“göRERARON OEPIYYLI VÇ GUOLLAYRA SNox 190p38 TÇ 9P OYONUZ SAÇI VÇ INS SPEAŞNPUDO ö af SmoÇ drjme üA “xnargoardmI Yuos 29Koğ öf P Sayyeska ) TÜOP Tudtunu d safun : 100Lrayaa *(rsa$ güyes — Wo8 S(3) SŞOT BöRLENY — MH Z(3) DU - OOAKA 'YEİ YEpını Na 'Tapay n — gif veş 19p gaa — "(IS9repı PKY Tp0 TPOKRIN —— Haaöf M)a :XMELŞUDD SYAEL Srrgedey — wozpd :uosLid yewryöden ZISKBAŞ) — ŞONUMZEY LDAK S OYDUŞOJUY'OLTURE yaLrla weAs1a0 — apLap ge :daynorap 9s — a Çermur *dştoymt — vokunyonaL :(3) uoRmoaaşı — —1 nöueysidey a TYHE) ÖsREG) — Tleoy ayduray, Uğunz d Yprsurta) «"HEBLN BRrandek gnaystu apursador zounğapio3 aö urşared *nAgı Na O “SUŞsU3uuu Böç 19 Sonlırı “dog söç saNoz AydA Gçedaj Y Of W “osRİŞ Orgad SA OU *SUPRPUR VT OP SAOLTUUĞ ENOU TSpRAONOĞ SPULLİ SAÇ ZÇUYAYADİ AKAİNANA ae Oğumol dum suöpadeşed Encu “ütağ NE YÇENOJUYMU 96 sayeaşdea Oygoğ anou 9p SayKRASALAYUT SNY GÖÇ SISOY) YAL #pSIYUOU Yaç 9Ç “ÖYALLIR Sayötr aP ÜrEMTAPtAT T ayEETAD #f önb gayey vog SaK UN YÜK BUOLAPUNAP ENON 'ELG Y BaALLIy “spe g $ yolu Dane Gçenaşumma ç Of çoru ömb sdünn SUŞUL U2 BOYLILA 309 aIpUSIĞ Yyeanod çara VONL IŞ sdum) 9ç 18 YOYdMÖLL VP DAV,I ANE 708 “HAYIKI MOL TT 3ms YS TiEYUOÜ UO “SONLI Sa8 )9 BUORYULU BAR “SYUDLMUCUK “om sgzedas un 189 Tab şuaşdo,| $ Suoruş #NOU “IyoSs ö7 825 D9AE ONÇA UÇ OP TRŞUYZ TSdode Un ETESDUNOP ÇÜÇ aF guti — fımuzo :38werş yOULINIYİ — SuğU : ISUDUL nğuymrox (Avopg) dEBoMAA — epurreapo Siseg — ÂHoPRa gp ma :9130MoA 9p SIT TErD5 $ 4of :(3) surroy yaüYAOKUYR —— APNĞP DIRNOGE YSULDA Tüyer OremLEŞE5 — 0)9dD "dapodde ($t WIYEp Kat AA DPELLRI) ZIPDIK - göNza :(3) SLOAEL — VOZISA YHU sppro KoAna — gegam :(3) anusay « BNOMSUOLI TUNUNAD) — F, 49)9U01))94 49998314992 X *Taer ün yavusud 05 No wei Teğ — INETRUTU 228 119 OÜELTRI — azycumi : 098 a-adureuo) S CDa vI afma Ha “ODPDLAĞ TAMMRACANAYĞ ©x YaDd P KAYEY 05 WUP SaHİSYO AARAYRNOJ If aND TENE) 298 RUO KY HŞADA 3SÖÇYNA APlYİL SNSUYDA (UYMYMLAAITD DÖŞ ) gorayo DÖUŞ (ıUdMULAŞdok ) Fuapıdıi tpcDa KHO NW0 Yy,, Çummhuı op cun a1 teDp zafısa pi Dİ SAÇ ZON ünz ÇzAMANS KfT öğürbdON MP) *apro Yağdotı UĞMUE af >mRSeyr Tuvuouz TİpeuLo Mi TegoS OPUNLOY UOYBLİL “SEA-UT ZOKOA BNO anb örey np W102 3) SULP S3NdXA BITMIŞUDO UY VÇEAE aç nb vozısRvuUd LAUNTSAURU SeYONDRLI, ÂğAY SDANĞY ETY NUGOS *O YPADUMO N TIMLO #DURDE DİÜLAIEYO XOĞ YOMUN OLMRESMYDI PC AMAD 222 PARDAYANIN OĞLU her ne olursa olsun, Kralır iratlesi het şeyin fevkindedir. — Yeni kumandan tertibatınt âldı: Dar ağacının her kenarına onar kişi — cephe aldı. On kişi de merdivenin karşısında durdu. Aklamlar talimatları aldılar, Jan müstehzi bir tavırla onlara bakıyordu. Fakat işin garip tarafr şuydur ki, merdi- venden