— postum Pol ve araplık - Türklük Pol — isminde bir ecnebi dostum ğunu yazmıştım. Kendisini mu marüken koltuğuna oturmuş, va Vaf tübile limonata içerken buldum “Bonjurlaştıktan sonra, ilk söz olarak Boujı:daşlıl_hn sonra, ilk söz ola — Vekilleriniz Arap ve İran men. etlerini ziyaret ediyor; Fakat bı misakı olamaz! . dedi. — Niçin? — Çünkü kültür başkalığı var. Gayt başkalığı var. Diyelim ki İıi“' Atatürkün yoluru ta- n eden imadern düşühcen Te isi şayesinde. — Tarblılaşıyor İki reji e in yuhunda bir benzerlik mevcu tini kabul edelim. Lâkiş Arap â i öyle mi ya: Onda Garblılaşma m-un'lnnnı sevk ve idare eden bü- cük başlar yok- Araplık daha ziya: âe Gark ananelerine bağı reislerin "'ıind!dir Arabın ruhuşda bin ür yü yıl öyle kökleşmişti; ki, şer'i gd'fî söküp atamaz. — İrakın kanunu medimniyi kabul leceğini okumadınız mü — İraka bakmayın... Orası yarı Ve SAD Li içinde mal satan küçük «satıcılar... Istanbul konuşuyor ! Aksarayın en büyük derdi tozdur. Bu koca semt yazın nasıl toza buğuluyor - sa, kışın da öylece çamura batar. Burada görüştüğümüz halktan çoğu, beled'yenin buraları sulamadığından yi kâyet ettiler amma, bence Aksarayın tozu öyle sulamakla filân başa çıkıla » cak şey değildir. yarıya Türk demektir. Z.ı_lm Bağdat, tarihde de koyu Araplığa daima su b tır. Fakat Mekkedi Yemen '*böyle bir adli inkılâba ye emeli- ne Ne diyecekler bakalm? Dü- gnerin — bile katli — vicip mi- âi'ı.f::ccvıp vacipliş!l Di:â: fetvalar arırlar, eminim... Mısırdı da Carp ';ilildüımıımlığı. koyu bir &nebi ha- gı şeklindedir. Orada & inkılâp- gıTürkiycd:ıı nefret edı:q: ıpepk ;ok"'r' Şahsan Misiri tanırış , Ciha- ğ f_ı nebilulıhı_lı'lnn gâvı!m isteme- ğ d lcmıı(;dcn bir Zihniyetin B bi kakaalı e! mak!,.. İşt e ta manevi manzara bud!u:._ ?;:ilğl letlerin misali gösteriyor pj da- Frgjim!rr; biri birine henziyt,; küt '.e;_ar'ı aeabiliyor .—X:npl:kltrü,k lüku'ym " farkı yüzündeş yzla. ,an", Dikkat ederseniz, bi he*fiıı'ıil: cenubumuzdaki 1 komşularımızdır. İran başka bi Ve Mi e irake bi e Sorie "iğer | Bi n.!'“kmrhr ı’*.ıîım".î“lî—ıîı zkı Üi öi mMutalea p!mc';ıuı(:trfı;ı":i' 3 İ dEMek ki, temayülleri noku "” UIY" ayrı parcalardan mür! im ol&ı.ınu görürüz, Fakat, her biş A içinde de temayüller vardı y ç';ü"'fi.kimi teyakkiğürver W ral 84. Hödisat taraftarımız v kilöficesidin lehine inkişüf di ikiftfç bir şarklı diyar. bizim Ve sll" 3 memleketlerin feyizli Feyç, l_wcsı Manzarasının rııib—:' Kiltladini kurta e M/ıdaki ıırl:l:î.î"ı:n(ak""l ko- mf_:’larâriııı:::ıı_îiı.n gcîıikçc 3 h âhlı, i lıjır:ıq reislerinin bile ıc”izyıc:: ğ sakfilerini biliyoruz. —Erdün tallhanlıık. balfer Xdan dır: 'm' üzerinde bir ak istemişti. Ku izİN ilk ve Şukı vasıtasiy) hükümrar, aramamışı, İll nhuriyeti, yeni rı-iimin;ıl vle, otoriter bir beraberli istiyor, 3 Otoritesi her yer. .Bırquııeğı' birçok kcı?nı:; min etmiştir. Bütün şarkta, lâm _ılemmde bunu temin e. Bırıbmıdı tarka, bir ka. 9 acılmış Hümanın — vücu. ludl.