10 Haziran — 1937 HABER — Akşam postası —— vücutler — Boynunda bir muskası vardı.. Bu muska ondayken vücuduna kurgun geçmiyeceğine iman etmişti.. Düşma- na aslan gibi saldırıyordu. Mermilerin vızır vızir işlediğini görüyorduk. Hatta kaputu delik deşik olmuştu. Fakat, o, ölmedi. Hatta vurulmadı. Kurşunlar, tenide iz bile bırakmamış. lardı!. — Saçma. — Gözlerimizle gördük. — Hakikati eşyaya uygun olmayan bir iddia. , — Gören yalnız ben değilim. Diğer zabitlerde şahittir, ihtiyat zabitleri d.e.. İsimlerini vereyim.. Tahkikat ya- pın.. Ömer hâlâ berhayattır., Vücudu. na kurşun işlemiyeceğini, her isti nin İecrübe edehileceğini söyler.. Fa- kat tabif geçse böyle bir denemeye cesaret gösteremez.. — Nasıl izah edilebilir bu?.. - İlim, | fen.. — İlmi, fenni bilmiyorur. Gördük. | lerimizi biliyoruz, Mermiler, Ömerin vücuduna işlememiştir.. Esasen biz, Ömerden başka da, vücuduna kurşun geçmiyen adamların mevcudiyetini işittik.. Hem de sözlerine inanılır kim. seslerden. — Masal!.. - dedim. , Herhangi bir | namuskâr kimse tarafından nakledi. | lirse edilsin İnanmıyorum. Çünkü ha-; yatımda fenle !zah edilemiyen bir tek| hadise bile görmedim. ..» Bir sofra başında sekiz kişi toplan. mıştık. Kendilerini gahit diya tutaca. | ğım için isimlerini de zikredeyim: Tanınmış muharrirler Ahmet Emin, Yalmarn, M. Zekeriya, mühendis olan biraderimi ve Amerikada yüksek tahsil görmüş mualimlerden Rahmi ile aynı | Tmemlekette tahsll _&örmhı,ı bir tek., nisyen olan bay Fuat. | Aynı sofrada şair Nazim Hikmet de bulunuyordu. Kendisini pek uzun za. mandanberi ilk defa olarak görüyo. rüm. Kardeşim hatırrma getirdi: — Ağabey! Hazii heplmizi merakâ düşüren bir mesele vardı. “Nazım Hik- | Dieti bir yerde görürsem şuUnu sora. | yım!,, diyardun. Sor bakalım. Hem de| kalabalık ve münevver bir mecliste ol. | duğu için, bu sualin kıymeti daha bü- yük olür. — İyi ki aklıma getirdin! . dedim ve sordum: —i a — a L —.» “Nari uührevi hayata, fev.| kattabii hadiselere inanmazsın. — Mad-| diyetçi kanaatlarınla göhret almıgam. | dir. Fakat senin ve benimi 1921 sene. 4 sinde görerek izah edemediğimiz bir hadise olmuştur. Bunu bir hikâye ha- | linde vaktile yazmıştım. İçinde Iİsmini geçirdiğine halde tekzip etmedin. Şim. di omu tekrarlayacağım. Doğru olma. yan bir tarafı varsa düzelt. *İkimizde, Bolu sultanişinde mual- limdik. Dimağ kabiliyetleri hakkında bariz bir not verebilecağimiz bir ta.! Jebemiz vardı. On üç on dürt yaşların | da olan bu çocuk, sınifinın - vasattan aşağı seviyesindeydi. Aklına bir şey sokmak için epeyce uğruşmamız lâ. “Bir Ramazan günü yarımıza yak- laşarakı —— . “— Babam sizi iftara rica ediyor! . dedi. “— Kimdir baban? . diye sorduk. Kurşun işlemiyen ' # Rüfaf tekkesinin şeyhidir! - ce. wabmı verdi. « Hem bu gece tekkede âyinler de yapılacak. *Daveti kabul ettik, zina aymı za. manda merakımız tahrik olunmuştu. Fakat cemaatle namaz kılmacaktı. Sen aptest almasını bilmiyordun. O devirde ise, bir muallim için, bu, bir skandal sayılırdı. | .. Yantmdan ayrılmazam, ben ne yaparsam, sen de taklit edersin! - de. dim. «“Bir şadırvanın — önünde çömeldik. Civardan kontrol - edildiğimizin far. kındaydık. Yan gözle bana hbakarak, ibadet temizliğini yaptın. “Bonra, yemek yedik, namazları kıl, dık. Büyük, müteaddit sütunlu, sofa gibi bir yerde bulutuyorduk. Bütün davetliler at nah teşkil ettiler. Şeyh- ler, bu at nalının açık tarafında mev. kiter aldı. Zikir başladı. Aklın ermedi. diği birçok $iş Ve aleş nümaraları yap- tülar. Sana: *“— Ne dersin? - diye sordum. * Bir hokkabazda, ilk bakışta izah edilemiyecek Ne Marifetler yapıyar. Bunların da m! adına mutlze diyece, Ziz? - dedin. “Bu muhaveremiz bir direğin kena. rında ve direğe yaslanmış olarak ce. reyan etti. Vazıh - Bürette hatırlıyo- | rum. “Sonra, bizim küçük talebe, önümü. ! ze geldi. Hocaları olduğumuz - için, elindeki şişi bizd gösterdi. Bu, ücü ta. puzlu ve küçük Parmak — kalm'ığında | | bir adt demirdi. İyico muayene ettik. | Çocuk, zikre başladı. Adeta bir cezbe | haline geldi. Şişi bir yanağından s0- | kup öteki yanağından çıkardı. Demir | parçası, o vaziyette bir müddet kaldı, Hatta adeını satağı mabit. Atslari ana | amda da çubuğu gördük. Sonra, - şiş | yanaktan çıktı. Kan akmadı. Yer de kalmadı. “Ayinden sonra: “— Dersini bile doğru dürüst öğre. nemiyen bu çocuk nası! olup da böyle bir marifeti öğrenmiş ? diye şaştık. “Hatırlıyor müsüun? —— * & & Nazım Hikmet, hatırladığını söyle- di. M Zekf'z'iyn da, bunun fence izah edilmiş bir hareket olduğunu iddia etti “— Hindistanda daha muğlaklarını yapıyorlar. . dedi. Müdekkikler şunu tesbit etmişler: Cezbe baline giren bir insanın vücur dundaki fizyolojik gerait de değişiyor. muş. Neslelerden kan geçmiyor ve bunlar elâstikiyet peyda ediyormuş. İşte bu Bayede, gördüğünüz şiş, vücu. | da giriyor ve arızasızen çıkıyor. “Ke | sildi de asabiyetten kanı bile akma. drt,, demez ler mi?.. İşte o kalde! s &» Bütün bunlardan sonra, düşünüyo. rüm: Aynı fizyolojik kanunu (©) İle Ö- merin vücuduna kurşunun müessir Ol- maması da izah edilemez mi?.. Acaba, sahiden mermiye kargşı şerbetli insan. lar bulunabilir mi?.. Bu, bir efsane de- ğil midir? (Vâ-Nü) | Tonton amcanın Oğlu | du. Kızıl sacayak- nin İstanbula geldiği yılların umumi havası başkaydı Halkın inhimakin- den istifadeyi bilen Piyer Loti kolay- Çelik yüreğin MBGCE:'GİCI'I NE CESÂRET..; UÇURUMA ATIL> Dl.CAN VERDİ... | sözleri « 1923 yılı 10 haziran günü, 14 sene evvel bugün senelerce “Büyük Dost,, diye prestiş edilen Piyer Loti (Jülyen Viyö) öldü. Tercümei hali: 1650 yılında doğdu. Bahriye dok | toru olan agabeysi uzak seyahatler- den dönüşte ona güzel hikâyeler | Jülyen Viyöye misyoner olmak he- vesini verdi. Fakat bundan da pek çabuk vazgeçince ailesi onu mühen- diş mektebine vermek istedi. Jülyen | razt olmadı. Kolleje devama başla- dı. Yaramazdı. Edebiyattan en fz na not alan bir talebeydi. Ön dört | yaşında büyük kardeşine yazdığı bir mektupla bahriyeli olmak iıhfl'ığğhi bildirdi ve arzusunu yerine getirtti. Mektebi bitirdiği vakit Jan Bar gemisiyle, sonra Saflar adlı gemiler. 4 | de staj gördü. San Fransiskoya, Po- linzyaya uğruyordu. Raralın adı e- | seri bu seyahatlerinin intizalarını nakleder. Loti 1876 yılında Gladyator ge- misiyle İstanbula geldi. İşte bu seyahat, Piyer Lotiyi Tür- kiyenin - büyük dostu yaptı. İstan- bulda yaşayışı esrarengiz - telâkki e- diliyordu. Yalnız başına geziyor, az konuşuyor, kendi halinde yaşıyor- İstanbuldaki hayatını - Azade romanında canlandırdı. Bundan #on ra bir sipahinin romanını neşretti. Loti 1883 yılında Atalant gemi- | siyle Çine giderek Tonkin harbine iştirak etti. “Menfa müsahabeleri,,, Madai Krizantem,, “Son bahar japonluğu,, eserlerini yazdı. Zaman bulduğu vakit yazmağa devam etti. ği “Bir çocuğun romanı,, nda ço- cukluk hatıralarını topladı. 1889 yılmda Fasa gitti. 1892 yı- lında akademiye girdi. 1894 te Mı. sırdan Akkabe görfezine, oradan Kudüs'e gitti ve çöl, Kudüs "Galil. ya,, eserlerini yazdı. Yiyer Loti öldükten sonra evi gezilirken oğlu Viyö, bir halı hakkın D da şöyle demişti: — Bu halt babama Ankaradan gönderilmişti. Babam bu halıyro ka dar severdi ki, üzerine basılmaması için toplatmıştık. O şarkı seviyordu. Onu şarka bağlıyan henüz bizim bilmediğimiz pek kuvvetli rabrtalar vardı. Loti için bizde çokşey ya- zıldı. Gençliğinde hiçbir meslekte karar kılamadıktan sonra bahriyeyi tercih eden ve bahriye t iken edebiyatta sevilen Piyer Loti- nin İstanbulu sevmesi o vakit bü- yük bir nimet sayılmıştı. Niçin? eser İerini seyretmekten zevk duymıya- cak birini tasavvur etmek mümkün müdür?. İstanbul için, Türklük için yazan Loti mi var? Hayır.. Fakat Loti- BETCİYE YAKLAŞTI Yazan : Niyazi Anm 14 sene evvel buği Piyer Loti öldü Hayatı - Eserleri - Istanbula gelişi - Oğlu |a nüfuz etti. Kendisini 4 O kadar ki başımıza bir de Loti Türkiyesi,, diye bir ad çık lar — Piyer Loti Türklüğü müt eder yazılar yazdı. Feşle 4 Fesle resimler çıkararak, evîn';â kâri köşeler yaparak, hatta m taşları, cami mihrablarını oda kadar sokarak esrarengizleşmel tedi. Piyer Loti cemiyeti onun münde şu taziyeyi neşretmiştir.: — | “Ölüm her fani için m  bir akıbettir. Piyer Loti öldü. lerin büyük dostu. Kara gün vı kârı, Türk ve müslüman dünyaş musallat olan zulüm ve gayza ki kükriyen hak ve hakikat müda ecel ve zulüm mücahedesinin *& zaferi arefesinde, hayata veda O yaratıcı kaleminin müstes — kudretiyle manzaralara renk, hişli — incelik, vakalara can veren bir ed — Fransız edebiyatının da kitabesi adını asırların silemiyeceği kadar rin hâkketmiş bir üstad, âlemşüm şöhretli bir dahi idi. Fakat onun vi lığının bütün bu şan ve şerefin fe kinde, en büyük manası mazlumı hakkını bütün bir sağır dünyaya ha kırmak, bu uğurda tek başmna cihar meydan okumaktır. Piyer Lotinin ölümü Türkler içi milli bir. matemdir. Bu matemi acısını derin derin duyan cemiyet miz bütün milletdaşlarına taziye v büyük dostun bütün Türk âlemi içii mukaddes olan hatırasmı - her man şükran ve minnetle mul etmeği kendisine ülvi bir vazife lâkki eder.,, Operatör Üroloğ Doktor Süreyya Atamal Beyoğlu İstiklâl caddesi Parmakkap Tramvay dürağı No, 121 birinci kattaki Muayene hanesinde hastalarını her- gün saat 16—20 arasında kabul eder. HABER AKSAM POSTASI DARE EVİ Ğ istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu * İstanbul 214 Telgraf adresi . istanbul HABER Yazı işleri telofonu - 22072 idareveliân 2 ( 24870 ABONE ŞARTLARI Türkiye Eenebi Benelik Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) matbaası EHŞETİ SEYRE Rüna CEEDİ v