çekilmiş. sahanlığın - ortasında duruyordu. .. “ Yüzbaşı elini kaldırarak, emir verdi; —İleri! * n Adamlar muntazam bir ı'ek'lm ilerle- | giler. Ve merdivendekiler, kılıçlarını u- zatarak basamakları çıkmağa başladılar, Yan taraftakilerse, biribirlerine — omuz wererek sahanlığa tırmanmağa çalıştılar. Jan hâlâ kımıldamıyordu. R Birdenbire, en sıkı - mücadelelerinde yaptığı gibi, gök gürültüsünü ardıran bir sesle mutat harp narasını savurdu: — Dayan yiğit Jant.. Ayni zamanda onun eğildiği ve der- hal doğrulduğu görüldü. Cesim bir şey tzanmış olan kollarında bir saniye sal- landr. Sonra, basamakları çıkmakta o- fan adamların arasına düştü. 'Tekrar e- Bildi ve dört defa ayni manevrayı tekrar ladı. Vıhıvdi'l'::n.—ılıhumıı da bizzat kendisini kaldıramıyaca- ğt — cesim bir mermi, kocaman bir taş, m,..gııı.mum...ı_ Hücum €«den gruplardan hiçbiri bun- dan kurtulamadı. Her taraftan, iniltiler, ıstızap nidaları, acı Çığlıklar — yükseldi. Ve bütün bu gürültünün feykinde. gene Janın korkunç harp narası duyuldü: — Dayan yiğit Jan. İşte, mütcarrizler arasında büyük bir | şaşkınlık hükümlerma olduğu bir sırada * yerin derinliklerinden yahgi bir kükre- | me ılıyruldıı. Ve bu ses de tıpkı yukarı- daki genç ves gibi ayni nar, vurdu! — Dayan yiğit Jan!.. Yı;.";,'.gn Jan! Darağacının kapısı birdenbire açıla- rak, oradan, fırlayan üç hayalet, üç ce- hennem zebanisi, kılıçlarını — uzatarak, ileriye atıldılar Ve müthiş naralar atarak esasen şaşkınlık içinde bulunan askerle- ri büsbütün şaşrıtarak içlerinden birçek larını yete serdiler. Jan, hiç şüphesiz, bu cehennem zeba nilerinin kimler olduğunu — biliyordu. Çünkü o da yere atlayarak onların yar nında Fm almış Mütemadiyen - kılıcını bir yılı #üratile savuruyor ve ayni zamanda bağırıyordu; — İleri yiğit Jan!.. Nerit,. Darağacı biran içinde — temizlendi. Hepsi: Konçini asilzade — silâhşörler, zabit asker ve haydutlar, dört — iblisin ölüm saçan kılıçlarından — uzaklaştılar. Ortalıkta, ancak, kan ve toz içine uzan- mış otuz kadar cesetten başka hiç kimse kalmamıştı. Yüzbaşı hiddetinden mosmor kesilmiş titriyor, Konçiniyse köpürüyordu. Rok- “tay, Longval ve Eysos saçlarını yoluyor lardı. Askerlerle haydutlar korkunç kü- fürler savuruyorlartır. Karşılarında, biraz ötede dört şeytan iblisane kahkahalar atıyorlardı. Yüzbaşı yavaş yavaş kendisini topla- dı.. Kısa bir emir.. seri bir — toplanma. Silâb şakırtısı.. Sert bir emir: — Ateş! Ayni zamanda, küçük alevler fırladı.. Yerleri titreten korkunç bir gürültü ve darağacınımn duvarlarına çarpan kurşun sesleri duyuldu... Bir duman bulutu or- talığı kapladı.. Ktrafı ağır ve heyecanlı bir sükün kapladı Ve birdenbire; Ayni, ihlisane — dört kahkaha... Ayni dört kişilik nara: FRANSIZCA DERSLERİ Yeni kelimeler üzerinde Bu derste geçen füiller: DEKSLERİ FRANSIZCA n hayetlenirler çıkan en montant: an monfan — çıkarak, çıkarken Aboutir: abutir — nihâayetlenmek il aboutif: üi7 abuti — nihayetlenir ila aboutlasent: l aabutiş takip eden çıkmak #ülvan — en suivant: an sülvan — takip ederek, .cderken Su.vre: silivr — takib etmek Monter: montfe - suivant: les rues y aboutissent: le mü Si übutiş *caddeler oruda nihayetlenirler.,, eaddeler orada nihayet bulur. montant: monfan de D) mek Versüy.,, 82 tetranj dö panse Kü tan dö sem dö da vevolüsi. sö son derile isi.möm.) ution Française se sont döreulâes ici.lmöme! Comme c'est ötrange de penser gue tant de scönes “ne kadar bu dur garib den- düşünmek ki birçok buh- neler inkılâp Fransız'ın kendilerini dirler cereyan etmiş buroda bizcat.., Fransız inkılâbının bırçok sahnelerinin bizzat burada cereyan etm a olduğunu düşünmek ne gariptir (inbana ne garib geliyor)? “biz gidecektik gezi gider Versailles (Versay) 1 gezerdik. yon franse Le 5 Mal 1789, (10 sen mâ mül aet san katrven nö; “5 Mayıs 1189,, & Mayıs 1780 da, la Röv 2 Va sevkeder, -ediyor une de ces avenues cönduüit au Bols de Boüloğne. (ün dö ae savönü kondüli to bua dÖ bulony.) “bir * baddelerin götürür na. B. kortsti.., Manguer: manke —: noksan kalmak, (treni ve s.) ka, çırmak, kusur ctmek. “Ben ekale balmıyorum (kusur - elmiyorum) dan. © bumak.,, “ben kusmur etmiyecektim (etmezdim) dön- ome götür. je ne manguc pas de lire, (jö nö mank pa dö lir). mek ye- RöTül,e Condulre: kondütr — götürmek, sevketmek Bu caddelerden biri Boulegne korusuna gider, N condüit: i! köndüi Şe ne manguerais pas de le mener au bols, (İĞ nö manköre pa dö 1ö möne o*lma). Okumakta kusur etmiyorum. J “evvel çıkmanın üzerinde darağacı 16 teşvinlevel 7793,, 16 Teşrinlevel 1793 de darağacına çıkmadan evvel, La retne Matie.Antoinette, önfermde dâns Ja prison du Temple, les Etats Göneralx Be reunirent â Versallles. (lc zeta jenero SÖ reünir ta Versay), (“Eta jkero toplandılar da, Verstay., Eta Jenero Versay'da toplandı, (la ven Mari Antnanet, anferme dan Tâ — prizon dü tanpl.) Temiple (tanpl) hapishanesine kapatılmış olan Kratiçe Mari Antuanet, Ç(avan dö memte sür Toşafo 18 söz oktobr mil set sam katrven tr “Kraliçe Mari Antıwmet, kapatılmış hapishane T.,, avant de monter sur ('öchafaud le 16 octobre 1793, PARDAYANIN OĞLU 269 — ——— ——— ———————— şüphe etmedi. İlerlemek ; kardun ağzına girmek demekti. Mücadele etmek! Bu- nu akla bile getirmemek lâzımdı. Çünkü gök kalabalıktılar. Bu bir nevi intihar olurdu. Bugun için geriye döndü ve tek rar geldiği yolda yürümeğe başlayarak şöyle düşündü: ü — Büt çeşmesine gider ve Sentonore lıgı;mdııı geçerek şehre girerim, iylece düşünürken, Monso — şatosu istikımetinde, oraya bir nazar atfetti ve Ayni süratle Monmartr istikametine gi- den diğez bir süvari grupu gördü. — İki ateş arasında kaldım! diye mı- rıldandı. 4 atlar.. Biz de körü körüne tuzağa gire- cek kadar aptal değiliz yat.. Darağacına yaklaşıyordu. Artık onu geçip yolâ çıkmaktan başka yapılacak iş yoktu, Orada çitin arasında bir delik bulacak ve oradan geçerek, saklanacak- ti. Tamm bunu düşündüğü sırada, Parda- Masmafih soğuk kanlılığını kaybet |. medi ve darağatı meydanına varmak ü- zere yoluna devam etti. Bu — meydanın bir tarafında birçok saklanabilecek yer. ler vardı. Rahibelerin kümcs v çiftliği vardı. Çayırlar ve bir iki harabe vardı. Orada nasıl olsa saklanacak — bir yer bulur ve karanlık basıncaya kadar bek- liyebilirdi. Fakat bunun İçin, meydana varmak- ve onu geçmek lâzımdı. Onu korkutan müvariler değildi. Onlar bir hayli uzak- taydılar. Nasıl olsa onlardan evvel ora- ya varırdı. Onu endişeye düşüren aşağı- daki kırk kişiydi. Eğer henüz kapının önündelerse, mükemmel! Fakat akılla- rına esip de meydana kadar — çıkmağa kalkarlarsa?.. Eli kılıcının kapzası üzerinde, muka> beleye müheyya bir halde ilerliyordu. Koşmuyordu. Fakat uzun, çevik, sinirli adımlarla yürüyordu. Böylece meydana vardı ve çılgın bir sevinç nidasını hançeresinde zorla boğ du. Meydan henüz boştu. Dar ağacına doğru yürüdü ve dudaklarında müsteh zi bir tebessümle göyle düşündü: y — Konçini bu defa da atladı!.. Tabii e v çağırmağa başladı.Buna sevinç dolu sexler cevap verdi. Jan, sağ tarafta. önde ve arkada yer- leri titreten ve gök gö ültüsünü andı- ran sesler duytlu. Bunlar, ona doğru ge- len süvarilerdi. Biran sonra — onlar da meydana geleceklerdi. Sol tarafta arka da, yokuşu çıkanların sesi yaklaştı. Ön taralta Roktayın yirmi adamı sıralan- mıştı. Ve önde, arkada, solda ve sağ'da hep ayal sesler, ayni avazeler: — Hücum! Hücum! Yakalayın!. Ayni zamanda müstehzi kahkahalar ve kaba alaylar, © kadar kalabalıktılar ki, yapasakları iş onlara hoş bir eğlence zibi geliyordu | Jan kılıcını çekmişti.Etrafına ümitsiz bir nazar atfetti. Hiç bir şey yok!.. Bir tek sığınacak yer yok!.. Geçecek bir tek delik vok!.. Birkaç adım daha atabilsey di kurtulacaktı. Şimdi artık kurtulması na imkân yoktu, Mahvolmağa mahküm- du, Mosmor kesilmişti. Hiddetinden içi ni yiyordu. Çılgin bit şekilde düşündü: — — Bu şekilde ölmek!.: O, beni bekis- 'd'lı! bir sırada!,; Önümde mesut bir ha- Kendisini koruya götürmekte küsurz — Glmezd fa (. Rö. türmemezlik etmezdim), dut regretter bien söuvent le tempa oü elle joualt â la bergöre dans le hameau de Trianon,