Günün meselesi Spor devlet işi halini alırken ... Yazan : Başvekil İnönü tarafından dün neş. redilen tebliğ, efkârı umumiyede, u. müulan her derecenin üstünde yüksek bir hayranlık doğurdu. Mühterem İnönünün tebliği yalnız bir sahada hükümetin almağa karar verdiği cepheyi değil, ayni zamanda memleket meselelerinin başvekillik ta. rafından ne suretle adım adım takip edildiğini, hangi zaviyeden mütalca o. lunduğunu, nihat bir karar vermeye medar olacak hâdiselerin inkişafına nasıl bir tahammmül ve sabırla intizar edildiğini, icra küvvetimizi sezişten karara ulaştıran merhaleleri, bu kuv. veti Milli Şefin, pertinin ve milletin müşterek itimatlarma mazhar eden sırrı da tebarüz ettirdi. Dün bütün Türkiyede mes'ut bir ye- ni intibahım mübeşgiri olarak yayılan bu tebliğ ile Türkiye iktidar mevkiinin tatbik sahasma koyduğu her işin, ne den bu memleketin bünyesiyle tama. miyle intıbak ettiğini, niçin hiçbir ak. saklık göstermediği de anlaşılmıştır. Türkiyede sporun bir millt hamle mevzuu olduğu gu anda, sporun başı. bozukluğunu — beğenmiyenlerin kafi. Jesine çoktanberi katılmış olanlardan biri sıfatiyle sevinirken, tebliğin göze vurduğu umumi fcra sistemine karşı duyduğumuz hayranlığı da burada kay detmekten kendimiz! alamıyoruz. Başvekilin tebliğine sadece “tebliğ,, demenin bir hata olduğuna kaniiz. Bu ayni zamanda bir beyanname, ayni za- manda bir ithamname, bir iddianame ve bir kararnamedir. Başvekil moseleyi kimi içtimaf, ki. mi sıhhi, kimi siyasi ve kimi ekono. mik olan ve hepsinin biribirinden pü. rüzlü ve rejime aykırt olduğu muhak. kak bulunan bütün cephelerinden inco, lemiş, hataları birer birer ortaya at- mış, çürümüş tarafları cımbızla ayık. Tamış, mes'uliyetleri tayin etmiş, so0. Bukkanlılıkla ve tam bir centilmen dili İle konuşmuştur. Diyebiliriz ki, bir çeyrek asırdanbe. ri, bir hayli kabarık bir yığın göste. den spor edebiyatımızın (!!) ilk cen. tilmen yazısı, ilk sporcu yazısı, spor yen'çeriliğine, spor — başıbozukluğuna ve spor partizanlığına nihayet veren bu “TEBLİĞ” den ibarettir. İnönü, sporun yuvarlandığı batak, “Xklan, memleketin her tarafındaki ba. aklıkları kurutan iktidar Mevkiinin en ufak bir mes'udiyeti olmadığını ef. kârı umumiyeye veciz bir tarzda İzah ediyor. Diyor ki: “— Cumhuriyet hükümetleri, ilk günden ilibaren &por terbiyesile a. lüâkadar olmuşlardır.,, O halde neden memleket sporu bu Hale düşmüştür? Başvekil bunu da gçoktan sezmiştir. İlleti efkârr umumi. yeye şöyle bildiriyor: “— Tecrübeli sporcu olarak hkarşı. mıza çıkanlar, idareyi klüplerin elinde ve Bpordu tahınmış BİR KAÇ MÜTE- SANİT ŞAHSIN salâhiyotinde tutmak için hör gayreti sarfetmişlerdir.,, Peki, mademki bu oyunun farkma varılmıştır, noden derhal önüne geçil- memiştir? : Başvekilin Bu mukadder suale ver. diği oevab, bütün idari ve siyast? hü. viyetine gördüğümüz yüksekliği ve. ren hususiyeti tebarüz ettirmektedir. Şöyle ki: ş a İnönü sporla uğraştıkları rivayet e. dilen bu adamlarm mutlaka az veya Çok bir bir ihtisasın adamı olduklarma veya olabileceklerine, ken. dilerine gösterilen itimada “iyi niyet izhar ederek mukabele edeceklerine, hayet gu netfceye varmıştır: *“İktidarlarına ve hüsnü niyetlerine ihHimal verilerek mahdut — salâhiyette Ar fü Nizamettin Nazij bırakılar idman cemiyetleri ittifakı şeklinde bir idare vüctda gelmiş ve bu idare şimdiye kadar iktidarsıtlik, he. sapsızlık ve anarşi içinde memleketi spordan mahrum tutarak infisah et. miştir.,, Bunun üzerine partiyi tahrik etmiş, parti Türk Spor Kurümünun teşekkü- Tüne delâlet etmiştir. Ve o zaman “spor anargisini devam ettirmekte menfaati olan anasırın partiye, rejime ve devlet temayüllerine kargı cidden büyük bir cüretle ecphe tuttukları, Bozgunculuğa koyuldukları ve bildik. leri yoldan şaşmamakta ısrar ettikleri görülmüştür. Bunu İnönü şöyle anlatı. yor: * Cumhuüriyet Halk partisi, Türk #por ku rumunun teşekkülüne delâlet ettikten son.. ra sporu eski mütereddi ve anarşik vaziyette futmak sevdasından vaz geçmiyen anasırım bir taraflan spor kurumunu — çalışmaktan menedecek maddi, manevt tedbirlerle, diğer taraftan genç sporcuları yekdiğeri aleyline düşman zihniyetlere tahrik etmeğe koyulduk ları anlaşılmıştır.. Bu satırları tebliğin içinde çok acı ve hakaretle dolu şu tevbih takip edi. yor: — Genç sportulara iyi ahlâk nümüneleri vermiyen Kdareciler bulunması — teessüf olu. nacak bir şeydir., Bunun manasındaki şümulün dere. cesini anlamak için elimizde bir mik. yas movcut değildir. Fakat sporla mil. Ni ahlâk ve seciyeyi yan yana yürüt- mek istiyen dürüst devlet adamır İnö- nü, yeni bir devir açan tebliğini efkârı umümiyeye yaptığı gu hitab ve vaitle bitiriyor; “Efkârı umumiyonin bilmesini arzu ederim ki, artık sporun kaldırım kavgası halina devam etmesine ve muntazam sporun kendi tesir sahaları baricinde kurulmamamı — için bunun doğru istikametten çaşırtılmasına a4, la müsaado etmiyeceğiz.., .. * 'Türk sporunda İnönünün açtığı ye. ni devre başlarken bunun iç sıyasada ne derece mühim ve gerek rejimin ah. lâkı bakımından, gerek Türkiyede ta. mamen millileşmiş olan Kemalist aki. de bakımından ne derece elzem olduğu. nu tekrarlamamak doğru olmaz. 'Türk içtimaf bünyesinin aynası olan Türk Kamutayının gösterdiği insicam ve a- henkle Türkiyenin ber tarafında genç- liğe musallat mantarları, yosunları an. dıran klüplerdeki başıbozukluk, umu. mi ahenge uymamazlık ve milli akide. nin birlik şiarını ihlâl eden devamlı tezatlar karğısmda akliselimin vara. cağı netice elbette bu olacaktı. İnönünün tebliği Türkiye stadyom. larını Bizans hipodromlarına, mütare- ke devrinin seciyesiz fırkacılığına ve dahili rahatı bozuk memleketlerdeki parlâmentoların derbederliklerine di- siplinsizlik gürültülerine kapamış bu. lunuyor, Nizamettin NAZIF 2000 kadın satan Cezalrli deveci İngilizce The People gazetesinde o. kunduğuna göre Fransanın Tuluz şeh. rinde, şimdiye kadar 2000 beyaz kız kaçırıp satmış olan bir şebeke yaka, lanmıştır. Bu kızların ekserisi İngiliz- di. . Bunlar çiçek ticareti yapmaktaymış gibi görünüyorlardı; ve şifreli muha. berelerinde de hep