23 Ağustos 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* y a y d Manevra sahasından ; Nerdesin Fransız tarihçisi ? Yazan : Nizamettin Nazif OÖrdümuzun Trakyada manavra yağpmış ö. lan kuvvetleri diün, Büyük Mânika . Saray şösesi garbındaki ovada, silâhlarının güzel. liğini, yeniliğini ve kadrolarının sağlamlığı. nr açıkça göze vuran bir geçit resmi yaptı. Muhterem Mareşal Fevzi Çakmak'ın ö. nünden, dost ve müttefik devletleri- temsil eden fevkalâde askeri — heyetlerin ve Türk hükümeti nezdinde aceredit& bütün ataşemi. Hterlerin hayranlıklarını çekerek geçen tü- menlerimizin Trakyanm bu ovasıma bahşet. tği manzara cidden heybetli, muhteşem ve “Bevinç göz yaşları 'döktürücü,, idi. Mareşali tribünün şeref yerinde tam dört Satat ayakta ve selüm vaziyetinde tutan bu mükemmel silâhlir, mükemmel terhiyeli, mü. kemmel tâkatli ve silâhlı kadrolarm fasıla. Bız geçişi, Trakyanın her tarafından ovayu akm etmiş olan en az yüz bin Türkün Cum. buriyet hükümetine ve büyük milli Şefe ve yüksek kumanda heyetimize karşt fasılasız hayranlık, fasılasız sevgi ve fasşılasız minne, tini tahrik etmiştir. Bu geçit resmine iştirak etmiş olan kıt'a. larm herbiri '“Çatalca , Tekirdağı ve Stran. ca,, Mmüsellesi arasında beş gün — beş göce, devamlı bir sürette hareket halinde bulun. muş ve bu müddet zarfında her cüzütam va. satt olarak tam 120 kilometre katetmiştir. Yapılan statistiklere göre, bu müddet içinde en çok istirahat İmkânını bulmuş olan kuv. vet 241 saatte nihayet beş saat kadar dinle. nebilmiştir. Buna rağmen önümüzden ge. çen bütün kadrolarda en ufak bir yorgunluk alâmeti görmek şöyle dursun, — bilâkis her subayın, her erin yüzünde yalnız sıhhat, yal. nız enerji ve bu müşterek imtihanda alınmış müşterek güzel nottan duyulan tatlı gurur sezilmiştir. Bu gürür, Türk ordusunun vyatan müdafa. sını İstihdaf eden çalışmalarında ne büyük bir tekâmüle ulaşmış buluunduğunu ve bu tekâmülü ne büyük bir şuurla idrâk eyledi. Bini apaçık göstermiştir. — * * * Dün, Saray ovasında Avrupanın ve garbi Asyanmın birçok ordularını temsil eden misa. firler ve müşahitlere, bayraklarının şerefli dalgalanışlarını selâmlata selâmlata önümlüz den geçen ordumüuza bakarken, bize - karşı hiç da dost duygular besleamemiş — olan bir Fransız tarihçisinin, yani — Şılumberje'nin, “İstanbulun fethi,, adlı eserinde okuduğum bazı satırları hatırladım.. Balkan harbinin elim günlerinde, — birinci şark ordusunun — Lüleburgazdan Çatalcaya kadar devaâm eden o feci gerilemesinden al. dığı salâhiyetle Fransız tarihçisi şöyle ya, zar “Bundan beş âsır önce Edirne Sultanı i. kinci Mehmedin emri altındaki kuvvetler bu | yollardan nasıl geçmişlerse — şimdi de Çar Ferdınandm orduları ayni şekilde Istanbula doğru akım etmektedirler. ilh.,, Fazla mutaassıp bir hristiyan olan Şılum. berje bu satırlarla tarihin ve hâdiselerin es. ki bir Türk zaferinden — intikam almakta bulunduklarınt ihsas etmek ve sevinmek is. temişti. Ve ben o satırları kaç defa ginirle. nerek okumuştum. Dün kendi kendime söy. lendim: “— Bedbaht