21 Haziran 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

21 Haziran 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sir genç kızın hatırası Bugün büyük bir mevki tutan Galib Tvetten bahsettiğim: zaman Bayan er hazin hazin gülümsedi. — Ben onuü vaktiyle çok iyi tanı- Miştrm. İstahbula tahsil için geldiği Zaman sık sık görüşürdük. Ünuz mı?* — Hayır. — İsterseniz kendisini getireyim. TEIâ.şIa: — Yok, yok... İstemem! . dedi. Fakat bü halinin bende birçok şüp- feler uyandıracağını düşünerek ilâve &tti: — Sakın bir macera tasavvur etme. Yiniz. Yirmi beş sene süren büyük bir kin filân.. Yok, öyle bir şey yok. Bu, kücçük bir hikâyedir. Ben o zaman lar küçük bir kızdım. Bir terzinin ya- hlmda çalığır, az bir para kazanırdım. Bir gün Beyoğlunda yürürken Galib Pesime takılmıştı. Namusluydum, cid. diydim, Benimle konuşmak istiyen ©o Sirık gibi tüysüz delikanlıyı tersledim. Fakat o sebat etti. Ertesi gün yine yo- lümu kesti. Rumeli şivesiyle birkaç Söz attı. Benim güleceğim tuttu. “Her gün böylece beni takip etti. Nihayet ben de mukabele ettim. Bir. İlkte gezmelere gittik. Kaçak yoluy- la arasıra beni öperdi. Fazla ileri var. Mazdı. Herhalde mes'uliyetten korku. Yordu zannedeim. “Asıkane dostluğumuz bütün hbir kış sürdü. Fakat bahar gelince bizde de kırlarda dolaşmak, sahillere git- Mek hevesi uyandı, Bir gün Boğaziçi. le gittik, Eğer Galibin cebinde para Olsaydı herhalde bir otele filân girme- Ye kalkardık, başrmızdan bir felâket Becebilirdi. T tiBayan Muzaffer, gülerek ilâve et. — Yirmi yaşmdaki gençlerin fazla | Paraları olsa kimbilir ne delilikler Yaparlar... “Velhâsıl, gittiğimiz gibi, tertemiz döndük. Fakat ertesi hafta için mu. hakkak bir otelde yemek yemeye ka. Tar verdik. Galib para bulacaktı. Ben de bütün kış biriktirdiğim parayla kendime bir kumaş aldım, elhise dik. I HABER | AKSAM POSTASI TDARE' Evi' AIstanbul 4 Ânkara Caddesi Posta kutusu :" Istanbul 214 Telgraf adresi ; Istanbul HABER S Yyazı işleri telofomu : 23872 , ' ddâre velâan .t — : 23319 ; ABONE ŞARTLARI Eecnebi # Türkiye " şunıını 1400 Kr. 2700 Kr. K 6 aylıik 730) « 1450 w4 z ) 800 »| 3 aylık 400 | « "i 1 aylık 150 ' .. 2300 « : "Sahibi ve g&n'şıı Müdürü: İHasan Rasim Us %ğğşîuıgı yer (VAKIT) matbaası — O vakitten sonra ona hiç raslama | HAŞ H Ree.... tim, Artık hiç düşünmeden kendimi Sevgilime feda emteyi sevinçle telâk- ki ediyordum. “Ama, erkekler cidden ahmaktır. Gideceğimizden bir gün evvel Galib, asık bir suratla geldi. “Telâşla sordum: “— Nen var? “— Annem hastaymış. Galiba ame. liyat olacakmıış. Çok üzülüyorum. Git- mMmeye mecburum. “— Ne zaman? “— Bilmem. Telgrat bekliyorum, “Böyle bir mecburiyete inkıyad et. mekten başka çare yoktu. Eğer tel. graf gelirse gezintimiz suya düşecek. ti. Netekim o sabah telgrafın geldiği. ni haber verdi ve gitmiye mecbur ol- duğunu söyledi. Doğrusu Üüzülmedim dersem yalandır. “O, beni tesellt ediyordu: “— Ne yapalım, şekerim?... Mecbu. riyet... Emin ol ki ben senden fazla üzülüyorum, Bugün olmadıysa başka sefere yine gideriz.. — Bizim gi. bi Seviştikten sonr'a bir gün evvel, bir gün sonra n& ehemmiyeti olur? “Size hikâyeyi anlattıkça söylediği Sözler birer birer aklıma geliyor. Tre. ne kadar teşyi etmeyi kendisine tek. lif ettim, kabul etmedi, Bütün haya. tımda en acıdığım şey varsa o akşaâm ona verdiğim derin, çılgın busedir. bolmuştu. Kendinde biriken gözyaşla- rmı geri gekmek ister gibi bir İşmizaz Yyaptı. Burnunu sildi ve devam etti. — Tebiidir ki, her geyi anlattığım bir arkadaşım vardı. Yirmi yeşınday. ken aşkını