3 Münderecatımızın çokluğundan der. &demedik. Özür dileriz. Rusyadaki | Alman konsoloslukları (Baş tarafı 1 incide) Bu haberler, Moskovada resmen tek- | *İp edilmiştir. Tamtersine, — Yurenefin Tline gitmek üzere yola çıkmağa ha- Tırlandığı bildiriliyor Son hâdiselerin izahi Son defa Rusyada yapılan muhakeme dünya — efkârı ymış g Ve idamlar karşısında bir muamma karşısın: Tete düşedursun, fLondradak at alan Sovyet mahafili şimdi hâdise leri izah edilecek vaziyettedirler bâdiseleri Onlara göre, bütün b “Marazi bir kaprisin,, eseri olarak müta- lca eden kimselerin yanıldığı nokta şu- dür ki, onlar takiben yapılan tini, Sovyet biribi. tön Sovyyet — muhal Gdevletine karşı tek bir fesadlın parçaları Olarak görmekten âcizdirler . Bi yet mahafili diyor ki: “Kânunusanide yapılmış olan muha- kemeterde muharrir Ralekin nutku ve Beçen ağustostaki kemelerde Zi- | tovyefin müdafaasını bir tetkik ediniz, Kremlinin hâkimiyetine karşı bir fesat plânının muhakkak surette mevcut oldu ğunu en şüphelileriniz bile kanaat geti- tir. m Komünistlerin kat'iyetle kabul ettiği kanaate göre, kütleden müzaheret gör” Miyen hiç bir darbe, muvaffak olmuya- bugün kadar Cağından, fesadı tertip edenler Muvaffak olabildikleri noktaya Oltun gelmeden evvel, böyle bir müza- heret teminine başvurmuş olacaklar.., Rusyadaki Alman konsoloslukları Rusyadaki Alman konsolosluklarının ik bulacağını AL- Manyaya ihsas eden Rusya, Almanya- dan menfi cevap almak Üzeredir. Ruslar, Rusyadaki Alman tebeası a- halinin, konsoloshane bulundurmağı i- tap etmiyecek gderecede az olduğu kana atindedir. Hitler ise, Almanyanın luklarının açık kalmasını istemek husu- kapatılmasını muva bu konsolos- Sunda talimat vermiştir. Bu konsolosluklar, Berline göndere- bildikleri izahlı raporlar dolayısile Al- man hükümetince pek Tüzumlu sayılı- Yor. (Niyuz Kronikl'den) © DİVEyE z lbnisina ihtifali İki ecnebt alim geldi Büyük Türk âlimi Ibni Sina için pazartesi günü yapılmak üzere Türk Tarik Tetkik — Kurumu tarafından hazırlanan ihtifalden maada üniver: sitede salr günü de bir ihtifal yapıla- caktır. Belçikalı profesör Trivet Riyer | ve Romanyalı profesör Gomoiu bu sabahki trenle şehrimize muvasalat etmişlerdir. Her iki profesör önümüzdeki sa. h günü üniversitede — öğleden son- ra saat ücte başlamak üzere — bi- Yer konferans vereceklerdir. Beynelmilel birer şöhret ve kıy- Yukarda gördüğünüz cv, Tâğımenı bö sımlarda oturan vatandaşları pislik içinde yaşamıya mahik: v açığa alılmamak 'ç z dim eden monbalar Istanbul konuşuyor ! çyOıII Sinem köyün üst kısmında kurulan yeni evler Alt kısmında - oturanlar için birer zehir menbal olmamalıdır Yazan : Hubercl_ Sinemköyün meşhur Akarca çeş- mesinden biraz uzaklaşmımıza vakit kalmadan, etrafımızı, bir alav çocuk Bardı. « Bu çocukların arasında öyle güzel yavrular vardı ki, bir resim aimadan geçemedim. İrilinfaklı yavruları dizdim, resim. lerini alıyordum. Bu sırada yanıma genç bir bayan sokuldu. — İşinizi bitirdikten sonra, stze ben de bir şey göstereceğim, dedi. Resmi çekip makineyi kapadım ve genç kızın yüzüne baktım, kendisini dinlemiye hazır olduğumu anlatmak istiyordum... O, ne demek istediğimi anlammamış- tı. Hor kelimesinde şiddet ve hiddet beliren bir ifadeyle göyle anlattı: — Ben doğma büyüme bu mahalle. liyim. Ailem fakirdir. Fakat beni okuttular. Bir sene Sonra üniversite. yi bitireceğim. Çocukken, aklım er. Mmiyor, birkaç yüS metre Üstümüzde oturanların pis Jâğim — sulariyle bizi zehirlemelerini garip bulmuyordum. Fakat şimdi bu büyük haksızlık beni nekadar kızdırıyor, bilemezsin'z. Genç kız burada sustu, ikl adım i. lerledi. Eliyle hemen 50 metre kadar İlerimizde, tepenin Üzerine kurulmuş iki yağlıboya yeni evi gösterdi — İşte, dedi. Bakmız. Bu ev zengin bir münevverjmize aittir. Yeni yapıl. dı. Sahibi büyük Memuriyetlerde bu- lunmuş. Şimdi de yüksek içtimat me ki sahibı bir zattır. Avuç dolusu para sarfedip bu evi yaptı. Fakat Jâğımınt bizim oturduğumuz yerlere akitma. mak için en küçük bir are bile ara- / mağa lüzum görmedi. Üniversiteli kız bir kere dada sut- tu. Etrafımıza u_şplanım çocuklardan Halettayin birisine: — Haydi, dedi! git de, beye, bu evin tmeti olan misafirlerimizin İbni Sina hakkındaki tezleri yüksek birer ilmi eserdi İran Şehinşahı- nın heykeli Tahranda merasimle açıldı Tahranda Şehinşah Pehlevi Haz. tetlerinin. Gar meydanıma - dikilen heykellerinin açılma töreni çok par- lak bir şekilde yapılmıştır. Gar meydanında yedi yüz - izci toplanmış, mektepli genç kızlar me- tasime binlerce çiçek demetleri — ile ak etmişlerdir. Heykel Şehinşah Hazretlerini at lâğımımın nasıl aktığını göster... Sakkal Konstantir ve karısı Milkkânları Sinemköyünün talisisz yavrularından bir grup Çoluk çocuk, cümbür cemaat tepeye tırmanınca, yukarki resimde sizin de gdreceğ—.n'.ı manzarayla karşılaştık. Müuhteşem evin lâğım küngü, bah. çeden beş on metre uzaklaştıktan son- ra birdenbire meydana çıkıyor ve pis. lik tepeden aşağıya açıktan akıyordu. Kokuya fazla dayanamadım ve bir resim aldıktan sonra hemen geri dön, düm. Genç üniversiteli beni ayni çahreyle bekliyordu: — Nasıl, dedi. İnsanın sinirlenmeye hakkı yök mu? Dünya kadar para sar fedip ev yapıldı da, sonra biraz aşa- gılarında oturan binlerce Vat ndaşı zehirlememek için biraz fedakârlık etmek akıllarından bile geçmiyor. Genç kız cogmuş, ateşli ateşli anla. tıyordu. Kimbilir daha nekadar söyli, yecekti. Fakat orada daha fazla dur- madım. Mahallenin kıstnen iyıce olan yegâne yoluna, Pervaz sokağına doğ. TU gittim. Bu sokak örada oturanların himme- tiyle, bol bol toprâk dökülerek olduk. önünde » içhir todbir almıya lüzum görmemiş, ve aşağı kı. 3 Sabalh gayetelnri woüıâowah? CUMHURİYET'te: Istanbulu tifodan kurtaramaz mıyız ? Yunus Nadi bugün tifodan şikâyet odiyor. Şikâyet mi? * Hayır, bu bir şikâyet değil, bir Wdâ- mniharplir. Tifo medeni bir şehir için yalnız bir sıhhi beliye değildir, bu dü. pedüz bir ayıptır da. Zira bir şehirde tifo olması o şehrin pis bir şehti duğunun “Jennen — sadit Ddulunması,, manasına gelir. Yunus Nadi diy, *Zaman zaman bu kuyuların l temizlenecekleri hakkında korulacak kaideler de kezalik dikkatle takib ve harfiyen tatbik ettirilecektir. Bostan kuyularını birer birer elden geçirmek kolay bir iştir. Bost: dan istiyeceğimiz sıhhi gartlar asla zor değildir. Böyle böyle İstanbulun elimizde ti. . fo noktal nazarından vücuda gel (Sinemköy: 4) bir hertası bulunur, ve - ondar mücadelenin takibi gayet kol. Bütün bu tedbirlerin en ehc lisi ise bütün halkı tif k ber etmekliğimizde görülecektir. Has- talik müz'iç, ölüm korkunçtur. Haklı olarak bu iki halleyi adamakıllr can. landırmakla ve üzerinde çok 1srar et. mekle halkm pek yerinde bir korku İe karışık dikkatini kendi ichimize kazanmış oluruz. Bu takdirde müca- dele çok kolay ve muvaffakıyotle yü. rüyecektir. İstanbulda tifonun sürüp gitmesi 'Türklük için affolunamaz büyük bir ayıbdır. Sıhhat Vekâletini, İstanbul hükümet ve belediyesini ve İstanbul halkını ve hastalığı bu memlekellen söküp atacak bir mücadeleye davet ediyoruz, ve bilmiyoruz kaçıncı defa olarak ileri sürdüğümüz bw davetin artık cevabsız kalmamasını ehemmi. yetle bekliyoruz. Sesimizin yankıst çıkmazsa biz susmıyacağız, daha kuv vetli bağıracağız. Bu kocaman ayıb zilleti altında daha fazla ezilmeğe ta. hammülümüz kalmamıştır artık TAN'da ncılar. dan birisi olmuştur. niş &< | Kiler Felok Burhan'ın camı yanmış gali- ba... Bugün 35 ile 45 arasındaki erkek lerin birçoğunur canı yandığı — gibi. Nerode o analarımızın devrindekı gil. 261 turşular? Reçeller! Bv yemekle hüamer işleri? Hiçbiri kalmadı. Ağı tadıyla yemek yiyebilen — bah'iyarlar permakla gösterilebi nat mektepleri saycesinde yarınki nes- lin kadınları analarımızın - kilerlerini ihya edebilirlerse ne mutlu yarınki cr. keklere... Dostum Felek diyor ki: Açık görüşür bir adam ulmak iti. barile söç4.yebilirim ki; yeni hanımla. rımız da bu yola anneleri kadar rağ- bet göste! ektedir. Reçel yapmayı, salamura bastırmayı hasis ve hanım. liğa yakışmaz bir hizmet sananların ne kader aldandıklarını, Avrupamın en güzel ve en modern kadın mecmua. larında kiler ve sofra işlerine moda kadar ehemmiyet verilmesi olsun göz- terilmelidir. Son zamanlarda bayanılarımız ara. sında yavaş yavaş uyanmıya bazlı. yan bu merakım eskisi kadar genişle. mesini memleket iktısadiyatı ve yu- vaların sıhhat ve saadeti i dan nekadar temen: ek azdır. KURUN'da: Ressamlarımız ne istiyorlar ? Asım Us, Anlasra resim sergisinden bahseden bugünkü yazısında menile. ketin resim Yanatında ilerliyebilmesi için Türk ressamlarının ne gib' şeyler istediklerini şöyle hulüsa ediyor: Türk ressamların hükümetten bir- takım dilekleri — bulunduzunu ki deceğim : 1 — Bir sergi yeri yapılması. Roz. samların bu dileği çoktan hükümetçe de arza edilen bir emeldir. Yalnız fi. liyat sahasmna geçmesi getikmiştir ça ıslah odilmiş, düzce bir hale sokul. muştu. Civara nazaran mes'ut sayabilece- ğimiz bu sokağın eski bir bakkalı ol. duğunu duymuştum. Konstantin is. | mindeki bu ihtiyar, dükkânmın kapısı! önüne çıkmiş, hava alıyordu. İhtiyar dedim ama, Ona ihtiyar demek için epey şahit isterdi. İriyarı, dimdık bir vücudu, pek az kır düşmüş saçlariyle 50 yaşında bile görünmüyordu. Yanı- na sokulup yaşını sorduğum zaman, bu doğma büyüme S nemköylü: — İki kere otuz üç, otuz dört var. Öyle pek çok değil, değil mi? dedi. Hesap ettim, karşımdaki adam 6T . 68 yaşlarındaydı. — Maşallah, dedim. Kendine çok iyi bakmışsın! Evvelâ güldü, sonra cevab verdi: — Yalnız iyi bakmak para etmez, bana buranın havası da yaradı da, böyle sapasağlam kaldım. — Aman, nasıl olur? Bu lâğrmlara bu kadar yakın oturup da!., . diye iti. raz etmek istedim. Üç çeyrek asırlık öylü, buna adetâ kızdı | — Neye, dedi. Bir kere alışınca ar- tık o bir şey yapmıyor insana. Köyü. müzün havası çok iyi lemizdek! yor. Eğer & Sinem , Hem mahal. n maşallahı vardır. Her- kes aslan gibi sapasağlamdır. Beni bir günde hasta edebilecke bu semti tatlı tatlı metheden ihtiyardan Aayrıldıktan sonra, caddeye fırladım, kendimi evvelâ bir dondurmacı dük. kânımna attım, Orada sıcağın verdiği harareti söndürüp lâğımların pis ko. kusunu kısmen unuttuktan sonra mat baaya döndüm. Ankara resim sergisine getirilen e- serlerin zenginliği artık bu işia de ele #lmak zamanı geldiğini bir kere daha göstermişt'r. HABERCI Yarına: Mevlâne kapı Bergi nizamnamesi. Tehkika mız ressamlarımızımn bu dileğler (Sayfayı çetiriniz)