a Cinayet ve aşk romanı Se'nin bu en güzel — vomünt (VALNO) tarafmdan türkçeye gevrilmiştir. Kr l1 n ; —Plncl kısım Yaregle Paristen Ox Londraya _!!ıh:: eylül günü Fransanm meş , * meydanı olan Bürje ateş | h%tdu. (Promete) isimli tay- €ket edecek yolcular, yer- w ıı—' Stta orurmuşlardı bile.. ü yerde bir genç kız ver. ârı Grey'di.. ler yer dolmuştu. Konuşma İyördu. Bir kadının cırtlak | bütün sadaları bastıriyor | K4 Sudaklarını — büktü. Bu tarz ü hiç höşlanmazdı. Fakat AM ganati icabr böyle çaçaron Çök düşüp kalkması mukad- u N A, Styâk bağırar ses: yal Nt tastladığıma pek Mmem- . Demek siz | buradasınız, " Netedetn gtile böyle?. Niste- *h'dın Mi? Ben de Pine'dey- | y rület, bakara oynadık.. “"* yânyana otutralım. Ha, sa M kabil dağil. — Anlıyorum, S MA Dir erkek beti işltildi; nâs Npp tü ki: Yutun efendim tararı - yok... Vüx e yerimi değiştiririm. Utaktan, göz ucuyla, erkeği İtmsa boylu, örta yaşlı, uzun 4 Mamdı. Kadınlardan bitine İçin, çantasını ve bavullar , Ve Bte tarafa geçti. M Z. başını çevirerek konuşan Baktı. Pino'de oturduğunu Hftron seslisi kendisini alâ- ğti Çünkü bizzat Mari de Kliyörüm. şimdt İyite hağırladı. NN kumar mâsasmda heye- hçanlı bakara öynadığını gör h zârarır, kâh kızarırdı. Hat N .:': kendini zörlasa, onun lsml- Üi Ehyataktı. Zira, biri ona bu Nda şunları söylemişti: lMt Londeârin pek asil bir karzıtıdır. Fakat — kendisi Kabarelerde. vaktiyle ğ—. K İN :( kız, diğer kadını tüzdü. Ön- Vi gee Dir asâlet olduğu anlaşılı- H0? yapan, açık havada yaşa- Bahibi bir İngiliz ledisi, belli. * Mari, etrafına baktndı. Di- iyretti. Meydanın — ortağında M âçan tayyare, ona — devüsi .—N' Böcek intibamı verdi. Bakıyor, yalnız karşısında K ei ülrya gözlerinin iliştiğini DÇ adamın Üstünde yün — ör- y * güzel Bir aveter vardı. V, törüyor, fakat gözlerini onun İ rmamakta idâla edi- k&"'“erln sesi işitildi. Fransız tmirler verdiler. Motör ho ti _h.IM. İpler çözüldü ve *tliyerek az sonra yerden ke- idı. n 40 helesan düydü. bu, - t VEyle ikinci seyahatiydi. Dü- İ S9 V yuvarlanırdak.. Nede çabuk » *“İ Burje möydanı pek âlçakta A Prom, ile Franta arasında tervis _—. '€te'nin içinde şimdi tam yir k &h '.ı:yyıh bülunuüyordu! Bun- Akı,_ Bi ön kotapartımanda, di- y uı.:: arka kısıtmdaydı. t6 lokanta servisi yaptyor- p k’.n tesi yavay yavaş hafifle- Yapıldığı gibi kulaklara Amak ihtiyacı kalmarmıştı a- dakiyle konuşmak hayli altlarında yayılan güzel l*YINII)'orhıdı, Mari, ken- K ._m“w'ıa.n Fİşte ona bakmıyacağım! | M dnş Taha münasip! — Mütema- AA !: !mqgu'î olıuğn'ı_ Ak y Yler geçireceğim!.. Kratr tutm için, dcrhe_l. resmi yaptırarak oyalanmıya başladı. Bu sergüzeştlerin kendince en mühi- mi, bir piyanko biletinin Nariye yüz Ingiliz İirası kazandırmış olmasiydi. Bütün arkadaşları bileti olduğunu öğre- nince, ona: — Büyük ikramiye çıkarsa ne ya- parsın? diye