22 Ağustos 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

22 Ağustos 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— ydı. Ellerini cebine sok- Yağın doğru yürüyerek dışarı v Mmee ince yağıyordu. i maç eyle Vem bu havada köpeğini bile s0- hüşumla, i — Nermine : My ban, bir daha örerünüz- 4 A Yapacak olursanız evvelâ : le Ye « İşi iyiden iyiye anlayın Sikin. Damdan düşer gibi k Relinmez. Metin te 5 i m ir il. düm ki. Amcamın sizi dn İŞİ yapacağını tahmin e- > Var Wslik gibi bir ses işitildi. Yakından, hem uzaktan geli- BN ba ga Mtiğin Rarip sadanın nereden o tahmin etmeğe vakit ; ma bein bir köşeye doğ- Me gile duvardaki bir di Kişi ki bir düğmeye nn kapak açıldı. Ufak bir 3 ; Börün, ii, öy benzemiyordu ile, ir tertibattı. Gayri ih- b — eşi sözleri dinledi: Ş 5 İşitiyorum.. Fakat a üç Kiya, münasebetsizlik £, i, peki olur. ai Ve tekrar genç kızın Ny Ace, Kk Mi “lan İşim var, Gitmeden ev- Oldu, Meseleyi bitirelim, Tah- v . Yöylüyordunuz. ALAN, Deka İşte diplomalarım. Maç Bağ, la... Şimdi dinleyin tay, havada dışarı gikamaz *. #İddetinden birkaç R baline girecektir. eride sizi Zi alakoyup koya- ri *aammasin gımdı- » bir iş vereyim. wi a içinde: in ir. Size nasıl teşek Ng nd ki bağl len 79 üne munisleştirecek tat- Mal #imeyin. Sizi rahatsız et a Ki erin Yüzü gülümsemi Me ole by Ka yz bir kütüphanem Mae bunların bir çoğunu Yen, in Siz bana Tistesini çı- , Wwl dairesinde, le İyi olmalı ki, bir göz Aben nerede olduğunu il enaleyh kütüphane- siniz. Bunu yapabile- 25 f # İ adim, Mektepte de kü- rdrm. Bu hususta i, > Ümit ederim ki işimi 1 / #, 5, Yalnız Şalışırsınız. Ben Tata bulunamam, ire lâf: keserek tai a Daldım İkbal Ba © kitaplarım nerede ©. LÂzım olan şeyleri 7d YÜN Gü, İNS İçinde, odadan dışa- Pârlıyordu, Yanakları Ha, Gitmiyordu, Çiftlik ve, Ak, Gr kazanabilecekti, aa ei ailecek bir dam <A yemek yiyeceleti. Ya iy te iz EÇ tarafını temin et- 4 2 LU Aşk ve macera 1omanı — vo macera roman. e a— Nakleden : (vâ-N0) nin ruhuna da bir dua okudu. 4i9)$ — Demek çiftlikte kalmağa muvaf- fak oldunuz? Nermin iri siyah gözlerini ihtiyar kaklına doğru kaldırarak: — Ben buraya çalışmak için gel miştim, Bana bir yer olduğunu söyle- mişlerdi. — Ne olursa olsun... Sırf Rüştü be- yin keyfine kalsaydı pek buralarda ba- rmamazdın. Genç kız, minnettar bir tebessümle: — Eğer bu işte bana siz yardım et- tinirse iyiliğinizi asla unutmıyacağım. ikbal kalfa homurdandı: — Ben mi?.. Bilmem ki?.. Ben mi, değil mi?... Orası malüm değil. Nerminin hayretle kendisine baktı- ğını görünce hemen ilâve etti: — Bu lâflarımdan mana çikartmağa uğraşma, Böyle havada kimse sokağa a- blamaz. Rüştü bey de bunu anladı. Si- ze lâzım olan da zaten buydu. Genç kız, meyus bir sesle: — Benim burada kaldığından kim- se memnus değil, galiba. Halbuki ber bütün hüsnü niyetimle geldim. Çalış- mak istiyorum, Elimden geldiği kadar herkese yardım ederim, Bu muhavere gene çiftliğin mutfa- ğında akşam üstü cereyan ediyordu. O sabahtan itibaren Nermin işine başla- mış bulunuyordu. ikbal kalfa hem ye- meği veriyor, hem de kızı sıgaya çeki- yordu. O, bütün yaşlı kadınlar gibi gençli- ğe karşı emniyetsizlik hissederdi. Ha yatları ortasında böyle birdenbire beli- riveren kız kimdi, kimin nesiydi? Güya oralı değilmiş gibi bin bir sual soruyor, işi saflığa vuruyor, kurnaz kurmaz âinli- yordu, Nerminse içini dışını samimiyet- le döküyordu. Mektep hayatını, seyaha VE Çinmizsnl Büymedmeresi sünek Ta sunu, bülâsa her şeyi anlâttı. Bütün gayesinin burada etrafı memnun edip kalmak olduğunu da ilâve etti, — Kitapları da kütüphaneyi de gör- dün ya... Başa çıkacak iş değil, — Evet... Zor iş ama, zararı yok. Çalışmak beni yıldırmaz. Hem ben ki- tap severim. — Hepsini birer birer elden geçirip sıraya koyacaksın, değil mi? — Evet, Fakat bu, çabuk bitecek iş değil, Aylar sürer, — Uzaması da senin işine gelir. — Tabii. İnşallah Rüştü bey, işimi bitirmeden beni savmaz. — Ona pek de güven olmaz ya. İşi Yüzumundan fazla uzatma, savsaklama. Genç kızın tatlı simasını gene siyah bir bulut kapladı. — Ben mahsus uzatacak eğilim ki,, Fakat hakikaten çok iş var. ikbal kalfa kıza ilk defa olarak şef- katle baktı. Namuslu ve çalışkan oldu- ğu her sözünden, her halinden belliydi. Sonra şöyle, baştan aşağı, onu bir süz- dü, Nermin, uzun boylu, ince bir kızdı, Rengi uçuk, dudakları beyaz, gözleri heyecanlıydı. oLâkin bunlar, belli ki havasızlıktan, gilasızlıktan ve asabiyet- tendi. Biraz istirahat edecek olsa pek güzelleşecekti. İkbal kalfa, aksi haline rağmen kal- bi altın gibi saf olan bir kadındı. Ye- mek yiyen bu kızcağıza içi acıyarak, ©- na efendisinin yemesine mahsus âlâ cins kanlı etlerden kocaman bir parça ayırıp tabağına koydu. Nermin ömründe bu kadar enfes bir parça yememişti. Kızarıp: — Aman, kalfacığım! — Çalışmak için yemek lâzım. (Arkası var.) a metli bir yol Üzerine çıkarmıştı. Annesi» 338 sene evvel bugün 2 e e m m 41 yıl Düşmanda kalan Trablus ele geçti Esirler Türk donanmalarının küreklerine zıncirlerle bağlandı! | Turguda selâm vermiyeu gemi batırıldı ve yakıldı — Ben Fransız âskeriyim, nize teslim ol. dum, yardım edeceğim... Harbin bitür şiddetle devam ettiği biran. 4uordaya giren bu udam 'Türk ordumuna ns yardım edecekti, Yeniçeriler; yabancıyı sü. | züyorlar, fena bir fikirle gelip gelmediğini anlamak için çalışıyorlardı Yransız askeri devam etti: — Tesblus artik kurtulamaz. Yalnız size kolayen zaptetmenizin yolunu Hğreteceğim. Şimdiye Kdar Beran külesine ateş ediyor. dunuz.. Oradan vaçgağiniz” San Tiyne ve Santa Bar Külelerini topa tutunuz. Fransız askerinin sözü doğru çıktı Söyle. diği yere birkaç saat atılan mermiler