8 Temmuz 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

8 Temmuz 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YA K4 Her Bakkı unası Hiadiye'ye mittir — .._.îI("A'I'I.ANIRA Yazan: Naciye İzzet Kanser kurbanı: Zdi - v şıqbıonaan Istanbula döndüğü mayı 4 bulmak için uğraştığı za: a anları hatırladı. Güzel bir şans ese. " ©larak Macit beyin yanında bir Mürekbiyelik bulmuştu. Macit be, o Sıralarda tuki Y o zaman ..... sefiri idi. j çok hasta olan karısı ço- tiyle meşgul olabilecek bir hal. İ, uzun bir yolculuk içinde o,?ğ:'lhîf bulunuyordu. Bunun için ürb:,v y karısını ve çocuklarını İs- “Dülda birakarak kendisi memuri- Yalnız olarak gitti. Çocukla: Saşında bir de dadı vardı. Neclâ Yetine rm onl. ıl;dıe Öğretecekti. — Fakat/ meşum kip t sanki bu diplomat ailesini ta- ton ”d'l"'-" gibiydi, Kadın bir iki ay öl. Ya bulunduğu sıhhat yurdunda * Bunun üzerine bekâr kalan ,_“)î: b'—_)' çocuklarını, dadıyı ve mü lsr, VSYi birlikte Ayrupaya getirtti. #'egenç kadın y o zaman, - ÂAvrupa- © gitmeden evve) Macit beyden on t vüş, Cemil beyi görmeksizin sev- M Slülerini ziyâret ederek dönmüş.- | t $'?di bütün bunlar mazi olmuş. h. ' yana birakılmiş; atılmış, yı- tibi Hemen hemen unütülmüş bir maztt mud:nî hâdiseler bu mazinin ya- 'ne kadar daha çök'canlı, daha di meği heyecanlandıran bir şey- L Ki ündeki ilk saadet İstanbul- ml:u:! geçmiş bir mecmuada - ko- gördüzü, VE ÇOCUğunun fotoğrafını, tüzel Vakit açılmıştı!.. O kadar » "h-_" sevimli çocuğu.. Ay: dlıind"d.'—.yni hava içerisinde ken. ei birkaç adım ötede yaşıyor- bu y “kiom görebtlecekti. —Fakat Kenği ktan, çok uzaktan — olacaktı.. Nn #sini hiç kimseye . gösterme. di Taksim bahçesindeki bu san: har a AÇ annenin büyük bir 'me- ylaçtle ihzar ettiği bu-dört beş kar: ü Hada ©'ne heyecanlar geçirmiş, â nasıl da tatlı tatlı çarpmıştı!.. &l y Yalnız bir tek olacağını sandı- Yi ğı“k tatlı hatıra: Dadımın başka ç“"hnr;::ımıâm d.iııifade edg;: x aklarından aldığı, Soğrusu çaldığı buse?... KI 'ind: #u âdeta bir tiyatro sahne- & .ğıüeçmşçe benziyen şu hatıra;.. tyinde darire.. ' >m'i Macit - beyin arşılaşmanın çılgın he Ocası onu bulmuştu. Ve ka ';':“l'l dim;.rindı: bulmakla Yretle, facialr denilebile- ufir hiddetle bekmıştı.. . Arkada: !ıe,ğ* inde bir mürebbiyel Neclâ. ding *_""—*_e duyduğn heyecanlarmın cin î '-'h'eı: er_r;ıckie müktedir İrğildi. Örkş Tecedeki memuriyetinin ha- d;ğî Mi? Eâıfiden o kıd:r gok sev. t H“"“Y' görmenin heyecanı mı? Ğin k"de kanunt hakları olan erke: çrkusu mup,.. Bilemiyordu. isine hâkim olan hislerin nevi- | '*f"?în edemiyordu. Yalnız bildiği | D çıiA .4")'_ vyardı: O da kovalanan Mi itük _Pu' hayvan yavrusu gibi hlluıqkb"'ine Hyarak kaçması, İstan Dma K köşesindeki bir aile ya; alar Vödiselere intizaren pansiyon ve blk"kğm'mıırydı. Hatta Macit be. îı;lıği yeri bîldirmzmî;ti. Ki n sığı “ ;"' ıaİn!ılnıl nî?nîğığîîoî:m:: inin tekrar seyahate çık- nn tiş — Büretede okuması kâfi gelmiş: VA *fhn AVvallı Şetim kızcağız için on hâdiseler uygun gitme- uzun G Denilebilirdi ki o ka- .© Zamandanbari ona gi Yen G siml G b'!lımm—&mdı Büler yüz göstermeğe ir) iç * İ Bür,'enberi ı *adüf onu Di :Tıhı:“ mesut bir te kol “Ya manen nezaret edecek ve İn | Ti N müssade alarak Trübzona | karşılaştırıyor- | edilmişti. Baba dönünciye kadar orada kalacak, çocuğa bakacaktı. Ah! Hakikat bulan bu tatlı hül. ya ne kadar güzeldi.. Oğlu, küçük, penbe ve sarışın yavrusunun yanm- da epeyce uzun müddet kalacaktı. Ötesini, — istikbali düşünmek, hatta aklına bile getirmek istemiyor- du,. Lem'inin döneceği zamanı, yani çocuğundan ayrılaca ğı dakikayı niçin şimdiden düşünerek bu saadet- li günleri zehir edecekti? Hayır, hayır bunu düşünmek lâ- zim'değildi. Şimdi ona bu büyük bahtiyarlığı bahşeden Hayriyi ziyareti günü ak- lına geldi, çabuk oluvermesinden âdeta şaşkın gibi olmuştu. Bu hiç aklından çıkaramıyacağı bakiki bir şanatı. Yüreği çarparak Hayrinin evine gelişini hatırladı. Ko casının vekili olan bu adamın zalim bir istibdat boyunduruğundan kaçan bicare küçük bir anneye kocası ta- rafından verilecek ne gibi bir talimat vardı açcaba? Neclâ birçok fena ihtimaller dü- şündü. Hayrinin kabacasına — arzu- sunu reddedeceğini sanıryordu. Hal- buki işte onun çok mezaketli ve iyi kalpli bir adam öolduğumu daha ilk görüşte anlamaıştı.. Adamcağız der- hal şu cevabı vermişti: — Arzunuz çok meşrudur. ha- nımefendi. Hem zevciniz bundan iki sene evvel, yani ilk seyahatinden önce bana size müteallik birçok tali. mat vermiştir.. ÖO zamandanberi de bu talimatı feshetmiş değildir. Kalbi çatlıyacakmış gibi çarpan genç kadın kekeledi : — Nasıl talimat? — Evvelâ arzu ettiğiniz takdir- de derhal çocukla birleşmeniz.. Son- ra Yeniköydeki köşkle Nişantaşın: daki konağı emrinize tâbi tutmak.. Hatta isterseniz Bursadaki çiftlikte oturmak, .. Her taraftaki hizmetçiler bu hususta emir almışlardır.. Hülâsa zevcinizin bulunmadığı siralarda ço- cuğunuzla istediğiniz yerde ve iste- diğiniz gibi yaşamağa büyük salâhi- yet veren tulimat... Genç kadın o kadar şaşırmıştı ki Hayrinin sözlerini bile lâyikiyle an- İtyamadı. Sorarak: — Bu talimatı midir) »— Evet hanımefendi, zevciniz.. Bizzat kendisi... -— Ve... Dikmeni de.. ,Beraber mi alacaktım ? — Evet onu da beraber ulacak- tınız.,, Neclâ bu sözler karşısında hay: retinden donup kalmıştı. Lem'inin gösterdiği hiddet ne kadar muvak- kat bir şeymiş.. Daha doğrusu ferda. sı olmryan bir sarboşluk anının hid. detil Bu tasavvura sığmaz bir şeydi. © kadar uzun zaman ve b kadar acınacak bir halde o ne kadar ıstırap çelımiiti. Pek beyhude olarak ken.