Z Dış Siyasa: Iİnönü, Cemil Mürdüm Lehistan, Almanyadanı V Kont dö Yazan jinin hükümet | belsimizle yaptığı temas, bugün, Suri. ye fevkalâde komiseri Müösyö dö Mar. telin ayni şerefe yükselmesile ya bir 'uık '—ahut da u Suriye iktidar me tekemmiül ıu:iedoı*c. ektir. Suriye Başv TİN g yeni “hamle" ye ve çı'»u[l xI»'.xLANHı.A müzaheret gösteremi yeceğini, F iktidar makamı ile bu iktidar m mina müzaheret eden siyast kuvvetle. rin ve Frahnsız dış sryasasının dayan. dığı bütün dostlukl Hatay meselesi landa kanun! Süriye başvekilinin İstanbula “te. sadüfen” geldiğini farzedebilsek ve muhterem hükümet reisimiz tarafm. dan kabul- cdilip ağırlanmasını da sırf İnönü ailesinin mutadı olan asil | misafir severliğe hamletsek dahi bü iki siyast hüviyetin dünkü günü Hey. belide boş getirdiğini sanmak müm- kün değildir. Hoybelide neler konuşğuldu? Bunu bilmiyoruz. Fâkat daha düne kadar bazı vatandaşlarında bize tehditelr savurmak ve düşmanlık hisleri göster- bir Surn enin | len bir | İstikamet vermek temayülünü göster. ir. Bu Komşumuzu “mirastan his. ml!ıu düşene nihayet “razı olmüş ve a uğun zaman esefle katlanı!. nra nihâyet tekrar kavuşul. usım gibi,, kabul etmekteyiz. uru jestlerin ve yanlış tah- in adamı değildir. Temsil ettiği iktidar metkil bunu bize her zaman ispat etmiştir. Misafiriyle Heybella- dada husust bir hava içinde konuşmuz ve konuşmakta devam etmiş olması, her nekadar Suriye başvekilinin Tür- kiyede yesmi suretfo ağırlanmaz teoşrifat Kaidelerinin henilz müsait bu. lunmamağına da hamledilebilirse de, Cemil Mürdüm'ün temsil ettiği dar tperver Suriyenin bu temasa | asırların kökleştirdiği | ni olmaya da dai E Martel... : Nizamettin Nazif de “Şekip ARSLAN” lığa bir yeni hız vermek kastiyle çekingen retlten kurtulmaları v için Suriyenin istiklâle ula zaman bir sürpriz olmamıştır. vatandaşmın, yirmi yıl evveline gel ceye kadar kenı pasaportu taşıyan Suriyelinin isti gününü, y i milli istiklâline kavuştuğu gün. leri hatırlatan bir heyecanla tes'it et- miş ölmasını gözönünde tutacak bir Suriye devlet adamı siyasi hayatında hiçbir zaman aldanmıyacaktır. Milletlere en büyük ihanet dos ayırmaktır. Türk devleti Hatay mese- lesinin en had devrelerinde dahi bu büyük hakikati unutmamak mertliğini Ve guürünu daima ispat etmiştir. Türikye Hükümeti içer- deki ve dışardaki şerefine, içerdeki ve dışardaki otoriter vasfma her zaman ne derece büyük ve kıskanç bir hassa. siyet göstermişse kaza ve kaderine hâ. kim ve mümessili olduğu milletin ge. civan- şı duyduğu dostluğu ve sempatiyi Vâl etmemeye ve bu sempatinin her- hangi bir suret ve şekilde ihlâline mâ. a o derece dikkat Ve itina göstermik lunan) Cvmyfnm ne çok * ölçülere dikkatli bir diplomasiye ma. lik oaln Fransanm lâyık olduğu kıy- motle karşılaşmış bulunduğunu san. mak mümkün değildir. bel edifdiktem Ve Hatay döğdüktür mra ortada kala kala ne kalmıştır? Basit bir fudut meselesi ve iki ta. raf münasebetlerine vurulacak bir iki retuş... Değil mi? Palet ve fırça polifikanm büyük sanatkârt İnönünün elinde olduktan sonra, yapılacak yeni dostluk tablo. na muhterem Cemll Mürdüm'ün şah. siyle Suriyenin ve Kont dö Martelin şahsiyle Fransanın hayran olabileceği. ve Fransa ara- sındaki mü Yepyeni bir muvafakati Türkiye ile Suriye arasın- da artık hakikaten bir Hatay mescle- si kalmadığma veyahut Milletler Ce- iyeti tarafımndan kabul edilen gekli değişlirmöğe imkân ve ihtimal bulun. l | Karakösede madığını Suriye liderlerinin iyice an. ladıklarma delâlet eder, Bu şartlar içinde Sunw fevkalâde eri M 