büyük bir gedik açmışlı. Düşman Kumandanı Ges par gö Vilye gediklerin arkasında yeri siper Ver yaptırmak İstedi, fakat sskerler; — Biz fazli hiirb edemeyiz. diye ayak di. rediler, silâhları birakmak istediler, Kuman danin bütün tehditleri böça çıktı, Biraz da, ba ileri çitsn, belki kendisini öldüreceklerdi. Bu vaziyetten sönra harp meclisi toplanarak teslim şeraitini konuştular, Abaliye dokünul madan gemilerle gitmelerine müsande edil, mek gartile Kaleleri boşatacakların: bildir. diler, $ican pağa, Vlinin gelmesini istedi. Ges, par dö Vilye çare olmadığını anladı. gitme, se yakalanacakt. , Vali Sinan paşanın karşınma gelince der hal yakalandı Sinan paşa: Köpek yavruları, dedi. Padişah yirmi sekiz sene evvelki haydutluğunüzdan vaz. geçmeniz? ve Türk sancağına riayet ve bür. met edeceğiniz hakkındaki vaadlerinize kar. p size hayatlarınız! bakşetti, Bu taahhüdatı #iz nemi ifa ettiniz. Maltaya © yerleşmeden yeniden tınydutluğa başladınız. fkinel günü ierliyen Türk — sskeri bütün kâleleri teslim aldı, Yakalanan aşlterler esir edilerek gemilerin #üreklerine zineirletildi. Kirk bir sene düşman elinde kalari Trab, Yus tekrar alınmıştı. Sinan paşs Trshlusun idaresini Tasura ağası Mürat ağaya verdi. 1501 yılı 22 ağustos günü, 388 sene evvel bugün Turgut Rela, Sina paşanın bu hâre, ketinden hiddetlenerek arkadaşları İle bera ber Mağrip sularma gitmek üzere yola çık. tı. Bütün Türk donanması arkasından çeli, yordu. Cesur ve kahraman 'Türk denizeisi bu va. ziynti görünçe şaşırdı. O Yalnız kendi gemi. leri tle ayrılmak iatiyordu. Halbuki devletin gemileri de beraberinâs gelmek (istiyordu. Geri gipdü ve onlara dedi ki: — Arkadaşlar bon bilklimdarn arzusu üze rine Trabtumun fetti için gelmiştim. Görüyor sunuz ki, kükümdarm arzüsi yerine geldi. Donanma kaptan paşanın emrindedir. Bep kendi arkadaşlarım! ayrdacağım. Turgudun gemileri korsan gemlaiydi Açik denizlerde düşman körsen gemileri ile çar. Pışacak, onlara göz açtırmıyacaktı, o Pezat Türk kaptanları ayaklarına kapanârlar ve onu bırakmadılar. Turgud ricaları reddedemedi. Bütün arka. daşları ile İstanbula geldi. Turguda Kartecii sancağı verildi, diğer reislere donanmadı kaptanlık vazifeleri veridi. Artık 'Turgud, hükümet etnrinde idi, Kah Paunnn denizci yeni aldığı sancsğa geldikten birkaç gün sonra ilik büyük ödizi yaydı, Biiytik bir Venedik Lcaret gemisine rast ladı, Bu gibi gemilerin barp gemirine rasta drkları vakit yelkenleri indirerek selâmlama 81 ve münasip bir hediye vermesi icap et. mekteydi. Fakat Venedik gemisi, Türk da. nanmasının zayif öldüğünü, kend! Yelkenleri. nin kuvveti bulunduğunu ( ahlaymca buna Yzum görmeden geçti. TurEuf, bu Bâdineden (4 ve'bir müddet sonrü Venedik gemisini ev. Tayarak İçinde bulunanları esir etti. Gemiyi de yaktı. Niyazi Ahmet Tonton amcanın Müdahalesi hikâyesi Bugün Istanbul gene kanl yümerinden birini yaşıyordu. Sabahleyin Sarayda, DoS. tinetlar iyi çalışmışlar, bir gök masum bo. yunlara kement vurup biçare ölüleri, dışa. rıda kuynaşan kann, ikbale, akçeye susa. muş güruhun önüne fırlatmışlardı. Azgm ka. Hileler, önlerine atılan ba Ölülere, sortlanlar gibi hücum etmişler. Kelleler (o vücutlardan gövdeleri, sokak sokak dalaştırılmıştı. İstanbul halkı pusmuştu o Kapalıçarşığa bir tek açık dükkân kalmamış, el ayak çe. | kilmiş, herkes evinde kafe arkasından bü Korku; manzarayı ttriyerek seyrediyordu. | İşte şimdi okuyacağınız — bikâye, böyle korkunç ve kanlı bir günün saşsanında baş. layacak, Dondurucu bir ayaz vardı. Öğleden sonrs herfir, harif yağmaya başlayan kar, akşama doğru birden şiddetini arttırmış ve o kadar siirat ve kesüfat peyda etmişti ki, insan dur. madan İnen bu beyaz bulutun birden, yağış balindeyken donup kaldığına inanabilirdi. Karanlık sine sine çöküyardu. Soğuk, 10. guk, yanakları iğnetiyen ayarları hatgiz birer tahta haline sokan öldürücü bir soğuk. Soğuk var, kar var, dulhâhelerde, çardak gibi kulübelerde, yumruk kadar mangaların üzerine kapanmış titreşen sefiller de var. Koca kasakların, bir karış tüyü ballarin bezenmiş odalarında, ipekli tandır yorgun. larının #ltna, bacaklarımı uzatınış, uyukla. yan bahliyartar da var, Samur kürkler, miti taslar var, #arap var, Şehzadebaşında, işte böyle herşeyi var 0- inn koca bir konakta bu korkulu günün ak. şammda, irk, anber kokulu, samur ( dilgeli, bir odada, kumral bıyıkları kimbilir kaç ki. şen kelbiri titretmiş, boylu postu bir delikan ir, iki kolları arkasında koca odayı arşmlâ. yıp duruyor. Canı sıkılıyor galiba. Odunm bir köşesinde, koca sarığının &l. tında, kiçücük gözleri blya git Gri, fr dönen, iplik gihi iner bıyıkları çenesine düş. müş Miki “suratlı bir adamı, İki dizi Üzerin. nihayet oturmuş, yutkunup duruyor. İşte dile geldi ve: — Efendimiz, dedi. Biraz sakin o olunuz sıkıntınızın ewbabımı söyleyiniz ki, kulunuz çare bulsun. Bizler ki yalsız efendimizin se. #deli için yaşıyoruz. Canmızın sekülmaması için ne yapalım. Eğer tebessimiinizü cebe. derse, kalbimi kopartıp önlinüre (Koyayım. Kellemi ayaklarınızın dibine fırlatayım, ken dime işkence yaptırtayım, erimi o ataşlayip, evlât ve ayalimin ah ve figanını dinleteyim. "Yalnız siz ürülmeyin. Sizi böyle mahzun ve müikedder görmiyeyim!,. Delikenı bütün dişlerini gösteren sokuldu. — Ah benim fedakâr Dilâverim, dedi. Bu #öylediklerinin birini istemem. Sen (benim dünyada bir tanecik dostum ve akıl hocam. sm. Bu fedakâr kalbinle bana ölünceye kadar Miammsn Bırak bu sözleri Ben âşıkım DU. ver, hem de ölesiye, İplik biyıkir Dilâver: — Aman efendimiz, dedi. Bu çaresiz bir dert değil ki, emredin, O GÜZelİ bulup gele. yim. — Bu öyle istediğin dakikada, elde edile. cek hir kız deği, Yanımda anası olduğunu zünnettiğim bir kadınla gezen namuslu bir Alber. Zaten bepsi İki kere gördüm. Birin. İkinci gürüşümde arkalarından gitmek iste. dim, Hünkâr geçiyordu, birden bir kargaşa. lik oldu. Gözden kaybettim. Mor . feraceli, servi boylu bir melek... — Nerede gördünüz beyim? Olkmeydanmdan aşağıya doğru iner. kan, bir sokaktan çıktılar, Diver kendinden emin; — Dilberini artık yanında bi beyim, da. 4. Yamız yanındaki dadıyı ise, kandırmak için biraz para lâzım olur. Delikanlı sedef izlemeli bir masanm llze. inde duran, abancz bir çekmeceden, irice bir torba çıkardı ve: - tstediğin kadar parn, dedi, Yalnız sev. diğim kızı bul! Dilkver atlas torbayı tatl; tatlı okşayarak ei büklüm odadan çıktı. Çanı efendisinin uğruna fedaya hazır, sadık bende, korkak bir bazirgân gibi, kıymeti! altın o Lorbasını. kürkünün geniş cebine iedirdi. Şimdi, kat, kat kürklerin altında bir tespih böceği gibi küçülmüş, elinde kocaman feneri. Artık şid. bata çika evine gidiyordu. Hem gidiyor, bem de kendi 'deti azalmış olan karm altında, geniş bir tebesstimle iplik biyikli adamm O yanma li iplik bıyıklı adamın söyliye söyliye, paru canlısı sâim evinin &. nüne gelmişti. Adeti olduğu git o tokmağı üç kere hizir hizli vurdu, Evin kapısı açıl, dı, ve tempih böceği içeri girdi. Şimdi, saçsız kafasmdâ, kulaklarına ka, dar geçmiş beyaz takkesi, elinde teskihi, min derine oturmuş düşünüyordu. Şu kızı nasi «lde edecekti, İçinden çok zayıf tir ses; Elin samuslu kızlarını şemarık beyzadelere peş. kez çekmek günah değil mi? der gibi oldu. Lâkin bu zayıf ses, yanmda duran altınların aşkı ile böyeğana gelmiş ihtiyarm, Üzerinde en küçük bir tesir bile tarukmadı. o Adam sende, ne yapalım, onlar da güzeli kizlari 0. kaklarda dolaştırmasınlar. Namuslu ise 6. vipde otursun, dedi, Ve plânı tasarladı. Çek genç ve narin yapılı bir delikanlıya, ferace giydirecek. Efendisinin kız hakkında. ki tariflerini oğlanın kafasma iyice sindir. dikten ve, bol bir mükâfat vandettikfen son. ra, kızın geçtiği saatte, Okmeydanında bu. Yunacaktı. Feraceli genç, kızı görür görmez, wiüşin yanlarına yaklaşık. Sesini değiş. trerek, birdenbire annesini kaybettiğimi, ev. lerinin biraz uzakça olduğunu, yalnız gid». miyeceğini söyliyecek, ve eve kadar, kendi. sini götürmelerini, ağlayarak rica edecekti. 'Tabil onlar da kabul edebekler ve Uç kişilik kafile, her şeyi var olan konağa gelecekti, Sohras kolaydı. Iğrenç plânmı hazırlayan #btiyar bende, gerinerek ayağa kalktı. Ar. tik müsberihti. Gene sandığa epeyos Bitm gireceki. Yatağa girdi rahat, sakin bir uy. kuya daldı. Birkaç gün geçmişti, Büyük odada, kum. Fal tayıklı delikani: Me, ihtiyar bendesi kar, şi karşıya, oturuyorlardı. Gencin suratı ol. dukça asıktı, İşte öç gündür, kızdan hiç bir Kaber yoktu, Feraceli genç ber sikşüm kona. gn geliyor ve, öyle bir ana kıza tesadüf et. meğiğini söylüyordu. Bürün dördüncü gün. dü. Aşık gene: — Bana bak (o Dilâyer, dedi, Bir iki gün daha bekliyeceğim, Gene bir gey eldn edemez sen, artık ölümlerden ölüm beğenmek zama, zın gelmiş olacak... Delikanlı daha bü gözleri tamamlamamış te ki, feraceli genç rüzgâr gibiiçeri o GirdL Gözleri sevinçten pırt, piril yanıyordu. — Getirdim efendim, deli. Sevdiğiniz kı. 2: getirdim. Ayni boy, eyni göz eyni renk #eraca, yanımda gişman bir kadın. Şimdi mi. safir odasmdslar, np emredersiniz? Delikanlı flo ihtiyar bende ayağa fırlamış landı, Kavuşacağı altınların tatl gıkırtımını şimdiden işiten iplik bayık, elma kürkünün eteklerini uçura, uçura oradan, oraya koşu. yor. Delikanlı pür heyecan kumandalar ve. riyardu. — Kalfaya söyle, kızı bursyn getirsin. A. nasını da, İkram edecekleri kahvenin içina, uyutucü bir gey katıp uyutsunlar. Öterini sonra düşünürüz. Haydi, şarap getirin. ye. miş getirin, guraları düzeltin. Sonra Dilâvere dönerek: — Sende, dedi, Şu perdenin arkasına sak. lan ve beni çileden çıkaran dilberi gör. Gör. dükten sonra gidersin. Alacağın mükhfak, tan başka bu da, sana gözlerini murlandıra.. cak daha büyük bir mıüikâfat olacak. İhtiyar (odanın ikinci kapısını Örten ağır arkasına gizlendi. Delikanlı zeiş kokulu garstın buharı ile gözleri süzülmüş ayakta sevgilisini bekliyor. du: — Buyurun, burada alranlarınız ile daha rahat konuşursuDuz. Diyen, yaşlıca bir kalfa kapıyı Açtı. Sır. tından feracesini çıksrmamı5 m 'mağıni çenesinin altına çekmiş, servi genç bir kız aşkın bir tavırla içeri girdi. Kapı kapandı. Şimdiye kadar yaşmağın: biç hir delikanlıya açmamış olan ceylân gönlü kız iki kollarını kendisine doğru » UZAtMIŞ, ierliyen bir gençle karşılaşmez tiz bir fer. yat kopararak kapıya doğru dönmüştü. De. likanlı çılgım gibi kogarak; — Çıksmazsın bu odadan, ceylân gözlüm. dedi. Burada kalbi yalnız senin için çârpan bir Aşılım veri, Ve bu esnada, kalm perdelerin arkasından boğazlanan bir hayvanın boğuk biriltasına, benziyen bir ses işitndL Bu belki de, ciğerle ri #ökecek derecede giddetie kopmuş bir bize kırık. sesiydi, Kollarında iiymetii bamle. #ini taşıyan genç, sanki tahaceliz etti. Kalın perdelerin arkasmda, mütkiş bir f8- da cereyan ediyordu. Pars aşkiyle, görme yen, ihtiyar adam, odaya giren gözel Kırm nadir bir fidar gibi, bin vir #htimamla yetiş, vi, çök mh bir nezaret sitmds Yaşı naçar bir tanecik kızı olduğunu görünce simdiye kadar içinde karkunç bir ahtapot gibi yaşamış olan atm tiutemı gölgede bı. rakasak, müthiş bir kuvvet, anil bir slev gi, MW bütün varlığında tutuşmuş ve artık insan, olan ihtiyar bende gik demadan ölmüştü. Ve böylece, aanletli altın hazretleri, uğ. runda ölen biçarelerin sayısız listesine bir de Iplik bıyıklı ilâve etti,

Bu sayıdan diğer sayfalar: