14 Temmuz 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

14 Temmuz 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A “ îFNwN'W” ,ı vğvoı-'»eveı'ıılev- — Fadyosev- e Mezler & D bir ,i_: bı" Tadyo kanunu çıktı, Bi kî" itibaren tatbik edile- ikle radyo dinlemek is- Ütün arzuları yerine ge- .—yg'uu;ıoılen aydın olsun; daha ira teleyi ulaklarma müjdeler olsun. ö 2YyYon taammüm ettiği î:,'"" bilhassa ayacaktır...) üsüllerden biri de şu ola- ye Öğreniyoruz: Tramvay —*“"'l gibi parazit saçan nak itaları, makinelerinin elek- aK, iyetlerini havaya değil, top- *Kı Si ı('k tertibat almağa — mec- Macaklarmış. — Taâ ki, radyo arı rahat dinlesinler... Rıh; *76 bundan “radyo Heıh sevmezler,, de ıımndc Üzi ir ya, Mübareğin parazit b Tüzitlisine elbette ıııu!n(ah derin Eğı:*: x? Tüerap sevenler,, GAT ERER & & İ"ı. Var, “emek ki, P radyasevmezler de unlın da düşünmek mecbu “"Hıhnknak ki, a !İâ tte sevenler hl az açılsın, muhavere bi Cereyan ederek, çalgı, dekoru messbesinde, . k"şaîu insin.. İstiyen, arada sı- versin... Muhavere ara aki boşluklarda “şeytan geç hut “kız çocuk doğdü!,, de- b"'h “tecede mahuf boşluklar ol- Tej | V€ sonra: Bir musallatı "ı Brç Pize başına geçerek boyu- th Barç istasyon değiştirmesin. da var: Konuya knmşuvn İ l " E'"abm yaleylisi dinletilme- İlezine”, ekse h]"nıın ARRAN zâ saşıt * nfikune" tar- *Al Bzler zoraki surette kulağımı. sın... * Umumun güstosu, — fikri, ;ı &p bu merkezdedir. Fakat bunu *ı &tmek için ne yapılıyor?... yi “cuın bana şöyle bir mek- 'îiq,, lı= 8 d, Çü Bu gaye ile para birik- * Yirmi sene evyel arsa aldım. ra biriktirdim: on sene ev- Yavaş yavaş, ırlar gibi, ka- &ĞAt & L DOĞÜLUyYMa samus, elltmrek hır kö. | yet gayemize ulı, Uuumı sarmaşıklar bi rlarımızı sardı... in lira verseler bunları “Fakay )€ düşünüyordum. b;'“"lm birinde, tam yanı . Koydur]., blhçeıı açılmasın '“'uu kaday / “Parlörü... Sabahtan k“'hı * eyır da cıyır Cızır )': k voluyoruz. — Bunun kı & Yok mu Allah aşkma rad. f:l.;:n: 8öre?... Saadet cenne- e sehennemi haline gel- Ba; ti z tükün nııflld?'“[n"" göre kâinatta bi )'Jı!u!ıl hayatın her akat radyo mesele- elsefenin taraflısı. m, bir radyosevenler | | | rın etrafına alelâcele döşeniveren bu İ RE Sit sükünsevenler n__" *em, taraftarlarım da- b ı"yırı Lhk E:dy"lâr suassun — diyen Dütün nizamlarda din. Diyenleri de, kafası — şiş. )h’*""'ı“" da, siniri bo- aYırmak gerektir! (Vâ-Nü) bt &dbul su ü Çekti Sathan, Dııx]n aa © Yolunda bir ana boru: 'u'“'“'ul indan dolayı dün şeh- ü aKasında görülmemi iş kıntısı 9 göstermiştir. Bun | . ç İ İti k'den sakalar bir teneke Uruşa satmışlardır. 'm—?. "ıu.. Canavar Eın, h :'îııî" edemi hkı. $i koca insan ak. yeceği bir cinayet kıı,“ satını kıskanan Ali is- ':lldu “'"“ hamile karısımı bi Skara 3 #onra karnından ço- Gramıştır. radwnvu | ana karşı (ekıullugumu | Iklamur mahallesinde oturanlardan bir grup Istanbul konuşuyor ! (ihlamur : 1 | Eski zamanın “Ihlamuru/,, Bugün taş, toprak, toz arasında berbat bir Ihlâmur, bir zamanlar İstanbulun en | gözde yeriydi. Santlerce uzak semtler. | dea buranın cennet gibi güzel mesire yerine gelirlerdi. Her cuma yüzlerce &ile Ihikmur mey. danmın yüksek ağaçlarının gölgesinde tatil günlerini doyulmaz bir zevk için- de geçirirlerdi, Bayramlarda en güzel eğlence yerle- rinden birisi de burada kurulurdu. Ih- lâmurun güzelliklerine güzellik katan, | bahçe içinde iki küçük fakat ihtişamlı Sultan Azizin kasrı derler. Sözün kısası Ihlamur, yakın zamana kadar İstanbulun cennet gibi girin yer- lerinden birisiydi. . * * Fakat eski hatıralara kapılıp da, sa- kın bugün Ihlamura uğrayayım, deme. yiniz. Bu canım, yer, artık, toza lâğım- lara boğulmuş yıkık bir harabeden buş- ı ka bir gey değildir. | Taliin amansız bir sillesile tarumar olan Ihlamurdan, bugün eski günleri hatırlatan yalnız Sultan Aziz Kaarı. dır, Birkaç sene evvel içinde (Türk - Bul- gar) hudut protokolünün imzalanma. || sı münasebetile tamir gören bu w”ı köşkceikler, harabeler arasında açmış bir gül gibi duruyorlar.. Topuklarımıza kadar çıkan toz içinde Beşiktaştan Ihlamura doğru ilerlerken, | bu mahallede oturan tanıdıklardan sporcu bir genç şöyle izahatvverdi: — Bu kötü yolda bir hayli ilerledik. ten sonra, önümüze birdenbire asfalt | | yol çıkacaktır. Fakat sakın buna al- | danmayın, protokol zamanlarında kas. || yol, ancak 50 metre kadardır ve soara aynı toz toprak devam eder. Hem bu asfaltı da öyle bir yapmışlardır ki, | ne su yolu bırakılmış ne bir şey, Yağ- murlarda hep seller basaar her tarafı.. kikaten biraz sonra asfalt yolla | karşılaştık. Bir müddet rahat ilerledik- | ten sonra, bu sefer daha feci bir toz yığını ortaşma çıktık. Artık paçaları. mızt srvamaktan başka çare yoktu. ! Ihlamur meydanma geldiğimiz zaman etrafrma hayretle baktım, Çocukluğum | da bir bayram günü buraya bir kere daha gelmiştim. O zaman, seyyar tiyat- rolar, safıncaklar, binb'r eğlence yerle- Ti ile dolu olan güzel meydan şimdi ne hale gelmisti yarabbi!.. Ne tarafa baksam yıkık bir set, bir taş yığını, harap olmuş çam ağaçları, ve aklın almayacağı kadar da toz, toz görünüyordu. | Meydanın alt tarafında, upkı Feri- köyde, Kasımpaşada, Sinemköyde gör- düklerime benz yen bir lâğım deresi vardı. Bu geriz, biraz ilerdeki Thlamur ma. hallesinin kenarını yalayarak önümüze harabe halindedir Yazan : Haberci ç Ihlamar harabelerinin kızlar ayakkabılarını, fildn bir tarafa atarak, bunaltıcı sıcaklarda böylece biraz serinliyorlardı. üst tarafında, ( yıkılmaklar kurtulmuş taşlar üzerine yayılıyor (Yazısı yarın) kadar uzanıyor ve burada bitiyordu. — Pek Duyduğum pis kokular midemi bu-| yol landırıyordu. Yanımdaki gence, beni| — Ve öne düşerek yol göstermeğe biran evvel mahallenin başka tarafları- (Devamı 6 wmomla) na götürmesini söyledim, HABFR[ A lini görün. çu Belediyenin Istanbulun Sayın Halkından ricası Şehrin sağlığını ve temizliğini korumak, ancak herkesin her yer. de ve her işte temizliğine son derece dikkat ederek belediyenin bu yoldaki çalışmalarına var kuvvetiyle yardımcı olmasiyle kabildir. Belediye bu sahada sayın halktan ilk yardım olarak hiç bir va- tandaşm şehri kirletecek, pisletecek bir hareket yapmamasını dile. mektedir. Belediye zabıtası talimatnamesinin 8, 15 ve 24 üncü mad. deleri aynen aşağıya yazılmıştır. Madde 8 — Cadde ve sokaklara hiç bir şey atılamaz ve dökülemez. Tükürmek ve sümkürmek yasaktır. Süprüntüler temizlik arabasının gelip alması için madeni bir kap içersinde sabahları dük- kân veya hane önünde bulundurulur. Madde 15 — Dükkân veya ev sahipleri veya kiracıları dükkân veya evleri önün- deki yaya kaldırımlarını her zaman te- miz tulacaklardır. Madde 24 — Boş gerlere ve arsalara süprüntü, gübre ve paçavra ve saire atı- lamaz ve yığılamz. Sekizinci maddeye göre herkes tarafından tedariki mecburi olan çöp kaplarmın devrilip çöplerin kapr önlerine dökülmesine mâni ol: mak ve binaenaleyh sokağa çöp atmak suçu karşısında kalmamak için bu kaplarımn kapaklı olması lâzımdır. Belediye nizam ve yasaklarna daima riayetkâr bulunan İstanbu- lun sayın halkımın bu madde'erde yazılı hususlara da çok dikkat ve riayet etmeleri rica olunur. (4171) kaçmış. Orada bi muş. Nihayet ö olan kızlarına kalmış. Fa çoraplarını| amma, dedi, evvelâ guradaki ! Orada bir yıkımntı oldu. | kusile girazsaj bozulmuş sosyal KURUN' !E Abdülhâmidin paraları Vaktile Abdülhamidin veznedarlığı. nt yapmış olan Grigor Manok ismindo bir Ermeni Türk - B üç milyon ley kı 2us harbi sırasında nde elmas ve almış. — Rus; k emlâk sahibi ol. üş Bu emlâk varisi t Besarab- ya Romanyaya geçtikten sonra varis- ler arasında bu en tasarruf nokta, sından ihtilâf düşmüş. On senedenberi devam eden muhakeme bu defa bit- miş, Mesele bu davada haklı olan tarafın kim olduğunu tayin etmek değildir. Romanya gazeteleri bu muhakemeden bahsederlerken hep Abdüllımmitten ça- Immrş olan mallar deyip gidiyorlar. mış. Abdülhamidin şahef serveti deni- len şeyin Türk milletinin dişinden tır- nağından sökülüp almımdığı herkesçe bilindiğine göre Rumen gazeteleri bu emlâkin Türk milletine ait olduğunu söyleselerdi daha doğru olmaz mıydı, Hiç olmazsa bu tarzda bir ifade ma. nevi bir tarziye yerine geçerdi. Bununla beraber dikkate alınacak bir nokta daha var: Hırsızlık vakala- rında cezal ahkâm müruru zamana ta- bi tutulabilir. Fakat gasbedilmiş bir millet hakkı velev ki başka bir devle. tin kanunları cari olan bir mahkeme önünde ortaya çıktıktan sonra mali ci- hetten müruru zaman bulunmamalı- dir. Bunun aksin l etmek azılı hırsızların bir nevi mazhar edilmesi demek olmaz mı? (Hasan Kumçayı) a da Nerelere girmek istemeyiz ? Girmediğim ve girmek istemediğim yerler vardır. Meyhaneye, tr aneye, fırına, kuyuya, girmedim ve girmek de emem Belki bunu bir noksan sayacaksınız amma doktorun tavsiyesi olmadan de- nize girilmesinde fayda olduğuna inan madığım için itimadım olan bir dokto. ra sordum, Aksini tavsiye etti. Ben de denize girmedim. tın ve kıymetl hapisaneye, hastaneye, ve denize Gerçi, görüyorum hakikaten derin e| bir zevkin mahrumuyum, Bundan do- layı da pek mağmum idim, Lâkin son günlerde İstanbul kıyılarında yapılan tetkikatta halkım banyo yaptığı birçok deniz sularının pisliği Yaz ferahladım . Erenli D öğrenin: Zaten benim hayatım hep menfi se. | vinçlerle geçer. Bundan beş altı sene evvel bir yere davetli idim, gidmedim, Davetlilerden bir kısmı yaralandı. Be: — Onh, iyi ki, gitmedim! diye sevin- dim, İki üç sene olüyor, bir gezintiye gi« decektik. Ben bir mani yüzlinden işti- rak edemedim. Gezinti yapılan tekne karaya oturdu.. — Hele şükür ki, içinde âeğildim de- dim Ve buna benzer bir takm âaksine mazhariyetlerle sgevinir, dururum. De- nize girmemek de böyle., Birçok kıyı. ların bulaşık olduğunu duyunca bu ge- fer de: — Oh, iyi ki, denize girmiyorum, di- | ye sevindim (B. FELEK) CUMHURIYET"'te: Hürriyete da'r Hürriyet de iyidir, çerkeztavuğu da, biftek de, patlıcan dolması da, yani... Hazmedilmek şartile, Bir milletin ihtilâ! veya anargşi kor. bün. yesi, hürriyeti kusacak bir hale geldi- ği zaman demokrasiye perhiz etmesi, adeta sağlığmın büyük gşartlarmdan | biri olmuştur. Şüphesiz patlıcan dol. ması besleyici gıdalardan biridir; fa- kat bu, zaruret varsa ona perhiz etme- | nin lüzumsuzluğunu isbat etmez. İngiliz “Yaşasın biftek!,. diye ba. , Eirirken, barutu tereyağına - tercih et- ! meğe mecbur Almanım “Yaşasın per- hiz!,, demesine şaşmayız. Fakat bu perhizin sonu gelmezse hasta için kur. | tuluş ümidi de azalır, (Peyami SAPA)

Bu sayıdan diğer sayfalar: