bi j İktısan Celdi Bayar paviyonlar arasında erli m; yük 'lllfir.erül dün saat S ae :::m.e Ve İktısat Ve. ş Afından açılmıştır. l Bağlanan — sergi 16 da İktısat Veki. Belmiştir. tarafından asu İN? Mütcak İp m çalınan ni sanayi İ komiserfi ve çok t Celâl öketimiziz * Mizin ş & * Sna yi Sanayi politika- Yileş politika- t:—"'” İ YakilE hâtektindön, zan. "";Ğ!' lüzüum yoktur. Te millete arzedil- ş Y'Irıbı, / Milletimizin Nesihe bir âmll * &Ynr za h İçablarından tanbulun a edersek ayarız. Bu NAYi hareketle. bu güzel şehrin Zi olduğunü ko. 3 SOBlamış ol Stihsa, IK A k, | ettiğini istiklâk SİYEYİ ziyaret et. ah bu güze Ç, — U güzel şeh & Vi Yü S .;vu bir sesle sö. Weji ç 5.1;..'“ iyen, dönüşte bitün en Beçer, buruda ü ı;me” imkânsızdır. Ayrıl 'de ya Tarabyaya 5 Yahut da bu- S tesiş edilmeli. Beraitle, pazar gün B | g Tdan Yerler r © Yğm M T Böryi B varı gşöyle Yümüzün başka & u h '::"':::t Bkat 7 Nd(:rmuş tn l Kmnalıada. v'”“:::;? #a doğru lıt:ınbıî- Din ıq:f': Kelen bir ahba. “Tdönle, VU açti ve adeta —ü nbul bir sergi asına muhtaç açtı Ka at ekili dün sergiyi l y Rren davetliler tara-! bul konuş t farafr a v Trüün :';“ra daha TT imcüde) |) — — Boyandım, hem de kepaze gibi , — ri görmek istemesi en büyük arzuları dan biridir. Onun için İstanbulda, dal- bir sergi binası vücuda getirmek en büyük zarurettir, Şurası da muhakkak tır ki İstanbulda bir serg ibinası olma. ması en büyük bir noksandır. Alâkadarların teşebbüsile Ankara ve İzmirde dalmi bir sergi evi vücuda ge- tirildiğini ve bu hususta hükümetin yardımları dokunduğunu biliyorsunuz. Ankara ve İzmirde olduğu gibi burada da harekete geçilerek bir sergi binası yapılmağa teşebbls edildiği takdirde hükümet gene yardıma âmadedir. Milli sanayi birliği, onuncu yıldönü. münde , doküzünen yerli mallar sergisini hediye ediyor. Bundan dolayı | birliğe teşekkürlerimi bildirir. ve mu- vaffakiyetlerinin devamımı dilerim,,, İktısat Vekili bundan sonra sergi kapısıma gelerek kördelâyı kesmiş ve gergi açılmıştır. Vekile davetliler Sümerbank paviyo. nundan başlayarak İş bankasi ve diğer sanayi mileseseleri tarufından kurulan paviyonları gezdirdiler. Celâl Bayar sergiyi dolaştıktan son- ra hazırlanan büfede izaz edilmiş ve| bundan sonra da bahçedeki paviyonları | gezmiştir. İktısat Vekili sergiden ayrılırken memnuniyetini bildirmiş ve Sergiyi ha. zırlayanları tebrik etmiştir. Sergi dün gece dokuza kadar halk tarafından gezilmiştir. Buglin öğleye kadar sergi yeri mah- şeri bir manzara arzediyordu. uyor mi diye bağırdı, Üzerime tertemiz bir be- d iştim. Sabahleyin vapu. garı çıkarken bir de bak- trm ki, her tarafım kıpkırmızı. ölmüş, Oturduğumuz yerleri meğer boyuyor. larmış. Benim gibi beyaz elbise giymiş herkes aynı vaziyotte, . Şimdi birçok işim ve sokağa çıka- cağım, Bu kıyafetle imkânı yok. Bütün elbiselerim de Adada, aman iğreti bir elbise!.. Biçare çocuk ne yaptı, elbise büldu mu, bulamadı mı, bunu bir tarafa bıre. kalım.. Fakat yarı resmi bir müessese olan Akay vapurlarında böyle bir vaziyetle karşılaşmak ne kadar tuhafımıza gitse azdır. Bir devlet müessesesi olduğuna göre hususi teşekküllerin elinde bulunan di- ğer vesaiti nakliyeye Akay vapurları acaba böyle mi nümune oluyorlar?. H. Tifo azalıyor Şehirde tifo vakaları yavaş yavaş a- zalmağa başlamıştır. Üç gün evveline kadar günlük vu. kuat 27 - 29 arasındayken bir gün evvel 22 ye, dün de 10 a inmiştir. Tifo vuku- atının böyle aralmasında, halkın tifo aşı sını icap eden ehemmiyetle karşılaması ve herkesin vakit geçirmeden aşılanma. &: da ümil olmuştur. Evvelki gün sı 13 ten dün akşama kadar ancak 19 va- ka kaydedilmiştir. Gene ayni saman | | zarfında 13,500 U birinel, 9,165 | ikinci olmak Üsere 22,605 kişi ayı olmuşlardır, Barbaros, Sinan Paşanın oğlunu kurtarma 1538 de Fransa kralı birinci Fran- sua, baron — (1) de Saint - Blan. card, kardeşi kap- Mağgdalon, yösalye — d'Anılx ve diğer bir ta. kım kaptanları, on iki kadırga ile İstanbula, — elân hükümdar bulu - nan ikinci Süley. manın — (Kanuni Süleyman) nezdi - ne yollamıştı., Döndükleri za. man içlerinde bu- Junan — bazı An - tiblilerle ve onla. rın arasında olan kardeşim ile Şark memleketlerine ve İstanbula yaptık - Jarı bu — seyahat hakkında konu . şuyordum. Onlara tarih - lerde okuduğum şeyler orada haki- katen var — mıdir, diye sordum. Kar. deşim, — yazılan - lardan fazla şey - ler var, diye cevap vererek bilhassa şa. yanı hayret bir âbide olan Ayasofyadan söz aldı. Bu hikâyeler üzerine, eğer bir fırsat düşerse, İstanbulu görmeğe gitmek için içime büylk bir istek ve hevcs geldi. Bu istek içimde iken, 1843 te, padis şah, Barbaros Paşayı — Provence'deki Nic'e karşı Fransaya yardıma gönlder- mişti; Barbaros ertesi yıl, bütün donan masiyle Toulon limanmda kışladıktan sonra, İstanbula dönmek üzere harcket etti. 1544 yılının 23 mayısında Sainte Marguerite adası limanına geldi.Bu ada, şimalde Cannes şehrinden iki mil u, zaktadır. Barbaros Paşa Saint — Marguerite llmanına 139 kadırga Ve 3 nef ile gel - mişti. Maiyetindeki kaptanların başlı - calart kendi kardeş çocuğu Hasan Çe- debi, Önclü olan 60 kadırganın kaptanı Salah Reis, tersane kethüdası, Deli Sü - leyman, Gelibolu sancak beyi, Cafer a . ğa (2) idi. Kral Birinci Fransuanın Süleymana sefir olarak yolladığı Es- golin yahut Polin diye anılan Antoine des Aymars İla Barbarosun relakatinde idi.. Sefirin iki kadırgası vardı ki birinin adı “la Reale,, öbürünün — adı "Saint Pierre,; idi, Capoue başpapazı Monsin. yör Lcon Strozzi de üç kadırgasiyle sefire refakat ediyordu. Bir tane de Ragoza neli vardı. Bu gemiye Fransız kadırgalarının erzakt yüklenmişti. Sefi- rin yanında bir çok kaptanlar ve asilza- deler ki başlıcalar: şunlardı: Entrecâsteaux sinyoru Grignan kontu — sinyor Gaspord de Grignan kontu sinyor — Gaspard de rahip efendi (Rahip Etienne Deodet), sefirin akrabasından sinyor (3) d'Ara. mon Marano kontu senyör Beltrama d' Udine, Romalı senyör Cesare Fran - gipanı, şövalye de Beines, şövalye de La Gabin, çok âlim bir zat olan İngi - lir doktor senyör Alban, daire Gmiri Bay Chestelet, sefirin müşaviri rahip Girand, tercüman Jean de Pera ve da. ha bir 'asilzade ve kaptanlar, O kadar arrzuladığım bir gayeye u - Jaşmak fırsatının çıktığını görünce ba- ze hâmilerime ve efendilerlme koştum, ve onların sayesinde elçi beni hizmeti « ne aldı ve kendi papası yaptı. Böylece 1544 mayısının 23 Üncü günü Salnt Marguerlte Iİlmanından selirin bulun- duğu La Reale kadırgasına bindim. Ertesi gün aat ikldo, Allnhın yardı- munı niyasz ettikten sonra kendimiei tan Barbarosun filosu ve şimdi Doryanın filosunu kovalamada bas. ladı, fahat,.. denize emniyet ettik, Öncü olarak iler | liyen Türk çektirileri Roguenbrune kör | fezinin içinde (impazatorun amiralı) | Giannttino Doria'nın yirmi — galerini buldular, K Bunları görür görmez bit top stsrak filoya haber verildi. Bütün filb, bu yirmi galere çatmak için derhal yelken açtı ve onları San Remo burnunun açıklarına kadar kova- ladık. Bizim kadırgalardan bazıları iki mil kalıncıya kadar yaklaştı. Fakat ge- cenin gelmesi, peşlerini bıraktırttı ve donanma Villefranche limanına döndü Donanma bu Iimandan ayın yirmi âaltı - sında hareket e Cenevizin bütün garp kryısını baş - tâan başâ kat'etti ve hiç bir yere fenalık yâpmadı. Mayısın 27 inci günü saba - hında Savonne'un garbinde ve şehirden üç mil uzakta Vado limanına demir attı; Burada Paşa, iki Ceneviz nefi yakala. dı. Ve serbest bıraktı. Ceneviz senyör- Kiğü tarafından kendisine hediyeler tak dim edildi. 31 Mayısta öğle üzeri donanıma Vâdo Himanından hareket etti. — Açık denize çıktı. Haziran ayının ilk günü, donanma | açık denizde idi. Gökyüzü ile sudan başka hiçbir şey görünmüyordu. Ge- cenin ikisine doğru cenubu garbi rüz . gârı ile bir fırtına başladı. Şimşekler ça- kıyor, korkunç gök gürlemeleri ile müt- hiş bir yağmur yağıyordu.O kadar derin bir karanlık vardı ki, kadırgalar biribi . rinden farkedilemiyordu. Bu kötü hava yirmi dört saat sürdü. Denanma dağıl - mişti. Bu aralıkta Barbaros Paşa tarafından bir Marsilya nefi yakalandı. Şap yüklü idi. İçinde kimseler yoktu - 2 Haziranda, şafak vaktinde deniz yatıştı, dindi. Öğleden sonra beşe doğ- ru, şarkımızda Monte Negruyu, cenubu şarkimizde Gorgonayı ve cenubumuzda Capraia adasını seçtik.. 3 Haziran sa . bahında Gorgönadan bir mil kadar me- safede idik. Bll mil açıkta Elbe adasını | ve Korsikayı gördük. (Jerome Maurand'm notlarının yaz- ma aslından burada bir varak kaybhol . muştur ki bu varakta Barbarosun Elbe adasına çıkışı kayıtlı olmak lâzımdır. O devrin — müverrihlerinden — Andrlani bu ziyareti şöyle kaydeder: ğa r_(n_îuvaffak oldu Barbaros, korsan Sinan Paşanın (4) Plombino senyörl Jecebo d'Applano - nun elinde esie bulunan — oğlunu alıp 'Türkiyoyo gütürmeğe karac — vermişti. Tetrika numarası : & Provans seferi dönüşünde Barbarosun - filosiyie İstan- bula gelen Fransız papazı Jerome Maurandın hatıraları ve seyahatnamesi. Nakleden Reşat Ekrem KOÇU Geçen kış bu husüs - için görü başlamıştı. Fakat hiçbir anlaşmağa va- rılamadı. Piombino senyörü esirinin karşılığı olarak kendi memleketleri halkındatı olup Türk donanmasında ve Türkiyede bulunan esirlerin iadesini, ve Barbarosun padişah namma Piom . bino hükümetine hücum etmetneği taah- hüt etmesini istemişti. Barbaros buna muvafakat etti. Ka - dırgalarında bulunan yirmi yedi kadat geti verdi. Buna mukabil esiz ürklere teslim edildi. Sinan Pa. rk gemisine çıktığı zaman, 'Türk gemicileri onu pek parlak bir su- rette karşıladılar, Nâralar atarak — ve büfeklerini ateşliyerek nümayiş yaptı. lar « (Bernardino Sezni ise: Barbaros İs. tanbula dönüp te oğlunu kendisine yol- 1 zaman, Sinan Paşantn sevincinden öldüğünü ilâve eder , (Jerome Mavrand, Türk donanmasile Fransız gemilerinin Elbeden 10 Hazi - randa ayrildığını kaydetmektedir. (5) Haziranın onuncu günü idi. Donanma Porto Longoneden hareket etti ve ce . nubut şarkt istikametinde yelken açtı. Salah Reis, 60 kadırga ile donanma- ya daima öncülük ediyordu; donanma- nın Porto Longoönede bulunduğu bu .. günlerde, yani Hazirtanm — dokuzunda, gemileriyle hareket etti ve Talamone gitti. Talamone, asıl karada Sienne senyörlüğüne tâbi çok kuvvetli bir kale idi. Salah buraya gelir gelmez, ayın ©- nunda, erkenden karaya çıktı. Karada hiç kimseye rastlamadı. Çünkü ahalinin bir kısmı Montianoya, bir kısmı Si- enne'e kaçımıştı. Şehre ateş verildi. Çok metin olan kalede asker ve Talamone şehri ahalisinden 156 kişi vardı. Barbaros Paşada donanma- nın geri kalan kısmı ile Talamone'e var. dı; ve, zatı devletlerini görmek üzere kaleden iki adam geldi .Bunlardan biri Meo adında bir kaptandı. İçindekilerin eşyalariyle beraber çıktp gitmeleri şare tiyle kalenin teslimini teklif ettiler. Pa. şaya bu ' şartları kabul ettiremeyince, müteessir ve mütecellim kaleye döndü « ler. Kaptan Meo ile arkadaşının avde « tinden sonra, Paşa, bazı kadırgaların başlarını kaleye doğru çevirmelerini em retti ve kaleye 31 top attılar, Kalenin içindekiler bir arkebüz ateşi ile bile ken dilerini mildafaa etmediler. Ertesi gün, güneş döğerken Talamone kalesi Bar « barosa teslim oldu. Kalede bulunanla « rın hepsi yakalandı ve gemilerde rincite vuruldu. esiri (Devamı var) (i) Bu elçinin seyahat jurmalı, yol arka. aaşlarından Jean de Vega tarafından yami. maştı. F. Charrlere tarafından Nego. Clatlam de Ia Franoe dans le Levant mdr aitenda ba. sılmıştır. . (2) İtalyanca bilen bu Cafer ağa, Türk donanmasının Tulonda kaldığı müddetçe, e. Çi Polin ile Barbarcu arasında tercümanlık yapmıştı. (3) Armon baronu olan bu zat, Gabrlel de Luetz, elçi Polin Fransaya — döndükten sonra İstanbulda sefir kaymakamı — olarak kalmıştı. Biâhare, 1547 de 6e Tstanbula elçi olarak gelmişti. İşte bu ikinel memurtyetinin soyahatnamasi kendisile barabar galenlerden Jean Cheomaau tarafından yazılmış ve Sehe fer tarafmdan bastırılmıştır. . (4) Naşir Ysan Dorezin nollarmdan. (3) Kaptan Sinan — paşa — Finderondan çıkmıştır. Mersek beylerbeyisi oldu. Bitâha, ve kaptan oldu, Fakat gazup, cebbar bir 8. damdı (Deçevi),