! 17 HAZİRAN — 1937 Fransız edebiyatı , Fransız | Sokattık tuttuk. Hatta bunu bir Bevi moda bile telâkki ettik. Fakat, Yetdiğimiz hükümlerin — doğrulu- Sündan daima şüphe etmeliyiz. Şöy” İkbir, arada sırada, her telâkki hak- kımda bir “revizyon,, yapmak pek | “abetlidir. İnsan, yalnız başkalarının * d':ğ'ıı kendisinin de tesiri altında kzş— | İyor; dervişlerin zikretmeleri kabi- l İmden, mütemadiyen: “Şu fenadır, M iyidir!,, dedip duruyor. —Hiç ol- TMazsa birkaç senede bir, bütün bilgi- trimizi, bütün kanaatlerimizi bir Mürakabeden geçirmelidir: | — Doğru mu? - demelidir. . . * Türk münevverlerine, Fransız- t en birinci Avrupai dil olarak öğ- tetildi. Biz de, üstatlarından mukal- SSZEİG | îuu)"ı"nnc kadar şu Fransız “hlî' letini okuya okuya, temcit pilâvı gi- bi tercüme ve adapte ede ede öyler tine bıktık, usandık ki, bir gün gel- d, yeni şeyler bulmak - için, diğer Milletlerin edebiyatına sarıldık. On- da pek yüksek şahikalar buk duk, bulmadık değil... İ Fakat bunlar, daha ziyade - içti- Maidir. Fransız edebiyatı kadar “Mücer. Tet insan" 1, “Ferd” f tahlil eden bir tdebiyat gelmemiştir. Bu hususta diğer milletlerin eserleri ufacık birer Rölse, Fransız milli kütüphanesi, rusu, tam manasiyle bir umman- dır. Orada, bazı asırlar, fırtmalar Opmuştur; insan ruhu yüksek dal- Bâlar halinde semalara çıkmıştır. Ba- 21 asırlar ise, rakit geçmiştir. Denizin Sathı ufacık hayat ışıltılariyle dob Muştur. Hatta şu gündelik gazete- in hikâye sütunlarında çıkan cı- lız, nahif hikâyeler bile, o muazzam insan ruhu” denizinin bir anda be- irip kayboları pırıltılarıdır. Bunlar Yany gelince, Âdem oğlunun İağsindeki bölünemznlar taya y ir moınyık“fevîıa Ssıl oluyor. itlerine, yeni simalarından İşte, içtimal hususiyetleri araş- aktan ziyade, “insan” 1, “mü- Serret insan ' © tetkik ettiği içindir i, Fransız edebiyatı diğerlerinden fazla herkesi alâkadar ediyor. (Ger- Şi “mücerret insan,, yoktur, insan da içtimaldir. O da başda.. Fakat bizde “içtimal mücerret insan,, — diyebili- tiz!) Ondan bir türlü kopamıyoruz. — Adam sen de... Siberyadaki bir köyün yaşayışı şöyleymiş... Bize he?)... . diyebiliyoruz. Fakat: — Kıskanç bir adamım ıstırapla» n.. Buna karşı alâka ister - istemez daha fazla oluyor. Zannederim, Fransız edebiyatı- tın püf noktası... -Nü) Almanyada Feci bir kaza 40 genç kızdan 10 unu sel boğdu Bugün gelen Avrupa. gazetrleri, bun. dan iki gün evvel Almanyanın Eday- toym kasabasında vukubulsu. ve on Benç kızın boğulmasile neticelenen fe ti bir hadiseyi haber vermektedirler, asaba halkından olan kırk ç kız, bir çayın yanmdaki pisin de (yüzme havuzu) yıkanırlarken, ani bir _’""—:'m kopmuş, ve zavallı kızlardan birçoğu kaçacak vakit bulamadan se, İh hücumuna maruz kalmışlardır. Sel biran içinde, betbaht kızları, sü- tüklemiş ve bunlardan onunun ceset. leri kilometrelerce ötede nmuştüur. İçlerinden bir çoklarımın vüsut ve ka. faları”parça parça olmuştur. Bu feci kâza, Almanyanıı her tara- :""İR büyük bir tecssüir. uyandırmış v — Janet Makdonald evlendi Holivud, 17 (A. A.) — Maruf sine- Ma artistlerinden Jeanette Macdo. Dald, dün akşam zene Reymond ile Evlepmiştir. | | edebiyatının aleyhine | K sokaklari Yenişehire doğru indik$e daha berbatlaşıyordu. Kayfancı sokağı denen yerden, Keza. ct