anlatmak en büyük saadet olsa gerek, Saliha her derdimi dinler- di, Bütün maceraya vâkıftı. En güze., li: bana hiç nasihat etmezdi. O gün beni allak bullak görünce Üzüntülü bir hâdise olduğunu farkederek sordu: Meseleyi anlattım. “— Ne yapalım kardeşim... . dedi. . Annesi ameliyat olacaksa ne çare?... “O günkü yalnızlığımı gidermek i. çin birlikte gezmeyi teklif etti. Üzün- tülüydüm. Evvelce istemedim, Fakat o kadar ısrar etti ki, Kabule mecbur oldum. Yemekten sonra bir tramvaya bindik. Bebeğe kadar gittik, Oradan sandala binerek Bebek bahçesinin ö. nünde hem çalgıyı dinliyor, hem de sketingi seyrediyorduk. Hıristiyan ka- dınlarla fesli ve şapkalı erkekler, as. falt bir saha üzerinde tekerlekli paten lerle kayıyor, meharetler gösteriyor. lardı. “Bir de ne göreyim? Galib sarışm bir kizı yakalamşı. dönüyor, dönüyor. “Göz göze geldik. Ben fena oldum. Saliha sandalı çektirdi. İşte o günden sonra galiba bir daha görmedim. Ve onu asla affetmed'm. Belki akrbet be. nim için hayırlı oldu. Kocamla evlen. dim. Namuslu bir hayat yaşadım. Kimbilir, onunla ne betbaht olacak- tım, Belki namusum bir hiçe feda ola. taktı. Sonra sustu ve gözlerini önüne iğe- irek, yavaşça: — Ne bileyim... Belki hayatırmızın da en tatlı gününü kaybettim... . dedi. Nakleden: Hatice Süreyya T 26 — Oradan, geceleri Londra sokakların da polislerin gözleri önünde serbestçe dolaşa | bildiği, Valiingi süvarelerde meşhur bir mu hartir olarak tanrtan güzel elbisesin! seçti. Omüuzlarma da şöylecoe, gelişi güzel bir peles rin âttı. Maskesini ve gece çalışmalarında kullan dığı siyah eldivenlerini nlâr. Muzaffer hanımm tebessümü kay. ' - Te NESİ T z vE ae d 27'ramsmlle hazırlandıktan sonra İç avluya Bakan sgürmeli pencereyi kaldırdı ve duvara iyice tesbit edilmiş bülunan bir su borusuna tutunarak bu avluya kaydı. Adale oyunu üe nun için bir eğlenceden başka bir şey değil di. 2B — Birdenbire Lehlikeye atılmadan ön $ Mi Gt FEi . S ce, sokağı bütün dikkatile gözden geçirdi. Tonton amca Hapisten niçin kaçıyer | “ gene evvel Yazan ? Niyazi Anmet 849 yılı 21 haziran günü 1088 bugün Elmerye valisi Mehmet vilâyeti hududu dahilinde bütün tebaasımı silâhlandırmış, ha- rekete hazır bir vaziyetteydi. Asker- İeve kumanda edecek olanları yanına çağırdı ve şunları söyledi: — Büyük ve şerefli bir iş yapa> cağız. Sizin gibi kahramanlar yanım. da bulundukta muvaffak olmamam için hiç bir sebep yoktur. Yolumuz- da belki küçük arızalara “ rastlıyaca- gız. Fakat tehlike yoktur. Kurdu- ğum plân dünyanın en müthiş. plâ- nıdır. Bu plânın mahiyetini öğren- diğiniz vakit buluşmamızda hayran olacaksınız. Yapacağımız — iş şudur: Doğru Granataya yürüyeceğiz. Şehre gir- dikten sonra hoşnüt ,olmıyanların plânırmımn karşısında Böyün eğerek peşimize takılacaklarını tekrar — et- mek isterim. O takdirde hükümeti elde etmiş olacağız. Ondan sonra her birinizin. alacağınız mevkileri şimdiden tahmin edebilirsiniz.,: Bütün işleri ve zevkleri çarpış- mak ve kan akıtmak olan Elmeriye- liler valilerine hep birden: — İstediğinizi yapacağız.. diye söz verdiler ve o gün yola çıkıldı. &..0 'i Granata senelerdir. büyük bir keşmekeş içindeydi. Halk düşman- lardan intikam almak için başı boş bırakılmıştı. Herkes istediğini ya- pıyor, istediğini vuruyor ve müte- madiyen gazbediyordu. Bu hal hü- kümetin otoritesini sıfıra indirmişti. İşte Elmerye velisi böyle bir za- manda şehre giriyor lu. Plânı neydi?... Ne yapmıya muvaffak - olacak- H? v Bunu kimse bilmiyordu. Fakat adamları inanmışlardı: — Muvafafk olacağına inanma- sa kendisini tehlikeye atmazdı... Diyorlardı. Granatalılar bir gece hiç beklen- miyen bir halle karşılaştılar. Şehir sarılmış ve valinin adamları her ta- rafa yayılmışlardı.. Fakat bu yayıl- ma ve muhasara şehirlilerin - teslim olacaklarımı göstermezdi. Onlar gö- ğüs göğüse geldikleri vakit da çarpı- şır. Ya ölür veya öldürürlerdi. Bina- enaleyh kanlı bir boğuşma olacaktı. Vali Mehmet şehre girer girmez adamlarından birçoğu yanıma çağır- di ve şu talimatı verdi: — Silâhsız olarak her tarafa ko- şunuz. Yerli kimi görürseniz bana gönderiniz. Kendilerini beklediği- mi söyleyiniz. Bu ne demekti? 1088 sene evvel bu gı'i;_ Vali Mehmet Granata üzerine yürüdü Torbalar dolusu altınta elde edilen taht - Hükümdar “ teslim olmayanın başı !.. ,, deyince ayakları ile hapse girdi Adamlar bundan bir şey anlamı- yarlardı. Fakat verilen emir yapı- lacaktı. Sabah ağarırken Granata sokak- larında kanlı cesetler göze çarpıyor- du. Birçok şehirli de hücum eden valiyi görmeğe gidiyorlardı. Mehmet, rastladığı gayri mem- nun şehirliyi yanına çağırıyor ve di- yordu ki: ; —- Sen niçin harp etmek istiyor- sun.. Ölmek ve öldürmek iyi yaşa- mak için değil mi?. O halde iyi yaşa- mak istiyorsun. O da para ile olur. Al şu altınları, git ve iyi yaşa.. Bize yardım edersen muhtaç olduğun va- kit hep böyle altınlarla karşılaşacak- sın. İşte valinin plânı buydu. Mu- vaffak oldu. Yalnız birçok taraftar toplamak kâfi değildi. Maksat hü- kümeti elde etmekti. O, bu plânı da kurmuştu. Ani vaveylâlar her tarafı çınlatmağa başladığı vakit yüzü gülüyordu. — Ne oldu.. Gene ne var?.. di« ye adâm koşturdu. — Bazı şehirliler ayaklanmışlar.. haberi geldi. Artık durmak olmazdı. Bizzat kendisinin yaptırdığı bu fitneyi bas- tırmak İâzımdı: — Bunlar hep Elhamradan çıkı- yor.: Haydi — Elhamraya:.: Emrini verdi. Sarayda Mehmedülyesari vardı. İkinci defa İspanya tahtına geçen bu hükümdar hiç bir vakit aza kana- at etmiyerek İspanyanın her tarafı- na hâkim olmağa uğraşıyor, birçok yerlerden ağır vergiler alryordu. valinin * Yeşilay., ın yeşil günü Yeşlilay kurumundan: Bü yılm yeşil gün bayramını 27—5--D027 pazar günü Yalovada Küçük köprünün yanında Nurinin bahçe va gazinosunda kutlülayacağız. — Üyelerimizin ve arzü eden İçki düşmanlarının sabahleyin köprü adalar ikkelesinden saat dokuzda hüs reket eden Akay idaresinin umuml! vapurile Yalovaya gelmelerini ehemmiyetle rica ede- riz. O gün gazino yalnız Üüyelerimizi tahsis e- dilmiştir . Almanca dersleri HABER'in lisan derslernii teci'»9 eden heyetten bir muallim hususi al. manca ersleri- vermektedir. Bilhassa ikmal imtihanlarma pek kısa zaman. da yetiştirir. Şerait ehvendir. Haber de “Almanca hocası” rümuzuna mex- tupla müracaat. Kibar hırsız — Siyah ce t Meydanda kimseler yoktu. Yalnız geç kalmış iki kişi ilerliyordu. Onların da sırtları kendi sine dönüktü. O, Guücens Parka doğru yollandığı zaman saat, sabahın İkisini, çalıyordu. 29 — Lordun oteline tetik adımlarla var ipa N Fi A earmga t « V ağlar; dr. Parmaklığı aştı ve sık ağaçların arkasına ve giriş kapısını muhafazaya memür İri ya rt polisin gelişini gözetlemek İçin gizlendi. Polisin tam arkasını dönmesinden istifade ederek ağaçlıklı yola saptı. Bu yol doğru hiz met kapısınâa gidiyordu. Böylece evin arkası na ulaştı. ntilmen S0 30 — Orada, şapkasını, pelerinini suvare elbisesini çıkardı, bir köşeye gizlediği bir pa keti buldu. Sönra sırtma uzun ve siyah elbisemsi bhir gey geçirdi; siyah eldivenlerini giydi, maske sini taktı. Karagölge artık işe girişmek bir vaziyotteydi. için hazır

Bu sayıdan diğer sayfalar: