Clavs Op Ojvğ Op a3yz uvjuve 01) *algeS Op XMEEYO S9p yaş? SUUJU? &9( “epuryrez yopppul ng “piyma 1g DPWSDUR,, iZM0kşpa Arp Up ziy “(uafiya 95 gi) “uya sres oç — “ğIpTey vulusıy STUĞNU0A Zğıpvseg 0150p UN Uk “Miş valiyi tag, “Dp 08 uypund :sdulaj 39 yUYpaaj .kolaylıkla ele geçireceklerinden , görünüyorlardı. Yiğit Tanı tanımıyorlar EŞ G & i ELE RERİN EşzrBAŞNE Md eng L” SİSE puvsopkida EĞİR CE eT ep ei SE” ayig MözeEleğm .BasiüzsE SERER E İnlesdsEp defeesBEp)“E & m MER pREsügirosk ARE Eiilie © > © SERE ÇEK Set 1593 bi — © SERİ |gE ğ veaEişyd gg u B EPS dekişı Es a$li” E ç Mg SERE HARESAİRR LERER, OE 5 eirr Söğrapti iekirik O © GE "EF eBikşeiksi 5 2 SE Uz “EMAYE ep erir Sl ppi GESİ çiteir EE Ep —E g a OO i 2 ME ARE SBE siişe E di Rk BaB “şak “Eg y : 25 $ Eğ ş ESE > n RK & p EpE 5 Ş A > ESR p ii e EE ğ FES wi ğe YE. 1 ? karin, işer ilm KepdniddEz pile EE çet EE ERRSİreğe Etut OE Bar 3T REARİR.. ire Epi GE Ri Kvk k BERE OE şii EŞ 3 5 e İpe şişe gi Te 3 iGujrimi eli ŞB da” £. : 7 2 İİ iç Rep Kiai barel e YY e ak 2 EEE 8 5 BU İŞ #y, <'ş Eoğa Nr 5 EE z Ez CE Ez u İz ae gi Oy Eş ÇE er pi, de SE İpi 3 EE 5; » kei SE ZE ; & > ş i LL PARDAYANIN OĞLU m o etrafını muhafaza ediyordu. o Kilisenin etraf: halka yasak döllmemişti, fakat bu ralara geniş bir casus (şebekesi kon. muştu,dağın Üzerinde serbestçe gezilebi lirdi. Kilisenin civarmdan görünmeden geçmeğe ise kat'iyyen imkân yoktu. Gö. rünmiyen gözler;yolcuların en küçük ha reketlerini bile kaçırmıyorlardı. Kotonun emri altında, ba casusluk ve nezaret şlerile meşgul olan bir çok ra- hipler vardı. Krala kraliçe nama alınan ve onlar tarafmdan tasdik edilen hu tedbirlerden başka, biribirlerinden sakınan Sülliyle Konçini de, husust gizli bazı tedbirler almışlardı. Böylece, kilsenin etrafı #deta gizli bir muhasara altına alınmıştı. Konçini, muzaffer olacağından, o ka- dar Ümitliydi ki, yiğit Jan, Grengay, Eskargas ve Karkanm yerine dört asil- zade silâhşörü maiyetine almıştı. Bun- Jarm isimleri Eynos, Roktay, Lonval ve Sen-Jülyendi. En büyükleri yirmi altı en gençleri yirmi iki yaşlarındaydı. Bu silâhşörler, Konçininin (o #ikrince, başa geçeceği zaman, sırf şahsı için teş- kil edeceği muhafız kıtasının temeli ola» caklaridı. Şimdilik, bunlara tevdi edilen yegâne vazife, Yiğit Tanı bulup onu diri oOla- rak yakalamaktı. Konşini, onu kıskıvrak bağlı olarak getirdikleri takdirde, kendilerine beşer bin lira vaadetmişti, Kuvvetli ve cesur olan bu dört delikanlı, bir tek kişiyi emin dr. Konçini onu iyi tanıyordu, Ayni za- manda, kendisine hiyanet ve şeflerine ) nühak elen Eskargas, Karkan ve Gren” gayı da unütmüyordu. Bunun için, o- | | tuz kuvvetli hayidut bularak bunları da istihdam etti. Bu haydutlar, sekizer kişilik kafileler halinde, Sen Jülyen, Lonval, Rokay ve Eynosun emirleri altına verilmişti, Bu kafilelerden birisi daima kilisenin etra- fında bulunacaktı. Filhakika, Konçini, Janın defirieyi ele geçirmek istediğini de unutmuyordu. Binaenaleyh tedbirlerini ona göre alıyordu. Fakat Konçiniyle a- damlar, yiğit Yanı bir türlü bulamıyor. Halbuki o; hiç de saklanmıyordu, Fakat mütemadiyen dolaşıyor ve bir sevki tabiiyle, bilhassa şehrin uzak ma- hallelerinde ve civarında araştırmalar yapıyordu. O gün, yani on üç haziran günü, yi- Zit Jan, bütün sabah nehrin sol kıyısın daki dar mahallelerde dolaşmakla geçir mişti. Bir hayli yol yürümüştü.. Yeni köprüden © gelirken, Arbr Sek sokağına girmiş ve uzun müddet, ara- makta olduğu sevgilisinin eski evi önün de durarak, onu dâima gördüğü balko- nu seyretmişti. Sonra, İçini çekerek Oo- radan uzaklaşmiştı Dimağı, düşüncelerden bomboş, kal- bi parça parça olduğu halde ve ümitsiz bir vaziyette, nereye gittiğinin farkın- da olmadan yürüyordu. Sentonere s0- kağma gelmişti. Sokağı indi ve farkın. da olmadan, şehrin kapısından çıktı, O gün, at pazarı vardı. Bu pazar, şehirden çıkınca biraz ötede sağ taraf- ta, Sen - Rok denilen küçük tepede kü- rulmuştu. Binâenaleyh oraları çok kala balıktı ve Jen, hep ayni dalgınlıkla, bu Kalabalık arasına karıştı. Monmartr'la Sentonore kapıları ara- sında, iki tarafında ağaçlar dikilmiş bi? meydan vardı ve burada da Pardayanın — de pe e o 4 z eği & gi ymm z â8 ge 8 EE 3 gi mW) ilEM 83 Ee e e em JARSE Dİ. İsi E MER a? oi 441 i E Çe gul. e :: i! Kİ 208 j »gOgi)ed ik Be EEE | > z Na yö ii > o digi > ö gü l ga Mi) şiir in p 3 dde ci B Ek .. > 8 ds OTM, )si Kiz üş irliz 2 Kİ 8s eNİMiliE” SELE sinde 44 Sie “ o 4 m RE 4 z yil. )ap Si şdi ai çi) z eWipgi 22,98 3 BESP3İ 215 2g , Egzi elimle? işe gali ğa 4 dtis. EEABE# a E(EEEŞİROİ RARZE MAZHAR Bo E)ağitğe DE pp EE ra Ez Oy Alia OĞE. «E ğe Ba 33 el z 33. 2 4 3s E z 27 a ara p Ş Y. aş iile gigerdline “a SU içi? â iş BuSİŞAZ Eyiu u ği. SY Hek e Beli? ME « gö ga 3543 Ş$ yâ? İ3 az od Ps 23i3 ie İş 23 ARŞ pisi »3İ 28 aşi OR al ışörişi SEE, s â Ş SgEF a niş gi gib dy 3g sil bus aşi 23 3557 gireş dağllaşlia «Sy de EEE Hamlöy işi esp. ia. o yi “a İSE Sü kanlişliişişi,38 Basf 3 EB dyi m Ab s5 Betp © ER SİNE yüğöminia. » 33 25 i8İ açi pyeğ İİR Keİe g5 s BEŞE Sa 3" $ age3E. 4 miş siyle, o aalekeğiğeğ e grip & iş âEİeSİ?. araş ELEM . ğ nEğLvaa$ deziçtiğey,5 ABEBE 28 BERA ŞYEE is Ri ELİŞE Aldğe MEPEELEELMME KEYEİEŞAYELİLEEİ ç öşğönenüleş MÜ AFGRL8. Saki iş *.Bâd İRK 45288 ad RRBRA 38 SEBE PARDAYANIN OĞLU nezaretten çıkarken görmüş olduğu top oyunu oynanıyordu. Yiğt Jan oyuncuları seyrediyormuş gibi orada acı ve ıstıraplı rilyası içinde yaşıyordu. Hiç bir şey görmüyor. Hiç | bir şey işitmiyordu, Yorgunluk ve bit- kinlik, hiç farkında olmadan, onu orada durdurmuştu. Tam bu esnada, Konçini, maiyetinde ki dört cesur asilzadeyle pazardan g€- giyordu. Kendisine srıtını dönmüş olen Janı gördü. Gözleri parlatlı, dudakların da korkunç bir tebessüm belirdi, Eli ku- Itccıran kapzasına uzandı ve o şikârina atılmak üzere olan bir yırtıcı o hayvan gibi hazırlandı. i İlk düşüncesi, delikanlın: üzerine atıl mak, yakalamak ve kendisini toplamağa vakıt bırakmadan alıp götürmekti, Et- rafına bif nazar atetti ve hiddetle başı- mu salladı. Bu kalabalık arasmda adam yakalamak imkânsızdı. Bunu anladı ve dişlerini gıcırdatarak küfür ve Jânetler savurdu, Bir aralık, onun üzerine atılıp, iki 0- muzu arasma bir kama darbesi iridir- meği ve sonra da kalabalık (arasında kaybolmağı düşündü. Bu mümkündü. Fakat tahayyül ettiği intikamdan sonra böyle basit bir intikam". Tereddüt etti. Dudaklarında bir defa daha (korkunç bir tebessüm belirdi ve kendisini tuttu- ğu için kendi kendini tebrik etti. Janın nekadar dalgın olduğunu görmüş ve ak» Yına bir düşünce gelmişti. Kısa bazı emirler verdi. e Mantosuna sarıldı ve kenara çekildi. Adamlarından biri koşarak uzaklaştı. Diğer üçü Janın birkaç adım ötesinde durdular: ve onu gözden kaçırmamağa dikkat ettiler. Sak Tanmalarına lüzum yoktu, Jan (o onları tanımıyor ve Konçininin adamları olduk larmı da bilmiyordu, dinli dn 239 Bu öralık Yan yürümeğe başladı. Uç asilzade de onün peşine takıldılar. Şap kastın; gözlerine indirmiş olan ve man- tosünun yakasını da burnuna kadar çek İŞ olan Konçin, uzaktan © adamlarını takp etti. Birdenbire ciddi bir ses? — Refah ve sevinç size, mösyö yiğit Jan! Jan ürperdi. Ve uykusundan uyandı. milis bir adam şaşkınılığiyle yanmda- kine büktr. Derhal kendisine geldi ve dudaklarında çök hafif bir tebessüm be- lirdi. Ayni zamanda tatlı bir tavırla: — Siz misiniz Ravayak! Refah ve se- vinçten bahsettiniz! Doğrusu tahmini- Sizin tahaklcuk edip etmiyeceğini'merak “diyorum! Siz yaklaştığınız zaman ben de zaten bir kama darbesile her şeye nihayet vermeği düşünüyordum.. Görü Yortünuz ya, kalbimde sevinç var. Re- faha gelince: Otuz kuruş, işte Obütün servetim, Jan bunları söyledikten sonra sinirli ve acı bir kahkaha attı” Ravayak ona elemli bir tavırla baktı ve böyle gülen delikanlıın :st:rabından kendisi ıstırap duyuyormuş gibi yüzü deki çizgiler takellüs etti ve / acrkirbir tavirla başını sallayarak: — Yüzünüz iyice solmuş, dedi. Zayıf lâmışsnız. Gözlerinizde hümma var. Hasta mısınız? “ — Ben1.. Her zamankinden daha iyi- yim dostum! Hasta olan budur. Kalbine şiddetli birkaç yumruk indir di. Ravayakın yüzünde ümitsiz bir ifa- de belirdi. Gözlerinde elem ve strap okundu, İçinde müthiş bir mücadele ol- duğu besbelliydi. Könüşmak üzere ağsı- nı aştı fakat dudaklarımı © ârasnıdan ancak boğuk bir inilti çıktı,