ai - ’îîış Siyasa: HABER — Akşam postası ğ “ Atatürk - Pehlevi ittifakı, yahut... ,, Tahranda diplomasiyi öldüren iki diplomat Yazan : Şekip Gündüz Diş sıyasa sütunlarında ya. zanlar hariciye nazırları tarafından söylenen kargılıklı nutukları dalma büyük bir sevinçle okurlar, Zira gam- panya kadehlerini, mayonezli levrekle- Yi ve bir ortaçağ atlısırın zırhından kopmuş parçaları andiran — kızıl ista. koz kabuklarını yalıyarak leyicilerin, kulaklarına çarpan tuklar ufacık bir dikkate gok şey ifga ederler. Siyast nutuk ister bir hâdiseyi ol- duğundan çok veya az ehemnimiyetli göstermek için söylenmiş olsun, ister- se bir siyasetin İflâsını gözden sakla, mak veya bir protokol nezaketini lü. zumundan çok istiamar etmek gibi bir mehareti ifade etmiş olsun bir ta. rafından mutlaka aksar ve en hüner- baz diplomat söylemek istemediğini söylemiş olur, Zün iki tarafı köşkin bir ustura gibi olduğu saha diploma- sidir. En iyi diplomatlar, dsima en az konuşan diplomatlardır. “Söz gü., müşse süküt altındır,, darbrmeseli dip. Jomasinin giarı olmaktan kurtulama. dı. Bir diplomat bazan çok uzun konu- yur, fakat bu sözler dalma keçiboynu- zu gibidir. Çiğnersiniz, çiğnersiniz de neden sonra dilinize ya bir damla ge. kerli su lezzeti gelir, yahut mayhoş bir kızılcık tanesi yemiş gibi olursu. nuz. Binaenaleyh, bütün bu hususiyetler siyasi müharrire ıuhy_nmu kolaylıkla doldurmak imkânmı verir. Siyasf nu. tük “sakalı.gerif'' e benzer. Camiler- de, inceeik bir cam tüp içinde saklı bir bcyn kılı goetamık için biribirin- den güzel kırk bohçı.w nası| birer bi. rer açarlarsa, siyasi nutkun hakiki manasını bulmak için de tıpkı o boh. galar gibi süslü birçok güzel, ağdalı — ve tumtıraklı cümleleri boğulmadan açmak, deşifre etmek lâzımdır. İtiraf etmeliyim ki, Doktor Aras ve Garbi Asyadaki dostlarımızın dış &i. yasaaımı idare eden meslekdaşları si- yasi nutku bu hayasından çok uzak- laştırdılar. O derecede ki Türkiye, İrak ve İran sofralarında söylenen nu. tuklarda siyasi bir mâhiyet aramak Gahi boş bir külfet oluyor. Bu, üç kür. deş, dost ve müttefik devletin ara!la. rındaki münasebetlerde artık eski si- yast mekteplerin klâsik - hünerlerini kullarmıya tüzüm görülmemekte ol- duğuna delâlet - etmektedir. Aragın'dün 'Tahrandâ İran Hariciye nazırı ile-ve bir hafta evvel Bağdatta İrak Hariciye nazırı ile teatj ettiği nutuklar bu fddiamızı teyld eden en yenl iki tezahür addedilebilir. Atatüürkün büyük dostu ve 'Türk Mmilletinin büyük Mmüttefiki İranm Mmuhteşem ve idealist paratoru &. M. Pehlevi'nin payitâhtında İran Ha, riciye Nazırı S. E. Samii'nin Arasa verilen ziyafette söylediği nutuk şöy. le başlıyor: “Asla söz almak niy dim. Bununla beraber i Bumuz havı le bir sevini inde değil. bulundu- n samimiyeti bende öy- jssi hâsıl etmiştir ki bu hissl llıdn memek, . benim - için mümkün (« ldl.r.,, Bu cümlö pek - büyük bir. manayı haizdir. Bu klâsik diplomasinin Türki. ye ile Tran arasında artık bir vasıta | gibi” kullanılmadığına, — ziyaretlerin “bir dall&sıladan kürtulmâk", ziyafet. lerin “sofra başlarında dos! plan. mak” gibi samimi ve'insani bir ifade aldıklarına ve “bizim ekse'âne nutuk Böyliyecek,, diye 'müşavirlerin, kan. çılarlıkların geceyi gündüze katarak “kafa patlatmaktan, terlemekten vo ü kurtulduklarına delilet | Doktor | İranın haşmetlü “Rıza Şahi ve onun azametlü kardeşi Atatürk... metine atfetmek ve büyük şeflerinin yükgek idareleri altında iki nazırın müştereken kurmıya muvaffak olduk- Tart dostluk binasının güzelliğine ve sağlamlığına inanmak lâzımdır. 'Türkiye ile İran arasındaki dostlu- ğun, anlaşmaların ve bütün bunlar. dan ve her geyden üstün olan Atatürk » Pa ittifakımnm manasındaki e. hemmiyeti S. E. Samlinin nutku şöyle tebarüz ettiriyor: “— Bundan başka İranla Türki- ye arasında gitgide sıkılaşmakta o- lan iş birliği, yakın şarkta sulhun esaslı bir âmilidir. ve hatta barışın tecezzi kabul etmez olduğu prensipi 'hesaba katılacak - olursa bu- teşriki mesai, cihan sulhunun da ehemmi- yeti hiç de az olmryan âmillerinden biridir.,, 'Tahran ziyafetinden, cihan sulhü. nün ve garbi Asya istikbalinin kazan, cimnı tesbit eden bu sözleri Briyandan sonra Milletler Cemiyetinin tanıdığı en büyük sulhpörver diplomat - olan 'Türkiye hariciye nazırı da şöyle tas- dik etmektedir: “— İki memleket arasında her gün daha ziyade sıkılaşmakta oldu- ğu müşahede edilen teşriki mesai, | yalnız bu iki memleketin kendilerini yekdiğerine bağlıyan samimi dostlu- ğun takviyesine atfetmekte oldukla: | rı ehemmiyetin bir nişanesi olmakla kalmaz, belki ayni zamanda komşu: lariyle olan dostluklarını kıskanç- casma göz önünde bulundurmakla beraber yakm şarkta sulhu tarsin et- mek ve bu şüretle umumi sulhu sı- yanet eylemek hususunda kati azim lerini gösterir.,, 'Türk ve İran milletlerinin samimt hislerine ve inanışlarma tercüman ©- lan bu sarih açık ifadelerde eğer mutlaka bir siyâsi mana aramak lâ. zımgelirse Tahran nutuklarının ancak bu iki devlet tarafından cihan sulhü. nü bozmak temayülünü göstermek is. | tiyenlere karşı bir siyasi manayı hbaiz olduğunu ebiliriz. — Tarih Türkiye ile İran arasında bir çok muhteşem dostlukların ve muhte. şem düşmanlıklarm şahidi olmuğtur. İki komşu milletin biribirini anlama. Şekip GUNDUZ (Devamı 6 mcıda) | normaf olarak alırlar. Tetkikler : İşçilere fazla mesat ücreti Yazan: $ — Gece çalışmalarında fazla ücret tesviyesi usulünün ihdas: Bakkıtda bir nizamname çıkacaktır. (Madde 43) | 6 — Günde âzami 3 saat olmak üze. | re senede azami 90 gün çalışmağa n zamname ile müsaade edilecek işler. fazla saatler, normal sâat başına düşen miktarın yüzde 25 ten yüzde 50 ye yük- seltilmesi süretiyle hesâp ve tediye edi. | lir. (Madde 37) 7.— Arızalar, acele i veya müc- bir sebepler dolayısiyle muvakkat, nadir ve istisnal olarak günlük müddeti uzat mada ilk bir saati ödenmez, bir saatten fazla saatler normal ücretin saat başı. na düşen miktarı misbetinde —ayrıca norma) olarak ödenir. (Madde 38) 8 — Seferberliğe hazırlık veya se - ferberlikte günlük iş müddeti azami kabiliyete çıkarılacak işlerde her bir fazla saat, normal aat başına düşen miktarın yüzde 25 ten yüzde 50 ye ka: dara yükseltilmesi suretiyle hesap ve tediye edilir. Yalnız Millâ Müdafaa Vekileti işçi - Jeri normal ücretinn saat başına düşen miktarı nisbetinde fazla gaatlet ücretini (Madde 39). 9 — Nizamnamesine göre işten doğ . ma sayılacak hastalıklarda yani işten dolayr hastalananlara o nizamnamede yazılcak müddette ve şartları altında yarım ücret verilir. (Ve tedavi ettirilir.) (Madde II — 25) 10 — Gebe ve emzikli kadınların do- ğumdan evvel ve sonra çalışmıyacakları ceman altı (& lüzum halinde ceman on İki) hafta kendilerine, ayni iş ye . | rinde altı aydanberi en az Üç ay çalışıl- mış olmak şartiyle, yarım Ücret verilir. (Madde I — 25) 11 — Cumartes! günleri saat 13 te | tatile başlıyan işlerde gündelik alanlı rın tumartesi gününün İfindeliği tanıtı” öbür İş günletinde'oldu tam verilir, Cumartesi saat 13 te tatile başlamak günlük, haftalık, aylık ücretleri eksilte- mez, V(Madde 45) 12 — Umumi kapanma mecburi olan Cumthuriyet Bayramı günü (29 ilkteş. rin) için işçi hiçbir iş karşılığı olmıya- rak şöylece ücret alır. Gündelikçi tam bir gündelik, ssat, parça veya iş üzerinden — ücret alan önceki bir hafta kazancının gün başına düşen miktarı kadar ücret alır. Ve bu ücreti de bu bayram tatilinden önce a - hlır . | Cumhuriyet Bayramı günü çalışma - sı müsaadeli işlerde olanlar o gün için iki kat ücret alırlar. (Madde 46) 13 — Hafta tatili ve ulusal bayram - lar kanunlarının tatbik edilmedikleri on binden az mifuslu yerlerdeki İktısat Vekâletinin lüzum göreceği iş yerlerin de bu kanunla tatbik ettirilir. Ve o hal de işçilerde müstefit olurlar. (Madde 44.) XV — Ücret tediyesinde şu şekiller vardır: A — Ücret en geç haftada bir veri - lir, İşçiler razı olurlarsa iki haftada bir ayda bir de verilebilir. Devlet, et veya belediyelerin İş yerlerinde ayda bir verilebilir. Ücret, tedayülü mecburl para ile ve « rilir , (Madde 19) B — Her tedi ya işçiye ücret hesabını gösterir bir pusla verilir veyâ işçitin yarundaki ücret defterine bu he- , (Madde 21) mukavelesine tâbi İşçi - de . başlar. (Madde 26). tazminat hakla Münir Evrinyol lerinücretleri takım klavuzuna dt çilerin her bizine ayrı ayrı verilir. Mad de 11.) Mukavelenin feshi XVI — İş akdinin (işe bağlantıın) feshi ve iş yerinde ayrılma şu kayıtlar vardır: A — Otuz iş gününden fazla sütek olup ta müddeti belli olan iş akitlen « de (bağlantılarındâ) - her iki “tar ta (iş vetenle işçi) âkit (bağlantı) d - detinin bitmesini beklemek mecbute . tindedirler. Bu müddet bitmeden bilir, ne de iş veren işçiyi bırakalir. (Otuz iş gününden fazla sürecek ©d - deti belli işlerin birsene ve daha zla sürecek olanların da yazı ile muk& mecburi ve bi den eksik olak « Tında ise ihtiyari idi ki bunda ya azı ile mukavele yapılır veya imzalı ive- sikası alınır.), B — Otuz'iş gününden fazla eikcek hususrda olup ta müddeti belli olmuyan işcit - | B | ğildir; çünlüü lerinde ise işçinin ayrılipilmesi ya iş verenin işçiyi brrakabilmesi l;!nmu - nun 13 üncü maddesinde şartlaroşul- muştur. (Böyle işlerde de yazı ile pravele yapmak ilitiyari olup ya yazı ilmuka- vele yapılır veya imzalı iş vesisr ah , tnur.) Otuz iş gününden fazla sürek olup ta müddeti belli olmıyan işler iş bit - mezden önce âkit feshedilebilek için her iki tarafın da biribirine &e ihbar. da bulunmaları şarttır. Bu ihbar için kaptınun 13ncü mad- desinde mühletler göm:nm m. İşçi İişini veya iş veren işçiyi Takmadan | kaç gün evvel karşı tarala takacağı - 'nı bildirmeşi lâzım geldiği gösteren imühletler 4vardır,ki ihhasa, sonra o ühletler ııdıı mmdlt :mcdr' teçi j ve iş veren işçiyi bıramaz. Âkt j İfeshi keyfiyeti ancak o mletler niha> | İyetinde muteber olabilir. | Böyle haber verme tana riayet ct. miyen taraf (İş veren gn işçi olsun) 'bu mühletlere ait ücretin - tutariyle ayrıca bir de bökimin ötireceği taz. minatı öder. C —İşçi kendi kas olmaksızın iş kazasına uğramış buluyorsa o müh - letler, kazanın vükuuinünden itiba - rten otuz iş günümndersenta işlemeğe Ç — Gebe kadınliçin de o mühlet Jer doğumdan önce sonraki kanuni izin müddetleri (Üç hafta evvel ve sontra “Sıhhi Jüzumaltışar hafta ev - vel ve sonra,,) biteli günden itibaren Mde 26) het AA ;Vır EVRİNYOL Bu serinin blan evvelki maka leleri 28, 29, 30:ziran tarihli sayı- Tarımızda çıkmıt. YARIN: İşien çıkarılanların Polisin dikkatin Yai bir. saht:karlık Bozuk #rif Üzerinde müessir olan vefifeti istismar edenler aleyide tükibât isteriz! 