Xğğm—'ı“: 19387 Sada bir “gı"» Fakı, bıçak F koltuğa SlğaP mı ? önkü B*'Iu.i. Bazeteler yazıyorlardı: ğ 'kş. ©n sporcu genç banyo Türek, SN lıcalara gitmişler. Orada a. :i)'nlını-.ı yapmışlar. Sonra U b 'ı'-. kenara çilingir sofrasını '.'"*"rıy',“'" Aardınca (ak cinli) yi yu- Üzinii Wb-şlımışıu Ah, o kör olası * Hep kabahat onda! ». “Rüyu Mötap y7 e kurt, kargayı şahin, lareyi "ân_ı,"di-'i kaplan, srpayı küheylân Tyyça <P akcin! - Üdeği li, namı diğerle arsları eĞ midir? Yazı 0 Üi ,,;)u Benç sporcular, o gün 1ılca- T Yanı Banyosundan sonra - ilica- Bldelerini Şanda, keskin rakı ile ağız ve F’.'vk ,d'_bir hayli banyo etmişler. St key, ıW çilingir — sofralarında "eShiya, , Ge) ve (teamül) den olduğu ÇA Btnçlerin arasında hır başlamış Üüdapı, 0 Ver külâh, iş gelmiş, so- İ u.m;&" ve menhus bıçak da-kemi- | b 5.. Hem öyle bir dayanmış Yüleş kesil, 'I yiyenin bacağındaki şir- Haa parı Ğİ için oradan oluk gibi bo- 'h? bi u:r Yüzünden genç sporcular- q—ü.ı" SIZ Olarak oracığa yıkılmış, Gi B tafrayıe Enenlikle bol rakılt çilin. am bu — derece İlgisi neden Zİbi gıradosu yüksek içki- K =r-ıı:m' bol kullanılması genç Ve Ha endi alanında çabuk çürüğe & tpk y #Porculuk, hem rakıcılık.. bikiy, ,Heker hastasının baklava, Ki "“—'ğ. ekmek kadayifi ile can ah y üzer. Genç sportmenin İi Mata, ka Otka, konyak Geğil, ayran, ki 'Ta dut şerbetidir. Haydi bir ..'ll q;,"::: (Vtrı hi üzüm şarabı B tizarmm, akat lerk beş, elli gıra- “b:'!lıı Baç a kafayı bolca tütsüleme- | ,%:lu“er; SPorcu, Hergül veya Zal- | ahi Slsa gene pek çabük hapı | Yaşş resmidir | '.':*tı.,uîş:ı:" diyelim? Genç bir Ği ha Ende, yahut yan cebinde HNun altında hıçak ne ati- biyg "lh!ı:n bir çeşit centilmenlik İt üleri anberi söylene söylene & ’nm.__ © tüyler bitti. Beli bıçak- töş ej İte belki eski melodramlar- K, A törülürdü. Rahmetli ak- hi hu yt Seyr Bbne b:""'üı 'Sinde birer (tiran) oynıyan Beyir , P€ de biçak, kama, tabanca ._'—ü ve edevatındandır rıc_'_’ı"run en şiddetlisi, en ha- * ziyeni, Ve en çok kavgaya, dö- KÇN çaçi Midir. Fakat en yaman, en ir boksör bile — madem | İk taçı C Kabında — ince, nazik, l îyhdu centilmenleşme- | T her, “Esa dört kadeh rakı- ph'" bıçağa sarılıp — karşı- 'a _po"uk derecede hoyrat Ttmen demezler, sakar B O. Cemal KAYGILI — | lli- Sajgç Hinde e Sİ yapmayı unıu,"_l”î edinen iki âlu y '»?:'”rı Çıkarıldı - İlalata Barap ** Köre VA Telgraf gazetesine — bildi. M K * Berek Bükümet markezinde, Ger eal Hükep, ı.,k;;"’;' Hehirlerde — kuvvetli bir egi ŞBt dalyayı OYGANA çıkartlmıştır. Tyay B e0 m."r(mh SulKastler tertip ot. Va Kümasler ç" Slan bu teşkiâte mensır bi tüt __'_ Kf edilmişlerdir. tiky taan bir k'“—. toşkilâtın reisi oldu MAT bahya l Gü vardı. Alekaandrin Mt Yapdie Ban Laşkilâtın merkezinde h. | Yalür SN Ve bazr evrak müsadenı qı...,, SİSAL heki ktı ktedir . 4 kişi daha | | | | İ İi nd Tn ğ ğ ; “"l' iky AZetesinin yazdığına ,,.,;' Taponya, in şubat a. ) yi '& askeri bir hükümet # olanlardan dört suçlu | dola, den ziyade insan Rüg; lere uğramış bu- iş :ç"lıı dise vukua geldiği sıralar Bi arbezi Yör m"hküml_vr? Kurbağahderenin gu Tâtif manzarasına bakın! Kim der ki burası bir bataklık, bir pislik yuvasıdır... Istanbul konuşuyor ! Kurbağalıdere ! Bir zamanlar Saadabat kadar şöhret kazanmış olan bu yer şimdi bir pislik ve mikrop İşte bir semt ki, eskiden ne kadar debdebeli eğlenceli, temiz ve güzelse, bugün o kadar aksine sönük eğlencesiz, pis ve çirkin. Senelerdir hatırası dillere destan ol- muş (Kurbağalıdere), şimdi gördüğü lâkaydinin intikamını alır gibi yer yer yığdığı çamurlarla sandalların yollarını kapıyor, etrafta oturanları ve pis kokulariyle rahatsız ediyor Vaktiyle Kadıköy ve bu civarın kı bir taraftan arabalarla TİSİNEk vey olarak Fenerbahçeye taşınırken diğet ta raftan maşlahlı, feraceli, çarşaflı ka - dınlar, Kurbağalıderede, peçe diye yüz lerine örttükleri incecik tülün açık hı- taktığı gözleriyle bindikleri sandaldan etrafı guh nazarlarla süzerler, bunların yanıt başında kaytan bıyıklı, yakası çi- çekli delikanlılar bu nazarların kendi üzerlerinde bir za olsun durabil mesi için binbir türlü hareketler ya - parlarmış. Lâle devrinin Kağıthane deresi ne ise, bundan on beş i sene evveline kadar da Kurba; Konuştuğum ihtiyar bir kayıkçı de- rin bir çekişle eski günleri şöyle anlat- tı: — Sorma bayım o günleri de derdi mizi tazeleme Allah aşkına. Neydi o za- manlar canım. Açılmış dildadesine y altın tişmek için bahşiş olarak bir iki verenleri mi ararsın, günlüğüne dal kiralayıp hiç pazarlık yapmadan bir kayık parası verenler mi arasın? Baş- kaydı o günler vesselâm. Şu derenin bir de şimdiki haline bak. Birkaç çü - rük sandalla geçen iki üç kişiden baş - ka kim var?. Hera şimdikiler. yarım saatçik dolaşmak için Üç çeyrek Saat pazarlık yapıyorlar. Kalmadı © gü ler, kalmadı.. Bir parça da başkalariyle görüşmek iç'n etrafıma bakınırken te miz kılıklı otuz yaşlarında birisi yanı ma geldi: — Bir şey mi soracaktın ağabey? san » | —Hay ağımı sevey deryası halinde yvazan : Haberci Kurbağahdere köprüsünden Fenerbahçeys.., — Bu dereden şikâyetiniz var mı? o nu anlamak istiyorum da... diye bir ilti- fat savurdu. Yahu biz senin gibi biri- sini gökte ararken; yerde bulduk. ol maz olur mu, elbette var, Hem de ne kadar istersen. Bunları söylerken Kurbağalıdere köprüsünden aşağı iniyordu. Ben de kendisini takip ettim. Merdivenin he- men altında bir çeşme ve karşısında da belediye tarafından yaptırılmış umumi helâ var. Esaşen sıcak olan hava, bu- tadan çıkan pis koku ile o kadar ağır - laşmış ki. Helâdan dışarı sızan pisliklerin Üüze- rinden atlıyarak burasınt geçebildik, De renin sahilleri de o kadar batak ki in- san kazara düşecek olsa muhakkak göz göre boğulup gidecek Bana arkadaşlık eden adam burada kayıkçı imiş. Derenin kenarında, orta - sında velhasıl hemen her tarafında Bi - yun üstüne çıkmış toprak parçalarını işaret ederek anlattı — Bak ağabey! Şunları görüyorsun ya ,şimdi sandallar arasından zor ge- Gr » — katledilmiş ve dördü Üretta Bn '* iş ve dördüncü. Sandalın biri geçerken ötekinin yol vermesi Tdzrmgeliyor çiyor. Eğer iki kayık karşı karşıya ge- lir de bi oldu mu, akşama kadar uğraşsan burayı isi inatlaşıp yol vermiyecek aşamazsın, Hele hava poyrazlamasın, muhkkak batağa saplanıp kalırsın, su- lar tamamen çekilir. Burada — sandalı yanaştırabilmek için her sene- şu gör- düğün yeri adam tutup kendi param'a temizlettim. Eh, bütün dereyi temiz - letmek te benim vazifem değil ya.. Kı- şın bu dere taşar, bir parça da lodos eserse kenarda bulunan evlerin — vay haline.. Her taraf vıcık vıcık çamur der yası halini alır. Ondan sonra ha babam ha, temizlemeğe uğraş- Bu sırada, dış tarafı kirden acayip bir renk almış küçük bir sandal önü - müzden geçiyordu. Dikkat edince için de eski milli takım beklerinden Burhan Atakı gördüm. Selmlaştık. * — Ne 07 diye sordu? İstanbulu mu konuşturuyorsun? Eğer öyle ise Allah aşkına şurasının pisliği de yaz. Şü sandalın haline bak. Daha yeni boya dım. Lâğım pislikleri ne hale koyda Ürstelik kokudan da geçilmiyor. Hani evim burada olmasa,kırk yıl geçmem amma ne yaparsın, mecburiyet.. Bir pır ça himmet edilse de şu pislikler, rOsup- lar ayıklansa burası gene eski şenliğini bulur. Şimdi sular durgun, pislikler ie ed'lince buraların için ne güzel bir melce olduğun uartık sen hesapla. ilâve sivrisineklet ŞEMENKENEEMEN seenanmanaama. Sabahı c,qefd—e—u ne düyorlar ? ee amaemann Türk kara sularında yabancı vahteloan.r Yunus Nadi, evvelk karasala da iken, sonradan, içinde bir küdise çıkar olan yabancı tahtelbahirlere ve Dlarınarssa görülen gayritabil nişanelere — dair seri ve pek haklı bir makale yazııştır, diyor ki Türk kara sularma yaklaşan ve onun içi ne girmek cüretin! gösteren bu korsan ba. reketlerinin Türkiye Cumhuriyeti hükümeti. ni ve Türk milletini fena halde - sinirlendir. miş olduğunu saklamağa lüzum yoktüâr. Hu tün bir emniğet içinde oturup dururlen bu. zur ve neşemize sinirlilik katan bu hâdime, lerden sonra hükümet cepbesinden — derhu dikkat ve uyanıklığın azami derecesile ci. hazlanılmağa geçildiğini tahmin etmekte sabet vardı.. Ancak bizim bu asahiyetimizin hakikaten çok hassas olduğumuz bir nokta. da sırf Türk kara sularına alt çok kuvvetli Kıskançlığımızdan ileri gelmekte alduğur hamen ilâve etmeliyiz. Yokaa — hi Tapanyol kargaşalığiyle altkalı geyler olma. xınt büyük bir soğukkanlılıkla mütaler ada bisceğimize şüphe yoktur. Dakilt İspanyol mücerasın: en çirkin ve en iğrenç şekilleri. me binnefis Avrupa devletleri sokmuşlardır. Büyük Avrupa devletlerinden — bazılarının tspanyol macerası önünde cüret derecesini geçen kararları, diğer bazılarımınan miskin. Hk derecelerina düşen — kararsızlıkları İa. panyol meselesini hakikt bir Avrupa maska. ralığı haline getirmiştir. Bu işleri kimler yapıyor? Garbi Akdenizde ve Atlantikte — lapanyol işi hemen hergün şu ve bu devleti alâkalan. dırmak Jâzımgelea güribeler — doğurmakta devam edegeldi ve devam — edegidiyor. Bu Kâribeler karşısında neler söylenmekte ve re ler yapılmakta olduğunu da — mütemadiyen ve hayretlerle görmekten kanıksamış halde. yiz. Şimali Afrika açıklarmdaki taarruzları yapanlar ve yaptıranlar kimlerdir? Diyorlar Ki bunları Franko tarafile taraftarları ya. pıyorlar ve yaplırıyorlar. Bunlarsa ayni me. selelerden dolayı Valans hükümeti — tarafile bunların taraftarlarını itham eden tempoyu dahâ yüksettmiş olurak bağırıyorlar: — Hayır, burları Valana kızılları ve Sov yet bolşevikleri yapıyor. Franko demek, yetmiş Iki buçük millete mensup İspanyol asilerile İtalya ve Almsn ya demek, Valans ise fleri sosyallaf. kam'l nist vo anarşist her türlü #ot — mürritlerile Üçüncü enternasyonal ve Sovyetler Rusyası demektir. 'Türk kara sularında korsan faaliyeti gös termeğe cesnret eden — denizaltırında veya denizaltlarında kimlerin eli ve alâkası var. dır.? Bu eualin cevabimı bulmak için birinci derecede yukarıki tarafları gözönüne ve el. altına almak lAzımdır.. Bunların yanı başın. da bugünlerde Boğazlardan kizlice dış deniz den iç denize geçirilmek istenidigi tahmin olunan iki denizaltı gemisini de bir kenarı kaydederek ayrıca onları dâ- — Müşahade ve mütalea altında bulundurmak muvafıktır. İspanyol gemilerini tabil Valans denizaltı. ları hatırmağa gelmemiştir. italyadan şüphe Franköya mensup bör iki denizallı gemisi şarki Akdenize kader gelmiş olatilirler Gelebilirler, fakat bu taraflarda çalışmakta devam edebilmek için bunların dayanacakla. yi ve başları sıkıldığça sığımacakları bir da. niz Üssüne malik olmaları bir zarurettir. Bu iiticagâhı Yunanistan vermemiş oldukça, ki bize göre bunun imkânı yoktur, ancak L talya vermiş olabilir. İspanyol — gemilerin! battran denizaltıları gerek İtalyadan müza herot görsün, gerek Franko iderisine bürün. müş İtalyan silâhları olsun, bunu bu devle. tin Türkiyeye karşı düzgün.ve dürüat Sİya setine göre hemea hemen — inanılmaz * saymak icap eder. Hareket — terzında gayri dastaneliği Ikübalilik haline götürmekte be. Ia görmiyen bir çapulculuk vardır. Bunu tü tün sorbazlıklara rağmen akıl ve — basiret. ten ayrılmıyan M. Musolini Ttalyasınadı beklemek zordur. O halde Almanlar mı? Ha, yır, n& olursa olmun Almanyayı böyle delice hüreketlerden üstün tutmak isteriz. — Peki göriye kim kalıyor: Sovyetler mi* Frankodan başlıyarak İtalya ve Almanya- min bir ağızdan bağrıştıklarını işitivor gl biyiz: — Hah, işte buldunuz, Sovyetler!.. Niçin?. Sovyet Rusyadan Valans hükü. metina eşya ve erzak gölüren İspanyol Bn- milerini niçin batırmış — olsunlar? Hiç bu akla, mantığa sığar mr Karşı taraftaki koro heyeti cevap yor: — Dünyayı biraz dahâ U panyol kurgaşalığını beynelmilci | mak için! Karıştırmak, İ hale sok. Yanında duran arkadaşı bu sözli ta- mamladı : — Sivrisinek hücumundan geceleri uyku uyuyamaz olduk. Şimdiye kadar sıtmaya yakalanmadığıma hâlâ şaşı - yorum, B'r yanımda pisliği dışarı akan ap - tesanesi ve diğer yanında da çeşmesi M K | buluan köprünün mervdiveninden yu- | karı çıkarak uzaklaştık. HABERCİ Siyaset oyuncak mı oldu n Rusya tarafından 'böyle bir bareket Mak, yavelliğin Makyavelliği bir şey olurdu. Ger, çi dünya hiç bir şeyi çok veya - gayri müm. kün görmiyeceğimiz derecelerde tereddi &t. müşse de siyasetin bu kadar çocuk oyuncağı haline götürülebilmesine Ihtimal vermek ko. lay değildir. İşte ihtimaller ve onun Bekeı bir tahlili. Bal N, çünkü Mmaddi olarak ortada şu © kat kalıyor: Türk kara sularıma (Sayfayı çeviriniz) haki. yabancı j ğ | . Vi j