ı olacaktır! diye î:ı(ı:ll a nikbin hayallere dalmak sebepler Vardır, dostum (Vâ-Nü) a ile yeni bir et anlaşması LA.A ) — Hariciye Nezareti, la Ankarada imza edilen ve meriyet mevkiine girecek z - Türk ticaret itilâfnamesi. leket ticaretinin inkişafı için inlar temin etmekte olduğu- Aksarayı böyle toza boğan sebeple - tin başlıcalarını şöyle seralayabiliriz! 1 — Yangın yetleri, 2 — Sofular caddes'nde Terkos boru. su döşenmesi için bozulan yolların son- radan tekrar intizama konulmamış ol - ması, 3 — Bazı sokaklardaki kaldırımsız - lık. 4 — Caddeyi genişletmek için tram - vay yolunun Aksaraya girerken gol ta- rafında yapılan istimlâkten sonra bu. raların olduğu gibi bırakılmış olması.. Aksarayın asıl tozunu bu son göster- diğimir sebep doğurur. İA Belediye tam beş sene evvel İstimlâ. kini yapmış buradaki evleri alelâcele yıkmış sonra da beş senedir - burasını böyle toz toprak içinde bınhınııutı. Tşin en fenası bu luılutun' yerinde .yîcek içecek satılan pazar yeri yapılmış olması, hattâ akşamları da kadınların mesire mahalli olmasıdır. Aksaraylılar buraya (Bonmarşe) d- yorlarmış. Asıl satışın başlıyacağı saate daha epey vakit olduğu halde. Lenim dolaştığım sırada, bu tozlukta, dondur . macılar, kuru yemişçiler, 20 tanesi $ kurura piıkı'h—i satan çocuklar yetleş - m'şlerdi. Kadınlar, çocu lar, topuklarına k de yürüyerek ;Itlıd ediyorlardı. ı,ş'l::l(ışı me’):vamm kırvımd?ki bir &o- Z g kahve içerni birkaç Hq! Ş çarptı. Yanlarına gittim. Hepsi F ge iklar, koca koca adam. adar çıkan toz Üzerin- iyor, bu satıcılardan a. gözüme kim y lı adamlardı. Kıudllzrlnc_ n ğlı;:ğî::u anlattım. Maksadımı söyle . da alış veriş edenler dil;", rinden, kocaman fincanla kahve | c'ğerlerine doluyor, çocuklarımız bu Ça rat, yüsüme şöyle bir. bakıp | mikrop yatağında oynuyorlar, Genc de :Ğ:ıa: semtimizde topu topu 5—6 tifo çıktıl. Şimdi gelin kitapların mikrop için yaz - dıklarına inanın!.. İhtiyar doktor, iş” şakaya — vurmak istiyor, fakat sesifiden de teeşsürü an - Taşılıyordu. Sözünü burada bitirdi. Bu sefer et - rafta oturanlarla konuştum. Onlar da: $'z, dedi, arapça “Kellim kellim SETEĞ * z işiniz? senla,, ne demektir bilir misiniz ü”ngvu cevabını verdim ve ilâve et- O M Güğünüz gibi de olsa siz söy tim, DÜşün biz de yazalım, her | in dertlerin!zi, ;:ıî:lncd(:;dıh olur, zararlı olmaz. Nü Konuşurken bir taraftan da keyifli keyifli kahvesini içiyordı.t: ü — Mademki mutlak ist yorsunuz ı'o,— Lyeyim, dedi. Ve anlatmağa bıııı.h *—. Ben doktorum, yanımda gördü - üz arkadaşını da dohoru!uı. Mek « rde mikrop filân diye bir çok gey- fakat artık bunlara inanmı. denen şey, kitap - — Aksarzyda, Kazganirade mahalle . sinin, Hacıbayram sokağının bozuklu - gundan, Çifte bakallar denen yörin hem kaldırımsız, hem de ışıksız olmasından rikâyet ett'ler. Dikkat! gün teple jer okuduk, ruz. Eğer mikrop larda yazıldığı gibi olsaydı. Akııııym bu tozu, şimdiye kadar topumuzu bir . Mi _—-—"eler'mîıde KG den mahvetmeliydi. Şu cadğdede, ve bazı bütün eksiklikderi, bülün?fd:'kiyıı lerinizi, yapılmasını - istediğiniz şeyleri, canınızı sıkan - hâdiseleri her saat, ister mektupla, telefonla ve isterseniz matbaamıza gelerek Size bildirini Muharririmiz, — fotoğrafçıları miz ayağınıza kadar gelip söy da gördüğ'ünüz tozlar yöne bir :;ı:ı;irldlııtîı'ııt burada Şekerci ınlvı:- “İr diye öyle bir yer vardır H ıı: m.ıd; top yatağı burasıdır. X_'ıhıv_le u'u İğımlar açıldı ve temizlendi. Ve fmlardan çıkan pislikler de 'lcnı.ılır Abıdı. Pakat belediye bu pislikleri ay laşça kaldırmayınca nidayet hepsi de | yediklerinizi inceliyı—î!k.. çğkiy" i de gurudu ve mihayet toprak. daha son Ü lerinize veya temennilerinize ga- Fa ga toz oldu. zetemiz tercüman olacaktır. Şimdi bir rüzge esti mi bu Yozu toprağı, hep civarda otu! Bd pisliğin | ların İçlerinde iki de doktor bulunan Ak saraylılardan bir grup HADERCİ ile dertleşiyorlar. * Aksarayın beş sene evvel istimlâk edilen, tonra da bir toz deryası halinde bıralcılan caddesi ve burada toz topx': (Aksaray : 3) Aksarayın en büyük derdi tozdur Aksaraylı bır doktor aiyor ki: “ Artık mikroba inanmıyorum, Çünkü mikrop denen şey khitapların yazdığı gibi olsaydı bizler çoktan mahvolurduk ! ,, y İR Yazan : Haberci Fakat hepsinin başlıca derdini tor teşkil ediyordu. Aksaraydan aytılırken, arkadaşım fo. to Ali de buraların sıksık sulanması lâ- zım olduğunu söyledi. Fakat bana kalırsa, yukarda da yazdı ğım gibi Aksarayın tozunu sulamak, to- zu çamur yapmaktan başka bir işe ya . ramaz, Belediye, evvelâ beş sene evvel istim lâk ettiği kısmı ıslah etmeli, buralara kaldırım döşemelidir. Aksaray torunun başlıca membamı böylece kuruttuktan sonra ikinci derecede sokakların tozu - nu da ortadan kaldırmak için bunları süpürtmek, kaldırımları bozuk yerlerini tami't etmek, ve sonra da sulamak gibi garelere baş vurmak icap eder. Az bir. h'mmetle Trahat bir semt olabileceğine şüphe bulunmayan Aksa, rayı, böyle ihmal yüzünden berbat bir halde bırakmak, bence hem yazık, hem de günahtır. HABERCİ İsmine Bonmarşe denen tozlu meyda. — Yarına: Nuru Osmaniye ve Mahmutpaşa| mahallesi Cenup demiryolları Bugün hükümetçe teslim alınıyöor Son anlaşmaların neticesi olarak Toprakkale — Papas ve Islahiye — Ekbaz meydanı hattı bugün Türki- yeye teslim olunacaktır. Bu işlerle meşgul olmak — üzere gitmiş olan heyetimiz şimdi Halep- te bulunmaktadır. Memleketimize devredilecek ©- lan hatlar 72 kilometre boyundadır. Ayrıca, Halep — Nüseybin hat- tımın da hükümetimizce satın alm- ması hususunda Fransa ile müzake- re cereyan etmektedir. iktısat Vekili bugün Ankaraya dönüyor Hariciye vekili RüştüArasla Bağ- dada giden İktısat vekili Calâl Ba- yar bugün Ankaraya dönecektir. Bağdatta yapılan yeni görüşmeler tam mutabakatla neticelenmiştir. Ya kında Türkiyeye bir İrak ticaret he- yetinin i an! ——— ŞAKŞAMN' d Her sene mecburi tifo aşısı Bu sabahki Akşam gazetesi, iki gün evvel gazetemizde çıkan bir fikiric« kavvel alarak, tifo gibi salgın hastı. Hkların samanından evvel şehirde her- © lâzımgolen aşıların tatbikını ilert Arilyor. İki gün evvel gazetemizde Dok'ur Feridun Neşetin uzun vo tafsilâtlı ya- zısında okuduğunuz g.bi bu fikir c'd. den tatbik edilmeye değer bir firır,. dir. Akşam muharriri diyor ki! Ondan sonradır ki matbuat hare'ce. te gelir; halkta intibah hâsıl olur, 'e. siri ancak on, on beş gün geçince taş- lıyacak olan aşılar * yapılır; ve... iki manada olmak üzere hap yutulur! Madem tifo salgını bir mevsinile mukayyeddir ve madem şehirlerim z! bir türlü temizleyip mikropların 4ö- küne kibrit suyu ekmek bir türlü va. sib olamıyor, bari hastalığı yüzle:ce vatandaşt kurban vermeden evvel, tai. gn mevsimi başlangıcmda — mectu.? aşı sistemini tatbik etsek... Bütün bu tedbirlöri önceden nir.n almamalı? v Meselâ, şu anda eczanelerde hap bulunmuyormuş; sıra beklenyormüş. Vaktile tedarikli bulunulsayd: da te. darik edilseydi olmaz mıydı? Keza res. mi, hususi daireler memurlarını, ieçi- lerini zamanında aşılatmakla mürek» lef tutulsalar... Bütün doktorlar, ma. hallelerde bir sıhhat seferberl'ğine geçseler... İlh, ilh... İlle at çalımdıktan sonra mı kapıyı kapamalı? CUMHURİYET"! Tifoya tutulmayanların korkusu Tifo bir barsak hastalığı ise, hazta olmak korkusu da Hypocondrie dedik- leri bir sinir hastalığıdır. Tifoya tu. tulmıyanların çoğu buna yakalanıyor. lar. Doktorların bütün tavsiyelerine rağmen, şerbetten, dondurmadan, sa. latadan, yemişten vazgeçmiyenlerimiz pek çoktur, Bunlar hazım devrelerini tifo kâbusları içinde geçiriyorlar. Tifodan ziyade tifo korkusundan kurtulmak için aşılananlar yok değil, fakat aşılanan mutlaka bir kırıklık, ağrı, sızı devresi geçiriyor. Bu korku. ların hepsinden kurtulmak için bir tek çare, yine aşı, İhmal etmeyiniz dostum. (Peyami Safa) 'TAN'da Türkiye - Iran yakınlığı Raylar ve soseler Ankarayı, her gün bitaz daha Tahrana yaklaştırı- yor: Manen biribirlerinin yanında o. lan bu merkezler arasındaki maddi uzaklık da her gün daha azalıyor. Doğrudan doğruya daha sık temaslar, iki memleket ekonomya ve ticareti a- rasında daha kolay ve kesif münase. be'ler, Şah'nşah ile Atatürkün ebedi esaslar:ını kurmuş olduğu İran . Tür. kiye dostluğuna büsbütün yeni bir kıymet verecektir. (F. R. Atay) Sutiye Baâvekil“ı Türkiyedeki temas- larından memnun kaldığını söylüyor Paristen son dönüşünde şehrimizde iki gün kalıp Başvekilimiz İfsmet İnönü ile mülâkatta bulunduktan sonra mem- Teketine giden Suriye Başvekili Cemil Mürdüm Suriyede, gazetecilere verdiği beyanatta “Türk büyüklerile yaptığı te. maslardan çok memnun ve mütehassis * kaldığını,, söylemiştir. Basiret sahibi ve doğru düşünen Sur riye gazeteleri Türk - Arab dostluk mü. nasebetlerinin sağlam esaslara dayan- ması lüzumundan bahsetmektedir, Aynı gazeteler Türk ricalinin, komşu ve kar, deş memleketlere eskisinden daha fazla muhabbet gösterdiğine ve bu alâkanın Arap memleketleri için çok fa, A b