İspanyol salhanesi.. Yazan : şekip Gündüz Franko arkadaşı Molayı da katletti, , z fakat işte nihayet Bilbaoyu zaptetti. t ” Endülüsün sön günlerini, Üçüncü | Abdürrahmanın Gırnatadan ağlıyarak ayrılışını hâtırlarken, o günkü İspan- 'yolun, o günkü Endülüslüye galebesi. 'ne kızanlar, hi Şüphesiz, o mağlüp BEndülüsün bugünkü sefil ve makhur evlâdi olan gu Faslılarm haliskan İs. panyo arşı hâkdm döğüşmesine da. ha çok kızmaktadırlar. Zira Endülü. #ün betbaht akıbe ağlıyanlar, hı- yanete ve hiasizli baları İspanyol tekmesiyle koğdurdun, ve onlarm tohumlarımdan yirm'nci Asrâ musallat olanları cinayetin, va. onun yıktığı yuvasına ağlıyaı ve ahlâksızlığın £fe > âksızlığın muzaffe, Hünibilir aç İspohyol andst var? ne Sokuyors: Franko Bilbaodadır. Bilbaodan çıkıp gidenler ise o betbaht kahramanlar. Gir ki, tarih Franko ile Fra âbi olan eden yabancı kuvvetlerle onları! Şirminci asırdaki bu misilsiz allâklığına lânöt edecektir, Bilbao âline kadar haklı bir davanmım vo bir kahramanlığın bayrağı gibiydi. Bu bayrak Frankonun eline geçmekle ne dava kaybolmuştur, ne kahraman- lik göçmüştür. Hak hülâ ayaktadır, ve kahramanlık göğsünü bir başka kale önünde siper ötmiye karar vermiş bulutmaktadır. Madrid önünde kafasmı pârçalryan vatan hryanetinin Bilbaoyu ele geçirmesindeki Mmana, Frankonun zimmetine blr harab gehir, binlerce maktul vatandaş ve on binlerce evsiz Barksız betbaht daha kaydedilmiş olmasından ibarettir. Hâdiselerin bu sa. tılmışa, yabancı menfaatlerin bu uşağına bütün borçları ile beraber bü borcu Ha ödeteceğine inanmamak için ortada hiçbir sebep yotur. Hakkın müdafaa. Bmr deruhte etmiş gibi görünen cephe, İspanya gehirleri yakılıp yıkıldıkça bu günklü akide, telâkki ve hedef ayrılıklarından kurtulacak ve Faslmın süngüsü ile geberenlerin sayıst arttıkçe yalnız hâaklr ölmanm para etmediğini anlıya, cak, ayni zamanda millt olmanın, bir millet çehresi göstermenin ve Gisiplinli asker olmanm da gırrıma erecektir, Harp başibozuğun ve modası geçmiş pana. yar hatiplerinin yapacağı iş değildir. Harbi ordu yapar ve bir ardu ise belki İ Kalkçı olmryan, fakat mutlaka milli olmrya mecburdür. Aksi takdirde inhilâl mukadderdir. İspanyadaki harbin talii haklr, haksız aramıyacak, hangi taraf. fa millf vasfr rse mutlaka o tarafa gülecektir. F'ranko bu vasfı kazanmı. ya Valânz ise bu vaafı büyük bir kıskançlıkla muhafazaya mecburdur. Ajanslar iki gündenberi Franko haydudunun devletalrden #kendisini muha- Tİb addetmelerini istediğini,; haber vermektedirleri — eee Bunun manası “katile resmi cellâd ve kutfar tarike kendini müldafna eden lu köylü teşhisi konulmasını,, iatemeklir, giltereyle Fransanımm, ne de medenf dünyanın buta yanaşmıyacakları kkaktır. Zira medenf dünya züfmdan doğan bu büyük İspanyol cinayeti ıamda belki hareketsiz dın ama buna “meşru bir kasaplık,, gekli ve. rip en vahef katliâmm sahnesi olan İspanyayı “resmi bir selhane, olarak kabul edemez. Şekip GÜNDÜZ Muhittin Üstündağa açık mektup — Festival için çıkarılan bröşürün misilsiz bir facıa olduğu babındadır — Yazan : Karadavut Sayın Hemşetim; Ben birçok fena basılmış risale, brö- şür gördüm ama, İstanbul festivalinin propagandası için dağıtılan Broşür ka- dar kötü yazılmış, kötü dizilmiş, kötü tertip edilmiş ve kötü basılmış bir NES. NE'ye düne kadar tesadlif etmemiştim. Sayın, Üstündağın bu büyük güna. deceğini, iyi niyetime bağışla- yacağını tahmin ederim, Zirâ Tstanbulu ne kadar sevdiğimi, İstanbul festivalleri nin ne büyük taraftarı olduğumu ve İş- tanbulu canlandırmak için — gösterilen devlet çehdinin en ufak tezahlirli karşta sında ne derece hassas kâ göster- diğimi bilirler... sanryor İstanbul festivali, İstanbulu canları- tırmak, İstanbula memleketin her tara- fımndan misafir ve dünyanm her tarafın- dan (hiç olmazsa Balkanlardatı) seyyah celbetmek, İstanbulun tabit, tarihi, me- dent kıymetlerini istigşmar etmek gibi güzel ve yerinde bir düşünceyi — örtaya atmış olanların büyük kozlarından biri. dir; yani İstanbul festivali en basit bir nokfasında dahi alâkadar edilenlerin lâ, ubal ve lâkayt hareket edebilmelerine müsaadesi olmayan bir iştir; bir mem- leket meselesidir. imdi, dünyanın cn muhteşem tabiatı içirle, İnsanlığın on altı, on sekiz, hattâ Iki de 20 asırdanberi kıymetini anla- mış Ve tadını almış buulndu ğu, Türk ze- kü ve zevkinin beş asırda y büyük,,eşsiz ve benzersiz hir İn,yârt resmi fektivaliı GAŞ Memür bedbaht Broş İ#TANBUL FESTİVALI Festival için garib ve esrarengiz bir ihMal ve lâkaydi ile hazırlanan broşür ıgezfliı'elh—n. Evvelâ yazılışından başlaya A 1 — 11 inci sayfada kara bir çerçeve tcin KARADAVUT (Devamı 4 üncüde) n eaşğ- propagan- bir göz HABER —_'/_Wı_nm postast Ü VA seket 900 yıllık bir ayrılıktan sonra.. Aramıza hoş geldin vatandaş Ibni Sina! “ Sana bir daha Arap pasaportu verecek mollanın alnını karışlarız! ,, Yazan Bügün büyük bir zafer günümüz. dür. Bir kale, bir ülke, bir diyar de. ğil, bir âlem zaptediyoruz. Buna bir. “istirdat” demek daha doğru olur. Zira bir mânâ, mavera ve uhra içinde dahi tecavüzü kabu' etme yiz. Ama unutmamalıdır xi, bu, yine bir çetin harbin sonudur, Bir harb ki, silâhla değil, zekâ ile; saldırışla değil, sabırla kazanıldı: Buügün Kemalizmin medeni âlem karşısında büyük bir baş kaldırışıma tesadüf eden gündür! Bügün ilim âle. minin dokuz asırlık irtidadından İbni Sinayı tesellüm ediyoruz. Bundan soan. ra İbni Sinanın Türklüğüne itiraz eden ŞN olmr k. Araba bir hakkı taruttik, garbı ilzam etmiş bulunuyoruz; — ya. rından öteye ve bundan böyle büyük Alim İbni Sinanin türbedart Türkün tarihidir! İmparatorluğun seyri bir gatribeler yığınıdır: İstanbulu aldı, rönesansı doğuracak malzemeyi garba fırlatıp attı. Fransa kralı birinci Fransuayı Avus turya İmparatoru Şarlkene karşı mü. dafaa etti, donanmasını Akdenizde do. laştırdı, Barbarosu Çivitavekya'ya yol. ladı; Viyanayr muhasara eden ordu- nun gülleleri Avusturyalının hâlâ ödü. nü patlatan bir hatıradır. Fakat Ka- zan hanlığının İvan Lö Terrible gibi bir BSeseri tarafından imha edilmesine göz yumdu. vü aa —-Ceamilerinin, saraylarının kubbeleri altın kaplr müslüman Arab gehirleri. ni, Bağdadı ve Mısırı aldı; İbni Sinayı Arablara bırakmakta beis görmedi. Cezalr bizim oldu, İrakı Arab ve İrakr Acem bizim oldu, fakat Fârâbi. ye ve Tos'lu Firdevsiyo Arab ve Acem damgası vurulmasına aldırmadık bi. le. Unutmıyalım, İmparatorluğun en büyük bir ihane- ti de budur. Türkün zekâsını, Türkün dimağını göz göre göre gaspettirip çaldırmış ve günün birinde zekâya, ir. fan& muhtaç olunca, cehlinden kaptır- dığı öz malmı kölelerinden, uşakların. dan dilenmeye, bir. atıye, bir. !hsan, bir lütuf gibi almıya başlamış ve on. ların uşağı olmak — tehlikesine maruz kalmıştır. Milletler kafalarından esir * olurlar, Bunun en büyük misali işte bu “İmpa. rator Türk,, ile kiminde beş, kiminde Gdört, kiminde üç asır hüküm sürdüğü müstemlekeleri arasındaki münasebet. lerde göze vurur. İdare ettiği milletin bilgi mazisini © milletin en şerefli an'anesi haline yükseltmeyi bilmemiş olmak Osmanlı İmparatorluğunun en büyük hatasıdır. Yirminci asrın gözlerimiz önünde cereyan eden büyük Mmacerast kürgi- sında Kemalizm büyük hataya tam teşhisini koyduğunu bize ispat edi. yor. İdeoloji ile mitralyözün İâboratu. var ile baruthbanenin el ele yürüdüğü ve gazetenin bomba. ile atbaşı beraber gittiği devirde bilgi mazimizden çalr. nânları toparlıyor ve İlim Alemindeki büyük hünerlerimizi milit an'ane edini yoruz. Bilmelidir k! bu dünya her zaman böyleydi. Medeni âlemde alnı dik ya. gıyabilmek için “gok eskiden medeni- yete hizmet etmiş olmak,, ve bunu ta. nıtmak İâzımdir. Bugünkü medenf nümayişimiz, Kemalizmin hâdiseleri ne derece vazıh gören bir. dürbüne sahip olduğunu göze vuruyor. Bundan yarmm için daha sağlam bir emniyet ve bugün için büyük bir gurur düyuyo- ruz. İmparatorluk Arabm dilini kullana. rak İranlıyaş; “ — Acem! * Dedi, * Nizamettin Nazif Bizim İbni Sina — Mübalâğayı sever! Dedi. Tahranlı politikacının İranlıya; — Serdar Mehmet Han - bir kişiye bedeldir. Serdar Ali Kuli Han min ker,; | re min kişiye bedeldir. Şeklinde yaptığı telkinlerdeki milli gurur manasını anlamadı, alay otti. İ. ranlının Firdevsi'yi, Hayyamı iç etme. sini pek tabil gördü ve İranlılar kim- bilir Yasıl oldu da" “Mevlânâ da biz. dehdir,/ dameayi hatırlrna getirema- diler - Getirebilselerdi -İtlrağ- elen Tak olurdu? Arab şairinin şŞiirini, Arab müverri. hinin tazihini ve Arab masalını, Arab harsımım hurafelerini bir bir ezberle. di. Muhammede, Emrelilkayse hayran oldu. Bedevinin Sina ile Fürübiyi bir Nizamettin NAZIF (Devamı 6 sncıda) Saçlaami Yerleri değiştirilen rakamlar İki rakamla ifade edilen bir SayYI var, Bu Dti rakamım yektnu (10) dür. İKL — rakamın yerleri değiştirildiği zaman elde edilecek a Yı birincirakamdan dört misli fazla ve zalt (1S) olur. İlk rakam nedir T Bu tilmecemiz müküfatlıdır. Halledenler, deâ İki kişiye hediye verilecektir. Cevapta rm 27 haziran tarihine kadar — gönde nlır_[' ölmazı lazımdır. Çin usulü bilmecenin cevabı (Dünkü Arap saçınm hallidir)! Dünkü tabioğa Robinson — kelimetini tam STM defa'okumak kabildir. : Kaç dedemiz vardı ? (18 haziran) tarihli Arap saçının hallidir; Bundan Böriye Yiğerek ç dedemiz olahileceğini kize s6rmuştuk. Biz de banim varmış olduğum 548 müyar SAYIKINI mt buldunuz? (Şunu aklımızdan çu karmayıhız ki dediğim rakam tspatır tamam döğildir). Bü rakamın dünyada yaşamakta olan insanların sayısından pek fazla olduğu nu Heriye Sürerek bana itiraz — edeceğinizi biliyorum. Dalma itiraz etmesin! seveci İnsan lar pek çoktür. Hepimizin bundan biN sene #vvol yüşamış olan ve toruzlar — yötiştiken hütün insanlardan gelmekte — olduğumuzu kabul ediyor musunuz ? Daha doğrusu © çağ Ga yaşamış olan bütün beyaz ırkıa torunları yiz. Valan kral benim yeğenimdir diyen a. darala alay etmeyiniz. Çünkü Beplmizin do- deler Murununda İştirak noktamız — vardır, Müşterek dede'erimiz arasında ayni şekilde köleler, baydutlar, hırmz ve xatiller de bulun duğuna diç şüpbe yoktur. Bütüh fnsanların bir menşeden çıkmış oldı Ru düşümnü'ünce hesabımız pek de aykırı gel | tiyor değil mi? Bu bilmecemiz! yalnız -Fatihde Behlce Kul mal halletmiştir. Ve mükâfat kazanmıştır. 21 HAZİRAN — 1037 Z - ği _J' Hayata dair — eam M İ . İ En uzuün gün UĞÜNKÜ Fransa'nın belki &i büyük- şairi olan M, Pati Claudel'in Cotte hewre gui est entre € printemps et Pötd ((Bahar ile yaz a18- sındaki o saat) adlı bir eseri Okumadım. Da&ha doğrusu hundall haylı zaman evel M. Paul Claüdel'it şiirini henüz anlıynmadığım yıllardâ okudum, Fakat eserin adı beni her dü- im, hele haziran ayının yarısından sonra her an, düşlendirir. (1) durur. Bahar ile yaz arasındaki-e saaf... O* nu bu akşam geçireceğiz. Yılm en v zun gecesine “şebi yelda" diye bir &d takmışlar; fakât en uzün günün bir ismi yok. Bilmem niçindir? Belki de en uzun gecede bir olem, bir sıkınt! sezdiğimiz İçin onu yılım günleri ars- sından ayırıp bir isim koymuşuz; ei uzun gün ise neğeli günler arasında farkedilmeyip gidiyor. Halbuki ben asıl bu günde, bu yaz inkılâb günün. de içimde bir hüzün duyarım: yıl, ol« gunluğunun son haddine varmış, ar- tık yavaş yavaş inhitat edecek. Ger- gİ en gilzel meyvelerin! bundan sonra verecek; baharda geçirdiği fırtınala. ra, kararsızlıklara rağmen yaz mevsi. minde süküna kavuşacak. Fakat bu zahiridir, o için için düşmektedir: her gün bir dakika, iki dakika... Gençli- ğin ateşli yıllarını yaşayıp da artık olgunlaşmış, eserlerini vermeğe başla. mış adamın yavaş yavaş, ağır ağır ölüme gitmesi gibi değil mi? Yılm ta içinden vurgun olduğu an. cak sonbahârda, yapraklar tararıp dü ortalığa tatlı bir baygınlık çöktüğü zaman hisgedilecek, gözle görülür bir hale gelecek, Bahar ile yaz arasındaki a saalı. Hürmüz'ün en büyük zafor günü. Fa. kat o saatte artık ilerlemekten vazge- giyor, duruyor, ezilmiş, küçülmüş Ah. rimen'e belki istihfaf ile bakıyor ve o andan itibaren mağlübiyetini hazırla. aŞ oluyor. | Biliyorum ki'* yılım inkilâblarını, günlerin uzavın -kıtalmaamı -—mühim birer,bâdizç sayıp da sevinmek! v kederlenmek, bugünün insanı için bir az da, çocukça sayılacak harcketler- dendir. Şimdi insan oğlu karanlığı da, soğuğu da hiçe sayabiliyor. Fakat ne yapayım ki her mevsimin büşlangı. emda, bundan binlerce yıl önceki ced. dimin duyduğu hislerin gönlümü bir. denbire kavramasına müni olamıyo- rum. Kendime bunu unutturmak için ne yapaam boş: yılın her — inkilâbını içimde büyük bir hâdise gibi duyuyo. rüm. vardir. Nurullah ATAÇ (1) “Düşlenmek,, kelimesini yeni duydüm: hulyaya varmak, “rdver” manasında, bin “sene evvel yanl — kirk hesil . Dört üçler 14 baziran tarihli bilmecemizin cevabıdır. Meseleyi göyle halledebiliriz: beşdrime SA Ça S-i er ,.H Oizklelesi Ligee İN Y e 3 -.0 OFIRS- aj gÇeysmy ı);v"—ğ——ıı Bu biümecemizi mMutelif şekillerde — hallt> denlarden: Cihangir İlyan AlI | sokağında 23 numuruda Seorgfanla ile Latanbul yağ is kelesi kantarer oğtu sökak 19 — numarada KAtip Emin mükâfat kazanmaşlardır. Arap saçı kuponu 21 HAZİRAN — 1937 0*366 'o'zı:—;-,