Tünln nürteği, ” heqv::ı dinleyişil- Mizin bir karikatürü Df“!uııı “N...” eski postnişinler. yü| '"': irinin _nğ!udur_ Malüm inkılâp- x Sonra aile tekkesi, tabiatiyle ka- E:Tıî"ı Fakat ayni bina, ev halinde ö ;'ı')'ordu Gene çorbası kaynı: VO, belâr CA LAt BÖK KUĞÜ bir konu]în_?.dtm eksik değil. Küçük " İiçin .ğı mektep arkadaşım olduğu aF Ük eni geçenlerde davet etti. Git- e€ Siniy nesinin elini öptüm, teyze- W in hayır duasır aldım. " ida g£ bif | e| Ye"ıekl':n sonra: mt ,_,_?A_ffea_,..n.ı. “N...” e de ma- 365 | bul "'t""'_ önceden _bildırmışhm. Ka- ret işti. Benim yarm yapılacak Har| f”â Sök İşiin 'var. Sabahleyin erken yj .ı Mak mecburiyetindeyim, Müsa- df izle yatayıml « dedim. e S A, Peki oğlum.. Nasıl ister- d Pufla bir döşek sermişlerdi. U- N, yattım. Yorgunluktan sar- Bibi sızmışım, uyumuşum.. Narzın, bir gürültü işitir gibi ol- - Uyandım. ak! Tak! Tak! Tak... Zaj İT öksürük. E Mra bir süküt... Vvelâ hayret ettim. Vün; “Nra, nerede bulunduğumu dü. Üti lon, ? bu seslerin ne - olabileceğini K l : İi *bik bir tekkede değil miydim? lde “mazul” dervişlerden biri, U ga h " ç ibrij h i almış, ayağına nalınla- Biymiş, abdest almağa gidiyor- * Üzerine de biri gelmiş olacak | öksürüyor! H Mmiyet vermedim. U_*kuın: syudum. Taz sonra, gene uyandım. '."u: Ellezine... Ve iza.... Yunfi- Ve: X Amin... , sesleri... h __d.* O.. burada, eski tekke haya: hqmilullı devam ediyor!” — diye N'Hh kalktım. L’hy:ıq yaptıklarını anlamak için, Bir araladım, bir de ne göreyim?. ',,l':'klln ihtiyar bayanlar, başlarını u Üşler, Bir radyonun kar$ısında Mmiy Hüşlar. Dinledikleri arapça değil Dua edip duruyorlar. ll'fııki. biran sonra bir İtalyan- ı ü-iıîı. Ca i.i Yipiti), gı'llolininin müstemleke praopa Servisi faaliyetteymiş meğer. h ıî lT)erı-ıinlıi öksüren nalınlı sof- | zdı) - diye sordum Te Nalmlı falan kimse yoktu ca- &- ıj_edilcr, - İstanbul radyosun- İ 'öre hatip yaklaştı. 3te radyo dinleyişimiz.., h ik Pız karikatür halinde... Fakat âtürde de hakiki vi del hayatın bir bi Yok müdür?. —. ( Vâ-Nü ) Ankarada feci bir kaza Öi ai Dun Ankarada iki - yatanda k :Imıyle neticelenen çok feci | C'—'m "“_’!Ş“'- Belediye civarın: Mrada ÇA inşaatta temel kazıld Me d".ı ! amele birdenbire üzerler - ı,> ü’;n toprak yığınlarının altınc': Miş Şicir. Bunlardan biri iskân edi! | Gi gühacirlerden Mustafa Sait, & Smd"&lh Hasan ığeîn:ldsi:".' ç $ sene hapisten oş)“llra beraet ! hi îin; ylljndn Çatalcada işlenmi: Mi K Yetin muhakemesi dün bit- *,Hm ban Halil, İbrahimi öldür Yi N ün olarak 5 yıldanbe: î_y;, m”":ı Arif, Mehmet ve Ü l:::"in. ' üç ki;inin çobanı öld T toplanan deliler bur tak "“hlüm_ıyctie kâfi bulunmıya- bi Tact ettirilmişlerdir. Hasköyde wlalmak üzere olduğu halde üzerinde çocuk. ların oynaştığı eski hamamın hamabesi. Burayı biran evevİ yıkmak Tâzımdır. İstanbul konuşuyor ! Hasköyde sususluk Tedbir alınmazsa eski hamamın harabesi bir gün çökecek ve bu etrafında oynayan çocuklardan bir kaçının hayatına malolacaktır Yazan : Haberci Hasköyün en büyük dertlerinden birisi de susuzluktur. Burada oturanlardan bir zat şöyle dert yandı; — Semtimizde yarım saatte bir çeş. meye zar râstlarsınız. Fakat ast. ladığınız çeşmelerde hep aksa ne ise, Bunlardan bir kısmı bozulmuş ya. hut da harap olmutgur. Evinize su getirmek için bazan eli. nizde teneke semtin bir başından öbür başma gittiğiniz olur, Sular idaresinden bütün istediğimiz s#emtimizde birkaç asri çeşme yapma. Bıdır. Yoksa bugünkü halimiz taham. mü) edilir şey değildir . Şimdi biraz yürüyünüz de, köyümü. zün en merkez yerinde çeşmenin halini göstereyeim size.. Bunun üzerine beraber — carsı Boyumca ilerledik. İskeleye sapan _vrılı—ı Beçtik. Ve 10 adım daha ilerleyince Yolun köşesindeki resimde de gördü. ğünüz gibi harap bir çeşmenin önünde durduk. — İşte koca Hasköy çarşısının çeş. mesi, diye gösterdiler. Üstelik 34 gündür de büsbütün bo. zuldu hiç akmıyor. Şu hale, gu pisliğe ve haraplığa bakınız da gelip buradan su alınıp içilir mi, dediler. Ali bu facmacak vaziyeti fotoğrafla da tesbit ettikten sonra, tekrar ilerli. yecektik. Fakat bu'sırada yanımıza bir adam daha geldi. — Benim, dedi, size söyliyeceklerim var. Buradaki un fabrikasından bahs. edeceğim. Ve bizden müsbet cevab almca an. latmağa başladı: — Burada Şirketi Hayriye tezgâh. larmdan başka işçi çalıştıran yegâne müessese Haaköy Şark değirmeni ano. nim şirketinin büyük un fabrikasıdır. Fakat ne çare ki bu koca değirmen iş. çilerini hiç korumamaktadır. Fabrika Kece gündüz iki İşçi gurubile çalışır. Yani her işçi günde 11 Nlâ 12 saat ça. lışmak mecburiyetindedir. Meselâ ak. gam 17,30 da işe başlayan bir posta sabahleyin 7 de işten çıkacaktır ve bü. | tün bunlara rağmen yevmiyeler de pek azdır. İş kanunu çıktığı zaman, fabti. | kanm 3 posta işçi çalıştıracağı şayia, Tarı çıkmıştı. O zaman hem şimdiki iş. siler rahat edecek, hem de birçok in. geçilir.. Hasköy çarşısının arlık Riç akmaz olan çeşmesi san daha iş bulacak diye seviniyorduk, Halbuki ses seda çıkmadı. Her şey ca. ki hamam eski tas kaldı. Şimdi söyler misiniz? Biz iş kanu. nundan ne vakit istifade edeceğiz Al. lah aşkıma!. Belli idi ki, derdini döken adamın artık canına tak demişli. Kendisine yehni çıkan iş kanununun bütün bu va. zgiyetleri önleyeceğini fakat biraz daha sabretmek icap ettiğini anlattım. Sonra da bu un fabrikasını bir kere yakmdan görmek arzüsuna düştüm. O tarafa doğru yürüdüm. Dar bir yoldan fabrikanm deniz ke. | narındaki kapısına doğrü girerken, hiç de hoş olmayan bİr Manzara ile karşılaştık, Fabrika kapısından çıkarılmış çuval çuval un, aşağıdaki resimde de görül, düğü gibi sokağın kenarma kaldırım. ların üzerine atılıvermişti. İki amele toz toprak içindeki çuvalları kucakla. yıp kucaklayıp bir arabaya yüklüyor. lardı. Bundan sonra ekmek olarak mide. mize indireceğimiz bu unların bu ka. dar kötü şerait altında nakledilmesini daha fazla seyredemedim, Geri dönüp tekrar Çarşı yerine çık. tırm, Burada bana pek yakmda birkaç çocuğun hayatıma malolacağına şilphe bulunmayan bir. hamam harabesini gösterdiler. — Bürası diyorlardı, nerede ise yı. Hasköyde unlar böyle fena Şerait altında nakledilmektedir. Bu, Hasköyün 8 detli yağmurlarda buradan (Hasköy : 3) özüm ona bir köprüsüdür ki, biraz şid. ancak ' hamalların - sırtında (Yazısın dün çıktı) | kılıp göçecektir. Fakat hâlâ bu halde bırakılıyor. Halbuki semtin çocukları her gün burada oynaşıyorlar, Bilhassa İncir za larmı harabenin üzerin. ir ağacına tırmanmaktadır. Bir gün muhakkak suretite burası Belediye burayt böyle bir hkazaya mey. dan kalmadan , yıksa daha iyi olmaz Bu şikâyet tamamen haklı idi. Hag, köy hamamının harabe ken ben bile yıkılmak üzere 0 seyreder. n du. çekin. dim. Hele Ali fotoğrafını, mümkün ol. duğu kadar uzaktan alıyor. Harabeye benim kadar bile sokulamıyordu. rası o kadar harap, o kadar te bir yerdi. varların yanına sokulmaktan ilikeli HABERCİ Yarın: Hasköy boşalıyor| Dikkat ! —— seran Mahallelerinizde gördüğünüz bütün eksiklikleri, bütün şikâyet- | | İsrinizi, yapılmasını istediğiniz şeyleri, canmızı sıkan - hâdiseleri her saat, ister mektupla, telefonla ve isterseniz matbaamıza gelerek bize bildiriniz. Muharririmiz, - fotoğrafçıları mız ayağınıza kadar gelip söy ledklerinizi inceliyecek, şikâyet lerinize veya temennilerinize ga. setemiz tercüman olacaktır. —H Ticaret Odasında hir tayin Şimdiye kadar ticaret adasının tetkikat şubesi müdürlüğiyle beraber muamelât şubesinin müdürlüğünü de yapan Galip Bahtiyar münhası- ran muamelât şubesi müdürlüğüne ve oranın eski muhasebe şubesi mü- dürü Tevfik Alamaz da tetkikat şu- besi müdürlüğüne tayin edilmiştir. | KURUN' da Sovyet Rusyada kitap karileri Bizim müellif miz ve muharrirle, rimiz, İnsanı sıgaya çe kültür ba. n mütekâmil ve ilâtlı bir le uğraşmak mecburiyetin. dedirler. Geçen yaz, Volga kenarınd. büyük fabrikalarımızdan birinde olan bir okuyucu grupu, beni “Bir « yucu konferansına,, çağırdılar. Bu kon feransta, benim romanlarımdan biri münakaşa edilecekmiş.. Müsait vaktim yoktu, Onun için da, veti reddetmeye mecbur kaldım. Bu yetto ne yaptılar. biliyor musu. nuz? Bu genç okuyucular, iki kişilik bir tayyare gönderdiler. Ve bilmecbu. yanma indik, Fabrika klübünde onlara yeni roma. nımdan bir fasıl okudum. FPetli bir edebi münakaşa açıldı. Bu sırada karşıma gerek — Savyet, k dünya edebiyatını g malümatlı okuyucular çıktı. ni pek fazla methettiklerini sanmayın. Bu bizde adet değildir. Ek. ünün sonunda spor kostümleri giyinmiş olan altı kız, kendi ellerile yapmış oldukları bir hediyeyi getirip : Kayığa takılmak sure. bir küçük bana verdi tile kullandlar mükemmel motör! fAleksi Tolstoi) 'TAN'da Hizmetçi derdi hayli izahattan sonra ba. emetçi verdi, Şimdi ızm şekil ve şemailini, taki sanatını anlatacak Yalnız kızı verdi ve benden aldı. On gün sonra kıza yol verdik, Ger. çi bir ay zarfında bu idarehaneden da. ha ist niz kadar hizmetçi alabili. riz. Lâkin bunları Nasrattin Hocanın iki lira | “Buna deydi, buna deymedi,, diye ka. bak karpuzları yemesi kabilinden bile olsa itimatla seçemeyiz. Çünkü işe ya. ramayacakları meydandadır. Böylece bu idarehanelerin eline beş, on kadın alrp onları sözde yer rek sizden, be! y suüretile geçindikleri ve maalesef ver. dikleri hizmetçilerin de kimseyi mem. nun etmediği meydandadiır. Kimseden parasız emek istenmesine tarftar de. gilim, Bu idarehanelerin de bana beda, va hizmetçi bulmalarını istemem. Lâ. kin hiç olmazsa verdiği hizmetçi bir ay kaldıktan sonra iki lirasını almasını usul ittihaz etmek lâzımdır. Aksi halde hiçbir işe yaramayan beş on kadını âlet ittihaz edip âlemden pa, ra çekmek bilmem memnu olmayan zenaatların hangi kısmına girer? (B. FELEK) CUMHURİYET'te: Güneş gene şarktan doğuyor Artık bütün ihtilflar halledilmişti. Şimdi İran tarafından tek'if edilip iki sene evvel Cenevrede dört komşu ve kardeş memleket delegeleri tarafından pürafe olunan Şark misakına engel olacak hiçbir mesele kalmamıştı. Bu anlaşma ile şarkın dört dost dev. leti 'Türkiye . İran . Irak . Efganistan tarihte ilk defa olarak sıkı, sağlam ve samimi bağlarla bağlanacaklar. Şüphesiz ki bu anlaşma, beynel. mMilel hukukun mmtakavi misaklar bahsinin en kuvvetli bir mısali, en te. miz bir nümunesi olacaktır. Çünkü vev gi, samimiyet ve müşterek menfaatler Üzerine kurulmuğtur. Bugün, Efganistan Hariciye Nazırı. nın Tahrana muvasalatından sonra, imza edilecek olan bu ademi tecavüz misakile şarkın tarihi, sulh ve refahla dolu bir yola giriyor. , ehemmiyelte nazarı dikkate almak mecburiyetinde kaldığı bir kuv. vet kargısında kalıyor ve sulhta kendi. sini müdafaa edecek çelik bir bliek gö. rüyor, ((M. Taheri)