: 1895 küçük 11 yaşımda bir genç kazanmiş- » Bize kalırsa, asıl bu sivilceleri saymak cesare- tini gösteren hakem kırmıştır. 120 lisan bilen adam ! 1774 te İtal- yanın Bolonya gerinde — doğ - muş olan Jozel Mesonfanti, yüz yirmi lisan bili- yordu ve bunların — hepsinin sar' kaidelerini biliyor, yazıp okuyordu. Bir elbiseye iğne kaç defa batar 'Tüccar bir ter- zi, bir erkek el- bisesinin dikilişi esnasında, iğne nin vasati ola - rak 143.920 de- z fa kumaşa ıiripâığım hesap etmiştir. Bunlardan ancak 36 elle, diğer dikişleri de ma- kineyle — yapılmaktadır. Bu terzi muhakkak ki, dünyanın en sabırlı. insanlarından - biri- dir, Garip bir inek Amerikanın Kansas eyale- * tinde, u, yüzünde lce bulunan rekoru, garip bir inek nazarı dikkati celbetmiş tir. Bacakları 20 santimetreyi geçmiyen bu inek günde 12 kiloya yakın süt vermektedii Sporcu t be Muallim — Mektepten vüs metre mesafede ikamet ettif- niz halde, nasıl oluyor da der- *e mütemadiyen geç kalıyorsu- nuz? Bakın, arkadaşınız Hasan, üç kilometre ötede — oturduğu halde, hep vaktinde gelir. Talebe — Bundan daha ta- bil bir şey olamaz ki, bay mual- lim! Hasan beş dakika ç kalınca, biraz koşması dir, halbuki benim yüz metrelik bir mesafe içinde, beş dakikalık bir geçikmeyi telâfi etmeme im kân yok ki..... BULMACA 18 santimetre uzunluğunda ve 4 santimetre €ninde bir muş- tatili yalnız 6 çizgiyle 7 murab baa ayırabilir misinir? Bu ilk nazarda çok güç gelir amma, biraz uğraşırsanız göre- ceksiniz ki basit bir iştir Bu bilmecemizi halledenler- virinciye küçük bir fotog- makinesi, ikinciye bir — şişe büyük losyon, üçüncüye bir bü yük lâstik top, ayrıca iki yüz kuyu cumuza — muhtelif hediye zektir ——— raanarıe . HABER “OCUK SAYFAS Rilmece kaponu 18 EYLÜL — 1937 Meraklı tethikler Hayvanlarda zekâ Kurbağa ve eşek arıları 16 kilometre, ördekler de 5 kilometre mesafeden yuva- Yarına dönebiliyorlar Garip işlerle uğraşmak me- takında olan F. H, Sidney is- minde bir Ametrikalı batçesin- de beslediği adımı verdiği ve Teddi bir Kurbağasıın bir yere götürüldüğü — takdir- de yuvasına dözüp döne ceğini tecrübe için zav: bir kutu içersine k: rak trenle 16 kilometre uzak- ta bir şehre götürmüş ve gece saat on buçukta kulunun kâa pağını açarak kurbağayı — bu gürbet diyarın bırakmış, Bir müddet alık alık etrafına bakınan kurbağa derin bir ne fes aldıktan sonra hiç tereddüt etmeden M. Sidneyin oturdu- ğu Wakefild şehrine istikamet alarak sıçraya sıçraya ilerleme ge başlamış ve sanki hiç bir şey olmamış gibi yoluna devam etmiştir. Kurbağasını bir müddet ta- kip eden M. Sidney dönüş tre nini kaçırmamak üzere saat on birde trene binerek evine dön- müş ve kurbağasını bekleme- ğe koyulmuştur. 'Teddi ertesi gün akşam üze rine doğru, M. Sidney bahçe- sini sularken, tozlu — toptaklı yol kiyafetiyle eski yuvasma kemali azametle dönmüş bülu nuyordu. M. Sidneyin kurbağasını na sıl tanıdığını merak — ediyorsa- mız boynuna taktığı ince bir halka ile Toddiyi teşhis ettiği- ni söyliyelim. Kurbağa kadar hissiz ve ze â bir. hayvamı yuvasına his nedir? Sevki tabii acabil n etmiş ö- bununla vaziyeti lur muyuz? Fransız f adamlarından Fabre eşek arlarının yuvala- tına ne kadar uzak mesaleler- den dönebilecetrlerini tecrübe için bunlardan sekiz tanesinin karmlarma beyaz boya sürmüş ye dört kilometre uzakta - bir yere götürerek salı vermiş ve tekrar eşek ardarının petekle- rinin bulunduğu yere dönerek arıları beklemeğe — koyulmuşp tur. Arılardan dördü üç çeyrek saat zarlında, mütebaki dördü de yarımşar saat teehhürle yu- valarına dönmüşlerdir. Fabre bundan sonra mesafe- yi daha uzatmış ve bir rekor o- larak bir eşek arısının en fazla 16 kilometreden yuvasına avdet ettiğini tespit etmiştir. Ördeğin zekâsını ölçmek is- tiyen biri; $ kilometre uzakta bir döstundan aldığı bir yeşil başın kanadlarını keserek ken- e ve diğer ördekle- rin arasına salrvermiş. Bit müd det etrafına alık alık bakınan ördek günler geçtiği halde bir türlü yeni arkadaşlariyle dost- luk tesis etmemiş ve kanadları di bahçe, kesikolduğundar da eski yerine uçmak imkânın ele edememiş- ti ihayet bahçe kapısınım â- çık olduğu bir gün sokağa çık mmış ve iki tara'ına bakındıktan sonra yavaş yavaş ve altı saat sonra esi hibinin bahçesine kapağı atmıştır. Bir piliç yumurtadan Yukarıdaki resimde yumut- tadan pil! rüyorsunuz. nasıl çıktığını gö- Resimler soldan sağa doğru şu safhaları göz- termektedir; Şi ç» kuluçka makinesin de üç hafta bulunmuş olan yu- murtanın kapuğunu kırar. Fa- kat derhal dışârı çıkamaz, Ga- gası gayet yumuşaktır. Yü- murtayı kıran, gazasının üre- rinde görebilec ” dur. niz, küçük nasıl çıkar, b_akınız? 2 — Piliçin ayakları uzun- dur. Yumurta - parçalanıncaya kadar bu ayaklarla bulunduğu yeri iter, durur. Yumurta ku- luçka makinesinde tam 21 gün kalmıştır. 3 — Piliç artık yorulmuştjir Fakat yumurtanın dışında ken disini bekliyen dünyaya kavuş mak Üzeredir. 4 — İşte bir tekme daha Ondarı sonra artik hapsedildi- ği yerden kurtulmuş olacak- 5$ — Kulukçada yanmak ve sonra hürriyete kavuşmak ha- kikaten zor bir işmiş., Piliç şim di, biraz dinleniyor. 6 — Fakat bir müddet sonra tüyler kuruyup da ipek gibi bir hal aldığı zaman artık, piliçin seyrine doyum olmaz. Ekseri- yetle yumurtadan yeni çıkmış piliçlerin rengi soluk ve kreme yakın bir sarıdır. Barıları ta- mamen ,beyazdır. Bazıları do- nuk renkte veya siyahtır. veru saçrura Hikâye: Kahramari ilk filmi .- Dik, gârdiyanların — getirdikleri ve kendisinden ne istendiğini Öe bir maddenin dişlerine çarptığını his. setti ve bunun, bükülerek ekmeğe yerleştirilmiş bir kâğıt parçası ol. duğunu hayretle gördü. KAğıdı sç. ti ve günları okudu Köprüden geçerken lacağız.. Atla.. Bu kadar! Delikanlı kâğıdı yırttı ve bunlardan üç küçük — yuvarlak yaparak, şüpheyi celbetmemek için yutta. Sonra, kuru ekmeği kemir. mağe devam ederek düşünmeğe baz ladı... Raşma gelen felâketlerin ne. bebini bir türtü anlamıyor — ve Iki gündenberi, artık bunları düşünmü yordu bile, Yegüne bildiği hir şey varsa, o da, dört gün evvel. şehrin tenha bir sokağından geçerken ka. fasına ağır bir şey yiyerek bayıldı.. gı ve güzlerini bu yarı kâranlık hc rede açtığıydı. Gardiyanlara sordu. u suallere de hiçbir cevap alama. mişti.. Sabahleyin meçiül bir ge- kus onu görmeğe gelmiş ve Niklenin zerede olduğunu sormuştüu. Dik bun dan da tabil bir yay anlayamamış ve kendisinden istendiğini de — bir türlü öğrenememişti. Bunun üzeri. ze meçhül adam da ona fena hat da kızırış ve bir kllfür savurduktan sonra kendisini tehdit ederek çıkıp gitmişti. Bu defa da Dik, kendisine firar etmek Ümidi veren bir mektup alı. yordu. Bundan, vaziyetinden haber, dar olan bazi adamların, kendisine meryarak kaçırmak istedikleri neti. cesini çıkarıyordu. Şu halde, ma. demki xendisine köprüden — atla, masr söyleniyordu. buna ilaât et. mekten başka çare yoktu. Binaenaleyi sabarsızlıkla firar a. minı bakdedi ve şöyle düşündü: — Nikle, köprü... Bütün bunların ehemmiyeti yok., Mademki, tehlike W insanların elinde esir bulunuyo, Tum, harşeyi gözüme alarak kurtul mağa Çalışmam lâzım. Akşama doğru, — merdivenlerde ayak sesleri duydu. Meçhül bir a. dam, kapının önünde — gardiyanla konuştu. Nihayet kapınım anahtarı Göndü ve kendisini tehdit — ederek gitmiş olan meçhül şahıs tekrar i. çeriye girerek, gardiyana, onun kal Tarmnı hağlayarak sşağı indirmesini emretti. oruda ö. Dik Biç mukavemeat göstermeden onların istedikleri gibi hareket etti. Merdivenlerin aşağınında, sağa sap tılar ve Gar bir koridoru geçtikten satra, tenba bir sokağa — çıktılar. Kapınm önünde, bir otomobil duru. yordu. Dik otömobile zirdi ve kendi ken dina şöyle dedi: Vay mkai şeytan vay! Demek Ki, otomobilden atlamam Jâzım ge. tecek... Vay kemiklerimin baline. Bonra, fri adamın ortasında, öto. mobilin arka tarafına yerleşti ve ©. tornobi! hareket etti. Büyük cadde. leri bırakıp, tenha sokaklardan ge. Çiyorlardı. Hem de son süratle.. Dik sağ tarafındaki adama doğ. ru dönerek mırildandı: — FPakat beni nereya götürdüğü. nücü öğrensem hiç fena olmıyacak Adam cevap vermedi.. Dik onun duymadığını zannetti ve bu defa da #otundaki adama dönerek: — Ne güzel bir geca, değil mi? Gedi.. Güzel bir gezinti yapıyoruz.. Veyahud da, sağırlar — mektebinin Tesmi küşadıma gidiyorur. Ayai süküt. Yalnız, götörün ya. Bında yer almiş olan adam hafifçe başint çevirdi ve Dik, onun gülüm. sediğini görür gibi oldu. Bunun Üzerine sabrı tükendi ve bağırdı: — Amana ne eğlenceli, değil mi'? Elerim bağlı olmasaydı böyle piş. miş kelle gibi sırıtmazdın! Bunları söyledikler sonra, soğuk kanlılığını tekrâr topladı. Ve solun. Ha bakmağa ayni zamanda, otoma. bilden Dasıl saçrayacağımı düşünme. ge başladı.. Seri bir itişle, soldaki mubafızı geriye doğru atahileceğini ve iki eliyle de kapıyı — açacağını hesap etti. Bundan soara — herşeyi tesadüfe brrakacaktı.. Birdenbire ürperdi: Otomobil fe. merlerinin ışığı altında, biraz ileri. de, köprüyü görmüştü. — Asma bir köprü, diye mırtl. dandı.. Anladım: Burada ancak bir tek köprü var, Vakle . Siti köprüsü. Altındaki Vilsa nehridir. DikK'İNE h k R k a K bastığını hissetdi. GÜL döğru baktı V€ S ça uzatarak Gieü gördt. Otomobil vi de birâz uırıeril'"w .d" ç Ieti Ja Kapıyı İli kazıyi ve - yaslanarak, Di dem etti. W, " Dik hiçbir geV Ğ a disini dışarıya fTİN bir defa döndükler 2 kabilinden 8Y8İ Ve yavarlandı.. AY? ratından biT lıLv:l’l döğrü çevril tr ve' otomobildiki Gisini yakal Ü madan, köprünün e ” kendisini SUya Oüzal bir dalışlk düşüncelerindet başladı ve yaklaştk * — Biz mistnis? Dik, kimden “"Fy madan, gelişigizti / j _.uxet.»mlııfhi_, e | Birkaç kuvvetli w.ı/ j çekti, ve kendislat TüdLEL için, Ken tti Ni bir yere Sandaldaki rip bir Aleti vap verdi: yalki — razam yök ÜLye l oalar boştur VE Şimdi artık. K — © delileriü giz. Atia, İst€ din. Benim Bi Kdnm, bür KABESİĞ yf omuzuna dasi4f p ber. Sinomâ !"'”: ga film çewm”'_”'", pe 1” sahnesinin, V y & masını temiN Müşt€ değil YAT ” gı Satıcı ”| yaptını? niz heti