- di nefsine çektirdiği bu çefanın dü. veren zevcim besi altında sersemlemiş gibi olmuş- tu, Yüzünün rengi çok. bozulmuş olmalıydı ki Hayri ona doğru koştu: — Hasta mısınız hanımefendi? Rica ederim şu divanın üzerinde bir az istirahat — buyurunuz. kordiyal getireyim. Fakat Neclâ divana uzanmadı, Her şeyin böyle birdenbire çar- | Geniş kalbli . bir koca Aşıkını öldürdüğü karısile mahkemede barıştı | Karısının âşığımı öldürdükten sonra mahkemede “ümitsizliğin ver. diği sarhoşluktan” ıstırap çektiğini ileriye süren bir koca Pariste bir jüri heyeti tarafından beraet ettirilmiştir. Bu adam Jan Kroset adımda bir posta kâtibidir ve arkadaşı Gaston Lallart'ı kurşunla öldürmüştür. Ön üç yıldır evlilik hayatından memnun görünen Kroset karısı ile Lallart arasmda — komşuların bü- tün iymalarına rağmen — münase- betsiz bir iş bulunabileceğini anla: makta pek geç kalmıştı. Fakat bir gün hiç beklenmediği halde vazifesinden erkence evine döndüğü vakit çifte kumruları - bir arada bulunca hakikat kafasına dank etmiştir. Manzara zavallı posta kâ: tibini çileden çıkarmış, tabancasını çektiği gibi rakibini hemen öldürmüş ve karısını da ağır surcete yaralamış- tır. Mahkemede şahide mevkinde görülen madam Kroset büyük piş manlık duyğulariyle harap olmuş bir kadına benziyordu. Hâkimin sorgu. larına sadece şöyle cevap vermiştir: iğim suçun büyüklüğü- nü takdir ediyorum. Biricik ümidim kacamın beni afetmesindedir, Bunun üzerine kocası: — Ben de karımı afeftmeğe ha- Zzırim ,, Sözlerini söylemiştir. Çok kısa stiren bir müzakereden sonra jüri heyeti “suçsuz” — kararını tebliğ edince karı koca mahkeme hu zurunda kucaklaşarak öpüşmüşler şüncesiyle sanki ağır bir topuz dar- | | Size bir İ7zs — ve kolkola çıkıp gitmişlerdir. Farelerin suikastı Bir tayyare meydanını mahvetti Hindistanm Karaçi gehri civarın. da hayli zamandır yapılmakta olan büyük tayyare meydanmın geçenler de inşaatı bitmiş, açılma töreni esna- sında da toprağın en küçük bir taz- | Yik altında çöktüğü görülmüştür. Yapılan tahkikatta burasının Yüz binlerce fare tarafından istilâ e. dilmiş olduğu ve farelerin toprak al- tında muazzam tüneller açtığı anla- şılmıştır . p Ayni hal bundan az evel Jodh. pür'da da görülmüş ve tayyare mey danını terketmek mecburiyeti hasıl olmuştu. —— — Yüksek arkalıklı geniş sandalye üze, rinde dimdik duruyordu. Hivslerine hâkim değildi. Hayri genç kadının şiddetli heyecanını teskin etmek için naneruhu ile bir şeyler karıştırırken Neclâ onun bütün hareketlerini kas İ bir sis takabası altından - bellisiz görüyordu, Onu yuvasından dışarı — kovan şu anlaşamamazlık ne kadar zalim- di! Bu kaderin ne büyük bir istihza: sıydı! * Demek ki kocasının şiddeti çok muvakkattı. Biraz sonra hemen ge- çivermişti, Zavallı küçük anne ise kalbi sızlıyarak, kimsesiz ve metrük bir hastahane köşesinde inim inim inlimiş ölümleri temenni edecek bir hale gelmişti! Gözleri akıtmak istemediği göz yaşlariyle buğulanmış Hayrinin u- zattığı naneruhunu aldı, Hayri önüne geçemediği bu ıstı- raba sıkdarak bakryor, sanki koca- nın hatalarından kendisi mesulmuş gibi bir