qş& ve macera KBN S » 'x___i___humn. (VA-NO) %?L("ıw .î-'i bu. boya getir: vaktimia yok. k b" yardım beklemek | Ünı iyice anlamaıştı. Yal- | "—hğ' ihtiyar adam, bi ran co- Ribi na GiM, yavrum! Mezhum t üğatla ,_":"Lu Ve Çâlışkan ol. Sa- n ü *demediğimden dolayı H ":q’.,____ Pendi yölü) ihti. _;ıq.,'h%m% ? Hem hemşireme | & "“"ru.. n her dediğini dinle- | “İık “O böyle münasip gör- Nî'("* Hizin eline bit lira daha sı- ada ü Tahat ettiğine dair iyi | f,p“*tıh ın, y izq.l"h_.'..mıı ihtiyar adamı &i !iın::'h_'-t bu parayı ken: Bir fedakârlıktı. Kalbin- v; muhabbet uyanarak ::ıî üku—“- Kenç kızr güverteye Üandayi &min bir köşeye büzül- * c__,'“ı,w Yabancı simalardan â- b"r.. qh Halbuki civarda kim- f APİYordu bile. - Yalnız BlaYer, Gelikanlı yüksek sesle içyet hıı,',:"" kiza müstehzi na- y,ü;: Bibih;t' Yahut Nermine şı“'—zk: * Nerminin :(ı,ı. çök bi he y.='* bunun farkmdaydı. i"tı Ki ? Giyecek başka bir ğl:?:;. Sinirleri gevşedi: İ Tpi b Ayretti. Sonra engin f Tet alga l » Eşyalarını eline Be ni YS Ötobüsler dölmüş- | t —Wl ğ ,h“& B trene binmesini Nak (£ İletlemi YA vardığı zaman "*ıı' "MI“L Abolyond gölüne Ş .._:nı halde Kidebileceğini öğre- s"ıh%“ Btceyi ve ucuz bir otel * " *Tada geçirmeğe mec #Yrap p OA Dir 1 v i '“'cy, :_ eh Ta fazla vermesey- tcekler varmış. . î'_'ı'_"ğı vakit etrafın T Yerdi. "u:;ı:_ İ,i-ü'" r Ş ç bir ga- ’!q'" bir :,:_"i“litl ve bü kadar xh'” Ve İşe, Böfmemişti. Bir an Si "'dı,.,ı:*w meçhul ha- Vnuttu, tçin için dua N “:"l ı:,::ğ""— Sana sığındım. | t Taey kanç, Ttatında ben kü- L Beni sen ka- kallağı —w Rakil vasıtası aradı. A Aaaa 't döre gapoİYONd gölüne ancak | '& varılacağını öğre- | S Yarabki | N biz " eHlentlemin bucağı imiş. e Röremiyeceğim. Ade- L OMAanı — ta sürgüne gidiyorum!,, diye mırıldan- dı. Sonta kendisini şu sözlerle teselliye çabaladı? # Adam sen de! Burası da Türki- yenin bir parçası değil mi? Mademki gitmeğe mecburum, bu işe de neşeyle katlanmalıyım... Birkaç köylüyle birlikte bindikleri kaptıkaçtı genç kızı Abolyond'a bırak- tı. Nermin zarfın Üzerindeki adresi şo- före gösterdi: Kerimpaşa zade Rüştü bey çiftliği. Adam, eliyle uzakları işaret ederek : — Şu tarafta. Bir arabaya binmeniz lâzım gelecek, Elli kuruşa götürürler! İ dedi. Fakat Nermin, otelde yattığı için bü tün parasını harcamış, ancak yirmi ku- ruşu kalmıştı. Köyde aradı, taradı. Bu | fiyata bir nakil vasıtası bulamadı. Yaya gitmeğe karar verdi. Köylü. nün biri de müvezzün © tarafa gideceği- ni söyliyerek kızı onunla konuşturdu. — Kızım!'Orası pek uzak. - Nasil yürüyeceksin? Hele bu paket nle?.. O- Tası da 1stiz, izbe bir yez.. Rüştü bey : halde niçin Bur- a oturmaz da bu o kadar zengin oldu. sada yahut İstanbu kuş uçmaz, kervan geçmez yeri seçmiş, bilmem? Zavallı Nermin bu sözleri işitince büsbütün afallamış, somurtmuştu. — Öyleyse nasıl gidezeğim? | — Rüştü bey sizin geleceğinizi Bili. yeor mu? — Evet. — © halde niçin arabasımı yollama- di? Sizi pek âlâ aldırtabilirdi. Bin bir tane adamı var. — Biliyor ama hangi gün geleceği- mi bilmiyor. : — Bari bir telgraf çekseydin, k- sıRA, — Düşünmedik. — Ben bari gidip söyliyeyim. — Hayır, buralarda - bekliyemem. Akşam kararmadan varmak istiyorum. Gidelim. — Haydi yolcu yolunda gerek. Postacının bir atı vardı. Kızın eşya- a da onun üstüne koydular. Yan ya- na yürümeğe başladılar. Postacı baba- can bir adamdı. Köylülere Hair hoş hoş hikâyeler anlattı. (Devamı var) HALER Z Ka çe NÜ | g2 sene evvel buğün | Şair Tevfik Fikret öldü Fikret, edebi yazılar yazmaktan menedilince en güzel şürlerini verdi Kendi hür, irfanı hür vtedanı hür bir şair | | Şair Tevfik Fikret Bugün, ştir Tevkif Fikretin ölümünün 22 imet yüdönümüdür. 1870 yılında doğan Fik. ret, 1915 yılı 10 ağustos günü 45 yaşında göz lerini ebediyyen hayata yumdu . Şiirde yeni bir devir yaratan Fikret Ak. sarayda doğmuştu. Babası Çankırıtın İlgaz kazasından ve Karataviran nahiyesinin Dal. köz köyündendir. Fıkrat lik yazılarını Mehmet Tevfik imzs. B a yazardı. Tevfik Fikret adını — Serveti Fünuna girdik! sözra kullanmağa başla. dı. Daha önceleri muhtelif — moemuslardaki yazrlarında bep Motmet 'Tevfik imzasını kul latdı., Fikret, ilk tahsitini Aksarayda, Mahmudi. yo Valde rüştiyesinde yaptı, sonra Galatasa. raya geçti. Mektepten çıktıktan sonra ha. riciye istişare odasına devam etmeğe baş. ladı. Buradan sekiz yüz kuruş maaşla sada. ret mektupçuluk kalemine girdi. Biraz son- ra iztişare odası muavin! oldu. Fikret bu İş. lteri yaparken Gedikpayadaki ticarat mekte. bina devam ediyor, burada fransızca, türkç ve yazı dersleri okuyordu. | — Mühtelir — mecmualara şiirler — yuzmağa | başladığı vakit imtihan Ie Galatasaray İise. sine türkçe muallimi oldu. Tercümanı Haki. kut gazetesine Nazmi imzası ile yazı yazlır. dı. tamatl Safa Te tirlikte Maltmat gazele. sini çıkarraağa başladılar. 'Tevlik Fikret, Malümatı ve diğer mecnu. aları birakarak Serveti Fünunun edebi u. Te muhşrrirliğini aldıktan sönra — göhretini arttırdı. Bundan sonra Fikret, bir kıymet o. israk anılmağa başlardı. Çünkü daha evci neşrettiği eski tarz şilri tamamile değişlir. mlş yeni bir ati ve yeni bir ruhla ygzryordu. 1898 yılında Serveti Fünunda çıkan yilrle. rini “Rübab: Şikeşte,, adi ile negrettifi vakit Börülmemiş bir rağdet kazandı ve ikinci Ba. me İkinci tabı yapıldı. 1001 yılında sattanat idaresi Serveti Fünu nun edebi kısmıu Tâğgvedince Filkmet hota. Hğını yapmakta olduğu Rtumolikisarındakt Rabert Kollajin eteklerinde aşiyağını kura, | rak münzevi bir bayat sürmeğe Başladı. İş., | te Fikret en kuvvetli şüflerini bu kendi kö, | şesine çekildikten sonra yazdı. Sile, Bir lâh. K ür. Abdülhamit istipdadını lânetliyor, taassutü büyük bir cesmretle yıkmak istiyor du. Fikret 1908 yılında Hüseyin Cahit ve Hü. seyin Kâzım ile Tanin gazetosini kurdular. Fakat şair, siyast dedikodular arasında faz. Ja çalrşamadı. Gazeteciliği bırakark Galate, “Tonton amca ! Ve polis sahbur, Tarihi kadim bu senelerin mah., | “————— Hayırsız evlât Arkadaşımır Bekir Srtkı, hikdiyelerini top. Hyarak “TDukmnla Selkan, isnl altında bir | Kitap haliade nöşretmilştir. Bugünkü kikâ, yeyi oradan alıyoruz | İhliyar aç hareketa geçmişti, saç sakal biribirine karışmış, gözleri dönmüş, nüzillü sol ayağını sürüye sürüye Mahkeme korldor larında dolaşıyor, sümüğünü elinin — torsile silip sapsarı parmakları arasında — tuttuğu cıgaradan derin nefesler çekerek, oturacak bir yer arıyordu. Mahkeme hüküm teftimi. ne kalmıştı. İtiyar açın avuçları kaşınyor. aç, (yani gümrük kâtipliğinden HK Karei — ölünce gitmış yaşındaki adam, düşkün baline, yok. gsüluğüna bakmadan, Üle tekrar övlenmek ve ile genç ve güzel bir kız almak istemlş. . Bu arzusuna oğlu İlyas şiddetie mubale. | fet etti. Vakat Ömer elendi oğlumu baba ©. | cağından kovdu va Cumbaziyedeki evini Em. ziyet sandığıma terhin ederek, istediğini yap tı: Babih efendinin dile gelmiş kızmı, güzel Naüideyi evine gelin getirdi Baba oğtl fikin biribtrine düşman oldular. Sonra biribirini unuttular. Ömer — efendinin bali günden güne kötüleşti, bir gece soal ta. rafına nüzül isabet etti, yarr ölü haline ge- d. Üstetik Üç aylıklar, daha birinci ay bit. meden Ruyünü çektyor, maaş kırıcak sarraf bulunamıyor, bakkal veresiye — vermiyordu. Tabil Ermniyet sandığına olan borç Olduğu gibi dürüyar, #yrıca gvin vergisi de Üatüste birikiyordu. Ömer efendi yarı aç, yarı tok bile dağildi, doğrümü tam açtı, kahve para- #ent bulup Kahveye çıkabilse, o bu açlığa da goktan razı idi, Genç ve güzel Nadideye gelince: O, Ömer efendile dargın dürüp surat üstüne surat &. diyor, ve sözde bir kocası olmasından dolayı büsbütün serbest, saçlarını — Aksaraydaki berbere kıvırtmış, yüzü gözü boyalı, bacak. Jarında tabanı yamalı ipok çoraplarla Divan. yolundi nahallebicilerde, külüetür. dans galonlarında, karışd kakların gizli evle. rinde boy güsteriyordu. İlyas, baba evinden kaovulduktarı sonra, bir müddet serserilik etti. Rakı içti, kurmar oynadı, hırsızlık yaptı. Kodane girip çıktı. Son günlerde Tophanede bir kahvede yatıp Kalkıyor ve Taksimde bir garajda işçi olarak çalışıyordu. Ömer efendi pek çaresiz, pek Bitkin — bir hale düşünce, artık — oğlunu Hatırlamağa | başlamıştı. Kahvede eşe dostu: katdı mt diye bilç | diye Gert e evlât olacak, hayırsız 0v. — Ya babam öldü mü aradıfı sorduğu yok keratamın, Yatı r kahrınr zabmetin! çek, daha doğrusu sebabi hayatı öl, benle, tüyüt, adam et Arztık eli akmak tutmağa buşludı ya.. İh- | tiyar babaya ne lüzum var, ölsün, geberi gitain! İzşallah o da çeker, © da gençliğine doymaz. tiyas hakikaton gençliğine doymadı, Bir. gün, geç vakit Boğazkesenden — Tephaneye doğru İnerken yukardan hızla gelen bir o. tomobil sevalir genci ansızın iüstikten ca. navar dişleri arasına aldı, Gtdi ÖğÜttü, bi. tirdi. Uzun uzun tahkikat, zabrilar, — Keşifler. Kabahat ölende mi, ötüne sebeb olanda mr? | Gazetelerde kaza hHaklimda tafsilt: Ömer efendi oğlunun kazaya uğrayıp öI. düğünü tirkaç gün sonra kahvede Hübder al. dı. Rengi sapsarı keşildi, türer dili tutulur gibi oldu. Sonra eşin dostun taseili - maka, munda ikram ettikleri sizara ve Kahva ile oldu. Pikretin mektap Heriyi; iyiyi herşeyden Üstün tutan Fikret mektebe der. hal başka bir ruh verdi. Pakat ne yazık ki tahammti! saray lisesi mik müdtirlüğü ayrt bir safhadır. Maarif nezsretinin baskımına edemiyorldu. Tatifa etü. Bundan sanra Mu. allim mektebinde, Dartilfununda birkaç deri verdi. Fakat buralarda da fazla duramadı Gene Roh Fikret, Rübabr Şiksatenin başında yazdığı gibi “kandi hür, irfanı hür, vicdanı Üür bir | gairvdi. Niyazi Ahmet menmun bile oldu. Zaten n& olacaktı, diya düşündü, bayırsız evlât değil mi? Nitekim eve gidince genç ve güzel karısı da onü ay, mı geyi tekrar etdi. Fakat ne dersiniz, hayırsız evlâttan, öl. dükten sonra, bir hağır gelmek ihtimali Jürmesin mi? Hay yarabti, Ömer aklı fikri aana emanet! kulunun Diyorlar ki, otomobil, filâmca girkat direk. türünün husust otomohili imiş. Eğer dava >. dilirse, mesulbilmal sfatile direktörden şu kadar bin veya gu kadar yüz Hrü tazıninat alınabilirmiş! Hattâ bu işin takttini mahal. leden avukat Haydar bey üstüne alacakmiş! Ömer efendi, bü Tivayet Nrerine, kahva. nin ortasında, sanki oğlanun ölüm haberin! ilk dafa almış gibi başladır sümüğünü çeke, sızlana sazlana, melfil melül ağlumağa Herkes etraftar*Zavalir beha, zavallı baba', döye söyleniyoedu. Bir manzara ki, en Kalı yürekiiler bile dayanamazdı buna! Neyse sözü Uuzatmıyulım, — Ömer efendi hemen o saşt avukat Haydar beye başvurdu. Bir istlida yazıp mahkemeye vendiler, dava. da “müdahil,, aıfatını sldılar, Gerçi Ömer efandi, Haydar beyi avukat tutta ama, ge olur ne olmaz, şabal hakkım ziyaa uğrar diyerek avukatın bir gün bile pegini berakmadı. Davanın her — celsesinde, müzüllü ayağın: sürerek hasır bulundu ve mabkeme heyetinin merhametini, sevgili ev I&dımın hatırasile zapledemediği acı göz yaş. larımı kocamar, mer diline içirerek, avlarağa galıştı! İşte artık son gün gelmiş, hükmün tefki. Ki ganti yaklaşnışt. İhliyar aç Ömer efen. dinin kulaklarında kâğıt paraların hışertrst, ga tatlı musiki gibi deram ediyordu. İçinde büyük bir merak vardı. — Bakalım kaç lira hükmedeceklerdi! Kendisi beş Bin istemişti. Çok bir şey değil ya.. 25 yaşılıda dağ — par. çası gibi delikaniı bir evlât kaybelmişti, ba. kikaten çok hir şay değil! Mahkame mrası anlara gelince. Ömer « fendi, gene pek mazlüm bir tavirla hikim, lerin huzuruna çıktı. Epayos de heyecanlıy. €. Alacağı paraya çoktan alışmış olmasına rüğmen, heyecanıma bir türlü hâkim olumt. yordu. Tazminat miktarı beş Üü veya bey. yüz olsun, herkalde mahallede vaziyetini hir. den yükseltecekti. İlk iş olarak - bu davada müdahil sıfatını akdığı gündenberi — veresiya ye razı olan bakkalın hesatımı kesecekti. E. vi satılmaktan kurtarmak için Emniyet san dığmmın taksitini ödiyecek, karısna bir ipek. H eatari, bir iskarpin alacak, kendisine bir ağızlık, bir tespih. Bir de artık — lokumuna tavla oynıyahilecekti. Paranm geriye kalan kasmunz bir çıkma koyacak, çıkının ilatüne düğüm düğüm üstüne yaparak Sakliyacaktı. Artık bu dünyada arkınlı çekmiyecekti. Ko, day değil, bu parayı ciğerparesi, sevgili evlâ © mukabitinde elde ediyordu. — Bu paraya Ona göre ve O nisbette ebemmiyet — vermek Yazımdı. Hüküm uzun usun, kaza tarif ve tasvir edilerek, kanun maddeleri söylenecek oku. Buyordu. Nihayet sıra tazminata gelmişti: 300 Jirat Ömer efendi, kazanın tasvirine ait satır. lar okunurken, sanki © müthiş — manzarayi görmemek için gözlertat! kapamuştı. 900 li. Tayı işitince (varam 300 lira olsun!) gözleri Gört açıldı. : O gün mahallede herkes öpa, — (fıkaralık Kötü şeyi) İmrenarek, — kâh hasetle, kâh gıpta Te baktılar! İhtiyar aç, şirket veznesinden paraları a. kerken, görülecek baldeydi. — Paraları en az Ot defa saydı, biraz kirli ve yırtık olanla, Yını değiştirtti. Sonra üç yüz lrayı yeleğinin iç cebine sıki sikı yerleştirdi. Muvakkat bir canlılıkla, nüzüNü sol ayağını yarı sürüyerek evinin yolunu tuttu. Bu defa genç ve güzel karıst da yanındaydı. Kahveye hiç uğramadı. Doğru eve gitliler. Genç ve güzel kartsr öna köpüklü hir yor. gunlük kahvesi pişirdi. Karızlle ne zaman. dır araları düzelmişti! Nadide © gece Ömer efendiye eylendik. leri flk günlerden sonra bir parçasını gü. termediği mahram etinin bütün casfhenitil çeke | arzetti. Sanra “canın kocacığım!,, diye No boynuna sarılmalar, ne öpücükler! Ömer efendinin, haz içinde gevşiyenek UY. kusu geldi. Fakât gene de ihliyatâ rinyetle yeleğini çıkarmadan para ile birlikte yattı. Parayı ve karıyt suykusunda ve yüyasında sık sik yokluyar, evde çıt olaa derhal kulak yin uy duğunu ve paraam yelek cehindeki yerinda yeller entiğini, debgetle görüü. Kadın da va. nında yoktu! Ömer efendi, gene eski yoksul halile Kah. vede oturüyor, “hayiretez evlâdın. dirisinden hayır gelmedikten sonra., ölüsünden Mi ha, yır gelecekti!.. dyerek bütün kabahati ölen oğluna yükletiyor, 0 günden sonra — yüzürü görmediği genç ve güzel Nadidenin Üstüne gene de toz kondurmuyardu. BEKİR SITKI