5 inok gada'(Vü 2 Nü) müm yi sını OkuyfuR. ODADDBODAR " ,—ı—:——:——-—*— a Tarihin 41 meşhur kadını Nizamellin Nazifin hazırladığı bu yazı silsilene pek yakında G lesi işçi ayla- | nü tam olarak almayız; metinden 1 TEMMUZ-— 1937 " N Adsız " arkadaşlar Yuımmwzıw çoğunda gö. rürsünüz: — “Muharrirlerimiz- şu iddlada bulunmuş... Veya bir Muharririn mle ılı reddi. Fakat o arkadaşın adı, reddedi. len fikrin hüngi kitab veya gazetede üğü söylenilmez. Menba üzum görülmez.. n böyle yapıyoruz? Bunu sorar- hareketimizi haklı göstermek için birçok sebebler sayabiliriz: “Ga. zetelerimiz biribirinin adını anmaktan Z. udalanın da adını 'mM '&me karıştıradak değilim ya!,..” Bımıarm Pıfıısı ımı gimdiye kadar rımda ralil bir gazetenin adını zikret. tiğim çok öldü, tahrir heyeti müdürle. rinin hiç biri buna ses çıkarmadı. Bel- ki rakib gazetenin adı geçmesini iste- miyen müdürler vardır, fakat onlar da muharrir adı söylenmesinde bir mah. zur görmezler. “Makaleme öyle budalanın adımı karıştıracak değilim ya!” sözüne ge. Tinco bunun müdafaası hiç kabil de. herhangi muharririn zekâsı veya budalalığı adında değil, söylediği sözdedir. O sözü, yani buda. lalığın kendisini alryorsunuz da onu söyliyenin adından mı qok]n!ym'ıu- nuz?... Gelelim işin aslına: fikirlerini red- de veya cerhe külktığımız kimselerin adını zikretmeyişlmiz, münakaşadan çekindiğimiz içindir. İcabında: “Ya. nılmışsın, benim baâhsettiğim muhar. rir sen değildin, başka biri Idi,, demek içindir. Zaten ekseriya b adamın sözü. ayı. Tır ve cerhetmemizi kolaylaştıracak bir kilığa: sokarız. Metni hulâsa edi- vermek,'o sözün ne münasebetle söye nildiğini anlatmai âdetimiz değildir. — !ıqı Ektasi hikâyesi *b Ydeğtifimr yi Miünakaşadan çekinmek, kolayca haklı çıkarmak, ba değil Zaten,dikkat edin, bi muharrirlerin çoğu, her mü n.î;drı işı dan tenkid ettikleri fikirlere bir zarar gelemez; çünkü onlar bir fikri bir fikrin göl, e ederler, Fakat karllerine zararlarr dokunuyör, onları aldatıyorlar, söylenmemiş söz. leri söylenilmiş diye gösteriyorlar. Nurullah ATAÇ Bambu ağacı par On metre uzunluğunda munfzüm bir Bambu ağacr Boğtinun — mudğ, ” yen bir yerinden kirti » maştır. Kırrk olan üst » kışım yere doğrü eğil diği ve ucu tonrata değdirildiği zaman, uC ağacın — tabanımdan üç metre uzakta kalır. Kırtlan kiszmin yüke sektiği nedir? €svabı yarınki nüskamıze lea'oılı Wi &. J müsabakası kr (Düakü Arap Saçı bitmçeesinin hallidişi. “v Dört nişâncı beheri sekiz mermi alarak adamı başma 180 nokta kazanımca yekümn 20 dir. 1 inci nişandı: BX18 ve 2X36 S inel — w» GK2 Ve SXİS 8 üncll 4X13 ve 1X24 ve 3X36 & Üncü: Her noktaya İkiyer mermi. Kumar oynayan 15 kişi Galatada Necatı bey caddesinde Mehmedin kahvesinde Salih, Recep, Artin, Rıza, Zeki, Halil, Ramazan, İsrail, Mehmet, Mustafa, Halit; E- min, Sadık, Mehmet, Cemal isminde on beş kişi kumar oynarken yuka lanmışlardır. Masa üzerinde bulunan 10 lira müsadere edilmiştir. w