şeyler hissediyordu. (Devamı var) amca Tonton | bulundu, Çenesini yumruğuna daya- | Maştı. Gözlerinden olukla yaşlar boşa. Sonuncu fedakârlık ... Ağır ceza hâkiminin dudaklarından idam hükmü, umumi sükütun ortasına müthiş bir aksile yuvarlandı. Mahküm | ne tek söz söyledi. nc tek bir harekette nıyordu. Ondan sonraki vakalar, sanki rüya. da imiş gibi geçti. Höcresine kadar tek rar döndüğü vakit, avukatırın kendisi- le görüşmek istediğini öğrendi. Onu, soluk bir çehreyle karşıladı. Nezaketle dedi ki: — Ustat! Ölürken irademi, metane. timi asla kaybetmeyeceğim. Evvelâ sizden, susarak müdafaanızı güçleştir. | diğim için affınızı rica ederim. Siz, be- nim hayatımın en son iyi hatırasısmız. Hatta müsasdenizle en sön dosfumsu. nuz diyeceğim. "Bu fikir, sizden diğer bir ricada bulunmakta benl — cesaretlendiriyor, Yarm bu saate kadar bir itirafnamle hazırlayıp size takdim edeceğim. Lüt fen buraya kadar uğrayarak onu alı- nız Ve ancak idamımdan sönra açmız. Bunun böyle olmasın istiyorum. Bir mahkümüun son arzusu sizce dö mu., kaddes sayılır sanırım. Avukat gayet müteheyyiçti: — Peki. İstediğiniz gibi olsun! . dedi. Temyizin nakzetmek ihtimalile mü. vekkkilini cesaretlendirmek istedi. Fa, kat iklsi de bunun imkânsızlığını bili. | yorlardı. ... İdamdan sonra, avukat, zarfı yırttı. ği zaman, aşağıki satırları okudu: “Üstat, ben katil değilini. Hiçbir ke- bahatim yoktur. Babam öldükten sonra, gayet müş. fik olan annemin tesiri altında büyü- | düm. İhtimal bunun için de, tabiatım. da biraz kadınlık çeşnisi hasıl olmuş- tur. Musikiye meylettim. O derece cezbolunmuşum ki, asabıma tesir etti. ğini anlayarak vazgeçtim uğraşmak- tan, Param vardı, Seyahate çıktım . Bir akşam bir konser verdik. Öyle insani, öyle ruha yakın bir parça çalı. nıyordu ki.. Gözlerim bir kadına takıl- miştı. O da benim gibi bir coşkunlukla taşkınlıkla dinliyordu. Birdenbire ba. kıştık, birdenbire anlaştık. Dul bir kadınmış. Zenginmiş. O da benim gibi, bütün ömrünü, seyahatler. de, zevk ve safa peşinde geçiriyormuş. Adı Laylâ İdi. Mısmrir bir kocadan dul kaldığı için prenses Leylâ Gufran di. yorlardı. Çabucak dost olduk. Nihayet günlerinin birinin zevki ve saadeti öte- kileri gölgede bıraktı. Aşkımız tam iki sene sürdü. Bir akşam mutattan daha fazla yor. gun olarak eve dönmüştüm. Sevgimin pınarı için çırpınıyordum, Evi boş bul. dum. Bana hiçbir izahta hulunmadan Kkaçmıştı, gitmişti. Aklımı oynatacak gibi oldum, sabahlara kadar, sokaklar da sürtttüm, durdum. Uzun bir hastalıktan sonra yavaş yavaş kendime geldim: Onun muharrir *G...., Je birlikte Kaçtığınr öğrenmiş, tim Bu sebeple, sevgilime tekrar ka> Vvuşmak için hiçbir teşebbüste bulun. madım. Yaralanan aşkımın izzeti nefsi buna mani oluyordu. 'Tekrar seyahatlere çıktım. Lâkin her nereya gitsem, onun hayeli peşimi bırakmıyordu, » Ğ birinde, oldukça münzevi bir yerde, bir oteldeydim. Birkaç gün bu- rada başrmı dinleyeceğimi sanmıştım. 'Yorgun olduğum için, tenha bir bölük. te bir oda sectim Ve hemen oraya çe- kildim. Esasen burası, ancak muayyen mevsimlerde işleyip, senenin mütebaki ayları boş kalan bir mileszeseydi. Ben den başka bir tek müşterisi bile olms. dığını tahmin ediyordum. Hizmetçiler filân tamamile başka bir kısımdaydı. lar Fakat birdenbire sesler duydum. Tam yanımdaki odada bir kavga olu, yordu. Bir kadın, aşıkını, hafif meş- repliği yüzünden azarIryordu. Bu sesi tanmmuştım Nası| tanımayayım ki, ge. eclerimi, gündüzlerimi hatıralarla dol- duüran bu sesti. Leylâ konuşuyordu. Kaçan metrerim Kendimi toparlamak imkânmı bul. madan, bir tabanca sesinin kalımn due varlar arasında söndüğünü ve yumu. şak bir cismin yere yuvarlandığını duydum. Ellme tabancamı alarak koş. tum, Bir omuzlayışta kapıyı açtım. Muharrir “G...., yerde kan revan içinde yatıyordu. Ayakta Leylâ, dehşet saçan gözlerile bana bakıyordu. Elindeki ta, bancasını yere fmlattı. ve birdenbire hıçkırarak boynuma atladı. Omuzum, da aşk kelimeleri mırıldanmağa baş. ladı, Şuursuzca, onu kendime doğru çek. tim. Sonra, ber şeyi unuttum, her şeyi unuttuk.. Hatta, odanım içindeki cina, yet mahsulünü de. Üstat! O gece ven iyi gecemiz oldu. İkimizde yandık, tutuştuk. Fakat ben biran kendimden geçmişim, Uyumu. şum, Uyandığım zaman, Leylânm ya- nımda hulunmadığını hişsettim. Henüz endişe hissetmemekle beraber şaşır. mıştım. Elektriği, yaktım, Oda, bu so, Buk otel odası, sarımsı bir ışıkla ay. dınlandı, Yoktu, orada değildi. Belki de, ölü. den korkup yan tarafa geçmiştir diye düşündüm. Zira, İki oda vardı. Hayır orada da değil. Bütün oteli dolaştım. Gitmişti, Şapkasını, manto. sunu, çantasını alarak gitmişti. Beynimde bir şimşek çaktı: Demek bana oyun oynadı, demek yaptığı ci. nayetl Üzerime yıkmak için bana bü. tün gece o iltifatları etti. Bu töhmetten kurtulmak için çaba, lamadım bile.. Esasert hayallerim bu dereco yıkıldıktan sonra yaşamanın da manası kalmamıştı. ki.. İşte, üstat! Mahkeme huzurunda, ni, çin sustuğumu, bütün İsnatları niçin sükünetle kabul ettiğimi şimdi! anlar. t Nakleden: Hatics Büreyya Necati Pakhşi Hastalarını hergün sabah 10 dan akşam 19 za kadar Karaköy Tünel meydanı Mahmudiye caddesi No, 1/2 de kabul eder. Balı ve cuma günleri saat 14 den 18 ze kadar parasızdır. 500 Liraya Satılık Ford Otomobili 500 lira Furt markalr spor bir ötomobil acele satılıktır. Talip o4 lanların — arabayı görmek üzere 214 numaralı posta kutusuna “FORT” işaretiyle bir kart yaz- maları kâfidir. KON YRRRÇanrıiTÜEF T yygaizÜİTN yaraal ÜNT ayeyyzıF İN gaa Lisan derslerine abonelerin nazarı dikkatine Yalnız bir derse abone olan okuyu. cularımızın 3 üncü son taksitlerini 10 teramuz 937 tarihine kadar göndermele rini ric ederiz. Bu tarihe kadar gelmi- yen taksitlerin aboneleri kesilecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: