Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
| Ü Ceyhanda bir sokağın eski ve yeni halk.. Ceyhan, (Husust muhabirimizden) — Ceyhan, tam seksen sene evvel bir köy olarak kurulmuşken halkının fev- kalâde çalışkanlığı ve mevkiinin husu- siyetleri dolayısiyle çok seri hir inkişafa mazhar olmuş, birinci sınıf kazalar me- yanına girmiştir. Nüfusu günden güne artmakta, şehir gittikçe büyümektedir. Nüfusu halen oti bindir. Bütün kazada 65 bin nüfus vardır. Kasaba nüfusunlda iki sayım arasında yüzde 36 fazlalık görülmüştür. Kazanın 144 parça İs- kân mıntakası — vardır. Bunun doksan idokuz parçası muhtarlık olan köylerdir. Ve bu köylerde köy kanunu tatbik e- dilmektedir. Kasabada iki bin ev, sekiz yüz İdük- kân ve mağaza mevcuttur. Ev adedine nisbetle dükkân ve mağazanın bu kadar çok oluşu kasabadaki ticari faaliyetin ne derece geniş olduğuna bariz bir de- lildir. r Ceyhan şehri Çukurovanın can da- marıdır. Yüz elli bin ton zahire, sekiz on milyon kilo pirinç, otuz otuz beş bin balye pamuk istihsal edilir. Senede on bir milyon liraya yakın ciro yapar. Ceyhan ayni zamanda otta ve ce- nup Anadolusile Suriye ve Filistinin hayvan pazarıdır. Senede'yalnız iki yüz bin koyun satılır. Üç çeltik, üç pamuk, iki buz ve bir un fabrikası, üç banka, beş doktor ve iki eczahane varidir. Ne yazık ki, ticaret hayatının inki- şaf etmiş olmasına rağmen Ceyhanda ne hir borsa ne de telefon şebekesi vardır. Bu yüzden uğranılan zarar ve müşkü- lât üzerinde durulacak kadar mühim- dir. Senede iki yüz bin koyun ihraç eldlen koca kasabada bir baytar da yoktur. Ör- ta ve ilk mektep ihtivacı da büyüktür. Yeni Ceyhanda çarşıdan istasyon caddesine bir bakış.. Memleket mektupları Ceyhanın yerinde modern bir şehir yükseliyor Etektrik, telefon ve su ihtiyaçları temin ediliyor. Yol, köprü ve yeni binalar yapılıyor. Su işine devlet el koymuştur.. Proje dahiliye vekâleti imar heyeti tarafından müteahhidine ihale edilriştir. Tesisatın ihalesi ikin-i plâniıda gelmekted'r. Cey- hanlılar yalnız fil'tre edilmiş Ceyhan süyunu — ki içinde her nevi mikrop meveuttur — bir de Ayran, Kayadelen gibi damacanası 90—100 kurüşa satılan t menba sularını içerler. Kuyu sulariyle çiçek bile sulanmaz. Artizyenle 134 metreye kadar inilmiş ise de iyi su bu- lunamamıştır. Elektrik işi de ele almmıştır. Son safhalara gelmiş ise de belediye hemen bütün faaliyetini üç sene için yol inşa- sınlıda teksif etmiştir, Ali Çetinkayanın himmetiyle köprünün ayakları müteah- dide ihale edilmiştir. Demir aksamı da bu ayın yirmi sekizinde Ankarada iha- le ddilecektir. Köprünün inşast müstak- bel Ceyhanın inkişafında mühim âmil olacaktır. Köyler iptidat vasıtalarla ne- hirden geçmekten kurtulacak, kışım bu yüzden haftalarca felce uğrryan iktısadi hareket artıkarızasız devam edebile- cektir. Ceyhanda şimdi en çok göze çarpan belediye faaliyetidir. Sanki Ceyhan ye- ni baştan yıkılrp yapılmaktadır. Müte- madiyen yol yapılıyor, caddeler açılı- | yor, çarşılar tanzim ediliyor, her köşe- de husüsi inşaat göze çarpıyor, güzel güzel binalar yükseliyor. İki sene evvel belediye intihabı fes- hedilmiş, yeniden intihap — yapılmıştı. Bu intihapta riyasete Aldana gençlerin- den Bay Salâhattin Sepici getirildi. Ye- ni intihap Ceyhanlılar için mesut bir devre açtı. Belediye bütçesi birinci se- ne yirmi üç bin liradan elli bin liraya ikinci sene — ise yetmiş dört bin liraya çıikarıldı. Ceyhan çamuriyle meşhurdu. Kıgınm yollarında araba, ötomobil işle- mez, çocuklar bacaklarını mekteplerine gidemezlerdi. Söyle bir fikra da anlatılır: Birisi ayakkabısını çamura kaptırmış, araştırırkeri eline bir çizme rastgelmiş! Yeni belediye meclisi şehircilik zih- niyeti ile mesaisine sistemli, programlı bir veçhe verdiği içindir