4Ö Martelin şu anda yapılan bir ikinci Heybeliada mülâka, tına iştirakini basit bir formaliteden mi ibaret nddetmeli ? Hayır, Suriye yüce nin — memleketimize — bu seferki gelişine Jüiyık olduğu ebemmi. yeti vermekten çekinmemeliyiz. Zira Kont dö Martelin şahaımnda şimdi, ar- sıulusal muahedelere sağık kulmak ve “arsrulusal bir kantm mahiyetini al- mış ahdt metinlere tam Ölr riayet is. teme ısrar eden ve bize karşı husust bir dikkat ve itina göster miyen devletlerin Akı dtmıılı— garib bir antudu fıkari ra! , ha tutuldu. Kunu iyice teşhis etmiş bulunan Fran. görmekteyiz, komiseri . arında sanm bir mümessilini Bu mümcasi!, Tü ne ne büyük taraftar ve ne büyük hâ- lduğuna, politika dünyasmın mefhumunt iyleo kı ş bul Türkiyenin bu hakka giden ve bu hak. kı koruyan xnı arım neyrengi noktası. | — nr ne ve bilhassa ko.—n_ş- bir dost, bi larımıza karşı n r hayırhah ve bir centilmen olmakta ısrar ettiğimize İnanan Fran. sayı konuşturacaktır. Biz, hâdiselerin seyrine ve safhaya ulaştığı, son pürüzlerin or. tadan kaldırılmakta olduğu ve kat'i yen kaldırılacağı günlerde yaşadığı. 4* mızt görüyoruz. Nizamettin NAZIF ——— Müthiş bir kamyon kazası iki ölü, yedi yaralı var ğ Karaköse kazasına bağlı Hamur na- hiyesinde çok feci bir kaza olmuştur. Bir kamyon Hamur deresini geçerken uçuruma yuvarlanmış ve içinde bulu- nanlardan Müş — saylavı Hakkı Kılıcın oğlu hâkim Ekremle bir köylü vefat etmiştir, İkisi ağır ve beşi hahfif ol- mak üzere yedi yaralı yardır. Vaka mahalline giden müddelu- mümi derhal ölüleri ve yaralıları has- tahaneye kaldırmıştır. Hâkim Ekrem köylüler arasında tahaddüs eden arazi ihtilâfinm — halli vazifeten keşfe gidiyordu. Va- yolunda ölen ve çok çalışkan olan bu genç hâkimimize herkes acımış- * &4 Yugoslavyada mahküm olan komünistler Belgrad, 27 (A, A.) — Devleti ko- tır nkişafma bakarak İni ün temiz tobessümlü ve neşeli çı si kargısında hiçbir Fransızın Suriye. ü. rumea mehkemesi komünist propagan- dası yapan on kişiyi ön ile on yedi ay arasında muhtelif kürek cezalarına mahküm etmiştir. rek Suriyeliye ve gerek Fransıza kar. | Hafay davamızdaki prensip dünyaca ! HABER /Akşam posta. — Başkalarının goruşlerı yana gıdıyor, niçin ? Yazan : Hanson Baldwin Lehistanın tan açı açik- denile . mezse — bile, sezi. lecek derecede meı 'a taralına görü- Fakat bu Lehistanm Karşısın tutmuş ifade Lehistan Or. meyil Rusya da cephe olduğunu etmez. âlâ Avrupada iki tarafr zrTt temayül- lerle dolu '—.ı;mal' le anlatmak daha doğ - ru olur: Lehistâan, ikf «t taraf arasın . h etmektedir. Le hındye mâarıtı Albay Bekin de - “Lehistanın, Rusya ile münasebeti pek düzgün, batasızdır. Almanya ile ise ticari münasebeti hayli ilerlemiştir. Dançigdeki Nazi tezahüratı azalmış. tır. İli memleket arasında hiddeti mu - «ip olacak bir çok sebepler zail olmuş . tur. Muvakkaten olsa dahi.... ,, Lehistanm, böyle sezilecek — surette Almanyaya temayül etmesinin başlıca iki vazih sebebi vardır: 1 — Hitler sağlamlaşması, 2 — Hitler rejiminin, Le yük devlet olar Fakat bu, kuvvet tanı bü » da Leh ha. çok husu metler ve it hoyu altırıda daha derin ve daha mühim bir mevçuttu! Pilsudskinin hayali... Çürkü, Pilsudskinin demir eli de - Filse de, hayalidir hi; rlderdei Tülla idare etmektedir. Ve Lehistanm dahili ve harici siyasetin! elân, Pilsudski ef . sânesi tahrile etmektedir. Mareşal Pilsudskinin vefatından son ra, başta Mareşal Snigli Ridz olmak Ü- zere onun muakkipleri, Pilsudskinin metodunu ittihaz ettiler. Lehistan, serbest matbuatm binna . zatiye teşci edildiği bir memlekettir. âmil Hükümet açıktan açığa bazan şiddetle tenkit edilir, bumunla beraber, gazete - ler tık sık müsadere edilir ve muhabir. ler nezarethanelerde alıkonmakla teh - dit edilir. Lehistanın her hükümet dairesinde harbiye nezaretinin bir bürosu vardır. Harp hazırlıkları, vesaitin mühim bir kasmını yer. Fakat bu hükümet sistemi, 1926 daki hükümet darbesindefi sonra müteveffa Pilgudskinin bizzat ve tedricen vücüude getirdiği sistemdir. Bugün bu an'ane « yi muhafaza edip yürütmek için, onun arkadaşları var kuvvetiyle çalışıyorlar. Şimdi Lehistanda hâkim olanlar, hâ- 14, Pilsudekinin eski arkadaşlarıdır. Ve bir zaman için daha Lehistana onların hükmedeceklerine inanmak lâzım geli - yor « Filhakika, Mareşaj Smigli Ridr, mil- leti (Hder) 3 olarak telâkki edilmişse de, bugün Lehistanı idare etmekte olan askeri ohgır;nın (harici mından) en mi adamı, zırı 'Albay Bek'tir. Pilsudski sağ iken, Albay Bek, mlüte- veffa Mareşalin en yakından dostların - dandı ve 1932 genesinde kendi eliyle ©- nu hariciye nezaretine getirmişti, ve bu gün, 'Albay Bek, Pilsudskinin kendisi. ne öğrettiği tarzı muhafaza ederek hâ - lâ, Lehistan harici siyasetini idare et . mektedir » Esas mahiyette olan Pilsudski siya - seti, üç imparatorluğun parçalanmış u. zuvlarından yeniden müttehit bir Leh milletini yaratmaktı. Pilsudski bu ha - yalinin tahakkuk dar yaşadı. Ve şimdi onun yolunu takip edenler, her iki tarafta Faşist ve komü- nist devletlerin ağızlarını esner gibi aç. mrş uçurumları bulunan üzerinde yürüyorlar. Albay Bek, — Pilsudeki an'anesini | takiben küçük devletlerle olan müna - gergin bir ip | (Amerikan siyaset muhabiri) sebeti pek parlak netice vermemişse de — bu gergin ip Üzerinde umümi . yetle iyi yürüdü. Fakat, Alman - Rus ihtilâfında muvazeneyi pek sağlam tut. tu, hakikati ile muhafaza etti. Eğer, son zamanlarda Almanyaya bi- raz temayül ettiği görülüyorsa, bu da, | »yine maziden kalmış bir eseridir, Evvelâ, Lehler, Hitlerin bazı okşa - yıcı sözlerinden ve bir zamanlar Berli - nin açıktan açığa göstermiş olduğu uz. laşıcı tavırdan hoşlanmış bulünüyor - lar, Saniyen, Büyük Harpten sonra Vis . tül muharebesinde Rusları mağlüp eden Lehler, bugün hâlâ iktidar mevkünde - dirler ve'bu zafer an'anesi de, Leh ordu. suna nüfüz etmiştir. Bir general şöyle demigti: “Romanya yardım etmek sureti- le, Rusları yeniden mağlüp edebiliriz.,, Fakat, Almanyanın yeşil elbiseli mu. ipleri, Lehler için bir başka mesele teşkil ediyor. Pilsudskinin, Alman as - keri kabiliyetlerine tam bir — saygısı vardı onu takip edenlere de ıym kana. <ai Kdit “Üçüncü derecede şir mesele geliyor: Almanyanm daima istiyen gözleri, son zamanlarda Leh koridoru ce Dan - Çig serbest şehrinden ayrılrp, Alman a. rarisine uzanan Çekoslovak endüstri havalisine dönmüş bulunmaktadır. taçlaamt lki sinek İki sinek var, Haydi adlarına — Mika ile Muska diyelim. Bunlar içeriden — kutru 60 santimetre olan mahrut! bir Kabın dibindedir. Bunlar helezonlarta çıkmak #üretile — kahın duvarları boyunca fkisi beraber tırmanmağa başladılar. Fakat daha küvvetli olan Muska arkada Mikadan 100 de 4 nisbetinde dahâ — çabuk gikıyordu. Yolları biribirinden — ayrtılmakta Olmasına rağınen buzlar dalma yanyana bu Tatmazın daha doğrusu ayni müstakim hat Üzerinde Kalmanım çarçsin! buluyarlardı. Muska helezonlu çılaşını takip ederek ai lindirin tepesine vardığı zamâan Mika hattr Tmüstakim olarak 75 santimetre uzakta bu hmuyordu. Kabın yüksektiği nedi: Bu bilmeceyiz mü: den iki kişiye birer he yast mirasın Fallederler yy'lc—'a)l'r(’ıvıp lduğu sureti hal güydü: çlık altr sıra vücüda Zetir Tek için bir kâğrt parçasr Üzerint — müsavi ve Mmültesavitlladta Iki müseiler çiziniz; biri | sinin tepesi yukarıda ikinelsinin tepes aşağı | da, Ki kaldedli biribirine — Muvazi ve u€ki ol | sur, © biçimdeki iki müselles biribirine girsin | ve ai yesi bunları kateden dıkdarı üze rinde 6 tane müsavl mmüselles vücüdü — getir Bin. Yanların tekatu yerlerini ve Zaviyelerin altı tapekini bir nokta ile işaret — ettiniz ml herbirisi dörder ağaçlik nitı sıra meydana çıkar. Yerleri değiştirilen rakamlar ran tarihli bilmecemisin Ballidir: rlahetler kürutmakla (D W Masele Ayajğıdaki kalledilebilir: Birlerin rakamız ölarak x, onlarıı rakamı | olarak y harflerini alatrm. düx y ya 4 (x4110y) x18 Şimdi kolayca tarhedebiliriz. x-19 ve yezi Bu bilmecemizi kalledenlerden — mükâfat Müşterek temel Ün bahsettiğim Cephe sohbet. leri'nde şöyle bir söz | z mektebe ilim, bilgi ed çin değil, mensup olduğumuz iç sınıfın p » hükümlerini içimize sindirmek İçin gideriz., Buna bir İngiliz söylüyor; daha | döğrusu bir Fransız, M. Andıç Mat. | rois, İngiliz'e böyle söyletiyor. Doğru- | Sunu isterseniz her mülletin çocuklar? | mektebe bu yüye ile gider. Müsbet ilimlere tahsis edilen dera saatlerin. de dahi hoca, talebeye — cemi tediği birtakım peşin , hükümleri | lar, Hele felsefe; edebiyat dersleri asıl manası budur, Mektepte okudüğumuz dersler sonradan ııkıııiuğumııı ln!ıp:arv gibi bette bu işler açıkça olmaz; muı_llm. ler gibi müharrirler de bize hakikati, hiç olmazsa kendilerine hakikatin ta kendisi diye bildikleri şeyi öğrettik. lerini söylerler, kendileri de buna nidirler, ka. Zaten peşin , hükümlerin birer Pe. şin- büküm olduğu bilinse onları kim- se almak istemez; biz birer hakikat sandığımız peşin . hükümleri ediniriz. Bizde peşin . hülkümler, başka leketlerden çök müdür? ax bilmiyorum; fakat başka Avrupa nleketlerindekinden dağınıktır. Bılhım münevverler dediğimiz sını. fin ferdlerindi İkide bir arrirlerimizin, münev. verlerimizin okumadığından giküyet e- der dururuz: bu, pek - doğrü değildir. Birçok sebebler - dolayısile Avrupa * münevverleri kadar okumuyorsak da yine bir şeyler karıştırıyor, okuyo- ruz. Ama her birimiz ayrı ayrı eserler iyoruz. Ali'nin okuduklarından Ve. Hi'nin, Veli'ninkilerden Ali'nin haberi yoktur. Ali ile Veli bunun için anlaşa- ümlerinin kaynağı mıdır? bir değildir. 5 ulitün, Münevver dediğiniz smifın billün ferdleri aynı , kitabları okusun demiyorum, fakat bir müş. terek temel lâzım. Bu da bittabi zorla tegekkll etmez. Kendiliğinden teşek. kül edeceği güne kadar da bu memle- ket münevverlerinin biribirile anlaşıp uzlaşması kabil değildir. Nurullah ATAÇ KOCAMAN SÖZLER. — Bazı kim- selerin vecizelere, M)yuk sözlere mera. kı vardır; ben de kocaman sözlerden hoşlanırım. Geçen gün bir tane çok güzelini buldum; karilerimin ondan mahrum olmasma gönlüm razı olma. dı: Bonce, edebiyatımızın bugün en mühim meselesi, meselelere sahip olduğunu idrak etmekle kalmıya. rak, bunu halka duyurmanın, öğlen. celi gasete bilmeceleri gibi buxların halli gayretlerine kadil odluğu ka., dar büyük bir kalabalığı iştirak et- tirmenin yolunu bulmaklır. — Yü- şür Nabi, Elebiyatımızın b.ıgünki meseleleri, &. 9. Edebiyat meseleleri, vakit geçirme. ğe çalışan kimseler tarafından, gaze. te bilmeceleri gibi, elbirliği ile halle. dilecek... “Dünya dönecek cennete ir. fanla, inandım.,, — Ahfeş. li caddeni 46 — numaralı apartıman Lem — Çiftehavuzlarda 250 mumarada/ Özen, P GSN YAKT 27 HAZİRAN — 1937