sokağına sapacağım l”mîl“v artık yol ünmez bir hal almıştı. — , ıı-fğî.. derin hendekler, )_iıkıek tümsekler, uçurum, ne isterseniz var. dı. Çöpçüler buraya ya hiç uğnmu ya da seyrek uğrar olacaklar ki, Yo. lun sağındaki dik meyilli arsa tam bir mezbelelik halini almıştı. Yığılmış l&y çöpün n oşalan sim HH“B&'E&JT&Ğ u;(krNuS: tanam mülsüz bir koku salveriyordu. Bu mozbeleliğin karşısında sıra- lanmış evlerden birisinin kapısında üç genç kız durduğunu gördüm. Bak. tım, boynumda asıli fotoğraf makine, siyle sağm solun resmini alırken, on. beni gösteriyor ve gü . . Hatırımdayken şunu da ilâve edeyim. Sinemköyde foto raf almak işi, biz'm foto Âli o gün birdenbire kayıplara karıştığı için bana düşmüştü. - Genç bayanların hemen yanma sokuldum; — Benim, dedim. Galiba ne işle meş. gül olduğumu anladınız. Mahallenizin dertlerin yleyin de, bunları yaza, yım ve bir de resminizi alayım | Resim almak teklifi kızları birden, bire ürkütür gibi oldu. Üç kızdan iki Bİ kaşla göz arasında kayboldular, On ların yerine et“aftan birkaç erkek ço. cuk belirmişti. Son kızı da kaçırmamak için konuş mayr bir tarafa bırakıp, hemen maki- neye sarıldım ve resmi aldım, Bu sı. rada; matbaadan çıkarken Sinemkö. yü beraber gezmek toklifimi kabul e. den futbol hakemlerimizden, muhar. rir arkadaşım Adnan Akm da fotoğ- raftan kaçan iki kızdan birisini yaka. lamış, resim çektirmesi için boyuna ısrar edip duruyordu. Dostum sokağın başında boşuna çe Sinemköy B Bu gördüğünüz yerler Sinemköyün SÜ yere sokak demeye kaç şahit söyleyerek, ıslık çalarak Sinemköy sokaklarında, Sinemkörde bir hıristiyan ölüsiüt ba'lırılmak üzereyken Istanbul konuşuyor ! — ——7 Bazı Sinem köylülerin kork- mamak için buldukları çare! Geceleri karanlık sokaklardan şarkı geçiyorlar! Yazan : Haberci geceleri şarkı söylemeden gezilemiy (Sinemköy: 2) anlatar lar ndaki. ne yarıştıra dursun, ben lerle konuşmağa başladı Söze evvelk sarışm genç kız başla. di: ! —. Sokakların bozukluğundan bik- tık artık, diyordu. Gündüzleri toz du. man içinde kağa çıkmak, $ yle bir mâak karanlık yüzünden imkânsızdır. şıyorüz. Ceceleri de & me Genç kızın yanında duran garip ta- vırlı, Jüzumundan fazla uzun boylu bir çocuk dayanamamış olacak ki hemen: — He, he! diye söze k: hız yüzünden geceleri ço ma, tabit bazı bazı da gezm ğimiz oluyor. O zaman, eve di nerken, ğıra bağı- ye gitti. çalar, yahut da le geçiririz!, Btraftakiler hem gülüyorlardı, hem de bu sözleri tasdik ediyorlardı. İçle, | rinden birisi: —— Evet, dedi. Karanlık gokaklarımız opera, opoeret seslerile, sokaklarıdır! Böyle bir ister artık onu si3 düşünün'* n ona gecelerde | dans hav dolar. Fakat bunu sa. kın yolcuların neşesine birden feryad - ettiren verm Burf arda lazıbal » bu kadar bozuk mudur P verdiler, Bilâ- aSayiİşi mükemınel. lir. Fakat zifiri karanlıklan iİnsan ne a olsun korkuyor... mi yoldan biraz yürüdüm. Yine 'Tuzcu sokağının alt başınn gelmiştim. evin önünde No Burada köşebaşın büyük bir kalabalık © oluyor, düğü ve doğru hızlı ! karşılaştığım manzara - düşündü mün büsbütün aksi çıktı. 