sormuşlardı. Bu mevzu genç kızın manikür yap tığı kuaför magazasında dallandı bu- daklandı. Büyük piyanko yetine sade- ce yüz İngiliz Hrası kazandığını duye dukları samân her kafadan bir ses çık te; kimi: — Bankaya köy ihtiyat paran öl- sun! - diyordu. - sağlık var, hastalık VâAr... Kimi: — Ben senin yerinde olsam kendime güzel bir kürk manto alırdım . Bir diğerit «« Patronundan izin al, bir seyaha- te çık! Bu sicakta Londra çekilmiyor! İşte genç ktrin en dazla hoşuna gi- den teklif bu oldu. Bir çok kibar müş. tertilerinin yaz mevsimini Fransada Pi- ne'de geçirdiklerini Mmuhavere - emna. sında işlirdi. Hem orada rulet olduğu mu da duymüuştü. Kim bilir, o süyede, belki seyahati de bedava çıkar dı. Kâarar vetdi; zor belâ ön gün kadar izin kopartarak, tayyareye atlar atlak mâs, çok imrendiği zengin lediler gibi seyahate başladı. Bibise meselesi kendisi için mühim bir müşkil teşkil etmemişti. Zira © ta- bakanın ekser ingiliz kızları gibi iyi dikiş diker; bütün tuvaletlerini güstö ya muvalık olarak hasırlardı. Manikü- rü ve kuafürü tablatiyle meslek İcabı pek muntazamdı. Martinin bu on günlük seyahatinde yaâlnız bir hâdise mütemadiyen zihnini ikurcalıyordu:. ” — — 0 Memleketine döneceği akşam, mu- ayyen bir parayı rulette kaybetmeği göze alarak oynuyordu. Şans ona hiç yardım etmiyordu. Ne kodisa kaybetti. Parmakları arasında en son fiş kal dığı vakit, önünde yayılan numaraların hangisini ımtihap edeceğine bir - türlü kâarar veremiyordu. Nihayet herkesin böş bıraktığı $ ile 6 gözüne İlişti. Acaba 'kisini birden mi oynasa, yoksa birini mj? Birini ise han gisini?.. 'Töp, dönmeğe Başlamıştı. İçinden biİr hls, Sin katanatağını ona sanki ha- ber verdi. Fakât ö bu histe inanmiyarak Bhin üzerine son fişini koydu. 'Tam o esnada başğka bir oyuncu da 5 & ayni mikdarda bir para dırlattı. Krupye bağıtmıştı! — Rien ne va plust 'Top döndü. Be çıktıl. Krupye: — Rougel İmpaire et manguet » bapladı. Ve karanan numtaranın mukabi lini S sayısınım Üzerine attı. Genç kızın karşısındaki adam, ona bakarak sordu: — Paranızı niçin toplamiyorsunuz? — Kazandım mi ki? — Tabüi işte $ e çıktı. — Ben 6 ya koymuştum. — Hayır, altıya koyan benim., Ya- nılıyorsunuz.. Ben — iyiet — biliyorum. $ & kovdunuz! Tebesetim edivordu. Ökvet sevimli, güzel Bir yüztü var: Ü. Mât ve baktr bir ten, köyu Hetvert gözler. İnci gibi parlayân bir tıra gü- gel dişl. (Devamı var) — —ii eei aa saa sene evvel buıuıı_ AU UÜrkek atlar Kuyruklarına bağlanan kazanlarla hücum ettiler ve asker birbirini kırdı Hileyi yapan Halebi aldı, kaleyi fetheden Sualı 1548 yılı 18 eylül günü xıııı söne evvel bük gün padişah Süleyman Erzurumda — ikinci vezir Ahmet pâşayı yanına çağırdı: — Ahmet, dedi keni büyük — bir sefere gönderiyörüm. Müuvaffak olman için her gey nazır. Bana büyük müjdeler getirerek gele. cekain. Padişahın verdiği vazifeyi muvaffakiyetle başarmık. && Büyük devlet — kuvvetini elde etmek demlâkti Ahmeat paşa Krzurumdan Kafkas içlerine döğru UdAhACAk, Önüne gelen yeri fethatöcek ve MmÜŞÜESİNİ PACIŞAKA getiracekti. 4 AKmMaAt püşk ördusünü hasırladığı — vakit gua ilâğt yapti: — Dünyanla €n âengin yerlerinden birine giriyoruz. Bu hârpte bulutmak nimetinden kim istifade ttmek istiyorsa gelain, ... ARmMet paştfin ördükünü — Başıboruk halk da iştirak ediyordu. Harkes aaferden sengin olarak dönecefinden emin bulunuyordu. * .. SBülayman Dirindi seferini yapıyordu. Vant on bir güü mMmühakara Aderek — zaptetmiş Ve kal&nin muhafızlığını Anadolu defterdari İ kander gelebiye bırakımaştı. Pakat ordu Bu. ralardağ Ayrlıdıklan böğra İran gah — Tah. mühab ağkeriti Bövketti ve Adülcevaz, Muş, Ahlat taraflarını talan #türdi. Kâra kalesini zapteti. Bu çarpışmalarda Özmanli ördusu perişan edilmiş, dağıtumıştı. İşte Sülayman, bu mağlüdiyet — haberini alir Kimas Diyarbekirda bulunAn İkiati vezit Ahmet payayı çağırmış: — Haydi Ahmet, intikamtinı al.. demiğti. Ahmet paşa mağlübiyetin intikamını çok parlak bir surettö aldı. kuvvetlerini Oüman paşâ — İle ilari Pişlar “yondermişti. Büşmakt mağlüp etmek — için Be plââ kuruldu. Bir çök ürkek at toplandı ve bunların kuyruklarıha kazanlar ve bâkır. Jar hağlatarak düşman ordumu içine gönderi! AL ÂAlar, Kuyruklarına bağlanat bakırlar. Ja ordunun içihe döğrü Gürt mala saldırım. €4 orduda büyük bir panik başladı. Kimse nt oldüğünü Enlamıyordu. Pakat her târaf. YAt — Düyman hücum ettl. öteleri yükatliyor. di Başka ne olabilirdi. GEldn Sibet düşmandı. Aşkerler MiAhlarına SAZIİĞI. — Kapkaraniık Bu belli değildi, ALAP bir GArAfA Badaırır. Xön Makerler de kenel kandilârine saklırıyor Ve kendi kendilerini öldürüyörlürdı , Bu hileyi Ahmet paşt ordusunun pişlarli. ni yapan Osman pağa BULAPAK tatbik ötmiş Mmükâfat olarak da Halep VüNŞini Kimıştı. Ordu Ahmet paşarm kumandaında bulun duğü İçin bu Yauvaftakiyettân © da kendile BNir pay ayırmak İatemiğ, Takat muvaftak ©. Tamamıştı. Kimai padiyalm kühdisine havate etlği işte turküyi gözünden Vurmağa çah gacaktı. Ahmet paşanın teki iyi KEtU. Har önüne gökan yalayi, büyük Bir MÜUKAVEMAL görme, den saptetti, Ahtadı papa, taptötüği Kaleseri sayıyör ve Berliyordu. mwnwümı» banra: —« Arlk gert dönebilirli.. Üiyürek tekrat Bezuruma döndü. Maxaadı MÜkAfatını biran #vvel görmekti. Ahmet paşa, padiğahın önünde diş Çökü. vek öüsRlAL öptü: Padiğah glllümaedi. Tepekklr elti ve sar. Pa işlemeti bir hil'at giydirdi. Habuki Ah. met paşa büyük mükAfallar Beklethaktaydi. çalığatı bir kumlahdan bte Ha ite Halop vali otmüş, KARALAİ yireti kalü fethe. derek Bir Biltat klmaşti. Niyazi Ahmet Tonton âmcaâ. nın hizmetçisi “Müflisi muhteşem,;, Nail Vehbi çok sevimli ve son eere- ce zengin bir adamdı. Ellisine geldiği halde paranın kıymetini zerre kadar öğrenmemişti. Antika meraklısı oldu- gu için, Nışantaşındaki büyük konağı bir çok kaymetli aşyalarla, biblolarla doluydu. Şayet bir arkadaşı ondan yüz lira borç istese hemen iki yüz uzatarak: — Al şunu. Daha rahat edersin. Ta de için de hiç zahmet istemerz. Ne tâ- man kendini #arsmadan kabil olursa vert - detdi. Bütün İstanbul sosyetesi, onun ver diği ziyafetlerin harikulâdeliğinden bah sederdi!: Sazlar, hatta bir çok kereler barları kapatarak ve cazbandı evine ge tirterek numaralar.. Hele bir gece verdiği balonun şah eserliğini söyliye söylüye bitiremiyor- lardı? © ne bülfe, 6 ne şampanya bolluğu! İşte Nai Vehbi, bu zengin ve müsrif hHayatı ölünceye kadar sürecekti. Fakat heyhat bir biraderi vardı. Ba balari ayrı, anaları bir olduğu halde bu kardeş ohun otağına incir dikti. Nail Vehbi ömründe ıskambile eli- ni sürmezken, kardeşi Ahmet — Veysi müthiş bir kumarbazdı. Hususi salon- tarda, külüplerde, hatta gizli batakha- nelerde dahi gece gündüz oynardı. Müthiş surette kaybederdi Ve Nail Vehbi —Ahmet Veysinin kibirli olma- sınt, kendinden para istememesine rağ men — kardeşinin borçlu — kalmaması için bütün tiyanlarıı öderdi. Bir akşam bazı dâvetlilerle Nail bey yemek yerken, amca zadesi Daver be- yih perişan bir halde içeri girdiğini gör dü. Ne olmuştu? Meğer biçâre Ahmet Veyal börç içinde kalarak intihar etmiğ. Nail Vehbi yelâle bağırdı: — Bertem! Bana niçin söylemedi? Öderdim. « Atirim.. Ödenecek gibi börç de- Bil * — Ne olursa olsun. Kardeşimin bör- cünu ödemek metcburiyetindeyim. —« Bir kere tam kardeşin — değil. Sönra da yarısını ödemeğe kalksan müthiş bir fedakârlık yapmış öolurkun. — Biliyorsun Ki Daver ben yarım şeyleri gevmem. Börç böretur. Katde- şim öldiyse bile hepsini ödeyeceğim. Börç deliği © kada: büyüktü lâkin yama küçük geldi: Ö koca serveti yut. tu. İki büyük han satıldı. Sönra yazlık köşk, Nışantağındaki konak.. Hepsi git U Nailde ecdadından kalma bir tevek kül İtisefesi vardı. Bütün bu (felâket. deri sükünla karşıladı. Üç odalı küçük bir apartman tuttu. En - kiymetli ve sevdiği Oğyaları ayırarak ötâsıni &ls- dedi. Şimdi evinde ziyafet veremediği & Çin, kendi başkalarının salonlarında do Tapryordu. Zaten bütün ahbabları ona kapısınt açmıştı. Zagin hayatı kendi- he mâhtus bir bahçe addediyördü. Bu- hün taputu kimde ölurta öldün o içihe Kirebilir, istediği gibi gözer, istediği yerde otuürabilirdi. Zaten ahbabları da ondan gördükleri eski hüsnü kabulü u- nutamiyarak her biri her gün önü da- vet ediyorlardı. Kâardeşinin hatırasına karşı yaptığı fedakârlık haftalarca sa- Tonların dödikodusunu teşkil etti. Najl Vehbi adeta devrin kahramanı kesildi. Öğle akşam her zattan bir âhbabın da olduğu için muthak âdetifi apâtt- manından kâldırdi. Bu meyanda ön &ık devam ettiği ev Leman İanıme'endinin yülrsiydi. Eskiden bu kadirila ârasında siki bir münasebet ölmüş, haâatta Nall Vehbinin yardimiyle Leman hanimın kocası mühim bir mevkle geçmişti. Bu felâket zuhur edince hkadın eski ahba. bına samimiyetle Şu sösleri ın'ylcm'.yıiı — Her gün bizim seframızda yetin vardır. Başka yere Gavetli olmadığın günler mutlak bekleriz. Çok hassas olan Nail; ahbablarına ziyaretlerinin eski harsâretle ketşilan- madığını hissetti. Mutbağında yemt4 pigirtmeğe başladı. Ba sık ve çekin den Lemân hanımfendilere gidiyordu. Bit yaz akşamı ev sahibesi bahçede bir ahbabiyle konuşurken, kendilerini ziya- rete gelen Nail bey şu sözleri işltti: — Nail Vehbi çok sevimli adamdır ama, kendi evi gibi burada hüküm sür mek isteyişi, doğrusu sinirime deku- nuyor. İnsan sığıntı olunca vaziyetini idrak etmeli. Adamcağız bu sözleri işitir işitmet büyük bir hışımla döndü ve sert adım- larla bâahçeden dişarı kaçtı. Ayak seslerini işitefi ev sahibesi a. damlarına haykırdı: — Kimdir, ne var? — Nail bey gelmişti, gitti. akşama haber yolliyasağını söyledi. Filhâakikâa, ukşüm Üstü, Leman ha- nım efendi, güzel bir zari içinde pır- Tantak bir iğne aldı. Yanında, Nall be- yin kârti vardı. O, bu eve bir daha gelme:ii. Bu iğ- neyi almak için de bütün eşyasını sat- muğtı. Size Nakleden: Hatice Süreyya Şayanı takdir Bir meslek tesanüdü ... Ölen gürgönün arkadtt afı, hissesini ailesine bir '#e&ne müddetle verecekler Geçenlerde, bir gtee Mecidiye köyüne ailesi ve gocukları yanına bitikletle — dön « mekteykin, kar - şidan gelen bir e- tömöb'lün — Çarp- mâsi — heticesinde yaralanaıp hende- ğt yuvarlanan Ve orada * inliyerek bir. hayli yattıktan Böntâ — görülüp hastâheye kaldırılan Ve nihâayet hasta. nede ölen Gardenbar garsonu Celâl için arkadaşları gelecek yaza İtadar sürecek bir yardım sistemi kürmüşlardır. Gardeübâarda, Celâlin Kisseti de tekisi K'bi çıkarılarak dul kalân karısı vi iki küçlük yetiln yavrusuna — vörilmekte - dir. Ölümünün Akebinde atkadaşlarının derhal hatekete geçerek 300 lira töplü- yıp Öelâlin altes'ne verdiklerini yasmış. ük. Öğrendiğimize göre Bu parayı büs Yük bir İstekle verenler ârasında, Ce- lâlin hizmet etmiş ölduğu müşteriler de bulunmaktadır . Bundan başka Gardenbarda çalışan kedın erkek bütün varyete artistleri Ce dâlin ailesine verilmek Üzere toplanan paraya birer lira d:İemEıleıd:r. Genç yaşında ölen Celâl, öldüğü gü. nün sabâhi, kendisine pelt düşkün olan çotuklarını, kendi Eliyle bahyo etmiş, onları öpüp okşıyarak evinden çıkmış.. Hiç şüphesla, o öpüylerin sön öpüşler olduğunu aklmidan bile - geçirmiyordu. ——— Almanya ile anlaşma İktısat Vekâleti, Almanya Ie yeni ya pılan tözaret anlaşmasının etaklarıbı Ti. caret Ödasına göndermiştir. Fakat bu malümat ta piyasayı tammen — tatmin etmemiştir. Yalmız Ticaret Odasına gönderilen anlaşmaya bağlı terkerede anlaşma Veküler Heyetince tâsdik edil. dikten sönra daha fâzlâ üzahat venle. eX Hildiritmektedir. — v Via