| : i : î î ; oe DA AT DÖ DÖŞ TERNERKE AA ür aç ea a Gedgrnae " î î '! | .i yoanD VA 29503 ÇOK EpOHLAN dA BULMUR — Oo >(4) SENALANO YEDIN :ııhnıvp aXt 'YETTE YaAKIzCA “YOLULOTNP — afudaeE <MİNEL U İZAKDYSL JDYAÇ — DAĞ Tp S16 NoY : 318 Tet 13 WO4 49911384 Y999U9)1498923 ** yakağ gdo da Çırso) MISgİN İK .) “YESA O MÜY J0f 32z HEOPADA OY 2BIY UOJAAP OU 5 ) “AITONGDA NU SINULO BANAf “SÜYSDA 9 ZOPNOJENA KLLDİMO DA SOYNR 430 Sassapaud smay — döksyeç TuozAasp BANöATEB9RE BX) — “OPLDİ WULDEUO YDULYDANĞ SUPYDODYO ANGOOU ADYADA N,, ZULNASİ DASİYANL ı : B ! ; Ş : : Ş İ 3 z B ; ? 8 ğ : £ 2 t H g : 5 ef önbucur aa argand ö| 39 “saaarp Sayd sör Sapmnaddk. say Yasumop 96 “sorfes BaygtAğUNOMUN p Suvp 'Gıros sör Enor, *ZepyedUyEnA ADANaSA LULDUYUN3SUY JA GWVPLEĞ IW AU Zapaeruns Lreçozisanıy Op ULOpYumo Söyanı geyo KaDanlAD ş.SetuŞup) SAf Suep sanayepods op ONbULU Ç çAb 2907352 “DDAŞI UA — L denbısnıu 9p AMAJLUE SÜMİ) DÜŞU W BöYg ENOA Onb SIGL OL — | “ÜOSYES 33130 Yuvpusd eypaford yuos Suyız xneag snpl sx) aynop sueg — ZSed 907349 u etuŞUL) ap wosres eç 4a ALAAFILI 'MO — 8 “sızmer — VOZLENVU4 “Ha0u0o HnöNE Snbucur aü af n0 — “etişuyo NU SNIYAUI a| SNOA-ZALAJALI — E iH21BY4a SNAYE SPOUAZ SöÇ SPoşadde.( sres 'UON — Ze yeseK “ttrejng K3 d9 eydeg uaporuraysr (uoyuoduzis) | VOZISNVU4 (uozuodorıs 9p y HofLA 4337304 DJCU NA D) "euyjuoderis gop Ond UoOçE Oa)grınad zamm l EnOA KT “Uşdda SAÇEPUUE ÇAY VZT SPVY O ““oproty © DAZOPMOE YIYI DEYAE MLLON,, yumaılesmwua “YULJ gp unuAng “sopyucuf g$ Mmpma *9)Öş,, “Dy HaytöD yDOND Aağ AA9İRY KAtPG YDIDAÂMMYO UŞEAS dü,, ÇunAf H PeDADY 96 “YIMA) “BDULAJ SF 1RD2) “EROA — We PARDA”ANIN KIZT İzun sürmedi. Kapıyı açarak içeri dal- Ü, odada kimseler yoktu, Mmüdevver Silonun kapısı açık duruyordu. v odada da mumlar yanmakta idi, #ver burada da kimsenin bulunma- memnuniyetle gördü. Bu arada gimdiye kadar hiç görme- Miş olduğu bir kapıya tesadüf etti. mösyö dö Pardayan eminim ki h“'“ln çıkmıştır., diye düşündü: Şim | :ı kalbi tamamen rahattı. Artık çeki- | P gidecekti, fakat gayri ihtiyari ola-| :'“ Odaya girdi, etrafa şöyle bir göz *ti, birdenbire donakaldı. Saçları ba: Böda dimdik oldu. Salon vakta boştu, #t tam orta yerinde bir kuyu ağzı lüğünde bir delik açık duruyor Valver gaşkın, şaskın bu deliğe bak ' İçerisi kapkaranlıktı, ne kadar de- Olduğu keşfedilemezdi.. Belki de Ptiz bir uçurumdu., Bu nihayeti meçhul kuyuda tam bir ıu'_“-" Mmevcuttu. Bu anda Valyer me- :Myı bütün dehşetile anladı. İçinden Üşündü: ö — Mösyö dö Pardayanı bu deliğe h::: olacaklar.. Gizli kap:d'n da her Tz Dangolem çıkmıştır. Şu uğur- ol ©danın mum'anı söndürmemiş ÂT Dalbarenın telbrar buraya — gele- Odayı düzelteceğine de emin'm. iş msyö dö Pardayan ölmedi ise Olüp bitti zannetmesinler, Ben bu- t )::ı" Eğer öldüyse işte o zaman t& ._:Lhıı tıkandı, sinirden biran hare- öli kaldı. O ana kadar duymamış ı_':abir his bütün vücudunu kap-! Fakat bu fazla sürmedi birden , kendini topladı: —© | el Sale l ae EA TP ZİŞ B — Ah melunlar - diye 'ı:'!lh'!di * Ön. larm haklarından ben geleceğim. Kemerini süretle düzeltti. Hiçbir tedbir almaksızın sert adımlarla giz. Hi kaptya 'oççru yürüdü. Acaba ne yap mak istiyordu? Pardayan öldüyse in. tikamını alacak, eğer sağsa onu kur. taracaktı. Buna kat'i olarak karar verm $ti. Şimdi artık Dalbarana ras. lamayı istiyor, ona ber şeyi açıkça | anlatmak için can atıyordu. Odayı top lamıya gelecek olan Dalbaramı bekle. miye başladı. Şimdi daha iyi düşünü. yordu. Ona anlatacağı şeylerden evvel yapılacak işleri vardı. Tekrar yürümeye başladı. Duvarın kalınlığında oyulmuş dar bir merdi . ven gürdü. Buradan aşağıya doğru indi. Alt tarafı müthiş surette ka . ranlıktı. Bir an durdu, asağısını din. ted'. Büyük bir sessizlik hükümferma idi. Tekrar yukarı çıktı. Kat? olarak hiçbir şeye karar veremiyordu. “Şim. di Dalbaran gelince onu bir yumruk. la sersemle'irim ve beni kuyunun di. bine kadar götürtmeye mecbur ede . rira,. diye düşünüyordu. Bu sırada ku. lağına hafif bir fısıltı geldi. — Bu ses Faustanın ses'dir . diye güldü . Şimdi onunla hesaplaşabili . riz. Ç.kx'ığı merdivenleri tekrar inmeye * buşladı. Fakat bu defa çok - ihtiyatlı hareket ediyordu. İndikçe sesi daha iyi isltiyordu. Fauata şöyle söylemek. teydi: — Dük ne oldu? Dalbaran cevab verdi: — Gitti madam. — Yalnız mı? — Evet... Yanına vermek istediğim udamı kabul etmedi. e GUU odi Takllakiiz & DERRLCLERİ tiyatroda zemin katındaki yer, vestiyer (elbiselerin bırakıldığı — baston FRANBSIZCA Yeni kelimeler üzerinde vestialre: vestiyer —- ganne (€): kan Bu dersimizde geçen bazı yeni fil tasriflerini görelim: Göner: jene — sıkmak ge göner: &Ö jene strapontin: sfrapönlen — açılır kapanır iskemle parterre: parter <- “sandalye". B “fakat bu ki ben 2evkalıyorum en çok., Benim en çok zevkaldığım şey... DERSLERİ (riyen dö plü fasil.) FRANSIZCA “hiç bir şey den. daha kolay.,, — Coömment done! (koman donk!) “gasıl yani!” Niçin alay edecekmrişim! €'est V'opârette moderae, (se loperet modern.) “bu dur operet asri.,, »« Bugünkü operetlerdir. Rien de plus facile... “kendini sıkmak.,, Sıkılmak. v moke dö mua,) ne vous gönez pas, (nö Vu jene pa,) “kendinizi sıkmayın,,, Sıkılmayın. lay etmeyin den. ben.,, “siz kendinizi sıktıyorsunuz.,, Sıkılıyorsunuz. Benimle alay etmeyin. Se moguüer: &ö moke — alay etmek vOUS vons mogucz de mol. ( “Biz alay ediyorsunuz den. ben.,, Benimle alay ediyorsunuz. ne vous moğüez pas de mol, (nö vu moke pa dö mua.) vouUS VOuS gönez. (Vu Vw jene) * — Je regrette, mais aux galeries tout est louğâ depuia plusleurs jours. (jİb vögret, me o galöri tu te Hi döjük piilelyör jur.) “Ben toessüf ederim, fakat da. galeriler her şey dir! Kiralanmış denberi. birçok günler.,, — Avez.vous encore des fauteuils de balcon? (ave vu zankor de fotöy dö balkon.) “var sizin daha koltuklar balkonun.,, Maatteesüf, galerideki bütün yerler birkaç gün evvel, den tutuldu. Balkon (koltuk) bileti var mı? Bundan daha tabil bir şey olamaz. PARDAYANIN KIZI 145 ——————————— Bıdır. Bu berife Ankr mareğalı Kon- | bu düşgüncesinden döndüremiyeceğini çini derler. Köylü kadın son derece hiddetlen . mişti. Bağırarak: — A, İtalyan pezevengi dedikleri a. dam bu mu? Alçak, uğursuz herif. İn. ; Şallah bir an evvel öldürülür de, etle. | Tini köpekler yer. Köylü kadin bir hayli coşmuştu. Konçiniye bir hayli küfür savurduktan Bönra: — Peki, siz ne yapacaksmız şimdi? diye sardu. Ve cevabını beklemeden lâkırdısına devam etti: — Nihayet bu Luiz kızınız değildir, | bu menhus herifin sizden istediği şey de müthiştir; o halde, ne yapalım z4- Vallı küçüğün kaderi böyle imiş deriz — Madam Perin, sen benim yerimde olsan bu saf ve temiz çocuğun alçak herif tarafından parça parça edilme- Bİne razı olur muydun? O,küçüğü emin olun ki insafsızca öldürecektir. Genç kızın bu sözlerine köylü kadın Cevap veremedi. Başını önüne iğdi, bu işin içinden nasıl çıkacaklarmı düşü- nüyordu. İnci çiçeği, kadınm — cevap îı'frmemennden istifade ederek dedi 'i — Görüyorsun ya..Bu müthiş cesaret sen de bile yok.. Binacneleyh masum Yavruyu kurtarmağa gitmeliyim. Bu sözleri o kadar ciddi olarak sarf $tn'şti ki kadım İnci çiçeğinin bu fik- rinden vazgeçmiyeceğini anladı. anlayınca: — Pekâlâ ben de sizinle beraber gi deceğim - dodi - İnci çiçeği içini çeke t — Bu sefil herifin ne dediğini duy: madınız mı? Eğer yanıma birisini ala- cak olutsam çocuğu öldüreceğini kati- yetle söylemedi mi? O bizimle gelir, her ikimizi de müdafaa ederdi. Ha.. Şunu göylemeği unutmuştum, daha doğrusu söylemeğe — vakit kal- mamıştı, şimdi anlatayım: Öde karısı olmak isteyip istemediğimi sordu. Ben de dediğiniz gibi cevap vererek, kabul ettim, Hem mesele bu kadarla bitmi- yör Luizin ailesi de bulundu. İnci çiçeği bu beklemediği vakaya karışıncaya kadar yani sabahleyin yol da gelirken son derece neşeli idi. Fa- kat bu müthiş hadiso her şeyi unuttur muştu. Fakat şimdi Perine anlatacak- lTarmı söyliyebilirdi; nitekim Ode dö Valverle olan mülâkatmı anlattı. Bu sözler bir hayli uzun sürmüştü. Çünkü olup bitenleri anlatırken Perin sualler soruyor, genç kız da bunlara uzun cevaplar vermekten çekinmiyor- du, Köylü kadın yalnız merakı dolayı- sile sualler sormuyor, kendisine mah- BUS. ; düşüncesile genç kızı Konçininin elinden kurtarmak için bir çare bul- mağa da uğraşıyordu. Baatler böylece geçip gidiyordu. Nihayet İnci çiçeğinin gitmesi zamanı Güzel kız büyük bir kahramanlık yapıyordu, öyle bir kahramanlık ki bu hareketi herhangi bir kalbi titreto- cek kadâr yüksek Idi, Feci felâketin kıza yaklaştığını ken disinden âsha iyi anlayan Perin onu, geldi. Perin genç kızı son bir defa daha kucakladı ve göğsünün arasına küçük bir hançer yerleştirdikten sonra onu selâmetledi. İnci çiçeği gider gitmez Devoir; dövtar — mecbur olmak “Onlar mecbur olacaklar bırakmak,,, Bırakmaları lâzımgelcoek, lâzımdır, — Donnez.nous deux parterres, alors, (done nu dö parter, alor.)