69 numara- h evden bir hıristiyan cenazesi kaldı. rılıyordu. Çiçekler, papas, ve ellerin. de birer âsü tutan küçük papas ya. makları, yüzleri asık bir alay insan, bu, bozuk, yanırı yumru sokağa öyle riyorlardı ki, daha fazla dayanamadan, hemen bir resim çeke- rek, Sinemköyün daha dertli bir kı: mr olan “Küçük Akarca" sokağımna doğru yürümeğe başladım. Cenazeyi bekliyen alay henüz gözümüzden kay. bolmamıştı. Bu sırada arkadaşım Aâ. nan yanıma sokuldu. Ağzını ma yaklaştırdı, usulcacık: — O kadar acıma ölene, dedi. Gö, Tüyorsyn ki, burada yaşıyanların ö. kulağı- ihti lenlerden daha çok merhamete yaçları varı.. HABERCİ Yarına! köyün lâğım de- resine bitişik çeş- mesi. *Şek(p Sinem | ö ahbalı i KURUN'dn_: Aslan aldanıyor mu, aldatıyor mu ? Şekib Aslan Şamda bir nutuk söy- ledi. Bu nutukta “Şamdan İstanbula, Orta Asyaya gönderilen ordulardan bahsetti. Eme kumandanlarından Kutybenin yirmi bin kişilik kuvveti. binlerce Türkü tepelediğini anlattı.,, Şekib Aalan ve yahud berhang: ak- h başında vatandaş bir Suriye ile gröüşmeğe, yYOrsa hakkı vardır.. Bunu mez, Hattâ aklı ında, düşüncesi sağlam insanların olması. nı biz, Yakın Şarkın kalkınması, yük. selmesi, ilerlemesi hesabmna zaruri görüyoruz. Biliriz ki; medeniyete, ileri tekniğe ve refaha susamış bir insanlık vardır, Yakın gark milletleri bu insaanlık hu- dudu içinde çok değerli hizmetler ya, pacak, kendilerine olduğu kadar bü. tün dünyaya da faydalr olabilecek bir | mevkidedirler. Yakım Şark münevve- rinin en gerefli, en üstün misyonu da bu davayı tahakkuk ettirmeğe çalış. maktir. Bence Şekib Aslanım nutku bu nok. tadan bizi alâkadar eder. ... * onlara akıl öğretmeğe kimse inkâr et. Bu görüşü samimi ise 2srmm yaçlarına, — yükselmek, kurtulmak, mes'ud olmak istiyen Ön Asya İnsan- lığına faydalı olmaktan çek uzaktır, Nihayet bir cehalet vesikasıdır. Yahud bü görüş Esamimi değildir. Milletler arasına tarihi kinlerden uçu. rumlar açarak milletleri sefalete, em. peryalist devletlerin arzularına âma- de bir hale koymak emelindedir. Bu; refaha, medeni hayata, ileri tekniğe hulâsa insanlığa susamış olan kütleleri kasten yolundan alıkoymak. tır. Şekib Aslan ya cahildir; uldunıyor ; | yahud gizli maksadı var, aldatıyor. (Sadri Ertem) CUMHURIYET'"'te: Tunceli vilâyetlerimizdeki hareket Hükümet bu halile Tuncelinin dağ. li bedevilerine şu hakikati ki, artık gelici geç ihti. anlatıyor 'eri yok. Üç beş bin dağlınm sarp dere ve dağ. larda mahsuriyet halleri bile onlar için kâfi bir ölümdür. Hükümet onla. rı oralarda müşkülâtla takıb ve tenkil en Üc- yolları, khavzları ve mektebleri köprüleri, yapa yapa rahat rahat ilerlemeyi ter. cih eylemektedir. İşte son Tunceli hâ. diselerinin en basit ve en takiki ifa. desini teşkil eden vaziyet tudur. Cumhuriyet — rejiminin — yarattığı yekpare Türk vatanında eski adile denilen bu Tunceli küçük bir i. Orasının adı aneleri de tarike gömü o yalçın dağlardan halkı el'nin emeğile gü gibi yaşıyan bir vatan parçası çıkarı. lacak ve böylelikle Türk ülkesi baş. tanbaşa yekpare ve medeni bir kül haline getirilmiş bulunacaktır. Bu izahlardan bedaheten anlaşılır ki plâ- nın Ciddiyeti ve sağlamlığı neticenin muvaffakıyetini kâfildir. (Yumus Nadi) |Milletler Cemiyetli Umumi Kâ Avenol Memleketimize gelecek Milletler Cemiyeti i âdet ve an- Avenol'ün y mahafilinden bil. miyetin umumi kâ akınlarda Ba!kan devlet. esnasında Milletler Cemiyeti: h ile takviyesi muhtelif hükümet yapacaktır, meselel,