SruzlnA Op a Epruu; YEpUNa YAGLIIA SürU) B09 *BEKIPLO — saaredi ird Ç ALILAZADA ÇeRETE MOZ ÖRİŞ — HOFOPAO PUT TÇAA L0 İŞLE 2 FATIÇIĞIZ DA TIYIRYA 32 “ANpunlAn YaRFUİZ dA PZEÇ USÜLUL) TURYO YUD YİSU NĞ 4 ZTUrSIOPOJUS DU PASURO — Y UTRLAİIE TUTKDLIIOİ SUM) SUNAYA SEYE — BLUĞNnU0Y “ÜZEĞD YUA0ĞRL YERTULAŞA UYPÇASUI JiZMEI SÜT Gaşğ — “uafinga $ 1) MüRay O, ÜS JIGASH 29k0 Sox 10) e upy Sep gopfiDıul BUp yapısımas e K 5ü9 AA SrDA “Lrapöı MA o &y gepos 'i 0 dveH 122p9 Uyua) Dögd)g Ueyuna “fzağdaa unma Lapa YIADPOZ VAN “oy APINNOĞ 239 yuomdLyU. DUEYIĞ Soa anz v0 «İdoy pun'azıyazad Anez v sUpa: «nBAnN o B R » B &. PARDAYA ir.şekilde öldürece a fazla kıymet — verdiği darbe indiriyordu. Bu ga- Ve bütün plânlarını alt ken, gâıı,,f:u onun bu sözlerli N"edey inde bia endişe ifadesi lütünce nquk İtiraz edecekti. Fakat Onora kişu birdenbire durdurdu. Unu mdin):"“". sonra Saettayı a , Ndine / söylüyormuş i ki, Yük biş .e Konçinini Tİnin buy T Etiyakla p arzu ettiği ve serse- idd. ür » kran, , Tüdetle miklafaa ettiği Belki de Talın kızıder?, Kimbilir, Jan 5. 9* bu hakikati i ği ti ’hmıı.i de, menfaatinin tevlit NN ;') Başka bir şey değildir. , * maksadı vardır? © gt k v : e kadın tekrar düşünceye dal “Sttta b ::Üırin M Aözleri tabi duymuştu. O * soönra, düşünüyordu. Bir müd- n Yor; ğ bi h.ım A, dedi. Bana öyle geliyor Bençkış . Olduğunu söylediğiniz '“""-bm,_ Sayesinde, bir taşla iki kuş n N..dl’m"ıklı Sordu: enliz br :*:7 .'îınıy'" hilmiyerum... düşi Yü okqhm " Benç kızın, yarın eliniz- Ven emirepi, ÜYyorsunuz.. Eğer Sen | ızn_.h__" “Nizi harfi harfine yerine ı""horı —'lı..— başiyle tasdik etti ve Sact- k ettiz ) zoyoyrut Ep 1ap)1500 UpTUYELEĞİ APOerr urwuyy Tn 'Jlıııı'ı SpLuyıpo ysı Eremmyaş STUE 3 SAa Kog yırdyynnu “ero) arremi g 9os eznon * daknıg Na ı v a " SeÂLI “npıog 3304 HOp InyeK * gurep re ejusga USU VP U 4Dy SDP SPDİNAS MONLPDP Vp v veser TAZaYd m3 Bi fığo) DeLy KSOR YYDP ZUJMDADA VAA y *Bij ZİNŞ İCey SEPp Si gü zy> vuan (ÇubaAy azan NIN OĞLU anen, ——— kâr edilemez, bunu biliyoruz, Diğer ta- raftan, hakikatin bilinmesini de istemi- yor... Öyle ya, Mademki onu görmek' için, evine gizli olarak girmişti! Leonora sözünü kesti: — Kral, onun kendi kızı — olduğunu mubhakkaktır. Onunla alâkadar olduğu mesclesine ge- lince, bunu isbat edecek bir — hareket yapmamıştır. Genç kız, bir aydanberi ortadan kaybolduğu halde, onu merak edip aramıyar bile. gizli tutmak istiyor. Bu — Çünkü genç kız ona müracaat et- medi. Fakat o müracaat ederek, fena muameleye maruz kaldığını, kendisine karşt şiddet ve cebir kullanıldığını söy- leseydi. zannediyor musunuz ki, kral o- Na yardım etmiyecekti? * Leonora dalgın bir tavırla cevap ver- di: — Belki'.. Fakat ne demek sun? — Genç kız Paris civarında bir eve kapatılır. Babasına haber dan imdat ister. istiyor- vererek on- — Genç kızım bunu yapacağını nere- den biliyorsunuz? Saetta soğuk bir tavırla cevap verdi: — Bunu yapacaktır, sinyora, Daha doğrusu, onun yerine biz krala haber göndereceğiz. — Şimdi anlamağa başlıyorum. — Genç kız, onu İmdada — çağırınca, kral bundan kaçınamaz. Diğer — taraf- tan genç kızın babası olduğunu kimse- nin bilmemesini istediği için, ancak iti- mat ettiği bir veya iki kişinin refaka- tinde oraya gelecektir. Öyle olacağına Bu Tna Be |Mhı":ı:'1*. meselâ, Paris civa- x'ıl bu hzl. Yere götürmek kabildi Alökadar oluyor, Bu in- siz de eminsiniz ya? — Bu muhtemeldir! — Ehi. Görüyorsunuz ya,.. Farzedi. niz ki, kralm oraya geleceği sırada, o- VONvmIıY yuadsuda wıv VONN tuaulsuda Odöa tavsiye İngiliz tütünü tbe samimi sure DERSLERİ ediyorum, İngiliz cıgaraları da, bizde İngilteredeki fiatlariyle satılıyor. Bundan başkâ Alman, Fransız, Türk birinden bir paket veriniz. Bir miklar C- ve Mısır cıgaraları da var. ENGİLİZCE , heri adı vermenizi de B var mı sizde? — Yazık ki, hazır cizara bana göre pek pahalıdır. PBaasen ben sarma cıgara içmesini severim, A! az kalsın unutüyordum: bir kutu kibrit, bir de kü- — Bu iki markayı 8.ze çük paket pipo teli veriniz, bilirim. — Evet, var. gara kâ, DERELERİ onu başa çıkmak,,, ALMANCA d den Bart stutzen lassen; (di hern müsen vih reglmesik das hür şaaydu und der bart ştuttsen lasn). Hiçbir insan onsuz edemez. Die Herren müssen sich regelmâBig das Haar sehnci, Erkekler saçlarını ve sakallarını muntazamün kestir. meye mecburdurlar, “baylar mecburdurlar kendilerini muntasam saçı kes. mek ve sakalhı kısa birakmak ; Shiçbir insan muktedirdir. st. Gen Un beklerim), kesin eşrilinizi ( Yeni resmimizi İşte size on Mark. Lütfen üstünü veriniz. Tamam, şimdi para vereyim. — Hayhay! Yakında t sakal yahut leun, ve biyiği ol adamın sakalı gar tüg edilmiş, ki Dirisi bahusus daha bir : (foravs'gezettst, das ayner überhanpt noh aynen bart şmur'bart tregt.) vorausgesetzt, da& einer überhaupt noch einen Bart öder şu şartla k Sehnüurrbart trügt bayık taşıyor.,, Friseurs PARDAYANIN OĞLU vazifeni gör! Cennette en mevki reni bekliyor. Ve bunlurr söyliyerek yanındaki boş yeri gösteriyordu. Ravayak çılgın bir heyecan içinde: — İtaat edeceğim, ulu — Tanrı, itaat edeceğim! Diye bağırdı ve kendisini boğan sı- tâak ve sevincin kuvvetinden, sırtüstü yere devrilerek bayıklı. Kimbilir belki- de, bu sahte çiçeklerin kekuşu onu ye niden uyuttu. ınlık uzun sürmedi. Kendi- zaman, tekrar yerine gel- miş olan duvarın iki adım öteşinde bu- lunduğunu gördü. Etrafıma bir nazar atfetti ve ilk defa girmiş olduğu dekor içinde, yani bu basit odada bulunduğu- nu' görünce çehresinde bir ıstırap ifade- si belirdi. Parfe Gulâr yanında dizleri üzerinde durüyor, ona ihtimam ediyordu, Sevinç le şöyle bağırdı" — Nihayet düanı bittirdin ha!.. Artık bu kadar uzun dua olur mu yahu?. A- zizim, Tantı bu kadar metâlipkâr de- gildit, Dua ederken, vücudumuzu harap Herşeyin gerelfli bir etmemizi hiç de istemiyor! bir hrdli vardır: Ravayak aşikâr bir esefle sordu: — Ben uyumuştum değil mi? — Ne münasebet! Bir saniye — vöz- Terini kapamadın!' — Mütemadiyen dua ettin ve bir sürü hayallere kapıldın E- Ker uyusaydın.. Yorgunluktan böyle ba yılmazdın. Beni rahat hırak mıyorsun e, seni haşladığımı unuttun mu? Ravsyak mesut bir tebesslimle cevap verdi: — Evet hatırlryorum.. Fakat siz hiç birşey duymadınız, bir gey görmediniz | hat Rahip tekrar azarladı: — Al sana bir dahal., Gene mi saç malamağa başladın? Ravayak gülümsiyerek mırddandı: — Çünkü sizin cennette yeriniz yok! Kurbanı olduğu bu alçakça kamedya bu zayıf iradenin üzerinde, hiç bir kuv- vetin silemiyeceği bir tesir yapmıştı. Bu işi tertip eden Parfe Gulâr, bunu der- hal anladı ve odanın — Toşluğu içinde, dudaklarında korkunç bir tebessilm be- lirdi fakat rolüne sadık — kaldiğı için Yüksek sesle şöyle dedi: —— Artık beni dinle! Yat ve istirahat et. Aksi takdirde yarın sabah, seyahate çıkacak kuvveti kendinde bulamazsın! Ravayak sakin bir tavırla: — Buna lüzüm yok. dedi, seyahate | çıkmıyacağım! — Bu da nedemek?.. ne oluyorsun? —-Beni dinleyin Gulâr, eğer gider- sem, cehennemlik olurum!.. Ceherne- min en derin köşesinde ebediyyen ya- macağım, Herhalde, cehentemlik olma- mı istemmez siniz, değil mi? Ben din adamı- yım ve vazifem ruhları şeytanın pençe- sinden kurtarmaktır, yoksa ona teslim etmek değil, — Eh!.. Görüyorsunuz ya, lâzım. Zaten bu bir emirdir, — Kimin emri? kahnala — Tanrının! Rahip garip bir tavır takınarak elle- tini havava kaldırdı ve kısa' bir — dua mırıldandı. Râvayak ayağa kalktı, şapkasını ah dı ve keridisini âdeta bo heyecan içinde, yavaşça şöyle dedi: — Gidebilir miyim? Gulâr kızgın bir tavırla bağırdı: — Mahputs değil sin ya., Kapıyı açıp” (viktik), Dienst (Dinst), tddtaya almak,,, metler berberin hat â her gün gitmağe mec- Kendi traş olamıyan her gün berbere sonra şu CÜ endikten arı öğ