Fransız tarihçisi! sin ? , LAŞ Balkan harbine takaddüm eden günlerde imparatorluğun da bir manevrası ve bir ge- çit rtesmi olmuştu. İstanbulun Hürriyetle. bediye tepesinde yapılan o geçit resminde de birçok ataşemiliterler bulunmuşlar ve Mah. müut Şevket paşanın idaresi altında kurulan Meşrutiyet ordusuna şu teşhisi koymuşlardı: “Parad ordusu., Bu ordu harbedemez!,, Evet. O ordu parad ordusu idi ve harp €. demedi. Dünkü geçit resmiyle o geçit resmi arasında, Fransız tarihçisine yukarda kısaca bahsettiğim satırları yazmak İmkânını ve. ren hâdiseler cereyan etti. Bununla beraber biz Trakya manevraları sonunda, Saray o. vasında dalgalanan bayrakları, — saatlerce geçen motörlü silâhları, bindirilmiş kıtaları tallin o0 berhat tezahürlerinden alınmış bir intikam suretinde değil, sadece o9 menhusz günlerin bir daha tekerrür edemiyeceğine inanarak selâmladık. Dün, Saray ovasında * yüz bini sivil ve seksen bini aaker olarak bulunan biz Türk çocukları, göğüslerimiz sevinçle kabarır v> almlarımızda Atatürk gurürü sezilirken ce. nubu şarki Avrupasında sulhun ve Avrupa Türkiyesinde ebedi emniyetin hâmisi bulu. nan silâhlarımıza bakarken gözlerimizin ya. şardığını gizlemedik. Nerede. Nizamettin NAZİr İki kıvmetli teshis T MT GN Yugoslav Genel kuramay Reisi General Nediç ile Amerikan ataşemiliteri neler söylediıer ? - B.E. General Ne- diç'in beyanatı (Saray 22 Ağustos) - Ataşemiliterler ve fevkalâde askeri heyetler bu candan kaynaşmayı, Ma- reşalin ve yüksek kumanda heyetinin ayakları önüne, orduya karşı duyulan sevinç, aşk ve minnetin böyle coşkun bir tarzda sunuluşunu, hayran hayran seyrederlerken Dostumuz ve Müttefi. kimiz Yugoslavyanın büyük askeri, Yugoslav ordusu genel kurmay birin. ci Başkanı ve Trakya manevralarında müttefik devlet ordusunu temsil eden fevkalâde heyet başkanı general Ne. diç'e yaklaştım: — Ekselânas... ediyorsunuz? 'Tam içten, tam dostça, tamamiyle asker ve hakikaten bizden olan bir he. yecanla: Bu hali nasıl mütalea 'i'mııııııııınmıııııııııımımıııııııııımııunmmmıım" denizaltı gemişi yaklaşmış, hattâ bu esrarlı gemi Türk kara sularında faaliyet göster. miş, . bu veya başkası . diğer hir denizaltı gemisi de Marmarada görülmüştür. . Bu karanlığı aydmlatmak ve bundan son. YA Türk kara sularına gelebilecek — korsan gemllerine karşı dikkat ve basiretle hareket ederek onları tepelemek Türkiye, Cumhüri. Yetine düşen vazife oluyor. Bu vazifenin hakkiyle Ifa edileceğinden en kat'li surette emin olabiliriz. 22/,,,,, 3;;. Ytz General Nediç'in imzası — Oh.,. Milletin ordusuna karşı duyduğu şu büyük alâka ne güzel, ne mükemmel ve muhteşem! - dedi. . — İhtizasatımızı not edebilir miyim ? — Hayhay... Fakat bu ihtisasat, muhterem Mareşal Fevzi Çakmağa söylediğim sözleri size de aynen tek.- rarlamaktan ibaret olacaktır. Zira muhterem Mareşale bildirdiğim duygu lara ilâve edecek bir başka cümle bu. lamıyorum, Ve, şunları not ettirdi: “— Her nevi silâhlara mensup asker. leriniz talim ve terbiye bakımından ayrı ayrı ve kıt'a halinde müşterek çalışma bakımından hep birlikte mü, kemme'dirler. Kumanda ile hareketler arasında tam bir tetabuk var. Bu or. du tam manasiyle birinci smıf bir or. dudur, Dost ve müttefik Türkiye büu silâhlara kendi menfaatlerini ve emni. (Saray ovası, 22 ağustos — Manev raları taki peden arkadaşımızdan) — Saray ovasında en azdan 100.000 kişi toplanmıştı. Geçit Tresmine işti- rak edecek kuvvetlerin sayısı 80,000 olarak tahmin ediliyordu. Trakya mü fettişi bu kadar halkın susuz kalma. masini Ve sıhhatini düşünmüş, ovanın muhtelif yerlerine seyyar gazöz fab- rikacıkları kurdurmuştu. Tribünlerin tam ortasındaki şeref yerinde Mareşal, İkinci Reis Korgene- ral Asımla Orgeneral Fahreddin, İz. zeddin, Ali Sait ve Korgeneral Sa. lih ve bütün erkânıharbiyesi ile bir. 4 likte yer almıştı. Mareşalın sağındaki tribün askeri heyetlerle ataşemiliter- lere vesoltaraf da diğer davetlilere tahsis edilmişti. Tayyareler Geçit resmine 96 tayyaremiz iştirak etti. Bunlar üçerli, beşerli gruplar halinde ve büyük bir süratle tribünle- rin üstünden geçerken ataşemiliterler. den bazıları dürbünlerini gözlerinden hiç ayırmıyorlardı. Son hava bölü. gü ufukta kaybolunca herbiri kaleme sarılıp bir şeyler yazdı. Bunu ve ata. şelerin bundan sonraki faaliyetlerini büyük bir gururla seyrettik. Geçit Tesminin bütün imtidadınca ataşelerin tribünü bir gazete tahrir odasını an. dırdı. Herbiri kendini birçok şeyler not etmeye mecbur addediyordu. Hal- bukj meşrutiyet ordusunun Hürriyeti ebediyedeki geçit resminde hazır bu. lünan ataşelerden hiçbirisinin elinden eldivenini çıkarmıya bile lüzum gör. memiş olduğunu hatırlarız. Birçok ataşeler teşhir ettiğimiz si, lâhlardan bir kısminı hiç görmemiş yetini tevdi edebilir. Böyle bir ordu ile mağrur olmak dostumuz ve mütte, fikimiz Türkiyenin hakkıdır.,, Muhterem generalin fransız diliyle söylediği bu sözleri aynen nof ettikten sonra defteri kendisine uzattım ve al. tınr imzalamasını rica ettim. Bu imza, bir büyük dost devletin en salâhiyetli kumandanının ordumuza karşı düuyup ifade ettiği hayranlığı süsliyen güzel bir eser oldu: Amerikan ataşe- milteri ne diyor? Binlerce — kilometre — uzaklardan Cumhurreis Ruzvelt ile Atatürk ara, sında teati edilen yüksek dostlukların her iki memleket evlâtlarında yaptığı mes'ut istihale Amerikan Aataşesinin gözlerinde okunuyordu. Onunla evvelâ dört gün evvel, Mareşalın Meşelikte verdiği Piknikte konuşmuştuk. Ataşe gülümsiyerek göyle demişti: — Henüz bir şey görmedik. Bir iki gün içinde, sanırım ki ordunuz bizi çok hayran etmiş olacaktır. Bekliye, lim. O zaman konusuruz. İkinci tesadüfümüz Trakya umumi müfettişinin Edirnede verdiği ziyafet. te oldu, Manevranm bütün devamın. ca kolleklerinden büyük saygısına mu., hatap olduğunu daima farkettigim Amerikalr Kurmay Subay “manevra sahasını şimali Amerikanın Teksas topraklarına benzett'ğini ve Aaskeri. mizde sporcu ruhuyla muharibliğin mes'ut bir şekilde imtizaç ettiğini,, söylemiş ve: “— Manevranın sonunda tekrar ko. nuşuruz!,, demişti. (Devamı 11 incide) |kiymetli subayımızı selâmlamak | Tük silâhları goz kamaştırırkenm Manevra Cumhuriyet oı'dusuriun zekâ ve tekniğinini, geçit resif Personelin beşeritakatini, larımızın ihtişamını göze vur d” Nediç kendi ordusunu seyreder gibi görünüyordu. İt ataşesi dürbününü elinden bırakamadı. Bulgarın kalmadı. Amerikalı âdeta bir tarihi harp yazdı. Ingiliz şesinin zevcesi vecde geldi. Sovyet ataşeler tankları ladılar. İran generalı mitralyöz bölüklerinin resmiti olduklarını dahi mişlerdir, itiraftan çekinme. Kumaanda heyeti Türk üniformasının sadeliğinde ne büyük bir ihtişam var! Son tayyareler görünmez olurken kumanda heyetinin askeri “Hierarchie” deki mahrutu ta- mamiyle göze vuran bir intizam ile Ve mesafelere karşı gayet büyük bir itina göstererek Mareşalı selâmladığı. hI gördük. Bu sırada birinci fırkaniın bandosu tribünlerin karşısında yer al mış bulunüyordu. Kumanda heyeti, erkânıharbiye ve generaller Mareşalın önünden geçtik. ten sonra, az ilerde atlarından inerek tribünde kendilerine tahsis edilen yer. lere geçtiler. Arkalarından ilk tüm kumandanı tümgeneral erkânıharbiye. siyle birlikte, vazifesinin ve kendisine tevdi edilen milli müdafaa kuvvetleri- nin ehemmiyetini tamamiyle müdrik olduğunu gösteren bir vakarla ma. fevklerini selâmlıyarak geçti. Tribünleri selâmlıyatak ve bölük ni- zamında yalçın bir cephe göstererek, süngülerini pırıldatarak yürüyen İilk piyade bölüğü ile gözlerimizin teması çok müsbet bir netice aldı. Askerde yor gunluktan eser yoktu. Ne kadar temiz, ne kadar sıhhatlı, hepsi ne kadar Avrüu- balıydılar ! Burunlarından soluyorlardı. Kıp- kırmızı yüzleri vardı. Çelik gibi adım atıyorlardı. Hepimiz “Maşallah,, dedik içimizden. Ve nazar İdeğmedi biç birisi- ne, Gözlerimi bir aralrk ataşemilterlerin tribünlerine çevirdim, Harekâtın başla dığı gündenberi ilk defa gördüğüm İtal yan ataşesi küçük defterine bir şeyler kaydetti. Fransıiz ataşesinin muavinle- rinden olan yaşlıca yüzbaşı da önt etti- ği şeyleri yanındaki — Bulgar ataşesile konüşarak tashih etti. Bölükler'de çok mükemmel bir ateş | küdreti göze çarpıyordu. Hafif ve ağu- makineli tüfekler pek boldu. Gerek tümgeneral Avni Akdağ ve tümgeneral Mazlüm ve gerekse diğer generaller ve albaylar bize mükemmel kadrolar teşhir etmek için sanki biribir- leriyle yarışa girmiş gibiydiler. Tüm topçuları geçerken İngiliz ata- şesinin içleri gülen gözlerinde birden- bire bir ldikkat bel'rdi. Alay ve tüm san- caklarını selâmlarken Amerikan ataşe- sinin, general Nediç'in, Yugoslav ve Yunan subaylarının yüzlerinde tam bir ahtuziyazm seziliyordu. Suvari albav Serafettin ... İki tüm arasındaki geçiş fasılası es- nasında İzmirin kurtuluş — günlerine simasını nakşetmiş olan süvari albayı Şerafettini gördüm. Uzun ayfılık yılla- rından sonra İzmir kışlasına ve hükü- met konağına Türk bayrağını ilk çeken iste- dim, Fakat keşke — selâmlamasayidım. Zira öğrendiğim şey beni cidden müte- essir etti. Harp tarihi bakımından en- teresan olduğu için öğrendiğimi bura- ya kaydediyorum: “Şerafettin o zaman yüzbaşıyldı,ı İz- mire girdiği zaman patlıyan