Z K, EyYLor — - 1937 Sim görüşüm: M lilm ve azlum Bidai,, Hai Yt karşı alâka şuur v “İPttur Cenç nesil r'k':;ı!:ı Ti Or p ,' *den Türk mllliyetçileri ka ©Mez Rus Çarlığına karşı tnç duyarlarsa, : ilk n t bir soğukluk *.’:"*İıîl Onlar, bizim asırlık düş t Ca lllbı] Japonları, gerek mede Bi zi ile arla, gerek rına rağmen şu / küstab çarlığı 1904de Pek sermpatik görürdük K etilde Japon, Türk *i Yhayı * n sevirclisi, en cana ya a H ve takl olmi ire lâyıkı idi. İn muharebesinde gazete "l'-ırıı göz atıyorum, hal “Yiyorum; He Ik bep Çiri ta İ gi K Z tlim ki, İtalyan — Habeş a b “Her ve aleyhtarlık b “sttiy di aj bir dü lsp.ırml hâdisesinde “mn Akdenizde bir diyar rı.n“wuıı hoş görmüyor, Türki e. ayç BYğun saymiyor! ” di —/ı_ bi , Fakat uzak şarksişinde "xz, " beynelmilel mahalle var, ları var. Emperyalizm hu 'kh., an Osmanlı imparator ,_h__—em. Çin yağma sofrasın | r tarafından gııpcdı înııııaı İngilizler, Ameri “ Bize ne? " azgın * bir öküzü parçalayışını ; *”k alan sadik bir glad İ baleti ruhiyesiyle, çubuğu tEtek, “ Breh, breh, breh tyor şu Japonlar.. Am ÜTadılar.. ” diye vekali - İkd'taraf da birbirinin j )'inı n ediyor, Japonla Ü, İM gazete! :ıılc satırlar a Si İ p OT Çinlilerinki, hop efen Vşı.!“lrfle le serlevhalara.. " _ııı ı'_“'_ Olmuş: Kaçsınlar baka 'i. Elalemin memleketin “İğyy, € Mazlüma karşı bizdeki İ Ve bu hissiyat, istilâ ı 'Üş bir nesle mensup oldu & de kuvvetlenmiş olmakla ’!ı Yi izde um: miyetle çok es N ç. 2 Bi HN '€ne devam eden Osman N k “Vletinin ilk sahifeleri şöyle MN _ş,."f.,: Siribiriyle muharebe edi Mt ı_'l"nı dağın tepesinden İğ, İTE daldı. — Hangi taraf ğ Ona yardım etti. * ı'-”'z “’*/c mazluma taraftar Mit huylarımızdandır. lncü Falânca milleti Türkler ederler, bizi sevmez "ikir, ne İtalyanlarda, ne Müa ÇASİ olmalıdır. İtalyan mu B Olğmna, tarihi - şehirleri Gtine bayılırız. İtalyanlar & *d:nıvm nafi büyük adam S kendâimizin biliriz. 3 Yelpazelerini, nakkaşlığı Ll":. î“ Severiz. Radyoda ara Yü musikisinden enfi M CU Yüy önlzmiyorüz; siimda '(“R ı'î'“klla neşredilecek me . l dU Tn g - Şi Mtmez, ” konserini merak ve :"ı hiç &* Niyetleniyoruz. “,""'ı $ bir Millete karşı mücer H “enrru yoktur. Yalniz y ':;l"rder nefret ediyo Yur, 'N mülletleri bağrımı Ö hıı K mlyar Timiz şey ise, zatimlik A berabheriz. ( Vâ-Nü) e Ça ,' — Dün burada adliyedte h»:;xı,,ı'm“ kzminde bir Karadı. yT sulh mah İsmall kaç. İ Cerrahpaşa çarşısının umumt görünü, İstanbul konuşuyor ! Terkos borusu lâğım içerisine döşenir mi ? Belediye, Cerrahpaşada kaş yapayım derken * az daha göz çıkarıyordu! Yazan : Haberci Cerrahpaşa çarşısma . doğru yürür - ken, zavallı, bir adama raştgeldim. Cad- denin b': köşesindeki harap bir kömür tü dükkânının önünde oturduğu iİskem leden ayağa kalktı. Sağlam olan sol ba tağının üzerinde Idurmak - için tollvazenesini buldu. Sonra, sağ eliyle düzelttiği koltuk Geğneğini altına yerleştirdi. Kısa ve vaziyette sarkan Lağ bacağını bu değ - neğin üÜzerine dayayarak : — Bayım, lütfer: biraz da beni ler n d'ye işaret etti. Biçaren'n yanına sokuldum, evvelâ kolunun incecik bir din sen da. ha bir şey #öylemeden o anlatmağa baş laldı: — Görüyorsunuz, sakat, hem de çok sakat bir adamım ben. Konukomşunun yardımiyle şu küçücük dükkânı açtım. Fakat geçinemiyorum. Tam altı nüfus Tu bir ailem var. Dört çocuk, bir ben, bir de köroğlu.. Aç kalmasına, aç kal- mıyoruz, Dükkândan Allaha şükur ek- mek parası çıkıyor amma, benim der. dim başka, çocuklarımı okutamıyorum. Gücüm buna yetmiyor.. Bir tanesine kör topal beşinci sınıfı tamamlattım. Fakat şimdi ne olacak?. Sirden ricam, benim halimi yazınız, Himaye'etfal mi olur, Hilâliahmer mi olur, başka bir ha- yır müessesesi mi olur, birisinin naza- rı dkkatini celbetseniz — de şu yavru. Vatana, millete insan olsunlar., cuklarım okusunlar. faydal: bir Biçare adam belki daha da söyliye « cekti, amma, elindeki kapkara sepetile yanımıza sokulan bir kız çocuğu. — Mazhar dayı, bana beş kuruşluk kömür versene, deyince lâfımız yarıda kaldı. O tek ayağı üzerinde seke seke Cerrahpaşa pdA'-ll"l Jrqıqn esine 80. beb olan antika taş. (Yazısı yarını). Cerrohpaşa caddesinde yol dükkânma girerken, ben de çarşıya doğ ru ilerledim. Arkadaşım foto Ali benden daha ev- vel davranmıştı, İleriden Fakat birdenbire — durdu. kaldırarak resim almağa başladı. O ta- rafa dikkat ed'nce gördüğüm manzara Cadde ü. zerinde yolla evlerin küçük bir mezarlık vardı. Çarpık çurpuk taş - bir toz mm gidiyordu.. Makinesini benim de garibime gitti arasında 1 olan göze Tarı ve mükemmel toprak yığınları İle bu mezarlık pek garip geliyordu Burada daha fazla durmadan ilerle - dik. Yolda kohüştuğumuz b'r adam da yana yakıla bize şunları analtt;: — Geçenlerde, büraya Terkös boru. su döşediler, Diğer bütün çeşmelerin suyunu keserek tifenun önünü —almak istiyorlardı. Fakat *erkos borusunu ne- yorlardı, biliyor musunuz? Lâ im içine.. Bu vaziy nce hepimiz itiraz ettik, İşba duk: endislere başvur - — Bunlar kuru lâğım, bir - şey ol « dinlemek İstemediler. Bere. dayandık, beletliye bu tin önünü ki, sona kadar üracaat ettik de, çok garip v aldık. Boruyu lâğımsız bi bildik. Şimdi de v ti kaldırmıyor, bi n kaldırımları y Be. aparken göz pmıyorlar, lediyenin n'yeti acaba kaş çıkarmak mrdir? Bunu anlamak biraz güç 'değil mi bayım? Adam sözlerini bitirdikten sonra (Lâhavle..) der gü ladı. Ve cadden'n bor ründen baka baka yoluna devam etli Çarşıya geldiğimiz zaman, bir bak kal dükkânının önünde üç Hört bir kalaba'*: vardı. Yanlarına gidip ken diler'yle konuştuk. Onların derdi de başka idi: ir kere başıtlı sal döşenmesi yü- kısmen — bözük kaldırımlarına yere döşete- | deki harab mesarlık — Pazarı buradan kaldırdılar, mahvoldu, Hiyorlardı . çarşı ra bakkal dükkânımın sahibi ilâ- | ve etti. — İşin zararı ne ise, pazarcılar memnun değil yalnız da, halk ta bu işten Biz zarar ediyoruz. Çünkü pazar o. k olur, alışverişi - iy lunca, burası kalat miz artardı. Pazarcılar ediyor, toprak rzarar çünkü, uzak. toz içinde, bir yangın yerinde kurulan pazara kim gi- der ki. Halk zarar ediyor, çünkü, sapa pazar yerine gitmek olduğu gibi, toz toprak içinde kalan malları da almak herkesin işine gel - miyor. Yani sözün kırası pazar yerinin çar- HABERCİ (Devamı G ınçıda) bir yerde olan 1 okutamıyacağı İçin çok üzülen bir biçare: Kömürcü Mazhar bize dokunsa KURUN'da — Bir efsanenin yıkılışı Köhnemiş şaki Seyit Rezanm tesiim olmm. sı dolayislle ba İşin bir tahlilini ve — tarihi hülüsasını yapan Hakkı Süha diyor ki Bu türtü varlıkların kanunla karşılaşmala rından iki netice dağar 1 -- Ya korkup sinerler, Röiti; den değildir. Geçicidir. Fırsat be m sanırlar. Ayaklanırlar. Kazan kal. , ta Yavuz devrindenberi sahibi böyleydi “Bitlisli Törla,, dan oğullı Fakat bu buyru etli! günlerde muerler, diğ ve iç — yü Dersim,,de kanlı volkanıı tu. anlacı anın ğun adı vardı. Ancak kur bağlılığı tuş Bu başr bozukluk, kendi kendir lar, türeler, yit kuşı kaddesat uyduruldu. Hemen hemen başka bie "tarih,, 6 yol açılmıştı. nizam, yasalar doğurdu. 8ülâleler, Sa. şakları yarattı. Aşiretler belirdi. Mu. Na birinci meşrutiyet, ne ikinci 1008 dev- rimi ne de büyük savaştaki kapitülâsyı çağ, Dersimde kökleşen bu anane — dikemini mdı, Dahası var: Dersizdli, bir yandan vlete faydasız bir mahlük kalmıyor komşu iller için ko: olmakla d © bir düş. man oluyordu. Haydutluk göreneği. . Öldürmek suç değildir, yağma, talan ayıp sayılmaz. Osmanlr memurlarınm da günahlarını u. m. Onlar da bu haydut yı berbatlaşmasını — görüyor, gösteremiyorlardı. tağının fakat Bunların bir çoğu da, gerçekten ve sami. miyetle Dersimin kan kalesi ve Dersimlinin bir masal devi olduğuna inanmışlardı ruhlarımdaki bu çi e, harekât başladığı mırada, bu tiplerin ümttsizlikle baş sulla: Hiyorum. Haf yit Resanm aala ele ge ceğine kalrplarını basarlardı. Fakat işte bu dağlarra hükümdarı olduğu, Mu & fermanı okunduğu söylenen bu a. dam, bugün aç ve çıplak olarak çmiye devlet ka. pısına sığınmaktan başka çıkar — yol bula. mamıştır. Bunca yıllık eşalz refah, etrafında ye lera kapanan köle saygısı dalkavuk destanları bu adamı kendi kudslliğine inandırmıztı Bütün bunlardan ayrılış, yerlerde — sürü. nüşlerin en acızı bile anu kuru car iğrenç bir tapmıştan kurtarama, karşı Meğer haydutluğun değüi, korkaklığın ve ğin de ileri gelenlerindenmiş! CUMHURIY ET'de: Nazmi Ziya Üç gün evvel ölen kıymetli ressam Nazmi Ziyayı tanıyanlar, henliz onun yasını unu, tamadılar. Peyamni Sefa, Narzmi siyetini, ve sanatini tahlil eden bir yazısında şunu diyor: mun şah. Ziya bütün resimlerinde şalrdi. Bu, Oagaraız, şeffaf ve durgun bir yaz Nazn tutauz andıran ruhunun sakin iklimi, eser karak, sanki, — asılı akşamını lerinin lerinden vasııı değiştiren tat. etini halz bulundukları odanın he İt Dir intişar ve sörayet Kkabil! Bizi kolayca, sanatkârın — hırçınlıktan Ari, ehlikesiz mahremiyetine &lıyordu. a tübünden Çiktikla. rahat Nüzmi Ziyanın, bir boy rını unutturacak İeri, asude kadar süzgün ve sâf renk, ruhunun akisleridir; eserlerinde, yaman gıçra; rla temayüz oden kuvvelli bir hassasiyetin yokluğunu ve hep aynl ritmi muhafaza eden bir rubun yeknesaklığımı bu eder. manzara ressamları. yaraın başenda geliyordü. Önün taptaze'meza. yaretten dönenler için, ex Büyük teselli iide bAlâ açık düran sergisindeki et bulmak olacaktır. lstanbulun imarı Hükümet tarafından ele alınıyor Hükümetin, Türkiyenin en büyük şehri olan İstanbulun imarı işiyle bizzat meşgul olacağı haber verilmektedir, Bu meyanda önümüzdeki sene devlet büt çesine İstanbulun imarı için tahsisat yazedileceği ve Prost projesi tatbikatı, nnr ana hatlarını başarmağı bizzat hükü metin üzerine alacağı bildizilmektedir. İstanbul belediyesine yardım için, nakil vasıtası - şirketlerinin belediyeye verilmesi kabil olmasa bile tamamen bunlardan alhman hükümet hissesinin belediyeye terki düşünülmektedir.