ki büyük mu- vaffakıyetler — göstermiş, az zamanda cok hayırlı işler görmüştür. İki sene içinde 1150 metrelik istasyon caddesiy- le 900 metrelik Adana caddesini, 500 metrelik Ösmaniye caddesiyle 400 met- sıvamadan — 1937 HABER — Akşam postası 23 AGUSTOS — HLem Dünyada yalnız maddey? inanan adam Mistigan köyünün muhtarıt Hüseyin bu cinstendir, O Dersit şlide? korkmuştur. Ona karşı koyabilecek şeyin ancak silâh olduğu Dersimin en mukaddes dağlarını, tepelerini ve bütün hurafelerini saklı - yan Munzur silsilesini görmek için, Hozattan Ziyarettepesine çıkmak lâ - zım. Bu yol, size ayni zamanda tabiatın buradaki harıkalarını da hayret, deh - şet vererek gösterir. Bilmem bir ressam Hozat — Beyazdağ yolunun bir kena- rına oturup tabiatın bu şahane dekoru- nu tesbit edebilir mi?. Ne ressamın ya- pacağı tablo, ne de bu dekoru tesbit edecek en hassas bir fotoğraf objekti - finin plâkından beyaz kâğıda çıkarıla - cak kopya buradaki tabiatı seyretmek- ten duyacağınız - tekrar edeyim - hay- ret ve dehşeti veremez, Önünde koç heykelli mezarları görü- len bir köye yaklaştık. Buraya, Misti - gan köyü diyorlardı. Üstleri başları toz ve toprak içinde kirli, fakat çevik, atılgan bir kaplan yavrusu gibi çalılıklar arasında koşa - bilen çocuklar, başlarını köyün önünde ki dikenli ağaçlardan çıkarıp bize bakr- yor ve tekrar o saniyede gizleniyorlar- dı. ' Elimle işaretler yaptım, çağırdım. Bu, onları büsbütün ürkütmüş olacak ki süratla kaçmağa başladılar ve bir daha görünmediler. Köy muhtarı Hüseyin, evinin kapı- sından çıktıktan sonra yerlere kadar eğildi ve elini acemice başına götürüp selâm vermeğe başladı. Onun yanımıza gelişi böylece oldu. Hâlâ gselâm veri - yor, ezilip büzülüyordu. Gömleğinin üstüne göğsü Aaçık ve kolları kısa bir yelek geçirmişti. Uzun iç gömleği beyaz donunun — üstüne sarkıyordu. Belinde sıkıca sarılmış bir kuşak vardı. Ayni zamanda köyün ağa sr yerinde olduğunu isbat edecek çıp - lak ayağında eski bir ayakkabı vardı, Fakat o buna kolaylıkla alışamadığı için çok zaman fırlatır atarmış. Muh - tarla uzun boylu konuştum. Son derece cahil.. Neticede şunu anladım, ki Mis- tigan köyü muhtarrma sözle hiç bir şey kabul ettirilemez. O, ancak madde ©- larak gördüğü şeye inanır, kabul eder. Bunun haricinde söylenecek söz onca bir muammadan başka bir şey değildir. İşte size, ona söylenen ve inandır - mak mümkün olmayan bir hakikat: — AÂrtık bundan sonra bir şeyden korkunuz olmasın. Hükümet burada yollar yaptıracak. Kışlalar yapacak, siz yollarda çalışacaksınız, para alacaksınız ve çocuklarınız mekteplerde okuyacat, Bundan sonra üstünüz başnız, bu şekil- de yırtık kalmıyacak. Para kazanacak iyi elbiseler alacaksınız. Bütün bunları dinliyen ve sonra: — Allah hükümetimize zeval verme. sin., diyen köy muhtarı sözlerine şunu ilâve etti: — Bize çok tüfek, çok ZIm..; ondan cepane 1â. relik Gazhane caddesini ve Üç kilemet- reye yakmara sokaklarr yeni baştan, çar$r caddesini bir tarafı beş, idiğer ta- rafı iki buçuk metre yaya kaldırımlı o- larak parke döşemiş, dar yerlerini on beş metre genişlife iblâğ etmiş ve beş metrelik yaya kaldırımlarını iki sıra, iki sıra ağaçla süslemiştir. Bunlardan baş- buçuk metre yaya kaldırımlarını da tek ka gene bu iki sene içinide yılda on üç bin lira hasılat temin eden bir mezbaha ile geniş bir fidanlık, bir bahçe ve tiyat- ro binası, bir umum?i helâ, beş su menfe. zi yapmıştır. Yapılması dürüst olan ilk iş yetmiş mağaza ve yetmiş yazıhaneyi havi muhtevi büyük bir hubüubat yve pamuk halidir. Şehrin imar plânı da profesör Yan. sen tarafından yapılıyor. Bu plânın tat. bikatında azami itina gösterilecektir. Bilhassa köprünün inşasından son- ra Ceyhanın pek yakm bir âtide yirmi, yirmi beş bin nüfuslu şirin bir şehircik olacağı muhakkaktır , Yeğe I lere inandıramadım. Bence inanmamak Çarnizon kumandanı Mistigan Kköyü imdama ile konuşuyor Sordum:! — Tüfegi ne yapacaksınız?. — Ne mi yapacağız? Biz tüfek olma dan yaşayabilir miyiz hiç? Sordum: — Tüfeği ne yapacaksınız?. — Düşmanlarımız var... — Kim bu düşmanlar?. Köy muhtarı bir çok aşiret isimleri saydı. Sonra karşı tepedeki koç heykelli mezarları gösterdi: — Onlarr öldürdüler.. köylüyü göstererek Yanındaki — Geçen sene bunun iki hayvanını si- lâhı ile beraber aldılar. — İyi amma, bundan sonra buralar da böyle bir şey olamaz. Bakın hükü - met her tarafta yol yaptırıyor, mektep ler kurduracak.. Çocuklarınız okuya - cak, onlar da bizim gibi olacaklar, para kazanacaklar. — Estağfürullah.. Estağfürullah.. Hüseyin yerlere eğiliyor ve: — Hâkipayinize yüz süreyim.. diyor- du. — Bunlar olacak, inanınız, hem çok na inanmışlır vakında., dedim. Beni bir kenara çekti. Birden yerlere kadar eğildi: | — Bize silâh verin.. diye tekrarladı | Biz silâhsız duramayız, belki bu aksam, belki yarın aksam düşmanlarımız bize | Pazardan maada her gü”w | sonra saat 2 d baskın verecekler. | Ben şaşırmıştım, Nicin silâhr benden istiyor, diye.. Ben k'mdim ki ona silâh verecektim. Sonradan anladım. Meğer Hüseyin, bizim soför Antakyalı Musta- faya bir aralık beni gösteretek, sor- muş, o da: — O İstanbuldan geldi. Sizin dert - lerinizi dinliyecek.. demiş. Bu söz, Mistingan muhtarımın üze- rinde başka bir tesir yapmış, bende bü yük bir salâhiyet görmüş.. Hüseyini, hükümetin alacağı tedbir- ta haklı idi. Korkusunu anlatıyordu.. Tepenin ardındaki Dersimli, kanını e- mecek kadar düşmanı idi ve kendisini bir an rahat bırakmıyordu. — Hüseyin, - dedim - hükümet seni köylüleri iğ şml’ , 3 yolda çalıştırsa, parâ yerst misıt?. — Elbette çalışırım.. he — Çocuğunu — mekteP göndermez misin? p — Gönderirim.. k;f buııı y — Burada her zamati 45 un;rll da sen ve senin köymded& bir daha elinize silâh almldr nız, hep kendi işlerinizle VE ha iyi değil mi? ç yef Düşündü, düşündü.. Bir $7 f yin SÖY oğutt gçe şöf lemek istedi. Sonra: 4 — Başka yerlerde de 5! ' ğiniz gibi midir?. dedi. 5 ti — I-glcr yerde öyledir. Hiy îîrc Fi ler silâh kullanmayı ancak 3* tikleri vakit öğrenirler.. Mistiğan köyü muhtarı _f söylemedi. Gözlerimin içine ü V Tp du. Bu bakış, o kadar kuW": K'ıü kıştı, ki eğer bunları, onu aldı:ık dw'ı, söylemiş olsaydım, muhak M’ ıö; a_:zll"F F # dolaşacak ve cümlelerimi t mıyacaktım. çe ğ—:kat Hüseyin, bakışlarım :l;,ıöw lerimde, sözlerimin yalan 'hİ sezmiş olacaktı ki memnün B ”) dü., r Zavallr Dersimli, sen © îî:ıınâf; edilmiş, © kadar başrboş P ol ki.. Eğer damarlarında Türk halet saydı, sen asırlarca süre € v;b?a de tırnaklarını silâh yap3” dönerdin. Âdem baba dünyası h’lmd;,fh ı;öl; Dersim, bir kaç ay içinde y enil” , rülleri, atılan temelleri i]_e eli gü tlrı kavuştu. İnşaat faaliyeti & ,nü"“"vca' düzlü devam ediyor. Türk atçist ını? için; edibi, tarihçisi, , halkiy? ççi zisyeni, ressamı, heykeltrağ öylt « yatçısı ve doktoru için Dersrijin" ;.e j kir bir mevzudur, ki.. Bf 977 O eşiif kikler orada yapılacak“î"tün mer , Türk kanını taşıyanların ça bif yetini medeniyet dünyasın”? 1 gösterecektir. E Göz hekim A qdm Dı.Murat Rami ** ; <. NO: Beyoğlu . Mis sokağ! çh Telefon: 415)3_ öğ“d dti SESLETEASELİSTEN SEEEYESSNEnERAS Diş doktor ğ Necati Pah$' e| Hastalarını hergün sab öy akşam 19 za kadar Ka'akddııi meydanı Mahmudiye e 1/2 de kabul eder. egit Salı ve cuma günleri , 18 ze kadar parasızdır. — yagilt GETTENELEEEEETEEEESENENEN NYNU PENUYTUNUAM GA MA GU SAĞ CA IN * aavssu VU EENENE: ZAYİ — 4979 sicil nuî';mı çtvf ehliyetimi zayi ettim. X cağımdan hükmü yoktür FM' K Wi FUG < Iy O cEy W Si tray Eecndk bulsk be | AF P CüKÜY