XHİS8) zzewanyo OparsauşlaN SÂPZES. genıı Ko v9X — d1NO rey ArAKÇI SAA HANIOMA J8N)y — b we Şi ödetrey unzu — J5p78 :aazzas döysunNyS4 YSSSU9LBAZI "you &r SLdun ON — 4Ğ0YE d3 UT TETTOM Âut 839019 BL — € “e819 Kpogonmon İNTALUS EÇ wDU J0 SUO — ieymeysçese eT pW — 2 Ssnunyo *3rey s Kpogomos Surynd S1 9H — çessa “LOĞ P J ŞUYDE YWAlEDİZ FROR KI AYT KOP UYOY J0 Şrowacana AŞi NŞ JKDRUŞMOY OYE İ0W OB 23ş A9plosta) SADA A9 SW 03 ZUPOİ Mür) SRSEN O7 SA 03 HUYI SUOY TU AöE19 DAPIS O) HUDFADANOI DLOUL YONUL OK S T BAP HOT (S KPDYUÇE Ava APPRE PiN PASOY URİ Pa ZY ANA aari z Haziid Pi0 Ş 241) — 9819 Kpoggraos A9 döyyer yaMA *00 UY Put s3994Y9 MNOK AA OJ TWEKEOYİ Araa Y0t S II *APUĞOP KĞ A99 MPDOPLİ HBÜYU HOĞ K “Tarueyüngee (wvuue)den 15 N$NdaN UNgGUS) UPTTUSUSİ SA AĞDAZE SKŞ APAŞRASAE Kİ AAEŞEZAT SŞ E* BAŞDENZ MEzŞAEr a.. “ayloğ isşalg toptirfnsoz Yadoy ö Baruuydoor 9495 Va SOPYORDA Nğais uZ0 LĞ DEOY YOS NĞIP AUP O,, URENUNENA — (UIZULTUNNEYUK) UEUPLZLAN STAL9 UAĞUR Te Kü y “tam TU sen elimden aldıni Hem de | ıııı._"":-l_t—-'uuı—vıı..u.- — Ne yDiş, göyle düşünüyordu: , Dekadar Şödar stırap çekiyorl... .Onu , Ohun y A YİYOfİ. Ah gu — meşum kiz! e v_:::ionı'—uwı ve bir yalvarma sezilen tatlı tttiş 'S bir sezle Konçiniye — hitap İ Ha ) b Ben yaptınl Ve biyler d . [Fi DS 3 Hanan yahat baralı, b »e x uıı'::""—-whmpu Konçino- (I'İ %Mhüüurf.udbum ğ îı%“:dwmumqı Bibİ oluyordu. Mln tecellisi — şuydu ki, Stun tmekten ve — böylelikle hiçbiş APabbetini kazanmaktan - başka Emeli olmadığı ve bunun için ü- 't Bty Küyretler sarfettiği halde, ancak i 1 Nw Şekilde ikna — ediyor, ona İamaz, PiYOr fakat bir türlü kalbini zoc Ünütan ge Ve onu öldürmek istediğini A:——hı Konçini merak ve — heyecanla | f j h::— konuştukça, Kuuç.iııi de yavaş £ — L Ne demek istiyorsun? tzah et! "',"!“-Hıw:mş.ın:;ın 4 Butop amyoradord öyı &f YEUM — £ arpreç “reç ef 880 <anğ yopozmdur 9p Upapymo SİYTM WEYO KADANHAAĞ AzaunsroKmıo3 9u epumreyyap saysağ NT — $ AMNANI SA OçAANAZAP YOPHNKDN TULTERİLE 'YDAÇI — ZvUZ soplpayıso TuULTUPİUK TUŞUIPUM — £ #UNDUYUNLU BUKUTLUYUI UNUO UEUKUZUYUNUZ YOAŞ — t1uag1suda GozğldlDNİ *104şpo Gt VKIA TUptoK)san İUR LTETEJTEN SA VISNN — 4 Vva0r Lğep 'zaunarodAnyo — Ser) Yyuşpuoy ap Tis Mromlapouuez "upayundnp ça ASPOİUNYE SVUNO Gur) ÇAPUAK ULS9KADU “VUYUP U2L “ADUEPURDA IPUDN açDUtmA — Sody YMUYO YEHPO MA MERARUNĞND DNUP WO0,, “izye zaszmudur “4 vUp ZRUYPUSA YPDAL TPYSATDA ÜY BAE MELLOPONUDE OO Cfhosay aağ 3 J0 Hu 9 aŞ Eğm do fn) (CW yunp “az Jissani ağö NÂ zo dve Av) YIRSUNU SAUUE OJ İudno vevr & yuru BÂcmM(E I lumlsuga BOÖZLTLÜNİ! Si PARDAYANIN OĞLU ——— Akuavivaya ait olan Rüyideki ecski kral şatosuna götürülmektedir. Yarınki per şembe günü, öğleden evvel, — kral kızı olan bu genç kızı kurtarmağa gelecek- tir. Ve bu defa, mani — olacak bir yiğit Jan bulunmadığı için, oraya sağ olarak gidecek olan kral, ölü olarak Luvra ge- tirilecektir, Öğle üzeri de senin hâkimi yetin başlıyacaktır. Bu genç kızr senin elinden niçin aldığımı şimdi — anlıyor musun? — Evet ama, muvaflak olacağına e- min misin?.. — Bütün tedbirlerimiz — alınmıştır, Merak #tme Konçini, bu defa kurtulamı yacaktır.! Bu kıza gelince... Mademki hâkim sen olacaksın, bu kızı da istedi- ğin anda alabilirsin. Bu arzuna mani olmıyacağıma emin olabilirsin!. Bunu hoş görecek kadar seni seviyorum! Ve içinden ilâve etti: — Kızı tekrar bulacaksın!.. — Pakat bir ceset halinde! - İşte yakıcı çelik döşeme — üzerinde diz çökmüş olan Janın gördüğü ve duy- duğu şeyler, Bertiy kurtulmuştu. Evet, ama uzun müddet için değil! Leonoranın dediği gibi, yarın hâkim olacak olan sefil, mü- leves pençesini tekrar ona uzatacak ve bu defa artık. hiçbir küuvvet onu kurta. ramıyacaktır. Öyleya mademki, kendisi bu yakıcı hücreden seğ olarak çıkmıya- caktı. tçinde çılgın bir hiddet — belirdi. Bir müddet hiçbir şey düşünemiyecek bir hâle geldi. Nihayet yavaş yavaş kendi- sini toplamağa başladı. Herşeyden ev- vel buradan çıkmak lâzımdı.. Fakat na- !? Hep ayni çıldırtıcı sual, Duvar tekrar yerine gelmiş, etzafmı tekrat detle;bir zumet sarmışta. Şiindi Ş eTi ğ ae .E. ğâîğ ğ di Bi p buk O d! Di p d4k 3 Gibdii İfçi İ binliş HGU Eİb Pipgiir & Halpi ği S piidalı 9 Geplie ril eati SHi z ğğğ%îî%;âğ;ğîğ- İHialİi 3 KiyçpiyeiİlEd 3 $ n ğ gg 5 DŞi e $vU ON İ D FO AM el CRğyl f a Si Hzta p ddş D işi ! DİĞRD ni do d, Li ğîğ 5Hİ ğ ğîîâ ; ğîşğ S v g işt A düp ai Teşt ; gŞ beşili Hi ! Bi pj SI GÜHT L UKÜ . PARDAYANIN ÖĞLU 4397 İşte, çılgın bir şekilde haykırılan bü kımıldayan du Gözlerini cehennemi duvarın üzerine sından Bertiyin hayalini görür gibi ol Bertiyden sonra, Konçiniyi de gör- dü. Sonra ikisini beraber gördü, nere- ide olduklarını bilmiyordu. O zaman dehşet ve hiddet — içinde, yere mıhlanmış gibi kaldı ve — bu defa herşeyi iyice gördü. Duvar kaybolmuştu. Bunun yerin: bir ateş uçurumundan fışkırıyormuş gi- Bi çıkan kırmızımtrak bir ışk kaljm ol- muştü ve bu, ona bir hayli geniş bir u- çurum gibi görünüyordu. Sağa sola eğilirken, bu ateş hattının ötesinde, iyice aydınlanmış, ük bir odayı görüyordu. Odada tehta bir masa bir sandalye ve dar bir karyola vardı. Bütün bu teferrilatı, Jan, ancak aldığı vaziyete göre görüyordu. — Bulunduğu yenden, esrarengiz odanın ortasında bulunması icap eden masayı — görüyor du. Sol tarafa döğrü — eğilince, bir ölü gibi solan ve dimdik, hareketsiz düra- rtak. görünmiyen bir düşmanının hare- ketlerini dikkatle takip eden — Bertiy! görüyordu. Onu sağında — görüyordu, yatağın yanım'da duruyordu ve önünde iskemle vardı. Sağa eğilince de, gol ta- rafında, ellerini göğsünde kavuşturarak hayvan' bir ihtirasla şikârına bakar gibi duran Kançini götünüyordu. Arkasın- e. sürmesini iyice gördüğü kapr vardı. Demek ki, güphe edilemezdi, Konci- €& Onları biribirlerinden, ancak küçük - miyle Bertiy karşı karşıya bulunuyonar /— masa ayırıyordu. aA A nu zannediyordun, Fakat tekrar elime geçtin.. Ve bu defa artık elimden kur tulamıyacağına emin olabilirsin! Bertiy nefret dolu bir tavırla bağıre $ — Alçak, sefil alçak! Yiğit Jan dehşetinden ağzını açamı- yordu. Saçları diken diken — olmuş, al- nından iri ter taneleri — dökülüyordu, Cehennemi bir hayal karşısında mr bu- kunduğunu, yöksa çıldırdığını mı kendi kendine soruyordu. ' “Fakat, Ravayak gibi hayalire inâ: cak, cahil bir adam değildi ve derhal hakikati anlayarak mırıldandı: — Müteharrik ve dalavereli bir yer« de bulunüyorum. Burada bir sürü ay- na oyunları, husust bir akustile ve bel- ki de benden bir hayli uzakta cereyan eden hâdiseleri görüp işitmemi — temin eden bir sürü karışık ve ustaca tesisat var! 3 Konçini ona hak verdirmek istiyor-. muş gibi devam ettit w — Senin serseri şövalyen — nerede? İster misin söyliyeyim? Ş — Eğer buralarda olsaydı. — derhal Konçini korkunç bir şekilde hoemun dandı. ve sonra, — düymamiş gibi de- vam etti: ' — Buradadır ve tsıtılmış bir mezarın içinde, yavaş yavaş krzarmaktadır.. Bu haddızatında oldukça güzeldir! Fakat dı. ŞA Ö traş etmek 'To shave: fx göv I suppose you shave yourself too, don't you ?