çiçekten bahsedi - yorlardı. BSon defa bu şebekenin ele geçmesi. ne sebeb olan bir telgraftır. Telgrafta yazılıydı. Yapılan tahkikat ve tetki. kattan sonra, bu iki “gül göncesi” nin iki İngiliz krzr olduğu anlaşılmıştır. Şebekenin reisi İbni 'Azra adlı eski bir Cezairli devecidir, Türkiye, sulhün mübeşşiri... Yazan : Ensari Bülent * Bu yazının mevzuunu arka- daşımız dün akşam Istanbul Radyosunda — verdiği — konfe- ranstan almıştır - Birkaç gün evvel Türkiye Cumhuri. yeti Montrö ve Lozan muahedelerinin yıldönümlerini hatırladı, Bu iki mua. hedenin hatırlanışmda gösterdiği bü. yük tevazu Türk devletinin olgunlu. guna ve siyasi dünyada eşine pek az raslanan asil vakarına bir yeni delil olarak kabul edilmelidir. Lozan, milletler allesi önünde dipdi. Fi ve gürbüz bir bünye, granit bir endam ile kendini gösteren muzaffer Türkiyeye milletler ailesinin biatını ifade eder. Montrö ise bu sağlam bün- yeli devletin daima azami sıhhate ulaş. miş olmasına, en ufak bir hastalık is. tidadı göstermemiş olmasmma ve hâsta, lanmasının asla imkân ve ihtimal için. de görülememesine, böylelikle millet. ler ailesinin azami İtimat ve azami sempatisini kazanmış bulunmasına ve bu kazancın her gün - bir parça daha artmasına delâlet eden bir - âbidedir. Ulu bir Siyasi âbhide ki Atatürke ait bir payın Atatürke İiadesini mü- hürlemiş olmakla da hulâsa edilebilir. Montrö ile bambaşka bir Türkiye başlamıştır: € Büyük Türkiye, Ondan evvelki Türkiye yine müsta. kil bir Türkiye idi. Lâkin Akdenizin mühim bir stratejik noktası kendi top. rakları içindeyken bu mühim nokta, | nın binnazariye kontrol hakkı kendi. sinden alımmış arsrulusal hir komisyo. na tevdi edilmiş bulunuyordu. Montrö, Akdenizin üç kilidinden en mühimmini- bütün anahtarları ve tıl- l hakem,, rolü oynamak şeref ve kıyme- || tina uygun bir hüviyet haline yüksel. diğini ve bu yeni vaziyetin resmen ta. nındığını anlatır, n Türkiye bunun için ne yaptı? Yeni bir harbe mi girişti? Yeni bir silâhlr zaferin sonurnda mı böyle bir hüviye. te sahip olduğu tanındı? Hayır. 'Türkiye sadece temsil ettiği mille. tin medeni meziyetlerini , gösterdi. Cumhuriyetin ilânından - sonra, hangi hâdisenin içinde bulunsa ve hangi hâdisenin dışmda kalsa Türke, toprak- larmda kurduğu devletle medeni, ba- şındaki hükümetle medeni, ferd ola. rak ve cemiyet halinde gözükerek yi. ne medeni, dalma medenf bir millet çehresi göstertti. © derecede ki Milletler Cemiyeti, te. şekkülündenberi zimmetine geçen ka. yıpları yalnız bu medeni ve insant Türkiyeyi içine almakla hiçe indirdi. Türkiyenin Milletler Cemiyeti bayra- ğını ele alması, Milletler Cemiyeti bay- Tağını bırakmış - olanları unutturdü. Niçin bu Türkiye bu kadar mühim. dir? Çünkü Türkiye hem başlıbaşına bir kuvvettir. Hem de bir kuvvetler man. zumesinin sembolüdür; mümessilidir, bu manzümenin bayrağını tutanların en başında gelir. Türkiye çekirdeği 'Türk milleti ve 'Türk devleti olan kos. koca bir âlem demektir. Bu âlem Bo. gaziçinin gark kıyısma ta Tahrana, Kâbile, Asyanın göbeğini kadar ge- nişliyen bir Hinterland behşetmiştir. Boğaziçinin garb kıyısında başlıyan parçası ise Adriyatiğin şark kıyısın - dan Sudetlere kadar uzanan uzun bir hattı Avrupanın göbeğinde hudud ola. Tak göze vuruyor. Bu âlem, kombine. zoncu, entrikacı bir Siyasi manzume değildir. Bir takım dost'uklardan, an. laşmalardan ve ittifaklardan terekküb şiart sulhün devamıdır. Düne kadâr bu şiart ortaya atanlar bunu hep hususi menfaatleri bakımından İst'smara kal kıştılar. Bu şları ilk defa olarak ume- lt bir tarzda tatbik edenler ve siyasi dün yayı rahat bir nefes almak imkânını hissettirenler Türkiye ile önun garpla- ki ve şarktaki dostları olmuştur. İnsanları gönüllerinden zaptetmek hünerini göstermiş bir liderin, metod. larını milletlere tatbik etmek ve mil. letleri gönüllerinden - zaptetmek direk, tifini alan Türk dış sıyasası evvelâ Türkiye ile komşulart arasında tam dostluk kurmağa mâni.sebepleri tasfi. ye etti. Haritaya bakılınca Türk vata- nının kara ve deniz hudutlarında ve etrafımdaki denizlerin yaladığı bütün yabancı kıyılarda hep dostlar ve dost. luklarla çevrilmiş bulunduğunu görü- yoruz. Bu merhaleden sonra Türk dış sıyasası kendisi için kurduğu emniyet.' ten ettiği istifadeyi dostlarına da te. mizi doğru buldu. Burada Türk dış sıyastsına hâkim olan Kemalist ruhun bütün digergim ve yepyeni insan! ma. Masr olanca vuzuhiyle göze vurur. Türk . Yunan dostluğu, Türk . Yu. goslav dostluğu, Türk . Rumen daost- luğu ve Balkan Antantı bunun Avru. Padakl! mahsulüdür ki dünyanın bu kısmımda tarih buna benzer bir umumi ahengi ve menfaat İmtizacmı asla kay, detmemiştir. Bunu Garbi Asya antan. ti takib etti. Türkiye Dış Bakanmın Kemalist Türkiyeden yollanmış bir sulh havarisi gibi Garbi Asyanın dost payitahtlarını dolaştığı gün Asyanın garbında beliren mes'ut değişikliğin Asyanm şarkı ile yaptığı tezat dünya- yı hayrete düşürdü: Gerek Tahran, gerek Bağdad ve ge. rek bunları takib eden Moskova seya- hatleri Atatürk devletinin yalnız sulh, ,yalnız refah ve yalnız İnsanlık tesanti. /| tu tebğirine temur olan tecrübeli si. yanın Asyasile yanyana bahsetmek — büyük " bir haksıztık olur. Top, tiZek, bilgi ve kud. ret Aayanın şarkında. hâlâ Avrupanın bazı devtellerinde telâkki edildiği ve bazı nokta, Tarında olduğu gibi, gasp, garet, talan — ve insafsızlık vasıtatıdır. Aynı topun, aynı tik feğin, aynı bügi ve kudretin garbi Aayada medeniyete ve İnaanlığa Ümit veren bir te, gelli göstermesi garbi Aayaya hem muhte | yem bir (medent - insasi) not veriyor, hem de tezatlar, ihtiraslar — ve tehliketer İçinde bunalan dünyaya bir selâmat kıyısı, yeni bir. tesolll ve Insanlık gemisini kayalara Çarp, maktan kurtaracak yepyeni hir pusula gö teriyor. Bütün bu dostlukları Türkiye hiç. bir düşmanlık pahasma kazanmış de. Kildir. Türkiye dış sryasasında ne gu devlete, ne bu devlete dost oluşunu bir başka devletin düşmanı olmak pahası- na temine lüzum görmez. Düşmanlık bir milli aksülâmeli ifa, de eder. Ufuklarda milli menfaatleri- mize aykırı bir hareketle bizde bir mil. Ni aksülüâmel uyandırmak hatasına dü. şen görülemiyor. Uzak Şarktan belki yine top sesleri geliyor. Pekinin bombardımanı riva. yet ediliyor. Garpta İspanya İç kav. gası belki azami şiddetine ulaşmış bu- lunuyor, Madrid bombardıman edil. mektedir. Fakat, buna rağmen yeryü- zünde bir sulh mevcut olduğunu kabul etmek lâzımdır. Bu sulh, harbin birçok yerlerde tehlikeli izler göstermesine rağmen, her gün bir parça daha daj. resini genişletiyor, ve insanlığı bir par. ça daha sulha İnanmağa sevkediyor. Muztarip dünyanın iktısadi ve mede. ni inkişafı için sulh teneffüs etmeye ihtiyacı vardır. Bu sulh müvellidülhu. muzasını Kemalist Türkiye yayıyor. Binaenaleyh; ” bitce, bir, ayrılıksız gayrılıksız Türkiyenin büyük dikkatli, çok tecrübeli, çok sezişli ve şuurlu o- lan âlf sıyasa mekanizmasınm ve bu mekanizmayı işlek bir elle kullanan initiateur kudretin meşhur şiarı “yurd. da sulh, cihanda sulh,, böylece hulâsa edilebilir. Ensari BULENT - — 29 TEMMUZ — İZ Hayata Lüzumlu g09; F İLOSOF — Ren& © Disooura de la Mi Yolunalr üç yüz yıl olmuş: " betle Fransa'da ihtifaller yor, mecmualar hususi rıyor. Haftalık Edebi! (Nouvelles littöraires) zı muharrirlere şu ııllud v “1 — Discours de la mile okudunuz mu? 2 ” , gif okuduğunuz olur mu? ,'Ö' madıklarını itiraf edenler 4 Cevablardan biri, Franf T oaş ki, çok hoşuma gitti: W de bir ceza çeker gibi gentt müddetten beri hemen h€f açıyorum; itiraf edeyimi Tinde de yine o zorluğu K da isbat eder ki o kitabi #l | nim için lüzumlu bir ) Başımdan sonuna kadâr | ki bir nefeste j kötü, kusurlu olduğunu ” ? gekiniriz; bunda bir şey olduğunu zannederi muukk“ı" yifi romancısı ve Bennett: “Kitabr sonunâ Tp den düşürmeden okudun TÜ istiyorsun? Onun iyi uld':;;ı moecbursun,, dermiş. Bü 'j ; tam akli . selim'in hW kür; halbuki hiç de-öyle GER , kü bizim zevkle, koııycı kitablar bizde zaten . zenginliklerle dolu ow""”v ginlik derken de — yalâf yf yetleri — kasdetmiyorum). ” anladığımız kitabda bir 7;: g bir şeyler kazandıran hv yok demektir. Onlardan ) miyeceğim: eğlenmeğe, hİS â de beklemeksizin vakit g hakkımız vardır. Fakat *lti anlıyamadığımız için bizi tti ) renlerden de kıçınııııl“’:.“ #j yada hangi felsefe kitabı VAP lenerek, kolayca okunabilsi? ge| DGU LECORSTNAANU, SI almak sanatine erdikten muş, kendini kendine baği9'?” zincirlerini kırıp dünyayı 47 — d3 luna girmiş demektir. —— Anlamıyorum diye bir Kİ deıııî.ı.ıılırıunıebuııull_lçhı pök rim. Gerçi bu, hepimizif / bir iştir; çünkü yorulmaği gör gi kolay değildir. Pakat bunu!f yW ğimizden geldiğini bilip 08*?” ra kalkmıyalım. T4 Nurullab ? lı'l-ı ü7 -i0 M| Y Yirmi tücet', ı.ı........ı.ı.ı...,.w#"/j karma karışıktır. Bunların SÜ4 #” duğu gibi açık göz değildir. kuyumculardan birinin gt çök gik ve zengin gördi. Tek taşlı bir yüzük ce kuyumecu istenilen malif kardı. Bunların arasından teri al aşağı, vur yukurt 1000 lira üzerinden uyuştu- © defterini çekin karşılığı olmadığın! » Bununla beraber tüccar W Bu gekin sattığı eşyadan kastfi ve diğer on dokuz taciri de mâk şartile bedelini tamif