silâhlar ve bombalar arasından bölüğü ile dört nala hükümet konağına gelirken meğer ya- ralanmış, bunu hiç bilmiyorduk. Evet, yaralanmış, fakat ehemmiyet vermemiş. Sanmış ki basit bir yaradır.Zaten biraz tentürtiyot sürünce yara kapanmış. İki yıl önce sağ omuzunda bir ağrı ve ağır- lik duymağa başlamış. Romatızma san- ılal1 aly ı;âî“ll ııW alb! ald! yıyaf çıkarmış. O gün aldığı Yaç”:ı;;ıg u" bombaların misketleri — YAP' |) yadi buplardan ikisi tedricen IG girip dyanmışlar. Ona tam on beş yıllık bir $ gö ;dktu' geçm'ş olsun derken tOP“I'”'” OAt gah Topçuları süvari takiP etti işi çof ra ve atlı obüs alaylarının £ eç eyt muntazam oldu. Süvari tu8ü)? dar | intizamla tribünlerin başınd dcbb ” di.Fakat halkın cogkunl“ğ“ öyle ,eıl'fl bir hal aldı ki alkışlar ve “YASİ V çurr bandoları bastırdı, nal 'Bâlenncgitdüı dı ve atlar ürktü. Muntalf_””_ aldir , nalı birdenbire, bir ılgar şekh, üvıf'l”' Birçok askeri yazılarda p!w ehemmiyeti azaldığını.. Uk“ sk“b ne olursa olsun süvari hâlâ * “.;ıl!'lı bütün romantizmini atlaı'l'“n yalii yerlerinde ve atlıların pırı dıyâ? YM rtında cemetm ş bulunuyor- :hi bizde değil, bütün dünyada gl ' lâ böyle... Zira süvari tugayınil #,M İ“ ğını selâmlıyan bütün atliîe:ı eli le seyahate çıktığı gündenber' — gt nı bileğinden hiç ayırmamış olaf .ğh rikan ataşesinde de ve herkestt — tam antuziyazmı sezdim. Şi İngiliz ataşesinin, çok has M dın olduğu gözüken zevcesi tamadı, alkışlarken haykırdı: — Verigut! Verigut! Süvariler İran generalını! Prensini fazla alâkadar ettılef general, bilhassa süvari alayi kineli tüfek bölüklerine çok dikkf d& ve burnların birçok resimlerini '“ıl Motörlü t Artık et ve kemik sırasın! gelt““ mış, çelik ve benzinin ııwııraı!ı yöle Bindirilmiş alayların büyük gecer ları dörder dörder önün?liî”d?’ıı lerken saydım: vaf v Herbirinin içinde beş S7> ıtlex İ gişt? her sırada dört er — oturü birli'w ki şoför ve yanında ot her kamyon 22 kişi taşıyo el Buîs“’ ge Bindirilmiş kuvvetleri şemiliteri Albay Popbojil0” * , g, saydı, Macar ataşesi dü K awyan' Fransız ataşemiliter muavif' " or. larm evsafını dikkatle not * dı!i”j' i Her - kuvvet geçerken aw mensup iki eri Mareşalın İF ki osİ nöbete memur ediyordu. alayın bu vazifeye memur * ğruıd“! gelince bu üç ataşe yine gikiP möf” ve gözlerini motosikletlere kalarını ve evsafmı not eftner/fafşı “Bindirilmiş” leri tayî”eîyi? g ağır müdafaa mitralyözleri yaD’ ti, Bunların herb'ri bir kam "Pr dirilmişti, İki gün evvel sinde ataşemiliterlerden İd'fl çok büyük bir dikkatle gol bu silâhlar Sakolon mark lar, Bunlar galiba Alman N sız, Çek, Sovyet ve Bulgar * — Sakolonlar geçiyor. - birlerine göylendiler. ; Derken, kamyonlara bînww obüs bataryası gözüktü. A ler kadar büyük bir dlkk resmini takib eden' ve durmü sim alan yabancı gazetedlîef galiha D. N, B. mumwsıli büyük bir teknik salâhiyet! Taymis muhabirine şöy10 işittim: — Bunlarda bir fof;öırlü"”x lâdeliği yok, sadece motörl taşınıyorlar. ar'“” M” f“. ;;İ’ tmış. Lâkin rönsen meselevi mevldana | t'”iı Ü

Bu sayıdan diğer sayfalar: